• Haberler
  • Gündem
  • FETÖ'den asker, AKÜ mensubu ve Adliye personelleri yargılandı

FETÖ'den asker, AKÜ mensubu ve Adliye personelleri yargılandı

Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Paralel Devlet Yapılanması sorgulamasında haklarında silahlı terör örgütüne üye olma isnadıyla açılan kamu davalarında 21 Haziran Çarşamba günü dördü tutuklu, 14 sanık yargılandı. Tutuklular için tahliye kararı çıkmazken duruşmalar ileri bir tarihe ertelendi. Önceki gün öğleden sonra 13.00'de başlayan duruşmalar akşam saat 20.00'de tamamlandı.'DAHLİ YOK, SOMUT ŞEYLERE BAKILMALI'21 Haziran Çarşamba günü [&hellip]

Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Paralel Devlet Yapılanması sorgulamasında haklarında silahlı terör örgütüne üye olma isnadıyla açılan kamu davalarında 21 Haziran Çarşamba günü dördü tutuklu, 14 sanık yargılandı. Tutuklular için tahliye kararı çıkmazken duruşmalar ileri bir tarihe ertelendi. Önceki gün öğleden sonra 13.00’de başlayan duruşmalar akşam saat 20.00’de tamamlandı.
“DAHLİ YOK, SOMUT ŞEYLERE BAKILMALI”
21 Haziran Çarşamba günü ilk olarak TSK’dan ihraç edilen Afyonkarahisar İkmal ve Garnizon Komutanlığı’nda görevli eski Albay Personel Şube Müdürü Bülent Örmeci yargılandı. Tutuksuz yargılanan Örmeci’nin duruşması ileri bir tarihe ertelendi. Bülent Örmeci’nin duruşmasında; Yarbay A. M. B, Binbaşı A. T, ve Ş.A tanık olarak dinlendi. 15 Temmuz 2016 akşamı Sanık Bülent Örmeci’nin İkmal Albay Personel Şube Müdürü olarak görevli olduğunu, kendisinin de ona bağlı protokolden sorumlu subay olduğunu belirten Tanık Yarbay A.M.B, Örmeci’nin amiri olduğunu söyledi. 15 Temmuz darbe kalkışmasında Sanık Örmeci’nin bir dahli bulunmadığını dile getiren Tanık A.M.B, “Bireysel olarak somut şeylere bakılması gerektiğini düşünüyorum. Kendisinin bir terör örgütüne üye olduğunu gözlemlemedim” dedi.
“CERİDE MATBU EVRAK”
Mahkeme Başkanı, Sanık İsmet Gökhan Gülmez’in duruşmasında da tanık olarak dinlenen Yarbay A.M.B’ye harp ve barış ceridelerinin ne anlama geldiği sorusunu sorduğunu hatırlattı. Mahkeme Başkanı harp ceridesinin darbe kalkışmasından önce 15 Temmuz 2016 Cuma günü öğleden sonra saat 14.24 sularında tutulmaya başlandığını yineledi. Tanık Yarbay A.M.B, ceride tutulmasının Harekât Şube Müdürlüğü’nün görevi olduğunu belirtti. Ceride tutma saatlerini 00.00-23.59 olarak açıklayan Tanık A.M.B, “Harekât Merkezinde yürütülen tek bir ceride vardır. O ceridenin ne olduğuna bakılmaz. Savaş ve barış ceridesi ayrımı yoktur. Yapılan, yürütülen işlemler cerideye dâhil olur” diye konuştu. Mahkeme Başkanının “Bizim dosyamıza bir harp ceridesi geldi” ifadesi üzerine Tanık A.M.B, “Ceride matbu bir evraktır. Bizim için o kadar normaldir” cevabını verdi.
