• Haberler
  • Gündem
  • Geleceğimiz için elbirliği yapalım – Kocatepe Gazetesi

Geleceğimiz için elbirliği yapalım – Kocatepe Gazetesi

Afyonkarahisar Yerel Tarih Araştırmaları Merkezi’nde Afyonkarahisar sohbeti gerçekleştirildi. Sohbette konuşan Araştırmacı İrfan Ünver Nasrattınoğlu, geçmişle günümüzü karşılaştırdı. Afyonkarahisar için şimdiye kadar pek çok çalışmaya imza atıldığını belirten Nasrattınoğlu, “Afyonkarahisar’da müşavere kültürü kalmamış. Afyonkarahisar, Afyonkarahisar’ın geleceği için elbirliği yapmalıyız. Yapılacak çok iş var Afyonkarahisar’da. Neler yaptığımız ortada. Yapılamayan ya da bilmediğimiz şeyler var. Ben 80 yaşıma [&hellip]

Afyonkarahisar Yerel Tarih Araştırmaları Merkezi’nde Afyonkarahisar sohbeti gerçekleştirildi. Sohbette konuşan Araştırmacı İrfan Ünver Nasrattınoğlu, geçmişle günümüzü karşılaştırdı. Afyonkarahisar için şimdiye kadar pek çok çalışmaya imza atıldığını belirten Nasrattınoğlu, “Afyonkarahisar’da müşavere kültürü kalmamış. Afyonkarahisar, Afyonkarahisar’ın geleceği için elbirliği yapmalıyız. Yapılacak çok iş var Afyonkarahisar’da. Neler yaptığımız ortada. Yapılamayan ya da bilmediğimiz şeyler var. Ben 80 yaşıma geldim, hâlâ bir şeyler öğreniyorum” dedi.


BENİM İÇİN YANIYOR
Afyonkarahisar’ın kendi değerlerine sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Nasrattınoğlu, şehrin Ali Çetinkaya için duyarlılığın artmasını diledi. Nasrattınoğlu, “Ali Çetinkaya’nın ismi silinmek isteniyor. Benim içim yanıyor. Allah’a inanıyorsa bir adam, Atatürk’e de Ali Çetinkaya’ya da dil uzatamaz. Gazetede okudum. 4 genç basın toplantısı düzenlemiş, ‘Ali Çetinkaya’nın isimleri sokaklardan, caddelerden kaldırılsın’ diyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Neden diye soruluyor. ‘Çünkü Ali Çetinkaya imam astı’ deniyor” ifadelerini kullandı.
KANUN İDAM DİYORSA İDAM
Tarihi gerçeklerin, anlatılanlardan farklı olduğunu belirten Nasrattınoğlu, 15 Temmuz darbe girişimini bu konuda örnek gösterdi. Nasrattınoğlu, “Ali Çetinkaya’nın imam astığı falan yok. Ali Çetinkaya’ya dosyalar geliyor. Atatürk’e suikast girişimi var. Mahkeme Başkanı Ali Çetinkaya. Mahkemeye çıkartılıyorlar, inkar etmiyorlar, deliller de var. Hâkim ne ceza verecek? O zamanki yasa ‘idam’ diyor. 15 Temmuz’da hiçbirimizin tasvip etmeyeceği olaylar cereyan etti. Hepimiz onun karşısındayız. Yakaladık, attık içeriye. Hâkim, kanun ne derse o cezayı verecek. İdam olsa idam verecekti, idam olmadığına göre müebbet hapis verecek. Ali Çetinkaya’nın yaptığı bu. Ben son zamanlarda Ali Çetinkaya’nın anıldığını görmüyorum” şeklinde konuştu.
ATATÜRK’Ü SORUP OY VERELİM
Kime oy verileceği hakkında “Atatürk” ile ilgili soruların rehberlik edeceğini söyleyen Nasrattınoğlu, “Atatürk hakkında ne düşünüyorsun deyip oy vermeliyiz. Atatürksüz Türkiye olur mu? En büyük Türk, Atatürk. Ben nasıl sileyim ki? Ben istemesem dünya biliyor. Atatürk’e dil uzatamayanlar Ali Çetinkaya’ya dil uzatıyor. Ali Çetinkaya’nın pek çok yönü var. Bankacılık, kooperatifçilik yönü var” dedi.

