FETÖ'de 5 beraat, 3 ceza, 1 tahliye daha

Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün Fetullahçı Terör Örgütü, Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suç isnadıyla haklarında kamu davası açılan 17 sanık, 16 ayrı celsede yargılandı.
17 SANIKTAN 5’İ TUTUKSUZ
Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün 16 ayrı celsede 17 sanığın davaları görüldü. Sanıklardan; Abdullah Selvi, Nihat Taşay, Sadreddin Dikbaş, Muhammet Nuri Koç, Ahmet Okan tutuklu olarak yargılandı. Muammer Arıcı, Sevim Demir, Emine Bayrambey, Derya Coşkun, Âdem Erday, Fatma Gül Bozkurt, Filiz Kanşıray, Mehmet Çolak, Kemal Uğur, Selim Bayar, Hasan Karaşahin’in yargılamaları tutuksuz gerçekleştirildi.
5 BERAAT, 3 CEZA, 1 TAHLİYE
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul eden sanıklar; Derya Coşkun’a 1 yıl 10 ay 15 gün, Kemal Uğur’a 1 yıl 8 ay 18 gün, Muhammet Nuri Koç’a 1 yıl 8 ay 18 gün hapis cezası verildi. Tutuklu sanık Koç hükümle birlikte tahliye edildi. Fatma Gül Bozkurt, Muammer Arıcı, Mehmet Çolak, Selim Bayar, Âdem Erday beraat etti. Çeşitli nedenlerle duruşmaya katılamayan ve avukatları mazeret dilekçesi veren sanıkların duruşmaları ise ileri bir tarihe ertelendi. Avukatının mazeret dilekçesi kabul edilen, Silahlı terör örgütüne üyelik iddiasının yanı sıra resmi belge de sahtecilik ve dolandırıcılık iddialarıyla da yargılanan Abdullah Selvi’nin duruşması Eylül ayına ertelendi.
BOZKURT RAPOR SONUCU BERAAT ETTİ
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suç isnadıyla hakkında açılan davadan beraat eden Fatma Gül Bozkurt’un hakkında bir üst mahkeme olan Bölge Adliye Mahkemesi’nce sanığın dijital materyal inceleme raporunun beklenmesi kararı gereğince rapor sonucunun beklendiği, raporda örgütsel bir veriye rastlanmadığı öğrenildi. Bozkurt karar öncesi sorulan son sözünde mahkemenin kararına saygılı olduğunu belirterek beraatını talep etti. Mahkeme heyeti oybirliği ile sanığın beraatına karar verdi.
TAŞAY’IN TUTUKLULUK HALİ SÜRÜYOR
Örgüt iltisakı nedeniyle Emniyet Müdürlüğü görevinden ihraç edilen 23 aydır tutuklu bulunan Nihat Taşay’ın duruşması esasa dair savunma hazırlığı için süre talebiyle Eylül ayına ertelendi. Sanığın tutukluluk hali devam ediyor. Hatırlanacağı üzere mahkeme heyetinin Silahlı Terör Örgütüne üyelik suçunu sabit görerek 28 Eylül 2017 tarihinde görülen duruşmada hakkında 12 yıl hapis cezasına hükmettiği Taşay’ın kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince bozulmuştu. Mahkeme bir üst mahkemenin sanığın TCK’nın 309’ncu maddesiyle yargılanması yönündeki bozma ilanına uyulmasına karar vermişti. Taşay, 15 Temmuz 2016 tarihinde darbe girişiminin yaşandığı gece emrindeki polislerin uyarılarına rağmen araçlara yakıt ikmali yaptırmayarak darbe girişimine “üzeri örtülü” şekilde destek vererek anayasal düzeni yıkma girişiminden yargılanıyor. Dün görülen duruşmada Nihat Taşay, bir yıl boyunca yakıt alımı için imzaladığı belgenin getirilmesini istediğini belirterek bu talebini yineledi. Taşay, bu belgenin mahkemeye getirilmesi halinde hakkındaki tanık beyanının gerçek dışı olduğunun belirleneceğini söyledi.
“BU YOL YOL DEĞİL DEDİK VE BIRAKTIK”
Bayat dosyaları kapsamında davası görülen demir doğrama ustası çiftçi sanık Muammer Arıcı hakkında mahkeme oybirliği ile her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması sonucu beraatına hükmetti. Sanığın hakkında ilçede örgütün mütevelli heyetinde yer alması, sözde sohbet adı verilen örgütsel toplantılara katılma ve örgüt şirketlerinden Nevbahar A.Ş’ye bağlı öğrenci yurduna ortak olduğu iddiaları söz konusu. 17-25 Aralık 2013 süreci sonrası sohbet toplantılarına katılmadığını söyleyen Arıcı, “Sohbet toplantılarında R.Y ile Mehmet hoca bizlere dini konuları anlatırdı. Örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in cdlerini bazen izletirlerdi” dedi. Mahkeme Başkanı sanığa “Bu cdleri izlerken örgüt elebaşı gibi sizler de ağlar mıydınız?” sorusuna sanık “Ağlayanlar olurdu” cevabını verdi. Mahkeme Başkanı, Arıcı’ya, “Sözde sohbet toplantılarını neden kestiniz?” diye sordu. Arıcı, “Artık terör örgütü gibi görünmeye başlamıştı. Bu yol yol değil, iş değil dedik ve bıraktık” dedi.
“ALLAH’IN DEĞİL FETÖ’NÜN
RIZASI İÇİN OLMUŞ”
Sanık Muammer Arıcı, Nevbahar A.Ş adlı örgütle müzahir şirkete kâğıt üzerinde “sözde ortak” olduğunu, esnaflık yaptığını ekonomik anlamda geçimini güçlükle sağladığını, para alışverişinde bulunmadığını kaydetti. Arıcı’nın, sadece şirketle ilgili imza işlerine baktığını ifade etmesi üzerine Mahkeme Başkanı, “Peki neden o belgeleri imzalandınız? Siz patron olmuşsunuz haberiniz yok” sorusunu Arıcı, “Allah rızası için yardımcı oldum” sözleriyle cevaplandırdı. Mahkeme Başkanı bu cevap üzerine, “Allah’ın rızası için değil de FETÖ’nün rızası için olmuş. Karnımızı doyuramıyoruz, geçinemiyoruz deniliyor ama örgüte burs verip yurtlarda izlenen örgüt elebaşı cdleri ile ağlaşılıyor” vurgusu yaptı.
ÜÇ TANIK DİNLENİLDİ
Arıcı’ya mahkeme heyetinden bir hâkim, “Resmi anlamda şirket ortaklığınız hangi tarihe kadar devam etti?” sorusunu sordu. Muammer Arıcı, şirketin fesh edilmesine kadar ortaklığın sürdüğünü, ancak daha önce şirketi kapatma kararı aldıklarını dile getirdi. Arıcı’nın karar duruşmasında tutuksuz tanıklar S.B, L.E, A.E dinlenildi. Üç tanıkta sohbet adı verilen örgütsel toplantılara 17-25 Aralık 2013 sürecinden sonra bitirme kararı aldıklarını, sözü edilen şirkete kâğıt üzerinde ortaklık olduğunu ifade etti.
“KISACA BU İŞİ ALLAH
RIZASI İÇİN YAPTIK”
Bayat ilçesinde emekli din görevlisi olduğu öğrenilen Mehmet Çolak üzerine atılı suçtan mahkeme heyetinin oybirliği ile verdiği kararla beraat etti. Çolak karar duruşmasındaki savunmasında, Bayat ilçesine üniversite geldiğinde öğrencilerin rahat bir ortamda barınması için o dönem herkesin seferber olduğunu kaydetti. Nevbahar A.Ş’yi sözde sohbet hocası R.Y’den aldıklarını dile getiren Çolak, “Para ne aldık ne de verdik. Kısaca bu işi Allah rızası için yaptık. Şirketin kapatılması 2015 yılı sonunda gerçekleşti” dedi. Çolak’ın duruşmasında tutuksuz tanıklar L.E ile A.E tanık olarak dinlenildi. Her iki tanık şirket ortaklığının kâğıt üzerinde para alışverişi olmadan yapıldığını ifade etti. Beraatını isteyen sanık Çolak, son sözünde mahkemenin kararına saygılı olduğunu ifade etti.
“DURUM TRAJİKOMİK”
Bayat ilçesinde kaynakçılık-demircilik yaptığını söyleyen sanık Selim Bayar da beraat etti. Bayar’ın duruşmasında L.E ve A.E tanık olarak dinlenildi. Tanıklar, sanık Bayar’ın Nevbahar A.Ş’ye kâğıt üzerinde ortak olduğunu belirtti. Bayar savunmasında, “Üniversite öğrencilerinin barınacağı bir yer yapmak amaçlı hayırlı bir iş diye ben, L.E, A.E şirkete ortak olduk. Tehlikeli olduklarını bilmiyorduk. Sohbet toplantılarını 2014 yılına kadar yapıyorduk. Genelde bu toplantılarda Yasin Suresini okurduk. Bazen de F.G’nin cdlerini izlerdik. Toplantıda sohbet hocamız M.Ç idi” dedi. Mahkeme Başkanı örgüt elebaşının ağladığı cd görüntülerine dikkat çekerek, “Bir dönem ülkede bunlar yaşandı. Trajikomik bir durum söz konusu. Örgüt elebaşı ağlayarak insanları peşinden sürükledi. Şimdi o görüntülere gülünse de halen daha örgüt elebaşının ağlamaklı görüntüleri televizyonlarda dönüyor” diye konuştu.
COŞKUN’A 1 YIL 10 AY 15 GÜN CEZA
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan sanık Derya Coşkun’a 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi. Coşkun, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etti. Çoşkun’un hakkında 2015 yılında örgütün sözde ilçe imamı ve haklarında FETÖ soruşturması olan kişilerle yurt dışı çıkışı, örgüt elebaşının talimatıyla Bank Asya’ya katılım hesapları açtırması, örgütsel otel toplantılarına katılımı ve bylock kullanıcısı olduğu iddiaları var. 105 kez bylock programına girdiği tespit edilen Derya Coşkun’un yazışma ve mail durumu da aktif olarak belirlendi. Sanığın bylock listesinde; M.k, B.A, G35, E.Ş, S.K, S.E, S.N, B.M, Bayram Bey, H.Ü ekli. Soruşturma aşamasında etkin pişmanlık talebinde bulunan Derya Coşkun’un bu doğrultuda teşhisleri bulunuyor.
“BASKIYA DAYANAMADIM PİŞMANIM”
Beyanlarını etkin pişmanlık talebi doğrultusunda özgür iradesiyle verdiğini 2013-2014 yıllarında Ayşe Coşkun Kız Öğrenci Yurdu çalışanlarına tecvitli Kur’an-ı Kerim öğretmesi için davet edildiğini aktaran Derya Coşkun, “Örgütle yolum bu şekilde kesişti. Öncesinde yurtlarında kalmadım, okullarına gitmedim, kurumlarında çalışmadım. Yurt Müdürü E.Ş tarafından çalışanlara Kur’an-ı Kerim öğretmem için davet edildim. 2015-2016 yılları arasında Kur’an dersleri verdim. Yurt Müdiresi E.Ş whatsapp gibi bir program olarak tanıttığı bylocku kurulan grupla haberleşmek için yükledi. Daha sonra “Gazete aboneliği sıkıntıda, sen Sandıklı’nın yerlisisin, kurban talebi için seninle birlikte gidelim etkili olur’ gibi talep ve baskılar oldu” ifadelerini kullandı. Sanığın bylock yazışmalarına atıfta bulunan Mahkeme Başkanı, “Yazışmalarınıza bakıldığında çok baskılı bir durumunuz görülmüyor. 17-25 Aralık sürecinde devlete başkaldıran yapı çözülmemek için aktivitelerini artırmış” dedi. Derya Coşkun, rahatsızlığı nedeniyle doktorunun bir şeylerle meşgul olma tavsiyesi sonucu Kur’an dersleri verdiğini, yapılan baskıya dayanamayıp Bank Asya’da altın hesabı açtırdığını ve pişmanlık duyduğunu sözlerine ekledi.
MAZERETLİ SANIKLARIN
DURUŞMALARI ERTELENDİ
Tutuksuz sanık Emine Bayrambey’in rahatsızlığı nedeniyle duruşmaya katılamadığını belirten babası mahkemeye doktor raporunu sundu. Bayrambey’in duruşması haftaya görülecek. Bir diğer tutuksuz sanık Filiz Kanşıray’ın mazereti kabul edildi. Kanşıray’ın duruşması da haftaya ertelendi. Tutuksuz sanık Hasan Karaşahin’in avukatının mazeret dilekçesi kabul edildi. Karaşahin’in duruşması Eylül ayına ertelendi. Soruşturma aşamasında etkin pişmanlık talebinde bulunan Sevim Demir’in hakkında Dost Eller Yardımlaşma Derneği aracılığıyla Nene Hatun Pansiyonu İşletmecisi olduğu, sohbet adı verilen örgütsel toplantılara katılım, örgütle müzahir şirketlerde çalışma kaydı iddiaları var. Sinanpaşa bölgesinde örgütün en büyük isimlerinin Leyla ve S.D adlı kişiler olduğunu söyleyen Demir’in duruşması Temmuz ayında görülecek. Meslek hayatı boyunca milletin ve devletin çıkarlarını gözettiğini, hiçbir terör örgütüne üye olmadığını belirten tutuksuz sanık Âdem Erday beraat etti.
“SEÇİM ZAMANI KARŞISINDAKİNE
OY VERİN DENİLDİ”
Esnaf sanık Kemal Uğur’a, 1 yıl 8 ay 18 gün hapis cezası verildi. Uğur, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etti. Etkin pişmanlık talebi doğrultusunda ifade vererek teşhislerde bulunan Uğur, örgütün “mütevelli” grubuna ortağı A.Ç’nin davetiyle katıldığını anlattı. Sözde sohbet toplantılarında risalelerin okunduğunu, ayda bir herkül org sitesinden örgüt elebaşının vaazlarının dinlendiğini söyleyen Uğur bu toplantılarda burs, zekat, kurban, fitre adı altında para talep edildiğini, toplantıların haftalık olarak evlerde, kimi zaman da öğrenci evlerinde düzenlendiğini bildirdi. Sözde sohbet hocasının E.E ile Emrah kod adıyla tanıdıkları başka bir E.E olduğunu söyleyen Uğur, “2014 yılı seçimleri sırasında toplantıda oy verme konusu gündeme geldi. İktidar partisinin karşısında kim varsa ona oy verin denildi. Ama parti ismi geçmedi. Sohbet toplantıları sırasında telefonlarız dışarıda kalırdı” şeklinde konuştu. Sanık karar öncesi sorulan son sözünde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayı talep etti.
“O EVLER BİLİNEN ÖRGÜT HÜCRE EVİ”
Hükümle birlikte tahliye edilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul eden müşteri temsilcisi Muhammet Nuri Koç’a 1 yıl 8 ay 18 gün hapis cezası verildi. Koç’un 20 kez giriş yaptığı belirlenen örgütsel şifreli gizli haberleşme programı bylocku N.Ç’nin yüklediğini Yusuf olarak tanıdığı ilçe imanının M.K olduğunu aktaran Koç, “Birinci sınıfta ev abim E.Ç idi ama aktif değildi. Zaten son dönemdeki olaylardan dolayı kimse bu görevleri yapmak istemiyordu. Tek amaç barınmaydı. Bizlere masum olduklarını, sıkıntılı bir durumun söz konusu olmadığını, buralarda kalmakla bizlerin malayani işlerle uğraşmadığımızı söylüyorlardı. Amaç hem barınmak hem de ibadet etmekti” şeklinde konuştu. Mahkeme Başkanı, “Sadece ibadet amaçlı barınma sizin düşünceniz. Bugüne kadar bin tane karar verdik. O evlerde sadece ibadet etme amacıyla kalmak istisnadır. O evler bildiğiniz örgüt evi, hücre evidir. Örgüte üye yetiştiren evlerdir” dedi.
GELECEK CELSE TANIK DİNLENECEK
Öğleden sonra görülen duruşmada tutuksuz sanık Hasan Karaşahin hâkim karşısına çıktı. Karaşahin’in dosyasına Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin yetkisizlik kararı vermesine karşı Elazığ Ağır Ceza Mahkemesinin yetkili mahkemenin Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza olduğu gerekçesiyle sanığın yargılaması Afyonkarahisar’da gerçekleştiriliyor. Avukatının mazereti nedeniyle katılamadığı duruşmada Hasan Karaşahin savunma yaptı. Açığa alınan infaz koruma memuru olduğu öğrenilen Karaşahin’in hakkında örgüt referansıyla işe girdiği iddiası var. Bu iddianın şahsına yönelik bir iftara olduğunu söyleyen ve silahlı terör örgütü üyeliğini kabul etmeyen sanık işe kişisel çabası sonucu girdiğini dile getirdi. Şahin’in duruşması Temmuz ayına ertelenirken örgütün İnfaz Koruma Memurları Yapılanmasında yer alan İ.C gelecek celse tanık olarak dinlenilecek.
DEVLET
BÜYÜKLERİNE “ŞEREFSİZ”
DEDİ İDDİASI
Polislikten ihraç edilen ve tutukluluk hali devam eden sanık Sadreddin Dikbaş hakkında daha önce yetkisizlik kararı verilmişti. Yargılamada yetkili mahkemenin Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi olduğu kararı üzerine yargılama Afyonkarahisar’da devam ediyor. Bylock bağlantıları tespit edilen Dikbaş, bylock kullandığı iddiasını reddetti. Hakkında bir kısım tanık beyanı bulunan Dikbaş hakkında beyan veren tanık M.E’nin talimatla alınan ifadesinde, “Kendine güvenen biriydi. Sırtını FETÖ’ye dayamıştı. Yüzevler denilen yerdeki sohbet toplantılarına polis memurları, amirler ve müdürlerle birlikte katılırdı. Hükümet aleyhinde ve Recep Tayyip Erdoğan’ın aleyhinde konuşurdu. ‘O da şerefsiz, milletvekilleri de şerefsiz’ derdi. Şahika Okullarında maklube yemeği ile yapılan toplantılara İmam Hatip’te çalışan eşi de katılırdı” ifadeleri var. Bir diğer tanık F.E’nin sanığın sohbet adı verilen örgütsel toplantılara katıldığı sohbet hocasının da A.V olduğu yönünde beyanı bulunuyor.
SAVCIDAN TANIK DOĞRULANDI VURGUSU
Sadreddin Dikbaş, tanık, M.E’nin akli dengesinin yerinde olmadığını ileri sürünce duruşma savcısı hakkında mahkemece hüküm verilen ihraç polis M.B’yi tanıyıp tanımadığını sordu. M.B’yi tanıdığını söyleyen Dikbaş’a duruşma savcısı, “Sanık M.B’de ilk başta aynı savunmayı yaptı. M.E adlı tanığın akli dengesinin yerinde olmadığını ileri sürdü. Daha sonra etkin pişmanlık talebinde bulunup aslında tanık M.E’nin doğru söylediğini ifade etti” vurgusunda bulundu. Duruşma savcısının hatırlatması üzerine Dikbaş, trafik biriminde çalıştığını kendisinden bir takım taleplerde bulunan ve bu talepleri yerine getirilmeyen M.E’nin şahsına husumet beslediğini ileri sürdü.
ÖRGÜT “SAY” OLARAK DERECELENDİRMİŞ
Öte yandan sanık Sadreddin Dikbaş hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu’nca mahkemeye gönderilen güncel bilgide sanığın örgüt tarafından fişlendiği öğrenildi. Dikbaş’ın sözü edilen güncel listede ad soyadı, evli olduğu, eğitim durumu, büyük bölgesinin İzmir, küçük bölgesinin Antalya, birinci derece de “Say” olarak fişlendiği yer alıyor. Say kelimesi örgüt jargonunda, FETÖ mensubu herşeyi ile teslim yönetici olmayan polis memuru anlamına geliyor. Yargılamanın genişletilmesi talebi dosyaya yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddedilen Dikbaş’ın duruşması haftaya görülecek.
OKAN ÇİFTİNİN
AVUKATI BU
CELSEDE GELMEDİ
Tutuklu Ahmet Okan ile tutuksuz yargılanan eşi Selcen Okan’ın avukatı daha önceki celsede olduğu gibi dün görülen celseye de gelmedi. Mahkeme Başkanı, Okan çiftine avukatlarının duruşma takvimi doğrultusunda duruşma günü verilmesine rağmen avukatın her iki duruşmaya mazeret dilekçesi gönderdiğini söyledi. Avukatın huzurda olmaması nedeniyle Ahmet-Selcen Okan çiftinin duruşması Eylül ayına ertelendi. >> Burcu AYDIN’ın Haberi