CERİDEYİ ASTSUBAY YÜREKLİ TUTTU
Mahkeme Başkanı, A.M.B’ye Afyonkarahisar’daki görev süresince kaç harp ceridesi tuttuğunu ve önceki duruşma tanıklığı sonrası birliğine döndüğünde ceridelere bakıp bakmadığını sordu. Her şubenin kendi ceridesini tuttuğunu kaydeden A.M.B, “Her şube kendi ceridesini tutar. Tutulan evrakın adı ceridedir. Sanık Bülent Örmeci ile 2,5 yıl beraber çalıştım. FETÖ gizli bir örgüt. İfşa olmamaya çalışan bir yapıyı tespite çalışıyorsunuz. 15 Temmuz darbe girişimi balıksırtı bir olaydır. Kimin kime silah çektiği net şekilde görülürdü. Burada böyle bir olay yaşanmadı. O güne kadar yani 15 Temmuz tarihine kadar tüm kameraların çalıştığını biliyorduk. Ama o gece nizamiye giriş kamerasının kaydı yoktu” şeklinde konuştu. 15 Temmuz 2016 tarihinde vuku bulan darbe kalkışmasında Afyonkarahisar İkmal ve Garnizon Komutanlığı’nda harp ceridesini tutan kişi olarak Astsubay Fırat Deniz Yürekli imzalı ceride Tanık A.M.B’ye gösterildi.
“BİZİ TUTAMAZLAR DELİL YOK DEDİLER”
Bülent Örmeci’nin duruşmasında Ş.A tanıklık yaptı. Örmeci ile geçmişte bir bağlantısı bulunmadığını dile getiren Tanık Ş.A, gözaltı süresinde Bülent Örmeci ile birlikte olduğunu beyan etti. Kendisinin 8 gün gözaltında kaldığını, Örmeci ile kaç gün kaldığını hatırlamadığını belirten Ş.A, askerler ve polisler arasında gözaltı sırasında ‘Bizi tutamazlar. Ellerinde delil yok’ şeklinde genel ifadeler kullanıldığını söyledi. Spor Salonu’nda gözaltına alındıklarını ifade eden Ş.A, orada yaklaşık 25 ile 30 kişi kadar olduklarını belirtti. Genel itibariyle aralarında geçen konuşmalarda, “Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayı kabul etmek örgüt üyeliği anlamına gelir. Ceza alırsınız” ifadelerinin kullanıldığını aktaran Ş.A, bu ifadeleri Sanık Bülent Örmeci’nin de kullandığını kesin şekilde söyleyemeyeceğini bildirdi.
“FETÖ BAĞLANTIM YOK”
Tanık Ş.A’yı tanımadığını, onun 1-8 Ağustos 2016 tarihleri arasında spor salonunda bulunduğunu aktaran Sanık Bülent Örmeci, ifadesini 31 Temmuz 2016’da verdiğini, 1 Ağustos 2016 tarihinde de tutuklandığını dile getirdi. İki gün spor salonunda gözaltında kaldığını belirten Örmeci, diğer gözaltında tutulanlara ne sorulduğunu, onların da ne cevap verdiğini sormadığını beyan etti. FETÖ ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını aktaran Sanık Örmeci, oğlu ile kızını okuttuğu okulları başarı durumuna göre tercih ettiğini sözlerine ekledi.
“BAHÇEŞEHİR KOLEJİ İLE ANLAŞTIM”
Afyonkarahisar Orduevi eski Müdürü ihraç edilen Albay Osman Nami Sağnak tutuksuz olarak yargılandı. İhraç edilmeden önce topçu sınıfı kadrosunda bulunduğunu belirten Sağnak, farklı kadrolara göre görevler verildiğini söyledi. Çocuğunu ilköğretimde devlet okuluna verdiğini beş bakıcı değiştirdiğini anlatan Sağnak; “Beş bakıcı değiştirdim. Tam gün öğretimi olan devlet okulu yoktu. O zaman TED Koleji ve Osman Bey Koleji vardı. Yaptığım araştırmada eğitiminin iyi olduğunu öğrendiğim Osman Bey Kolejine çocuğumu verdim. Bu okulun terör örgütü ile irtibatı olduğunu bilsem tek çocuğumu asla oraya göndermezdim. Bir toplantıda Albay Ali İhsan İmre, ‘Çocuklarınızı bu okuldan alın demesi’ üzerine toplantı akabinde hemen Bahçeşehir Kolejine gittim. 2016 yılının Mayıs ayında Bahçeşehir Kolejinde Abdullah Taş ile görüştüm. 2016-2017 eğitim döneminde çocuğumun bu okula başlaması için anlaştım. Bu konuda Albay Murat Diker’in ve Abdullah Taş’ın ifadesine başvurulabilir. Ben askerlik hayatım boyunca kanunlara, yönetmeliklere, yönergelere göre hareket ettim. FETÖ ile iltisakım, irtibatım yok. Bu ağır itham şahsımı derinden yaraladı. Suçlamaları kabul etmiyor, beraatımı talep ediyorum” dedi.
