• Haberler
  • Gündem
  • FETÖ'de 3 beraat, bir ceza, bir tutuklama, bir yetkisizlik kararı

FETÖ'de 3 beraat, bir ceza, bir tutuklama, bir yetkisizlik kararı

Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Silahlı Terör Örgütünü Kurma ve Yönetme suç isnadıyla haklarında kamu davası açılan toplam 19 sanığın yargılamaları dün yapıldı. Mahkemede 13 sanığın duruşmaları ileri bir tarihe ertelendi, bir sanığa ceza verildi, üç sanığın beraatına, tutuksuz yargılanan bir sanığın tutuklanmasına karar verildi. Bir dosya hakkında da yetkisizlik [&hellip]

Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Silahlı Terör Örgütünü Kurma ve Yönetme suç isnadıyla haklarında kamu davası açılan toplam 19 sanığın yargılamaları dün yapıldı. Mahkemede 13 sanığın duruşmaları ileri bir tarihe ertelendi, bir sanığa ceza verildi, üç sanığın beraatına, tutuksuz yargılanan bir sanığın tutuklanmasına karar verildi. Bir dosya hakkında da yetkisizlik kararı verildi.
“BİZE AKIL VEREN OLMADI”
Yargılaması tutuksuz olarak yapılan Sanık Raşit Yıldırım, Dazkırı ilçesinde en son Ömür Ruhi Yıldız’ın evinde örgütün “sohbet” adı verilen toplantısına katıldığını dile getirdi. Örgütle müzahir Bank Asya’da bireysel emeklilik hesabı bulunduğunu belirten Yıldırım, ilçedeki Zaman Gazetesi mekânındaki sohbetlere çok fazla katılmadığını ifade etti. Ajandasında el yazısı ile bulunan dökümanın dar gelirli olması nedeniyle gelir-gider tablosu olarak hazırladığını aktaran Yıldırım; “Sohbet toplantısında günlük dini bilgiler tarzında ilmihal bilgileri verilirdi” dedi. Mahkeme Başkanının 17-25 Aralık 2013 tarihinde ilçedeki gazete temsilciğinde yapılan toplantıların bıçak gibi kesildiğini, devlet büyüklerinin bu tarih itibariyle yapıyı örgüt olarak nitelendirdiğini hatırlatması üzerine Sanık Yıldırım; “Bize akıl veren, yön veren olmadı. Sohbetleri ismini Enes diye bildiğimiz Mehmet Aktaş yapardı” diye konuştu. Mahkeme Başkanı, “Enes” kod adlı Mehmet Aktaş’ın kaçak durumunda olduğunu belirtti. Raşit Yıldırım’ın duruşmasında N.Ç, beraat eden Sanık Ayhan Tarhan tanık olarak dinlendi. Yıldırım’ın duruşması ileri bir tarihte görülecek.
BİR YETKİSİZLİK KARARI
Silahlı Terör Örgütüne Üye olma iddiasıyla tutuksuz olarak yargılanan Sanık Emine Nur Çoban’ın dosyası hakkında yetkisizlik kararı verildi.
BAYAN SÖNMEZ BERAAT ETTİ
Tutuksuz yargılanan Naciye Sönmez’in beraatına karar verildi. Avukatı olmayan ve savunmasını kendisi yapan Sönmez; “Dazkırı Kültür ve Dayanışma Derneğine üye yapıldığımı bilmiyordum. O yüzden ifadem de üye değilim dedim. Öğrendikten sonraki şoku hala atlatamadım. Bank Asya’ya eşim adıma başvurmuş. Bankadan kredi kartı geldi onu da eşim kullandı. Şahika Kız Öğrenci Yurduna hiç gitmedim, sohbet toplantılarına da katılmadım. Bu konuda eşimle aramızda tartışma vardı. Ben ileride sıkıntı oluşturabilir diye sohbetlere gitmesini istemiyordum” şeklinde konuştu. Cumhuriyet Savcısı Sanık Naciye Sönmez’e çantasında bulunan 5 adet bir doların ne anlama geldiğini sordu. Sönmez, 5’er adet bir doları arkadaşının düğününde dağıtmak için aldığını, dolarları sarrafa bozdurmaya gittiğinde o an bozuk para olmadığından bozduramadığı ifade etti. Şahika Kız Öğrenci Yurdu’nda müdürlük yapan tutuklu sanık Kader Üstündağ duruşmaya SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile bağlanarak tanıklık yaptı.
Sanık Sönmez’i fazla tanımadığını, eşi tutuklu Sanık Hasan Sönmez’in yurda gelmesi nedeniyle bildiğini belirten Üstündağ, “Naciye Sönmez’in her iki yurda da gelmek istemediğini duymuştum. Bizlerle görüşmek istemiyordu” dedi. Naciye Sönmez son sözü sorulduğunda mahkemenin takdirine saygılı olduğunu sözlerine ekledi.
“TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİ
İDDİASI ÇOK AĞIR”
Yargılaması tutuksuz yapılan Sanık Ülkü Yıldız’ın duruşması ileri bir tarihte görülecek. Yıldız, 2016 yılına kadar örgüt anneliği yaptığı, Bank Asya’da hesabı bulunduğu, çocuklarının örgütle müzahir okullarda okuyup yine örgütle müzahir Dazkırı Kültür ve Dayanışma Derneği’nin kurucu ve asil üyesi olması, eşi Ömer Rıza Yıldız’ın FETÖ kapsamında tutuklu bulunması, evinde yapılan aramada bir dolar çıkması iddialarıyla yargılanıyor. Terör örgütüne üye olma iddiasının çok ağır olduğunu bunu içine sindiremediğini, 44 yıllık yaşantısında devlete karşı tek bir yanlışı olmadığını belirten Ülkü Yıldız, “Derneğe üyeliğim eşimin üyelik için getirdiği evrakı imzalamaktan ibarettir. Ben 14 senedir kas hastasıyım. Evden dışarıya tek başıma çıkamıyorum. Çünkü denge problemim var. Şahika Kız Öğrenci Yurdu evimize yakın. Birkaç kez kız öğrencileri yemeğe, iftara evime aldım” dedi.
“EV ANNELİĞİ İKRAMA, SOHBETLER
ÖZEL GÜNLERE BAĞLANIYOR”
 Sanık Ülkü Yıldız’a, ev abiliği, ev ablalığı, ev anneliği kavramlarının ne anlama geldiğini soran Mahkeme Başkanı, “Kendi çocuklarınıza annelik yapın. Bu kavramlar örgütün mayasında var. Nereden tutsak elimizde kalıyor” dedi. Kandillerde, özel günlerde yurtta kalan kız öğrencilere pasta yaparak ikramlarda bulunduğunu, sohbet yapmadığını söyleyen Ülkü Yıldız’a Mahkeme Başkanı, “Tüm sohbetler, toplantılar kandillere, özel günlere bağlanıyor. Hep dönüp dolaşıp kandile, özel günlere ev anneliği de pasta, çörek yapıp ikram etmek olarak tanımlanıyor” ifadelerini kullandı.
“EV ANNELİĞİ” KAVRAMI
ÜZERİNDE DURULDU
Ülkü Yıldız’ın duruşmasında da tutuklu sanık Kader Üstündağ SEGBİS ile bağlanarak tanıklık yaptı. İfadesinde Ülkü Yıldız’la ilgili olarak kullandığı “ev annesi” kavramını örgütsel amaçla söylemediğini dile getiren Üstündağ, kız öğrencilerle birlikte sanığın evine yemek yemeğe gittiklerini, “ev anneliği” kavramının ne anlama geldiğini bilmediğini ileri sürdü. Mahkeme Başkanı, Kader Üstündağ’a ev anneliği kavramından ne anladığını sordu. Üstündağ, öğrencilerle birlikte Ülkü Yıldız’ın evine yemeğe gittikleri beyanının yanlış anlaşılmış olabileceği cevabını verdi.
“ABLA DİYE HİTAP EDERDİK”
Ülkü Yıldız’ın duruşmasında Şahika Kız Öğrenci Yurdunda kalan eski öğrencilerden H.Ş tanık olarak dinlendi. Lise öğrenimi sırasında yurtta yaklaşık 1,5 yıl kaldığını dile getiren Tanık H.Ş, “Yurtta yaklaşık 1,5 yıl kadar kaldım. Başka kalacak yerim yoktu. Bizi bazen onlara yemek yemeğe, çay içmeye götürürlerdi. Yurtta da Anneler Günü gibi özel günlerde programlar yapılırdı. Evlere gidişimiz yılda birkaç kezdir. Hep aynı eve gitmezdik” şeklinde konuştu. Mahkeme heyeti üyesi hâkim tanık H.Ş’ye Sanık Ülkü Yıldız’a nasıl hitap ettiklerini sordu. Tanık H.Ş, “Abla diye hitap ederdik” dedi.
“SINIF ANNELERİ ÖRGÜTE
ELEMAN MI YETİŞTİRİYOR?”
Ülkü Yıldız hakkında yurdun eski sakinlerinden Ş.Y’de tanıklık yaptı. Dazkırı Anadolu Lisesi’nde okuduğunu, iki katlı yurtta bir oda da 3-4 kişi kaldıklarını, odaların arada değiştirildiğini anlatan Ş.Y, “Biz 9’ncu sınıfta iken ‘Sınıf Annesi’ Bedriye Koç’tu. Dokuzuncu sınıflara ‘Sınıf Anneliği’ 10 ve 11’nci sınıflara anneler yoktu” dedi. “Sınıf Anneliği” kavramının ne olduğunu soran Mahkeme Başkanına Tanık Ş.Y, “Öylesine” cevabını verdi. “Programlarda, yemek ikramları yaparlardı. Ayda, yılda bir kez evlere giderdik” diyen Ş.Y’ye Mahkeme Başkanı, sınıf annelerinin örgüte ısındırma, örgüt için eleman yetiştirme amacıyla bu türde söz ve davranışlarda bulunup bulunmadıklarını sordu. Tanık Ş.Y, kendilerine namaz kıldırılıp, tespih çektirildiğini kaydetti.
BİR İDDİA DA KADIN
MÜTEVELLİ HEYETİ ÜYELİĞİ
Tahliye edilen Cansu Çetin de duruşmaya SEGBİS ile bağlanarak tanıklık yaptı. Sanık Ülkü Yıldız’ı ismen tanıdığını, kendisinin Şahika Kız Öğrenci Yurdu’nda çalıştığını dile getirdi. Mahkeme Başkanı Tanık Çetin’e Sanık Ülkü Yıldız’ın örgütün ev annesi ve kadın mütevelli heyetinde olup olmadığını sordu. Ülkü Yıldız’ı ismen tanıdığını tekrarlayan Tanık Çetin, “Kendisini ismen tanırım, yurtta görmedim. Yurtta belletmen olarak görevliydim. Adli kontrol şartıyla tahliye edildim. Ülkü Yıldız, Mensure Yıldız’ı ismen tanırım. Mütevelli nedir bilmem. Bunu önceki duruşmada da söylemiştim” diye konuştu. Tanık Ş.K’nın da talimatla ifade verdiği öğrenildi. Rahatsızlığı nedeniyle tedavilerinin aksamaması için Pazartesi, Perşembe adli kontrol için imza vermeye gitmek zorunda olan Ülkü Yıldız’ın imza günü tek güne düşürülerek Pazartesi’ye alındı.
“ADINI SAKLAYAN
GERÇEKLERİ DE SAKLAR”
Tutuksuz yargılanan Sanık Deniz İnan’ın duruşması da ileri bir tarihe ertelendi. Dazkırı’da Yavuz Selim Erkek Öğrenci Yurdu’nda ara ara sohbet toplantılarına gittiğini söyleyen İnan, “Ben işçiyim. Toplantılara Ruhi abi çağırdığı için gittim. Ben Cuma günleri sohbete giderdim. Sohbeti önceleri Ümit Hoca yapardı. Onun yerine ismini Enes olarak bildiğim şahıs yapardı. Zaman Gazetesi binasındaki sohbetler 17-25 Aralık 2013’den sonra Ruhi Yıldız’ın evinde yapıldı. Bu sohbetlerde Kur’an-ı Kerim okunurdu. Benden himmet, burs diye para talep edilmedi. Bank Asya’ya altın hesabı açtırdım. 6 ay sonrada çektim. Dazkırı Kültür ve Dayanışma Derneğine de öğrenci yetiştirildiği için üye olmuştum” dedi. Mahkeme Başkanı, Sanık Deniz İnan, “Enes” kod adını kullanan Mehmet Aktaş’ın kaçak durumda olduğunu, adını saklayan bir kişinin

gerçekleri de saklayacağını söyledi. Cumhuriyet Savcısı Sanık İnan’a, facebook hesabında örgütle ilgili paylaşımı olduğunu söyledi. Deniz İnan, böyle bir paylaşımda bulunmadığını kaydetti. SEGBİS ile duruşmaya bağlanan Hakan Tehnel tanık olarak dinlenildi. Tehnel, Deniz İnan’ı sima olarak tanıdığını, yurt çalışanlarından Cumali Demir’e ziyarette bulunduğunda gördüğünü, 2014-2015 yıllarında Dazkırı ilçesinde bulunmadığını açıkladı. Bu duruşmada tutuklu sanık İlhan Morgül de tanıklık yaptı. Tutuklu Hasan Sönmez’in de tanıklık yaptığı duruşmada, Sönmez Deniz İnan’ı Ruhi Yıldız’ın evindeki toplantılarda birkaç kez gördüğünü söyledi.
“İKİNCİ ALTERNATİF AİLE TÜRETİLMİŞ”
Tutuksuz yargılanan sanık Şerife Korkmaz, Isparta’dan bindiği otobüsün gecikmesi nedeniyle duruşmanın bitimine yetişti. Korkmaz hakkında tutuklu sanık Kader Üstündağ tanık olarak dinlendi. Mahkeme Başkanı, Üstündağ’a ifadesinde Mensure Yıldız ile Sanık Şerife Korkmaz’ın ev annesi olduğu yönünde beyanı bulunduğunu söyledi. Tanık Üstündağ, ev anneliği kavramının ne anlama geldiğini bilmediğini tekrarlayarak Sanık Korkmaz’ın evine öğrencilerle yemeğe gittikleri şeklinde beyanını düzeltti. Bu dosyada da yurtta kalan eski öğrenci H.Ş tanıklık yaptı. Kendisinin döneminde yurtta “Oda Ablası” bulunduğunu anlatan H.Ş, “Ev anneliği nedir bilmiyorum ama üniversiteden gönüllü ‘Oda Abla’ları vardı. Bu ifade üzerine Mahkeme Başkanı, “Sizlere ikinci alternatif bir aile türetilmiş. Kadınlar Kulübüne dönmüş” dedi. Sanık Şerife Korkmaz’ın evine günü birlik kamp yapmaya gittiklerini anlatan Tanık H.Ş, “Şerife ablanın evine sabah kahvaltısından sonra akşama kadar kampa gittik” diye konuştu. Şerife Korkmaz’ın duruşması ileri bir tarihe ertelendi.
“İNTERNETTEN TANIŞTIK
KATALOG EVLİLİK YAPMADIK”
Enes kod adını kullanan, Dazkırı ilçesinde örgütün imamı olduğu iddia edilen ve şu an kaçak olan Mehmet Aktaş’ın eşi Sanık Kübra Aktaş’ın duruşması da ileri bir tarihe ertelendi. Sanığın yargılaması Etkin Pişmanlık Hükümlerinden yararlandığı için tutuksuz olarak devam ediyor. Avukatı olmayan savunmasını kendisi yapan Kübra Aktaş tutuksuz yargılanıyor. Kübra Aktaş, Şahika Kız Öğrenci Yurdu’nda çalışması telefonunda örgütün kriptolu haberleşme programı bylock tespiti yapılması ve eşi kaçak Mehmet Aktaş’ın örgütün Dazkırı İmamı olduğu iddialarıyla yargılanıyor. Terör örgütü üyesi olmadığını, hain darbe girişimiyle doğrudan ya da dolaylı ilgisi bulunmadığını kaydeden Aktaş, “İsteyerek bir örgüte ya da cemaate üye olmadım. Arka arkaya iki çocuğumuz oldu. Devlete kontrolünde bir yurt olduğundan burada çalışmayı kabul ettim” dedi. Mahkeme Başkanı, Sanık Kübra Aktaş’ın cemaat üyesi olmadığı ifadesine karşı kaçak Mehmet Aktaş ile kaç yıldır evli olduğunu sorarak, eşinin örgütün ilçe imamı olduğu iddiasının da gökten zembille inmediğini dile getirdi. Altı yıllık evli olduğunu, eşi ile internet üzerinden facebook hesabından tanıştığını açıklayan Kübra Aktaş’a Mahkeme Başkanı önce “İnternet üzerinden evlilik mi olur?” diye sordu. Daha sonra da evliliğinin örgütün katalog evlilik kapsamında olup olmadığını sorusunu yöneltti. Kendisinin aslen Uşak’lı olduğunu eşi Mehmet Aktaş’ın Ankaralı olduğunu belirten Kübra Aktaş, “Telefonumda bylock bulunması beni çok şaşırttı. Ben böyle bir program yüklemedim. Eşim yeni bir telefon aldığından eskisini bana verirdi. Buna başka bir anlam veremedim. Çok ciddi anlamda mağdurum” diye konuştu.
“BİZ SAF GİBİ Mİ DURUYORUZ?”
Sanık Kübra Aktaş’ın verdiği ifade de Ülkü Yıldız, Mensure Yıldız, Esin Toprak’ın “ev annesi” oldukları yönündeki beyanını soran Mahkeme Başkanına Sanık, “ev anneliği” kavramını masumane bir kavram olduğu için kullandığını kaydetti. Bu ifade üzerine Mahkeme Başkanı, “Biz saf gibi mi duruyoruz? Oradan bakınca öyle mi görünüyor?” diye sordu. Kübra Aktaş, eşi “Enes Hoca” kod adlı kaçak Mehmet Aktaş’ın örgütün Dazkırı İmamı olduğunu bilmediğini de ileri sürerek eşi yüzünden suçlandığını belirtti. Mahkeme Başkanı da Kübra Aktaş’a eşi Mehmet Aktaş’ın üzerinden suçlanmadığını şahsına atılı suçlar nedeniyle yargılandığını hatırlattı. Eşi Mehmet Aktaş’ın ağzından cımbızla laf aldığını, kendisine hiçbir şey anlatmadığını iddia eden Kübra Aktaş, ev aramasında örgüte ait çıkan çok sayıdaki kitabı eşinin aldığını, kitap okumayı sevmediğini belirtti. Aktaş, vatan hainliği ile suçlanmasının sırtında büyük bir kambur olduğunu, her çalan kapıyı eşinin geldiği umuduyla açtığını, çocuklarına babalarının dışarıda çalıştığı yalanını söylemek zorunda kaldığını sözlerine ekledi. Bu duruşmada; S.T, H.Ş tanık olarak dinlendi.
TUTUKLU TANIKTAN
DİNİ SOHBET VURGUSU
Tutuksuz yargılanan Sanık Hüseyin Toprak beraat etti.

Tutuklu Tanık Ömer Rıza Yıldız, bacanağı Toprak’ın duruşmasında tanıklık yaptı. Tanık Yıldız, “Belki yüz defa sohbete davet ettim. Ama birkaç kez beni kırmamak için sağ olsun geldi” ifadesi ardından Mahkeme Başkanı “Örgüt toplantısına katıldığı için mi sağ olsun diyorsunuz?” sorusu üzerine Tutuklu Tanık Ömer Rıza Yıldız, “Örgüt toplantısı değil dini sohbetti” cevabını verdi. Mahkeme Başkanı Sanık Yıldız’ı saygısızlık yapmaması yönünde uyararak tanımlamayı onun yapamayacağını belirtti. Tanık Yıldız, sohbetleri tutuklu Sanık Aşkın Veysel Emer ile Mehmet Aktaş’ın yaptıklarını dile getirdi. Tutuklu Süleyman Karakoç da duruşmada tanıklık yaptı. Karakoç, 2008 yılı Kasım ayına yurtta müdürlük yaptığını ifade etti. Tanık O.D katıldığı üç sohbette de Sanık Hüseyin Toprak’ı görmediğini belirtti. Sanık Toprak son sözü sorulduğunda Cumhuriyet Savcısının beraat etmesi yönündeki görüşüne katıldığını, mahkemenin takdirine saygılı olduğunu bildirdi.
“ALKOL ALIRIM YAŞANTIM
ONLAR GİBİ DEĞİL”
Tutuksuz olarak yargılanan Mali Müşavir Muzaffer Emer, aramada bulunan E serisi bir doları para koleksiyonunun bir parçası olarak tanımladı. Söz konusu bir doların masa üzerindeki camekandan alındığını belirten Emer, “Dinar Sanayici ve İşadamları Derneğine üye değilim. Ben işadamı değilim. Oğlum da örgütün okullarında okumadı. AK Parti’nin Dazkırı da kurucu üyesi ve üç dönem İlçe Başkanlığını yaptım. Ömür Ruhi Yıldız ve Ömer Faruk Yıldız kardeşlerin muhasebelerini tutuyorum. Dazkırı Kültür ve Dayanışma Derneği üyesiyim, imzam var. Zaman Gazetesi okuduğum da doğrudur. Ben alkol alırım yaşantım onlarınki gibi değil. Beraatımı talep ediyor ve hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
Bu duruşmada; Tutuklu Tanıklar Ömür Ruhi Yıldız, Ömer Rıza Yıldız, B.D tanıklık yaptı. Tanık B.D unutkanlık hapı kullandığını, hafızasını komple yitirmese de bir yıl öncesini hatırlayamadığını iddia etti. Muzaffer Emer’in duruşması ileri bir tarihte görülecek.
“CAHİLDİM DİNİMİ ÖĞRENMEYE GİTTİM”
Yargılaması tutuksuz devam eden Sanık Ayhan Tarhan da dünkü mahkemede beraat etti. Sohbet toplantılarına dinini öğrenmek için katıldığını, çocukluğundan bu tarafa cahil kaldığını söyleyen Tarhan, art niyet taşımadığını, toplantılarda Kur’an-ı Kerim ve Yasin Suresi okunduğunu belirtti. Tutuklu Ünal Morgül, B.D, Sanık Deniz İnan bu dosyada tanık olarak dinlendi.
AHMET AHSEN 9 YIL CEZA ALDI
Tutuklu olarak yargılanan Ahmet Ahsen’e 9 yıl hapis cezası verildi. Örgütün AKÜ İmamı “Asım” kod adlı Serkan Erol’un hakkında ki ifadelerinin tutarsız olduğunu belirterek beraatını talep etti. Suçsuz olduğunu söyleyen Ahsen, bir kişinin iddiasıyla suçlandığını, beraatını talep ettiğini, mahkemenin kararına saygılı olduğunu söyledi.
BAŞKA MAZERET KABUL EDİLMEYECEK
Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün öğleden sonra aynı dosyada yargılamaları devam eden Tutuklu Sanıklar; İlker Demir, İsmail Biçer, Osman Uysal, Yakup Koçpınar, Cemil Er ve Mehmet Eren’in duruşmaları ileri bir tarihe ertelendi. Bu dosyada birkaç sanık avukatının verdiği mazeret dilekçesi mahkeme heyetince kabul edildi. Ancak Mahkeme Başkanı, Nisan ayından beri devam eden bu dosya için başkaca verilecek bir mazereti kabul etmeyeceğini şimdiden açıkladığını ifade etti.
TANIK AKÜ İMAMININ
FOTOĞRAFINI GÖRMEK İSTEDİ
Yargılaması tutuksuz olarak devam eden Veli Gök’ün duruşması da ileri bir tarihe ertelendi. Gök’ün duruşmasında Şanlıurfa’dan Harran Üniversitesi’nde Harita Mühendisliği Bölümünde görevli Prof. Dr. Saffet Erdoğan duruşmaya SEGBİS ile bağlanarak tanıklık yaptı. Erdoğan, AKÜ’de 2000-2016 yılları arasında çalıştığını Sanık Gök’ün evine birkaç kez yemek daveti doğrultusunda gittiğini belirtti. Örgütün AKÜ İmamı olan “Asım Hoca” kod adlı Serkan Erol’u ismen ve cismen tanımadığını iddia eden Erdoğan, Erol’un fotoğrafını görmek istedi. Tanık Serkan Erol’un iddia ettiği üzere AKÜ’de örgütün grup sorumlusu olmadığını belirten Erdoğan, hakkında yürütülen bir soruşturma olmadığını, idari olarak ifade verdiğini, görevine devam ettiğini kaydetti.
“AKADEMİSYENLERDE EMİR ALMAZ”
Sanık Veli Gök, hukukçuların ve akademisyenlerin kimseden emir almayacaklarını belirterek, “Mahkeme Başkanı olarak kimseden emir almadığınız ifadeniz gazeteye yansımıştı. Hukukçular gibi biz akademisyenler de kimseden emir almayız. Ben devletim sayesinde okudum ve iş sahibi oldum. Terör örgütünü lanetliyorum. Beraatımı talep ediyorum” dedi.
Tutuksuz yargılanan Sanık Bilge Kağan Küçükcan dünk�� mahkemede tutuklandı. Küçükcan’ın duruşması ileri bir tarihte görülecek.
>> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme