FUTBOLUN DÂHİ LİDERLERİ VE ALEX FERGUSON

Son birkaç haftadır ülkemizdeki futbol maçlarından sonra (profesyonel olsun amatör olsun) içlerinde tanınmış teknik adamlarında bulunduğu onlarca antrenör takımlarından ayrılmak zorunda kaldı: Kaleci hatalı çıktı, antrenör gitti, hakem penaltı çaldı, antrenör gitti, oyuncu kırmız kart gördü antrenör gitti… Daha pek çok örnek vermek mümkün.. İşin en ilginç yönü, maçın başında övgüler düzülen, tribünlere çağrılan kimi hocalar 90 dk sonra ıslıklanıp yuhalanıyor, “istifa istifa” diye bağrılıyor.. En az bir iki yıllık sözleşmeler yırtılıp atılıyor… Bu gibi olaylara sıkça tanık oluyoruz yıllardır… Takımlarının başında uzun süre çalışabilen antrenörlerimiz bir iki istisna dışında pek yok..
Bizdeki futbol antrenörlerini anlatan biyografik eserler yok maalesef.. Onların antrenörlük yaşamlarını, futbol felsefelerini, hayata, olaylara ve topluma bakışlarını anlatan..
Futbol antrenörlüğü veya herhangi bir spor dalında antrenörlük yapan –yapacak herkesin okursa kendine ait bir şeyler bulabileceği, ders alabileceği, yeni bilgiler devşirebileceği, kişisel gelişim kitaplarından Mike Carson’un yazdığı “futbolun dâhi liderleri” ile Michael Moritz tarafından kaleme alınan biografik bir eser “LİDERLİK-Alex Ferguson” adlı kitaplar, benim vazgeçilmezlerim arasındadır. Alex Ferguson, Walter Smith, Jose Mourinho, Arsene Wenger, Carlo Ancelotti, Roberto Mancini, Roy Hodgson.. Futbol dünyasının, özellikle futbol antrenörlerinin tanıdığı, en azından adlarını duydukları futbol adamları bunlar… Hepsinin ayrı bir hikâyesi var; ancak benzer zorluklar ve sorunlarla savaşmışlar, benzer hedeflere yürümüşler ayrı ayrı yollardan….
Bu dâhi liderlerden Alex Ferguson. “Benim işim, insanlara imkansız diye bir şey olmadığını anlatmaktı. Lider ile yönetici arasındaki fark, tam da budur” diyen bir futbol lideri… Genel kültürü, gözlem ve yaşam deneyimleri, olaylara, insanlara bakışı ile de aydınlık bir kafa ve ruha sahip olduğunu kitaptan anladığımız Ferguson, antrenörlere “uzun vadeli plan yapın” diyor ve bu planı gerçekleştirmek için şu beş ilkeyi öneriyor: 1. Sağlam ve keskin kararlar alın. 2. Bilgi depolayın ve bunu paylaşın. 3. İnsanlara odaklanın ama duygusallıktan uzak durun. 4. Geçmişi bırakıp geleceğe bakın. 5. Yeni kuşaklara yatırım yapın…
Futbol yaşamı boyunca bu ilkeleri hayata geçirmek için mücadele eden bu dâhi lider, bilginin ve çok çalışmanın önemine her zaman inanan bir futbol adamıdır. Çünkü bilgi ve çok çalışma, Ferguson’u başarıya ulaştıran faktörlerdendir.. Uzmanlığı, çalışma ahlakı, sadakati ve coşkusu dâhi bir liderlik kapılarını aralamıştır ona.. Bilgi sahibi olmadan liderlik yapmak zordur. Bir işin temeline dâir derin bilgiye sahip olmak, saygıya yol açar ve isabetli kararlar vermeyi sağlar… Nitekim kulübün mâli ve idâri yapısının eksikliklerini gidermekle başlar işe Ferguson: “İnanıyordum ki birinci kısmı doğru düzgün yaparsak ve insanlar sabırlı olursa, sonunda EN İYİ TAKIMA SÂHİP OLABİLİRDİK. SADECE BİR GECELİK BAŞARI OLMAMALIYDI BİZİMKİSİ”
“Şeyh Mansur adında bir Arap Şeyhi, Mancherster City’i alınca (2008) Robinho’ya otuz iki buçuk milyon, o günden sonra da kulübe yaklaşık altı yüz milyon sterlin harcama yapar; fakat yıpranmayı önleyemez. “Para ile kısa vadeli bir başarıyı satın alabilirsiniz ama uzun vadede işe yaramaz bu. Bu iş sabır ve dört başı mamur bir organizasyon ister.” Diyor Ferguson…
Ferguson: “Sistemimizin en önemli kısmı antrenmandı. Bir cumartesi öğleden sonra yaşanan her şey, (MAÇ) daha önce antrenman sahasında vuku bulmuş olurdu. Yeniden teknik direktör olarak işe başlasam en çok odaklanacağım şey, futbolcunun antrenmandaki tutumu olurdu… Bir futbolcu tembelliğe yatkınsa uzun vâdede başarıyı asla yakalamayacak demektir. Asıl işin yapıldığı yer antrenman sahamızdı.” diyor….
“Sir” ünvanlı teknik direktör Alex Ferguson, Manchester United’ın başında geçen 29 yılda; 13 İngiltere Premier Lig şampiyonluğu, 5 İngiltere Federasyon Kupası, 4 İngiltere Lig Kupası, 10 İngiltere Süper Kupası, 2 UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, 1 UEFA Kupa Galipleri Kupası, 1 UEFA Süper Kupası, 1 Kıtalararası Kupa ve 1 de FIFA Dünya Kulüpler Kupası’nı elde etmeyi başardı; bu sayede dünyanın en başarılı teknik adamı olarak futbol literatürüne geçti..