“KANUNSUZ
İŞLEM YAPMADIM”
15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe kalkışması gecesinde kışladan çağrılması üzerine mesaiye gittiğini, öncesinde evinde eşi ile televizyon izlediğini anlatan Osman Nami Sağnak, göreve geldiğinde herhangi bir emir verilmediğini, toplantı yapılmadığını, sadece birliğin başında durmasının söylendiğini dile getirdi. 29 Temmuz 2016 tarihinde gözaltına alındığını, durumu hemen Albay Ali İhsan İmre’ye bildirdiğini aktaran Sağnak; “Orduevi Müdürlüğüne 2016 yılının Mayıs ayında tayin edildim. Bizde tayinler internet ortamında görülür. Tayine yönelik ankette bu tayinden memnun olmadığımı da ifade etmiştim. 28 Temmuz-2 Ağustos 2016 tarihlerinde Meslek Yüksek Okulu Spor Salonunda 5 gün boyunca gözaltında kaldım. Benle birlikte bulunduğum mevkide 6 kişi idik. Giriş, çıkış saatlerimiz değişmiş olabilir. Gözaltında herhangi bir diyalog kurmadık. Sudan çıkmış balık gibi sersemleşmiştik” diye konuştu. Mahkeme Başkanının, “Gözaltı sırasında kendi aranızda şu şekilde beyanda bulunalım gibi bir diyalogunuz oldu mu?” sorusuna Sağnak, “Hayır olmadı” cevabını verdi. Terör örgütü üyesi olmadığını belirten sanık Sağnak, devleti ve milleti için canını vermeye hazır olduğunu, kanunsuz işlem yapmadığını belirtti.
“MEDRESE-İ YUSUFİYE’DEYİZ DİYEN VARDI”
Osman Nami Sağnak’ın duruşmasında da tanık olarak dinlenilen Ş.A, sanık Sağnak’ı tanımadığını söyledi. Ş.A, teşhislerin Emniyet’te Terörle Mücadele Şubesi’nde yapıldığını kaydetti. Mahkeme Başkanı tarafından, “Gözaltında iken şu an Medrese-i Yusufiye’de bulunuyoruz diyen var mıydı?” sorusuna Tanık Ş.A; “Vardı ama şu kişi diyemem. Asker ve polis ayrımı emniyette yapıldı. Sanık Sağnak’ın böyle bir şey söylediğini hatırlamıyorum. Söyleyenleri de tam olarak çıkaramıyorum” diye cevapladı. Sağnak’ın duruşması ileri bir tarihte görülecek.
AY: BAŞARILI BİR ASKERDİM
Tutuksuz yargılanan ve TSK’dan ihraç edilen eski İstihbarat Binbaşı Mustafa Ay,1990 yılında Kuleli Askeri Lisesine girdiğini, askerlik mesleğini çok sevdiğini, 27 yıl boyunca taşıdığı üniformasını namusu ve canından aziz bildiğini söyledi. Legal ve illegal tüm terör örgütleri ile mücadele ettiğini belirten Ay; “Çok başarılı ve disiplinli bir askerdim. Tank sınıfındaydım. Erzurum, Tunceli, Kıbrıs, Edirne’de çalıştım. Tank Bölük Komutanlığı yaptım. Doğu’da da çalıştım. Afyonkarahisar’a İstihbarat Müdürü olarak atandım. Terörle mücadelenin içinde olduğumdan geç evlendim. Eşimin norm kadrosu çıkmayınca istihbarat sınıfına geçmek zorunda kaldım. Sonra Afyon’a geldim. Çok ezildin, yıprandın, eşine, çocuğuna zaman ayır denildi. 2010 yılında Afyon’a tayin edildim. Bugüne kadar 113 takdirim var. Oğlumun otizm ve 13 milimetrelik beyin tümörü tespiti ardından eşimin ani rahatsızlığı ortaya çıktı. Çocuğumla ilgilenilecek özel eğitim alabileceği okulları araştırdım. TED ve Doğa Kolejlerinin fiyatları yüksekti. Araştırmam sonucu çocuğumu Osman Bey Kolejine verdim. O dönem okulun terör örgütü ile irtibatlı olduğunu bilmiyordum” dedi. İstihbaratçının da bir hâkim gibi olay ve durumlara şüphe ile bakacağına işaret eden Mahkeme Başkanı, kendisinin Siirt’e tayini çıktığında iki telefon görüşmesi sonrası çocuğunun okul kaydına karar verdiği söyledi. Osman Bey Kolejinin FETÖ irtibatlı okul olduğu bilip bilmediğini soran Mahkeme Başkanına Ay, “Okulun Fetullah Gülen cemaatine mensup olduğunu biliyordum” cevabını verdi.
“BİLGİ NOTUNUN GEREĞİ YAPILDI”
Mahkeme Başkanı Sanık Mustafa Ay’a, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Ahmet Taha Beşparmak ile FETÖ’nün Afyonkarahisar Askeriye İmamı olduğu iddia edilen Şeref Subaşı’na yönelik gönderilen bilgi notlarını sordu. Sanık Ay, konunun Sicil Amiri olarak Albay Ali İhsan İmre tarafından incelenip gereğinin yapıldığını söyledi. Sanık Bülent Örmeci ile aralarında bir sıkıntı olduğunu yönündeki algı sorulan Ay; “Görevlendirmede gün açısından bir münakaşamız olmuştu. Görevlendirmeleri ben yaparım. Bu nedenle çoğu Albay beni pek sevmez” dedi.
AİLESİ İLE İRTİBATI YOK
“Emniyet mensubu ve TSK mensubu akrabanız var mı” sorusuna Sanık Mustafa Ay, isminin Ali olduğunu soy ismini bilmediği kız kardeşinin kocasının emniyet mensubu olduğunu söyledi. Kardeşinin Jandarma Astsubay olduğunu belirten Ay, ailesi ile irtibatı olmadığını, evliliğinde bile onları aramadığını ancak Astsubay kardeşi ile görüştüğünü ifade etti.
“ÖRGÜT ÜYESİ OLAMAZ”
Yarbay A.M.B, Mustafa Ay’ın duruşmasında da tanıklık yaptı. Ay’ın terör örgütü üyesi olacağına inanmadığını söyleyen A.M.B, “15 Temmuz’dan sonra Personel Şube Müdürlüğü görevi yapmaya başlamamla konulara hâkim oldum. 2015 yılında iki personel hakkında bir ihbar yapılmış. İhbar sonucu yapılan tahkikatta bir şey bulunamadığını anlatan Boyraz, “O dönem Binbaşı Murat Ay, soruşturmanın derinleştirilmesi için bastırmıştı. Bu konu hakkında Erkan Başkanı ile görüşerek ikaz ettiğini, o iki kişinin meslekten uzaklaştırılması gerektiği yönünde görüş bildirdiğini biliyorum” dedi.
“TSK MAYASINDA DARBE GELENEĞİ VAR”
Darbe kalkışması gecesi sıkıyönetim mesajı üzerine Mustafa Ay’a, “Sen istihbaratçısın bu ne dedim” diyen Tanık A.M.B, “Sanık Mustafa Ay, ‘Valla ben de bir şey anlamadım’ cevabını verdi” diye konuştu. Mahkeme Başkanı bu ifade üzerine, “Sıkıyönetim mesajını anlamak için asker ya da istihbaratçı olmaya gerek yok. Eğer darbe girişimi emir-komuta zincirinde olsaydı katılacak mıydınız?” sorusunu Tanık A.M.B, “12 Eylül darbesini herkes alkışlamıştı. Sonrasında yapılan anayasaya da olur oyu verilmişti. TSK’nın mayasında Osmanlı’dan beri darbe geleneği vardır. Ama böyle darbe olmaz. Sokaktaki insanlara sıkılmaz. Meclis bombalanmaz” şeklinde cevapladı.
HİÇBİR DARBE MEŞRU DEĞİLDİR
Mahkeme Başkanının silsileden gelen darbenin meşru olup olmadığı sorusuna Tanık Yarbay A.M.B, 12 Eylül darbesi sonrası anayasa oylamasına halkın yüzde 92 oranda olur oyu verdiğinin gerçek olduğu cevabını verdi. Sanık Mustafa Ay’ın Avukatı H. Tuncer Ergüler, hiçbir darbenin meşru olmadığını ifade etti. Mahkeme Başkanı bu hususta hemfikir olduklarını söyledi.
SIKIYÖNETİM EMRİNE
İMHADAN SONRA TUTANAK
Tanık Albay A.İ.İ, dört yıl birlikte çalıştığı Sanık Mustafa Ay’ın, bu sürede FETÖ ile iltisaklı olduğunu görmediğini açıkladı. Afyon’a 16 Temmuz 2016 akşamı geldiğini belirten İmre, sıkıyönetim mesajını imha ettikten sonra tutanak tuttuklarını kaydetti. Bu belgenin ileride delil olabileceğini gerçeğine dikkat çeken Mahkeme Başkanına Tanık A.İ.İ, “Kanunsuz bir emirdi herkes bakıyordu. O an için ileride delil teşkil edeceğini düşünmedik” diye konuştu. Mahkeme Başkanı sıkıyönetim emri delilinin imhasından sonra tutanak tutulması ile art niyetli olunmadığının belli olduğunu ifade etti. Tanık A.İ.İ, MEDAS sisteminde bu delilin mevcut olduğunu dile getirdi.
“ASKERİYE İMAMI İDDİASI ÇOK CİDDİ”
Tanık Albay A.İ.İ, Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından darbe girişiminden bir yıl önce iki personel hakkında FETÖ’cü oldukları yönünde bilgi notu geldiğini belirtti. Sanık Mustafa Ay’ın kendisine bu iki ismi hatırlattığını söyleyen Tanık A.İ.İ, “Bize çok bilgi notu gelir. Bu bilgilerin bazıları değerlendirme üzerinedir. Bazıları da bilgilendirme amaçlıdır. Soruşturmayı Kara Kuvvetleri Komutanlığı yürütür. Kararı komutan verir. Bizim soruşturma açma yetkimiz yoktur” diye konuştu. Haklarında bilgi notu gönderilen personelden birinin “Afyonkarahisar Askeriye İmamı” olduğu iddiasının çok ciddi bir iddia olduğunu söyleyen Mahkeme Başkanı, “Ben olsam kardeşim dahi olsa güvenmezdim” dedi.
İKİ TANIK “İLGİSİ OLMAZ” DEDİ
Tanık Binbaşı A.T, Sanık Mustafa Ay ile bir yıl süre ile görev gereği birarada bulunduklarını sanığın örgütle bağı bulunduğuna şahit olmadığını açıkladı. Mahkeme Başkanı, “İki tanık ilk defa bir dosyada ‘Bu kişinin terör örgütü ile ilgisi olamaz” dedi. Daha önceki sanıklara kefil olmamanız onların terör örgütü üyesi olabileceği anlamına gelir mi?” diye sordu. Tanık A.T, bu anlama varılamayacağını söyledi. Aynı dönem gözaltına alınıp ihraç edildiğini belirten eski İstihbarat Astsubayı Tanık Ü.D de, Ay’ın davasında tanık olarak dinlendi. Ayrıca Sanık Bülent Örmeci de tanık olarak dinlenirken, Mustafa Ay ile görev ilişkisi bulunduğunu, Ay’ın örgütle iltisaklı olduğu yönünde bir bilgi ve gözlem sahibi olmadığını aktardı. Ay’ın duruşması ileri bir tarihe ertelenirken Ş.A’nın bir sonraki celsede tanık olarak dinlenecek.
KARİYER EMİN ADIMLARLA
AKÜ Tıp Fakültesi’ndeki görevinden ihraç edilen Dr. Serdar Oruç da tutuksuz yargılanıyor. Oruç’un duruşması ileri bir tarihe ertelendi. Oruç’un duruşmasında; M.D, G.M, SEGBİS ile bağlanan Serkan Erol ve tutuklu sanık Zekai Şirin tanık olarak dinlendi. Silahlı terör örgütüne üye olduğu yönündeki iddiaları ret eden sanık Oruç, sohbet adı altındaki toplantılara katılmadığını, örgüte finans sağlamadığını, kızını mecburiyetten dolayı Osman Bey Kolejinde okuttuğunu dile getirdi. Hayatı boyunca hiçbir örgütle irtibatlı olmadığını, kaydeden Oruç, Bölüm Başkanı Mehmet Ünlü’nün açığa alınması akabinde hastanede yürütülen soruşturmada aleyhinde tek bir tanık ifadesi bulunmadığını vurguladı. Gözaltına alınması nedeniyle ihraç edildiğini belirten sanık Oruç, doçentlik sınavına gece-gündüz çalıştığını, akademik kariyerini 7 yılda emin adımlarla sürdürdüğünü belirtti. AKÜ’de medyadan takip ettiği kadarıyla akademisyenlerin hızlı yükseldiği algısının bulunduğunu belirten Serdar Oruç, bu durumun kendisi için geçerli olmadığını belirtti.
TANIK: BEN İTİRAFÇI DEĞİLİM
Sanık Serdar Oruç’un duruşmasında tanıklık yapan M.D, Oruç’un terör örgütü üyesi olduğuna dair bir şahitliği bulunmadığını, Paralel Devlet Yapılanmasına ilişkin şahsa dair bir bilgi ve gözlemi olmadığını aktardı. Afyon’a 2012 yılında geldiğini dile getiren M.D; “O zamanki ‘cemaat’ anlayışının FETÖ ile aynı şey olduğunu düşünmüyorum. O zamanki sohbet toplantılarına katılımı olduğunu biliyorum. Beni de Reha Bey davet etmişti. Akademik çalışmalar yapılarak çay içilen bir toplantı olduğunu belirtmişti. Bu toplantılarda Kur’an-ı Kerim okumaları, Risale-i Nur ve bazen Fetullah Gülen’in kasetleri izleniyordu. En son toplantı katılımı 2013 yılının sonuydu” dedi.
“ORUÇ ARAŞTIRILMALI DEDİM”
Serdar Oruç’un davasında tanıklık yapan G.M, sanığın kendisine karşı terör örgütü eylem ve propagandasında bulunmadığını, bu konuda şahit olduğu bir şey bulunmadığını kaydetti. Altı saat süren ifade verdiğini aktaran G.M, Serdar Oruç’un araştırılması gerektiğini ifade ettiğini belirterek, Sanık Mehmet Yaman’ın net şekilde örgütle ilintili olduğu düşüncesini de dile getirdi. AKÜ’nün örgüt sorumlusu Serkan Erol, Sanık Serdar Oruç’un davasında da tanık olarak dinlendi. Erol, Oruç’u şahsen tanımadığını, sohbet toplantılarına geldiğini Sanık Mehmet Yaman’dan duyduğunu belirtti.
İKİ YÜZLEŞTİRMEDE DE İNKÂR
Etkin Pişmanlık Hükümlerinden yararlanan adli kontrol şartıyla serbest olan AKÜ’nün örgüt sorumlusu Serkan Erol, Bursa’dan SEGBİS ile bağlandığı duruşmada tutuklu yargılanan Sanık Zekai Şirin ile iki kez yüzleştirildi. Sanık Şirin, her iki yüzleşmede de Serkan Erol’u tanımadığında ısrar etti. Şirin, İzmir’de özel sektörde çalıştığını, Afyon’da kısa bir süre bulunduğunu, FETÖ’den tutuklu olduğunu ama FETÖ ile bağlantısı bulunmadığını ileri sürdü. Asım kod adı ile yaklaşık 1,5 yıl boyunca AKÜ Sorumlusu olduğunu belirten Serkan Erol, Sinan kod adını kullanan Zekai Şirin’e örgütün AKÜ Sorumluluğu görevini teslim ettiğini belirterek her iki yüzleştirmede Zekai Şirin’i tanıdığını beyan etti. Sanık Zekai Şirin, Serkan Erol’u tanımadığında ısrar etti.
EMNİYETTE İŞKENCE İDDİASI
FETÖ’nün AKÜ İmamı olduğu iddialarını ret eden Sanık Zekai Şirin, Emniyet’te Terörle Mücadele Şubesi’ndeki sorgusunda işkence gördüğünü iddia etti. Kendisine elektrik verildiğini, poşetle boğulmaya çalışıldığını ileri sürdü. Mahkeme Başkanı Sanık Şirin’e bu iddiasına yönelik Cumhuriyet Savcılığına başvurması gerektiğini belirtti.
HÜNERLİ: BİR KAÇ KUR’AN DERSİNE GİTTİM
Tutuksuz olarak yargılanan Sanık Hüseyin Hünerli de silahlı terör örgütüne üye olduğu yönündeki iddiaları kabul etmedi. Belediye’de memur iken açığa alındığını söyleyen Hünerli, görevine geri döndüğünü, birkaç kez Kur’an derslerine gittiğini, eşi ile çalıştığı için çocuğunu tam gün devlet teşviki olan okul tercihinden dolayı Osman Bey Koleji’ne verdiğini ifade etti. Belediye’de elektrikçi olan Tanık M.Ç sanık Hünerli’nin örgütle bir bağlantısı olduğuna dair bilgisi olmadığını bildirdi. Tutuksuz yargılanan sanıklar; Firdevs Uğur, Beytullah Uğur ve Abdülkadir Uğur’un duruşmaları da ileri bir tarihe ertelendi.  
ÜNLÜ ÇİFTÇİ İDDİALARI RET ETTİ
Tutuklu yargılanan sanık Mehmet Ünlü, tutuklu olmayan eşi sanık Arzu Ünlü ile birlikte yargılandı. Ünlü çiftinin duruşmasında; AKÜ’den M.D, S.T.O, İ.U, Serkan Erol ve Zekai Şirin tanık olarak dinlendi. Her iki sanık haklarındaki suçlamaları reddetti. Yurt dışı çıkışlarının Hastane Başhekimi olması nedeniyle Rektörlük görevlendirmesiyle gerçekleştiğini, bylock kullanıcısı olmadığını, 2015-2016 eğitim yılında kızını örgütle bağlantılı okuldan aldığını, bu yapıyı her ortamda eleştirdiğini ve sosyal medya paylaşımları ile bunu desteklediğini kaydetti. Mehmet Ünlü, yapının sohbet toplantılarına da katılmadığını sözlerine ekledi. Tutuksuz yargılanan Sanık Arzu Ünlü, AKÜ’de ihraç edilmeden önce hemşire olduğunu, FETÖ ile hiçbir ilgisi bulunmadığını ifade etti.
ADLİYE ÇALIŞANLARI
Adliye eski çalışanları Muhammed Bekir Aymaz ve Veli Sağlam’ın duruşmaları ileri bir tarihte görülecek. Her iki sanık iddianameyi kabul etmedi. Aymaz’ın duruşmasında N.A, İ.D tanık olarak dinlendi. Sağlam’ın duruşmasında ise; N. A tanıklık yaptı. Sanık Veli Sağlam, silahlı terör örgütüne üye olma kastıyla hareket etmediğini, devletine bağlı bir vatandaş olduğunu, sohbet toplantılarına ibadet yapmak amacıyla katıldığını dile getirdi.
“SOMALİ’DEKİ HİZMETİM DELİLDİR”
Tutuklu yargılanan Mehmet Yaman, tutuklu olmayan eşi ile aynı duruşmada mahkeme heyeti karşısına çıktı. Sanık Mehmet Yaman, Afyon’a 2003 yılında geldiğini belirterek kariyer sürecinden uzunca söz etti. Yaman, “FETÖ’cü olmadığıma en büyük delilim mesleğinin sadakası olması amacıyla Yeryüzü Doktorları ile birlikte 14 gün Somali’de hizmet etmemdir. Benim Somali’ye giden ilk Nörolog olduğum söylendi” dedi. Yaman’ın eşi Sanık Ufuk Atasoy Yaman da hakkındaki suçlamaları ret etti. Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Serkan Erol ve AKÜ’den M. D. tanık olarak dinlendi.  Yaman çiftinin duruşması da ileri bir tarihe ertelendi. >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme