'Gazze Ruhu İle Kendi Nefsinden Başka Gündemi Olmayan Ruh Her Zaman Farklı Olacak'
AFSÜ Tıp Fakültesi öğrencisi Furkan Altıntaş, Gazze ruhu ile kendi nefsinden başka gündemi olmayan ruhun her zaman farklı olacağını vurguladı.
Sessiz Hekim Yürüyüşü 25’inci haftasında bugün öğleden sonra Gedik Ahmet Paşa (İmaret) Camii önünden Zafer Meydanına kadar devam etti. Yürüyüşün ardından Afyonkarahisar Tıp Fakültesi (AFSÜ) Tıp Fakültesi öğrencisi Furkan Altıntaş açıklama yaptı.
“GAZZE MÜCADELE RUHU İLE KENDİ NEFSİNDEN BAŞKA GÜNDEMİ OLMAYAN RUH HER ZAMAN FARKLI OLACAK”
AFSÜ Tıp Fakültesi öğrencisi Furkan Altıntaş, terör rejimi İsrail’in 7 aydır devam ettirdiği zulüm ve saldırılara rağmen Gazzeyi terk etmeyip mücadele edenleri ve hastaneleri yurtları bekleyen onurlu hekim ve sağlık çalışanlarını selamlayarak sözlerine başladı. Altıntaş, “Yedi aydır devam eden vahşi zalimlerin tüm zulümlerine sabreden onurlu Gazze halkına selam olsun. Tüm zorluklara ve imkânsızlıklara rağmen, aç, bi-ilaç, can tehlikesi içerisinde olmasına rağmen hastaları için var gücüyle çalışan Gazze’nin şerefli doktorlarına ve sağlık çalışanlarına selam olsun. Tüm acılara rağmen sabreden, narkozsuz tedavi olan, kan revan içinde hastane köşelerinde yatan Gazze’deki hastalar şifa bulsun. Gazze için mücadele eden ruh ile kendi nefsinden başka bir gündemi olmayan ruh her zaman farklı olacaktır. Çünkü insanlık, vicdanın sesine kulak verenlerin omuzlarında yükselir ve bu yolculukta kararlılıkla ilerleyenler, geçmişin karanlığını aydınlığa dönüştüren ışık olurlar. Gelecek, adil bir dünya için çaba harcayanların omuzlarındadır ve bu çaba, mahşeri vicdanda sonsuza dek yankılanacaktır. Türkiye’deki hekimler ve sağlık çalışanları olarak Sessiz Yürüyüş’ümüzün 25. haftasında Gazze için sesimizi yükseltmeye devam ettiğimizi ve edeceğimizi belirtmek istiyoruz.” dedi.
“SALDIRILAR ULUSLAR ARASI ALANDA YAPTIRIMA MARUZ KALMADI”
“Yaklaşık bir asırdır Filistin’i işgal eden siyonist rejim, o topraklarda sistematik bir şekilde katliamlar yapmaktadır. İnsanları yurtlarından zorla sürgün ederek mal varlıklarına el koymaktadır.” diyen Altıntaş, “İşgalci İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren 7 aydır devam ettirdiği saldırıları neticesinde 35 bin kişi şehid oldu. Yüz bine yakın kişi ise yaralandı. 19 binden fazla çocuk ise yetim kalmıştır. İsrail’in Gazze’de bulunan hastanelere yönelik saldırıları katliamlara dönüşmüş, ancak söz konusu saldırılar uluslararası alanda henüz bir yaptırıma maruz bırakılmamıştır. Saldırılardan önce Gazze’de yaklaşık 35 hastane bulunmakta iken şu anda Gazze’nin kuzeyindeki hastanelerin tamamı ve güneyindeki hastanelerin çoğu sağlık hizmeti veremez durumda. Bugünlerde Gazze’de ayakta kalan ve hala çalışmaya devam eden yalnızca 3 hastane mevcut. Bunların da sadece 2’sinde aktif olarak ameliyat yapılabiliyor. Hastanelerin bazıları bombalanarak tahrip edilmiş, bazılarının içindeki cihaz ve malzemeler parçalanarak kullanılamaz hale getirilmiş ve birçoğu da çalışan, 6 aydır maaş almadan çalışmaya devam eden doktor ve sağlık görevlilerinin şehit edilmesi, tutuklanması veya göçe zorlanması nedeniyle sağlık hizmeti veremez hale gelmiştir. Özellikle Gazze’nin kuzeyindeki bazı hastanelerde hemen hemen hiç tıbbi malzeme kalmamış ve güney-kuzey arası bağlantı neredeyse tamamen kesildiğinden malzeme tedarik edilemez hale gelmiştir.” diye konuştu.
“GAZZE HALKI ABLUKA ALTINDA AÇLIĞA MAHKUM EDİLİYOR”
AFSÜ Tıp Fakültesi öğrencisi Furkan Altıntaş, şunları kaydetti: “Gazze’nin kuzeyindeki en büyük hastane olan Şifa Hastanesi bombalandı ve hizmetdışı kaldı. Gazze’nin güneyindeki en büyük hastanesi olan El-Nasır Hastanesi bombalandı ve hizmetdışı kaldı. Gazze halkı abluka altında açlığa mahkûm ediliyor. Bombaların, kitle imha silahlarının dehşetinden kurtulabilen insanlar, yetersiz beslenmenin, susuzluğun, salgın hastalıkların pençesinde ölüme mahkûm ediliyor. Gazze’deki durum, tam anlamıyla bir soykırımın acımasız yüzünü gösteriyor. İsrail, Gazze’yi bir toplama kampına dönüştürmüş, insanlar için güvenli bir liman aramaları imkânsız hale gelmiş, son sığınakları olan hastaneler dahi bombalanarak insanlık dışı bir vahşete imza atılmaktadır. Bu vahşete sessiz kalmak, insanlığın vicdanını ayaklar altına almak demektir. Gittikçe zalimliği ve zulmü artan İşgalci İsrail’e diyoruz ki zalimin sonu yaklaştıkça zulmü artar ve daha da azgınlaşır, senin de sonun yaklaştı, geçmişteki tüm zalimler gibi senin de tarihin kara sayfalarında adın geçecek ve lanetle anılacaksın. Bugün senin zulmüne susanlar, senin yanında olup yardımcın olanlar da ilerde utancından kaçacak delik arayacak ve yargılanmaktan kurtulamayacak.”
“GAZZE KAZANDI, KAZANIYOR, KAZANACAK”
Altıntaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Geriye dönüp bakıldığında, çaba gösterenlerin gönülleri huzur bulacak, diğerleriyse vicdan hapishanelerinde ömür tüketmek zorunda kalacaklar. Biz Gazze’yi unutmadığımız, unutturmadığımızda, imkân olursa gemilerle kardeşlerimizin yardımına koşup, elimizden geleni yaptığımızda, imkân ve şartlar müsait olmadığında; Eylem ile yüreğimizdeki ateşi diri tuttuğumuzda, zulmedenlerin hangi akıbete uğrayacaklarını göreceklerini haykırdığımızda, dua ile Allah’dan yardım, sabır ve metanet dilediğimizde, bokotu gevşetmediğimizde, alışkanlık haline getirdiğimizde sevinenler mazlumlar olacak. Bebeklerin çığlıklarının dünya devletleri tarafından duyulmadığı, 7-8 yaşlarında çocukların yetim kaldığı, annelerin bebeklerine süt bulamadığı, yardım gönüllüleri, sağlık çalışanlarının ve hastanelerin birincil hedef olduğu Gazze kazandı, kazanıyor, kazanacak. Bu minvalde tüm hekimleri, sağlık çalışanlarını ve bütün vicdan sahibi insanları harekete geçmeye, bu onurlu yürüyüşte yer alarak zulme karşı durmak adına Sessiz Yürüyüş kervanımızda ses olmaya davet ediyoruz. Kanıksamayacağız, normalleştirmeyeceğiz. Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız.”