Gazeteciler de dahil, ahlak herkes için geçerlidir!

Ahlakın gazeteciler de dahil herkes için geçerli olduğunu söyleyen Basın İlan Kurumu İl Müdürü Selami Çalışkan gazeteciliğin ayrıcalıklı insan olmak, kuralları hiçe saymak anlamına gelmediğini belirtti. Çalışkan, gazetecinin isterse insanı ipe götürüp, isterse ipten alacağını vurguladı

(Dünden Devam) Gazete sahipleri ya da yöneticilerinden daha çok, bizim gibi sahada olan aktif çalışanların, gençlerin size göre kusurlarımız, eksiklerimiz, artılarımız var mı? Bir meslek büyüğü ağabeyimiz olarak bizlere telkin edebileceğiniz birşeyler var mı?
Ben Afyon gazetecileri ile ilgili değil de başka bir ille ilgili duyduklarımı paylaşmak isterim. O ili basın danışmanı basın mensuplarının kılık kıyafetlerine, tavırlarına hiç dikkat etmediklerini özellikle protokol yanında bu hassasiyetin olmadığını söyledi.
Sözünü ettiğiniz bu durum Afyon’daki basın mensupları içinde geçerli mi?
Ben olumsuz bir şey söylemek istemiyorum. Afyon’da çok şık giyinip kılık kıyafetine, tavırlarına dikkat eden basın mensuplarımız var. Türkiye Gazetesinde muhabirlik yaparken rahmetli Enver Ören şunu söylüyordu, “Muhabir arkadaşların parası yoksa biz takım elbise alalım.” derdi. Takım elbise giyip, kravatlı, ayakkabılarımızın mutlaka boyalı olmasını, traşlı olmamızı isterdi. Hatta bizi bu hassasiyetimiz nedeniyle bir maaş ikramiye ile ödüllendirip jest yapmıştı. Allah gani gani rahmet eylesin. Afyon’daki genel durumdan hoşnudum. Bir yaramazlık yok. Yaramazlık yapanlar olursa da onlar kendilerine zarar verirler.
Siz daha çok toparlayıcı, incitmeden, kırmadan iş yapma tavrını benimsemiş bir duruş sergiliyorsunuz. Bunun özel bir nedeni var mı?
BİK Genel Müdürümüz Sayın Mehmet Atalay bizlerden böyle olmamızı istiyor. Bulunduğunuz yerde hayırlı işlere önderlik yapın. Ama siyasi şeylerle uğraşmayın diyor. Gazetelerin yayın politikalarını biz yönlendiremeyiz. Bu bizim görevimiz değil. Basın Ahlak Yasasına uymayan olursa biz onu genel müdürlüğe bildiririz gereği yapılır. Gerekli yaptırım yapılır. Bizim görevimiz yaptırım uygulamak değil, şikayet dilekçelerini genel müdürlüğe göndermektir.
Afyon’daki yayın organı sayısının fazla olduğunu düşünüyor musunuz? Şartlara ve nüfusa göre?
Bunu bir araya geldiklerinde gazete sahipleri de söylüyorlar. Şu sayıya inmesi lazım deniyor. Ama kimse elindeki gazeteyi kapatma noktasında fedakarlık etmiyor. Bilindiği üzere ben göreve başladıktan sonra iki gazetemiz kapandı. Onlar resmi ilan haklarını diğer gazetelere devir ettiler. Şu anda böylesi birşey görünmüyor. Bu durumu gazete sahipleri telaffuz ediyorlar. Biz kurum olarak gazete sayısı şuna insin demek gibi bir yetkiye sahip değiliz. Ben bunu hiç telaffuz etmedim ama bir gazete benim ağzımdan böylesi bir haber yaptı. Ben kendilerine söyledim. ‘İstersen ağabey bunu tekzip edelim.’ dediler. Şuyu vukuundan beter olur diyerek o nedenle gerek görmedim.
Sahada ki aktif çalışanlara önerileriniz neler?
Kamu ya da özel sektör her kim ve nasıl bir yapı olursa olsun öncelikle haber yaptığınız kişi ya da kişilerin yerine kendinizi koymanız şarttır. Empati şart. İnsan olduğunuzu, her an herşeyin başa gelebileceği gerçeği, sorumluluk duygusu ile hareket etmek önemlidir. Ne iş yaparsanız yapın insan olunduğunu, ahlaki değerlerin gözardı edilemeyeceği unutulmamalı.
Gazeteci denildiğinde toplumun genel bakış açısı maalesef iyi değil. Mesleki saygınlığın tesisi ve korunmasında izlenecek yol sizce nedir?
Bize rahmetli Enver Ören’in nasihatlarından bir tanesi de eğer bir yerde sıra varsa öne geçmememizdi. Gazeteci yaşamı, tavrı, kılık kıyafeti ile örnek kişi olmak zorundadır. Eleştiri hakkının baki kalması için eleştiri konusu olmaktan kaçınmalıdır. Mesleki itibari meslektaşlarımız çaba göstererek kazanıp koruyacaklar.
Gazetecinin basit ya da küçükte olsa hediye kabul edilmemesi daha mı etik olur?
Hediye noktasında hediye verilenin hediyeyi reddetmesi doğru ve şık bir davranış değildir. Ama kişi talepkar olursa işin rengi değişir. Suistimalden uzak durulmalı, taviz verilmemeli, hediyenin mali değeri yüksek ise hediye veren yapılacak haberlerde kollanmak gibi bir yaklaşımda olursa o zaman iş etiği devreye girmelidir. İnsanların özel hayatlarına, mahremlerine girmemeye özen gösterilmeli. Mesela ben dinleme ve görüntüleme olayından çok rahatsızlık duyarım. Yakın geçmişte bir siyasi liderin siyasi hayatı bitirildi. O kişi aynı zamanda torun sahibi bir dede idi. Malum görüntülerin yayınlanması çirkin bir olaydı. Bunu yapanlar o iş başlarına gelmeden can vermezler. Bu tür şeylerin yayınlanması gazetecilik ahlakı ile insanlıkla bağdaşmıyor. Allah’ın ayıpları örtün emri var. Herkes gibi gazeteci de ahlaklı olmalı. Ahlak herkes için geçerlidir. Gazetecilik ayrıcalıklı insan olmak, kuralları hiçe saymak değildir. (Son)
Selami Çalışkan kimdir?
Selami Çalışkan 1956 yılında Bayburt’ta dünyaya geldi. İlkokulu Bayburt’ta okuyan Çalışkan, bir süre Gümüşhane İmam Hatip Orta Okulunda okudu. Eğitim hayatına Trabzon’da devam eden Çalışkan, İstanbul İmam Hatip Okuluna şair Necip Fazıl Kısakürek’in desteği ile geçti. Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ile aynı okuldan mezun olmanın onurunu yaşadığını belirten Selami Çalışkan, İstanbul Yüksek İslam Entitüsünü (Marmara İlahiyat Fakültesi) bitirdi. Üniversite eğitimini gündüz çalışıp gece okuyarak tamamlayan Çalışkan, 1982 yılında mezun oldu. Son Havadis Gazetesi, Milli Gazete, 9 yıl süre ile Türkiye Gazetesi’nde, Kanal 7, TV 5’de çalıştı. On yıl Milli Gazete Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü görevlerini yapan Çalışkan, Numan Kurtulmuş’un SP’den ayrılması akabinde Milli Gazeteden ayrıldı. Yeni Söz isimli gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğünü yapan Çalışkan, halen Afyonkarahisar BİK Müdürlüğü görevini yürütmektedir. Selami Çalışkan, evli ve 3 çocuk babasıdır.