Nöbetçi Eczaneler
Bir gazetenin spor sayfasından alıntıladım yazımın başlığını.. Ülkemizde ve Avrupa’da geçtiğimiz hafta hatta ondan önceki günlerde de oynanan maçlarda, sonuçları itibariyle gerçekten bir “çılgınlık süreci” yaşandı..
Özellikle son on beş yirmi yıldır futbolda yükselen tempo ve oyun hızı ile birlikte kalite ve tarz olarak gelişen ve mükemmelleşen teknikler, artan fiziksel performans ve artan rekabetle birlikte strateji ve taktik yaklaşımlar önem kazanmıştır.. Oyun ve oyuncular tüm zamanlardan daha iyi bir durumdadır artık… Topun oyunda kalış ve oyuncuların topla oynama süreleri daha arttı; oyuncular daha becerili, daha hızlı, daha çabuk, daha güçlüler bugün.. Ancak takımlardaki bu olumlu gelişme ve değişmelere rağmen futbolun doğasındaki “önceden bilinmezlik ve sürpriz” olgusu tam anlamıyla yaşandı geçen pazar..
Pandemi nedeniyle maçlar seyircisiz oynanıyor.. Avrupa’daki ve ülkemizdeki maçları TV’den izleme imkânımız var; ancak seyircisiz de olmuyor ki. Seyirci deyince çağrışım yaptı; seyircisizlik, geçen sezon Başakşehir takımına büyük avantaj sağlamıştı bu sezon dört maçta hiç gol atamamış ve bir puanla 21. sırada..
BJK, Konya’ya 4-1 yenildi önceki hafta; bu bu hafta da gönlümün takımı Gençler’den bir gol yiyerek mağlup oldu.. Sergen Yalçın’a övgüler düzen kalemler ve sesler ters yöne işlemeye başladı.. Üç maçtır gol yemeyen Hatay, Alanya’ya 6-0 yenilerek “topun yuvarlak olduğunu“ anladı..
Lige iyi başlayan GS, Rangers maçında tekleyip elendikten sonra Kasımpaşa’ya da yenilince Fatih Terim’e yöneldi oklar.. Eleştiriler genellkle şöyle: Örneğin Rangers maçında oynayan Feghouli, Falcao, Babel üçlüsünün yaşları toplamı 100 iken Rangers’in ileri üçlüsünün yaş toplamı 68.. Rangers’in sol açığı Kent 23 yaşında, Babel 34… Nitekim Kasımpaşa maçında Arda (33) ve Fegghouli (31) çıktı yerlerine Falcao (34) ile Babel (34) girdiler ve sahada dolaştılar.. (Hemen belirteyim ki ben yaşlı genç yerine iyi kötü futbolcu nitelemesini daha uygun buluyorum.. Nice 35’likler bilirim ki gençlere taş çıkarırlar) Bir de maçın son dakikalarında Fatih Hoca’nın soyunma odasına gidişini yanlış buluyorum.. Her ne olursa olsun takımın sorumlusu sensin, hazırlayan kadroyu yapan, hamleleri yapan sensin…
FB., Karagümrük karşısında ilk gole kadar süperdi; sonra kadrosunda bir Türk futbolcu bulunan Karagümrük aldı sazı; ancak bireysel yetenek çıktı ortaya ve galibiyete ulaştı FB.. Kadro son yılların en yeterli ve geniş kadrosu.. İkincilik başarısızlıktır Fener’e..
Ülkemizdeki maçlar böyleydi; Avrupa’da şimdiye kadar pek görülmeyen oyun ve skorlar da ilginç.. İngiltere’de iki efsane takım tarihi iki hezimet yaşadı. Tottenham, Manchester United’i kendi sahasında &-1 yendi.. Tottenham’ın hocası Morinho, daha önce Manchester’i çalıştırmıştı..
Aston Villa, geçen yılın şampiyonu Liverpool’a 7 gol attı.. Maç bitince Liverpool’un hocası Jürgen Klopp, önce hakemleri kutladı, sonra Aston Villa’nın hocasını ve rakip takımın bütün futbolcularını kutladı.. BÜYÜK HOCA budur işte..
Almanya’da Bayern, Hertha’yı 4-3 yenerken yedi golün dördü son 19 dakikada atıldı.. Dört gölü de son gol penaltıdan olmak üzere Lewandowski attı.. İtalya’da Atalanta, Cagliari’yi 5-2 ile geçti.. Atalanta 3 haftada 13 golle lider…
Özellikle üst liglerde birkaç yıldır kimi hocalar transfer üstüne transfer istiyorlar; Bu olmadı “o” “o” da olmadı “şu”…Neredeyse sağ ayakla gol atan, kafa ile gol atan, penaltı kurtaran futbolcular talep edecekler.. Bu konuyu gelecek yazımlarımda işlemek istiyorum..
Hoşça kalın…