ESKİ OYUNLAR NASILDI?
AYTAM’daki Afyonkarahisar Sohbeti’nde Afyonkarahisar’daki eski çocuk oyunları hakkında da görüş alışverişinde bulunuldu. İşte çocuk oyunları hakkında yapılan konuşmalar:
AKILLI TELEFON KULLANMIYORUM
-İrfan Ünver Nasrattınoğlu: Çocuk oyunlarını tekrar başlatabilmek zor olsa gerek. Bir otobüste seyahat ediyoruz, Ankara’dan bu tarafa elinde telefon. Ben bir ara evde akıllı telefonları yasaklamaya çalıştım. Akıllı telefon kullanmıyorum, akılsız telefon kullanıyorum. Çocuk oyunlarını zorla oynatamazsın ki. Folklorün pek çok dalı gibi çocuk oyunları da kaybolmaya başladı.
BURSA’DA “YAĞ SATARIM, BAL SATARIM” OYNADIK
-Gülenay Yalçınkaya: Kızlarım Bursa’da, Mudanya’da. Bir parka gittik. Çocuk dolu ama kimse oynamıyor. Torunum da oynamak istiyor ama oynamıyor. Aldım torunumu ‘Yağ satarım’ oynamaya başladım. Çocuklar geldi, ben de insanları unutmuşum, ben de oynamaya başladım. Bütün parktaki insanlar güleryüzle o anı izlemişler. Keşke onlar da gelselerdi. Grup oyunlarından yavaş yavaş bireysel oyunlara doğru gidiliyor. Çocukluğumuzda mevsimsel oyunlar da vardı.
OYUNLARDA GÖREV PAYLAŞIMI VARDI
-İbrahim Yüksel: Telefon kullanan çocuklar için çocukları değil, biraz da anne-babaları suçluyorum. Çünkü çocuklar telefon kullandığında, anne-baba televizyonun karşısına geçip rahatça istediklerini izleyebiliyorlar. Bizim çocukluğumuzdaki oyunlarda, görev paylaşımı yapılıyordu. Ona göre sorumluluğumuz vardı. Bir yanlış yaptığımızda kulağımız çekilirdi, eve geldiğimizde kulağımız��n çekildiğini söyleyemezdik. Evde ‘Hangi yanlışı yaptın da kulağın çekildi’ denilip tekrar kulağımız çekilirdi.
MAHALLENİN YAPISI ÇOCUK OYUNUNA MÜSAADE ETMİYOR
-Kadir Altınkaya: Biz mahallede oynarken mahallenin yapısı da buna müsaade ederdi. Mahallelerin bir meydanları vardı. Şimdi mahallelerin yapısı da buna müsaade etmiyor. Tepsi taşıyan bir kadına bilerek çarptık, ağzıaçık ve bükmeleri paylaştık. Ama kadından hiç azar işitmedik. Adine Pilavı’nı pişiren 3-4 yaşlı kadınımız vardı. Her şeyi bırakır, o pilav için uğraşırdı. Çocuk oynamak ister, nerede, kiminle oynar, kim bunu teşvik eder. Ebeveyn olarak da bunu kaybetmiş durumdayız. Çocuğumuzla oynamayınca çocuk kiminle neden oynasın? Çocuklarla en son ne zaman boğuştuğunu soruyorum babalara, ‘Boğuşmadım’ diyor. Yurtdışında, 1600, 1700’lü yıllarda bırakılan parklara kimse 1 metrekare yapı yapmamış. Mahallelerin ortalarında inanılmaz büyüklükte yeşil alanlar var. Bu alanları da mahalleli temizliyor. >> Murat ARISOY’un ÖZEL Haberi

Bakmadan Geçme