FUTBOLDA 2X2 =?

Heyecanlı, sürprizli, stresli soluk soluğa bir hafta daha yaşadı profesyonel futbol takımlarımız.. Her futbol liginde yaşanır buna benzer süreçler amatör futbol da bundan soyutlanamaz; özellikle GS-FB, BJK-Trabzon, Rize- Başakşehir, Kasımpaşa-Denizli maçları bir de Eskişehir –Hatay maçı belleklerde yaşayacak uzun süre..
FB-GS maçı elbette ki uzun süre konuşulacak bir maçtı… Fatih Terim-Ersun Yanal rekabeti, oyun sistemleri, verilen, verilmeyen penaltılar, savunma hataları, kaçan goller… Televizyonların spor programlarında saatlerce tartışılıyor bütün bunlar; gazetelerin spor sayfaları haber ve yorumlarla dolup taşıyor üç gündür… Yeri gelmişken belirteyim, ben Metin Oktay ve Turgay Şeren hayranlığı yüzünden on, on iki yaşlarından beri GS taraftarıyım… GS’nin bu sezonki kadrosu özellikle ikinci yarıdan itibaren daha bir oturdu, bu ligi taşıyacak futbolcu sayısı başta hayli arttı.. Doğru futbolcular, doğru olanaklar, doğru zaman, doğru yöntemler, doğru uzmanlar doğru antrenman ve uygulamalarla hareket ediliyor ki bugünkü yüksek performansı yakalamış GS.. GS eğer şampiyon olursa büyük rolü olacak “yedek kulübesi”nin.. Topla oynama yüzdesi daha düşük GS’nin FB’ye göre; ancak 268 isabetli pas yapmış, isabet oranı % 82.. FB’de, isabetli pas sayısı 309, isabet oranı %79…
Maç sürecinde GS’nin daha iyi hazırlandığı, maçı kazanmak için daha kontrollü ve disiplinli oynadıklarını görüyoruz.. Ünlü basketbol antrenörü Bobby Knigth’in, “Bana kazanmak isteyen oyuncular vermeyin; kazanmak için hazırlanmak isteyen oyuncular verin” sözleri geliyor aklıma bu pozisyonları izlerken… Yeteneği olsa da kazanmaya odaklı yaklaşımı zayıf olan oyuncular sahip oldukları potansiyeli boşa harcamaya mahkumdurlar..
Maçtan sonra Ersun Yanal’ın istifası beklendi; ancak olmadı böyle bir ayrılış hâlen. Çok zor bir iştir futbol antrenörlüğü… Hele üst düzey takımlarda… On bire kadar saymasını bilen herkes antrenördür, her kafadan bir ses çıkar.. Takımdaki mevcut oyunculardan en yüksek düzeyde verim alma bir sinerji yaratma sanatıdır antrenörlük… Teknik taktik kondisyon ve mental kapasiteleri geliştirmek için kafa yormak bir ressamın fırçasıyla, bir bestecinin notalarıyla, bir şâirin sözcüklerle kompoze ettiği bir eser yaratmak ve bu eseri galerilerde, salonlarda, sahnelerde sergilemek gibi..
BJK-Trabzon maçında da kazanmak için varını yoğunu ortaya koyan bir takımdı BJK.. Ancak Vida gibi klas bir futbolcunun ve yanındaki stoperin pozisyon hatalarıyla iki puan bıraktı BJK, eski adıyla “Dolmabahçe-İnönü” yeni adıyla Vodafon Arena’nın ıslak çimenlerine ..
“İyi futbolcularla iyi futbol oynanır” tezine kim itiraz edebilir? Bütçeniz iyiyse, iyi, bir yönetim varsa tabii iyi kadro kurabilirsiniz. Peki bu yeterli mi? Günümüzde hemen her takım teknik –taktik kondisyon yönlerinden birbirlerine çok yakınlar… Bu durumda hangi antrenör futbolcularını olumlu bir yaklaşıma motive ederse, onlardaki duyguların gücünü sergilemeyi başarırsa o antrenör göğüsleyecektir ipi…. Sorumluğu paylaşan, dayatmacı olmayan, kabul ettirmeye dayalı uygulamalar yapan antrenör…
Üzüldüğüm maç sonuçlarından biri oldu Eskişehir’in Hatay’a yenilgisi.. Maçın sonuna doğru sol taç çizgisi yakınında gereksiz bir faul, Hataylı futbolcunun kafası Eskişehirli stoperin dizine çarpıyor ve gol.. Çok seviniyor Hatay takımı doğalıkla, Eskişehirli futbolcular diz çöküyorlar yeşil zemine.. “Yazık oldu“ diyorum kendi kendime.. Eskişehir’in onurlu ve fedâkâr mücadelesi izlenmeye değer..
Kasımpaşa-Denizli maçı sırasında eski sportif direktörü Nursal Bilgin’İn kalp krizi geçirdiğini söylüyor, spiker… Üzülerek öğreniyoruz ki vefat etmiş bu vefâlı Kasımpaşalı.. Allah rahmet eylesin..,
Takım sporlarında, özellikle futbolda 2×2= 4 etmiyor.. Bir kez daha gördük bunu …