FETÖ’de 18 ceza, 1 beraat, 5 tahliye
Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY) Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma iddiasıyla dün 2’si tutuksuz 21 sanık yargılandı. Sanıklardan 18'ine ceza, 1'ine beraat kararı veren mahkeme adli kontrol şartıyla 5 tutuklu sanığın tahliyesine karar verdi. Pek çok sanığın kararlar açıklandığında göz yaşlarına hakim olamadıkları gözlendi.SABAH 8 CEZA, 2 TAHLİYESabah görülen duruşmalarda tutuklu sanıklar Nazlı Sancak’a 9 yıl [&hellip]
Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY) Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma iddiasıyla dün 2’si tutuksuz 21 sanık yargılandı. Sanıklardan 18’ine ceza, 1’ine beraat kararı veren mahkeme adli kontrol şartıyla 5 tutuklu sanığın tahliyesine karar verdi. Pek çok sanığın kararlar açıklandığında göz yaşlarına hakim olamadıkları gözlendi.
SABAH 8 CEZA, 2 TAHLİYE
Sabah görülen duruşmalarda tutuklu sanıklar; Nazlı Sancak’a 9 yıl; Mustafa Karakoç’a 9 yıl; Resul Torun’a 9 yıl; Mehmet Erbay’a 9 yıl; Kazım Cidem’e 9 yıl; Mehmet Fatih Çınar’a 5 yıl 7 ay 15 gün ceza ve adli kontrol şartıyla tahliye; Nuh Esirgenci’ye 9 yıl 4 ay 15 gün; Ercan Sarıgül’e 6 yıl 6 ay 22 gün ceza ve adli kontrol şartıyla tahliye kararları verildi. Ercan Ünüvar’ın duruşması ileri bir tarihte görülecek.
ÖĞLEDEN SONRA 10 CEZA,
1 BERAAT, 3 TAHLİYE
Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün öğleden sonra görülen duruşmalarda tutuksuz yargılanan Hanifi Doğru beraat etti. Tutuksuz yargılanan ve 6 yıl 3 ay hapis cezası verilen sanık Adnan Torun cezası kesinleşinceye kadar adli kontrol şartıyla serbest kalacak. Tutuklu sanıklar; Mehmet Türk’e 9 yıl 9 ay; Muhammed Dalar’a 9 yıl 9 ay; Yılmaz Üğüt’e 9 yıl ceza verildi. Hükümle birlikte adli kontrol şartıyla Bahadır Ay, Âdem Tekin ve Nuri Aktürk tahliye edildi. Sanıklar Ay’a 3 yıl 9 ay; Tekin’e 4 yıl 11 ay 1 gün; Aktürk’e 4 yıl 11 ay 1 gün; Musa Kilci’ye 9 yıl; tutuksuz yargılanan Adnan Torun’a 6 yıl 3 ay; Yüksel Memiş’e 9 yıl; İlhan Kavak’a 9 yıl 9 ay hapis cezası verildi.
“BEN İMAMIM BYLOCK BİLMEM”
Denizli Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlanan Nazlı Sancak’a 9 yıl hapis cezası verildi. Sancak, terör örgütü ile bağlantısı olmadığını belirterek tahliyesini talep etti. Eski din görevlisi Mustafa Karakoç’a 9 yıl ceza verildi. Mahkeme Başkanı karar celsesinde sanığın GSM hattında tespit edilen örgütün gizli haberleşme programıı bylock analiz raporunu okudu. Raporda Karakoç’un bylock programı doğrultusunda; 360 adet mail gönderimi, 134 adet giriş, 2 kez bylock üzerinden arama, 117 mail, 484 okuma bulunduğu öğrenildi. Karakoç’un en çok emailleştiği kişinin Mehmet Erbay olduğu belirtildi. Mustafa Karakoç, Mehmet Erbay’ın Sandıklı bölgesinde imam olduğunu söyledi. Karakoç, “Ben imamım, bylocku bilmem. Okuduğunuz içerikleri de ilk sizden duyuyorum” dedi. Karakoç, silahlı terör örgütüne üye olma suçlamasını reddederek 15 Temmuz darbe girişimini lanetleyip son sözünde tahliyesini talep etti.
BYLOCKUN KASITLI
YÜKLENDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Örgütün okullarında öğretmen olarak çalıştığını başka bir bağlantısı olmadığını söyleyen Resul Torun, “Yapının örgüt olduğunu bilmiyordum. Keşke çalışmasam Afyon’a gelmeseydim. Bylock kullanmadım. Birinin kasıtlı olarak yüklediğini düşünüyorum. Benim tek suçum bu yapının okullarında çalışmaktır. Böyle bir yapı olduğunu da bilmiyordum. Böyle olmasını istemezdim. Pişmanım” diye konuştu. Torun’a 9 yıl hapis cezası verildi.
KÖYÜN ESKİ MUHTARI TANIKLIK YAPTI
Eski din görevlisi Mehmet Erbay’a 9 yıl hapis cezası verildi. Erbay’ın duruşmasında görev yaptığı Alagöz köyünün eski muhtarı tutuksuz tanık M.Ç tanık olarak dinlenildi. M.Ç ile sanık Mehmet Erbay arasında tehdit, darp ve hakaret nedeniyle geçmişte açılan bir davanın olduğu sanığın beraat ettiği öğrenildi. Tanık M.Ç duruşmada verdiği ifade de, “Sanık 2011 yılında köyümüze hocalığı hak etmediği halde göreve başlatıldı. Kendisi köye geldiğinde yardımcı olarak camiinin anahtarını verip imam evini tahsis ettim. Ağabey kardeş ilişkisi kurmaya çalıştım. Kendisi kayıtsız kaldı. Bir süre sonra kendisine ‘Muhtarın yanına gitme diyen var mı?’ diye sordum. Çok üzerine gidince tebessümle O.K’nın böyle dediğini söyledi. Mesele çok ağır ve derin. Akşama kadar anlatsam bitmez. O.K ile komşulardı. O şahısta beni seçimlerden dolayı istemezdi” dedi.
“GÜL RESİMLİ ZARFLAR DAĞITILDI, MÜFTÜLÜK ÖRTBAS ETTİ”
Tanık M.Ç, sanık Mehmet Erbay’ın eşinin yetkisi olmadığı halde köydeki bayanlara Arapça Kur’an-ı Kerim öğretme maksadıyla evde toplantılar yaptığını ifade etti. M.Ç, “Evde Arapça Kur’an öğretmek için eşi bayanları topluyordu. Daha da ileri giderek sanık tarafından getirilen zarflar eşi tarafından dağıtılıp para toplanıyordu. Dönemin Kaymakamına konuyu dilekçe ile bildirdim. O da usulünce Müftülüğe durumu bildirdi. Müftülük işi hasıraltı fasa fiso etti. Sonrasını siz bulacaksınız. Sanığın benimle ayrı bir davası oldu. Zarfın üzerinde ‘Gül veren elde gül kokusu kalır’ yazısı içinde de gül resmi vardı. Sanığa zarfın ne olduğunu sorduğumda müftülüğün verdiğini söyledi. Bu işi organize eden Müftülük’te Mehmet’in iyi bildiği bir isimdir” diye konuştu.
“ÖRTBAS EDİLMEYE ÇALIŞILDI”
Mahkeme Başkanı Tanık M.Ç’ye sanık Mehmet Erbay’ın eşi G.Erbay hakkında “FETÖ Ablası” beyanı bulunduğunu hatırlattı. Gül resimli zarfları sanığın eşinin dağıtıp paraları topladığını iddia eden Tanık M.Ç, “O zaman Cihan Haber Ajansından Hamdullah isimli kişi yaptığı haberle bunu ört bas etmeye çalıştı. Kimseye iftira atacak değilim. Bildiklerim bunlardır” diye konuştu. Sanığın kendisine saldırıp yumruk attığını, mahkemelik olduklarını aktaran M.Ç, kendisine o dönem FETÖ olduğunu ileri sürdüğü hakim tarafından 19 ay hapis cezası verildiğini Yargıtay’ın kararı bozduğunu söyledi. M.Ç, kendisine yumruk atmasına rağmen sanığı affettiğini, muhtar olduğu için oğlu yaşında da olsa sanığı idare etmeye çalıştığından söz etti.
“İLK YUMRUĞU TANIK ATTI”
Sanık Mehmet Erbay, 2010 yılında kadrolu olarak göreve atandığını, tanığın “hocalığı hak etmediği” iddiasının gerçek dışı olduğunu söyledi. Tanıkla kavgalarında ilk yumruğu tanık M.Ç’nin kendisine attığını ve camii cemaati önünde küfür de ettiğini söyleyen Sanık Erbay, “Cami İmamı olarak sadaka ve fitreleri bize vermek istediler. Biz de Kur’an Kursuna yönlendirdik. Daha önceki yazılı ve sözlü savunmalarım geçerlidir. Uzun süredir tutukluyum. Tahliyemi, mahkemeniz karar aşamasında ise beraatimi ve lehime hükümlerin uygulanmasını talep ediyorum” şeklinde konuştu.
“BUNLARIN OKULLARINDA
ÇALIŞTIĞIMA PİŞMANIM”
9 yıl hapis cezası verilen Kazım Cidem karar celsesinde 300 gündür tutuklu bulunduğunu, örgütle bağlantılı yerlerde çocuklarının rızkını kazanmak için çalıştığını ifade etti. Cidem, herhangi bir terör faaliyeti bulunmadığını sözlerine ekledi. Sandıklı ilçesinde örgüte ait özel okulda öğretmenlik yapan Mehmet Fatih Çınar’a mahkemeden 5 yıl 7 ay 15 gün ceza, hükümle birlikte adli kontrol şartıyla tahliye kararı çıktı. Çınar karar celsesindeki son savunmasında, “İtirafçı ile bağlantım yok. Birbirimizi tanımadığımızı daha öncesi duruşmada söylemiştik. Bu da örgütle bağlantımın olmadığının göstergesidir. Bylock programını Seyithan Biçer yükledi. Bylock içeriğinde programı kullanmadığım görülecektir. Ben de bu örgütün mağduruyum. Örgüt olduklarını 15 Temmuz darbe girişiminden sonra öğrendim. Bunların okullarında çalıştığıma pişmanım. Devlet büyüklerimiz gibi ben de kandırıldım” ifadelerini kullandı.
“YURTDIŞI YERİNE
MEMLEKETİMİ TERCİH ETTİM”
Hocalar ilçesinde esnaflık yapan tutuklu sanık Ercan Sarıgül’e 6 yıl 6 ay 22 ceza verilirken hükümle birlikte adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi. Silahlı terör örgütüne üye olma iddiası başta olmak üzere hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Sarıgül, eşinin evlenmeden önce uzun zaman Avrupa’da yaşadığını, evlilikleriyle birlikte oturma ve çalışma hakkını elde etmesine rağmen memleketinde kalmayı tercih ettiğini belirtti. Sarıgül, çocuğunun iyi bir eğitim alması için özel okula gönderdiğini, her yıl öğrencilere bayrak dağıttığını söyledi. Ercan Sarıgül karar öncesi son sözünde beraatini talep etti.
ÜNÜVAR’IN DURUŞMASI ERTELENDİ
Polislikten ihraç edilen tutuklu sanık Nuh Esirgenci’ye 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verildi. Esirgenci gözyaşlarıyla son sözünde, “Terörle ilgim yok. Beraatimi talep ediyorum. Mahkemenin kararı aksi yönde ise hükümle birlikte tahliyemi talep ediyorum” dedi. 11 aydır tutuklu olduğunu eşi ile birlikte polislik mesleğinden ihraç edildiğini söyleyen Ercan Ünüvar’ın duruşması ileri bir tarihte görülecek.
“BYLOCK İÇERİĞİ HAYAL ÜRÜNÜ”
Öğleden sonra ilk celsede Dinar dosyaları kapsamında yargılanan meslekten ihraç edilen öğretmen Mehmet Türk’e 9 yıl 9 ay ceza verildi. Türk son sözünde, “Silahlı terör örgütüne üye olduğum iddiasını reddediyorum. Üzerime atılı suç sübut bulmamıştır. Beraatimi, mahkeme aksi kanaatte ise hükümle birlikte tahliyemi talep ediyorum” dedi. Meslekten eşi ile birlikte ihraç edildiği öğrenilen Muhammed Dalar’a 9 yıl 9 ay ceza verildi. Örgütün kriptolu haberleşme programı bylocku kullanmadığını ısrar eden Dalar’a Mahkeme Başkanı bylock analiz raporunu okudu. Muhammed Dalar’ın hattında bilirkişi tarafından yapılan incelemede; 17 kişinin üyeliği, 2084 adet mail geldiği, 76 kez bylock girişi yapıldığı, 170 adet mail aldığı, bir arkadaş eklediği tespitleri var. Ayrıca Mahkeme Başkanı sanık Dalar’a mesaj içeriklerinden de örnekler okudu. Bylock kullanmadığında ısrar eden Muhammed Dalar, Mahkeme Başkanının arka arkaya okuduğu isimlerden bir tanesini dahi tanımadığını belirterek, “Zannederim hepsi hayal ürünü. Telefonumu emniyete teslim etmiştim. Bu isimlerin hiçbirini tanımıyor suçlamayı kabul etmiyorum. Bylock içeriği hayal ürünü” diye konuştu.
SANIK EŞİ FOTOĞRAF ÇEKİNCE
TUTANAK TUTULDU
Bu arada duruşma sırasında sanık Muhammed Dalar’ın eşi G. Dalar’ın cep telefonu ile eşinin fotoğrafını çektiği fark edilince polis tarafından telefona el konuldu. Duruşma salonu dışına çıkarılan Bayan Dalar hakkında mahkeme kaleminde tutanak tutuldu. Daha sonra G. Dalar ifadesi alınmak üzere Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince emniyete götürüldü. Bilindiği üzere duruşma salonunda fotoğraf çekmek, ses ve görüntü kaydı almak, telefonun açık tutulması yasak.
ÜRKMEZ’E SON SÜRE VERİLDİ
Avukat tutamadığını söyleyen ve Baro’dan kendisine avukat atanmasını talep eden tutuklu sanık Tuncay Ürkmez’e avukatla savunma yapması için son kez süre verildi. Bu nedenle Ürkmez’in duruşması ileri bir tarihte görülecek. FETÖ/PDY bağlantısı olmadığını, mensubiyetinin Nakşibendî tarikatı olduğunu belirten ve tutuksuz yargılanan Hanifi Doğru beraat etti. Önceki duruşmalarında yaptığı savunmaları aynen tekrarladığını belirten Yılmaz Üğüt’e 9 yıl hapis cezası verildi. Üğüt son sözünde örgüt üyesi suçlamasını kesinlikle kabul etmediğini takdirin mahkeme heyetine ait olduğunu ifade etti.
ÜÇ SANIK ADLİ KONTROLLE TAHLİYE EDİLDİ
Sandıklı ilçesi dosyaları kapsamında yargılanan tutuklu sanıklar Bahadır Ay, Âdem Tekin, Nuri Aktürk’e mahkemeden hükümle birlikte adli kontrol şartıyla tahliye kararı çıktı. Üç sanığın bir ortak özelliği de etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan Fatih Coşkun’un ifadesinde sanıklardan söz etmesi. Ay son sözünde, yapının terör örgütü olduğunu bilmediğini, yaptıklarından pişman olduğunu bu nedenle beraatini talep etti. 17-25 Aralık 2013 tarihi öncesine kadar sohbet toplantılarına katıldığını belirten Sanık Âdem Tekin, pişman olduğunu söyleyerek tahliyesini talep etti. Örgütün sohbet adı altındaki toplantılarına dönemsel olarak katıldığını belirten Nuri Aktürk son sözünde, “Her zaman devletimin yanında oldum. Devletime güvendiğim için etkin pişmanlıktan yararlanmayı talep ettim” dedi. Sanıklar Ay’a, 3 yıl 9 ay; Tekin’e 4 yıl 11 ay 1 gün; Aktürk’e 4 yıl 11 ay 1 gün ceza verildi.
“EŞİMİN HESABININ BENLE İLGİSİ YOK”
Karar celsesindeki son sözünde her zaman devletinin yanında olduğunu söyleyen ve örgütün gizli haberleşme programı bylock kullanıcısı olmadığını ileri süren, “çok pişmanım” diyen Musa Kilci’ye 9 yıl hapis cezası verildi. Tutuksuz yargılanan ve 6 yıl 3 ay hapis cezası kesinleşinceye kadar serbest bırakılan Adnan Torun, örgütün finansal kuruluşu Bank Asya’da eşi adına açılan hesaptan haberi olmadığını iddia etti. Bu ifade üzerine Mahkeme Başkanı, “Nasıl bilmiyorsunuz? Eşiniz değil mi? Aynı evde oturmuyor musunuz?” diye sordu. Adnan Torun, “Bilemeyeceğim. Benle ilgisi yok” cevabını verdi. Öte yandan Bayan Torun hakkında da kamu davası açıldığı öğrenildi. Torun son sözünde takdirin mahkemeye ait olduğunu dile getirdi. Karar celsesindeki son sözünde hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Yüksel Memiş’e 9 yıl hapis cezası verildi.
KAVAK: ÇOK PİŞMANIM
Tutuklu yargılanan gazeteci İlhan Kavak’a 9 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Karar öncesi son savunmasını yapan Kavak, hakkındaki beş iddiadan ikisinin doğru olduğunu, bunlardan yurt dışına çıkışı olarak 2012 yılında Nepal’e gittiğini, bir saat kadar Fethullah Gülen okulunu ziyaret ettiğini söyledi. O dönemde yapının terör örgütü olduğunu bilmediğini belirten Kavak, “O dönem yapının terör örgütü olduğunu bilmiyordum. Kimse bilmiyordu. Bunların yüzünden ne haldeyim. Çok pişmanım. Hakkında doğru olan bir diğer iddia da Bank Asya’dan 500 dolar satın almamdır. Ben örgüt ele başının para yatırma talimatına uymadım. Sadece dolar satın aldım. Örgütle müzahir HÜRSİAD üyeliği iddiasını da tamamen reddediyorum. Ben o dönem iflas etmiştim. Sigorta kayıtlarını sildirdiğim bir zaman neden kıytırık bir derneğe üye olayım? Zaman Gazetesi yöneticilerinin gözaltına alındığında protesto gösterisine destek için gitmedim. Bir gazeteci olarak orada resim çektim. Otel toplantısına katıldığım ise iftiradır. O gün orada değildim. Ayrıca örgütün il imamı Mehmet Kaya 13 Mayıs 2016 tarihinde PDY davasında firari durumda idi. Kaçak olan biri nasıl otel toplantısı düzenleyebilir? Sayın Savcı asıl örgütün il imamına kimlerin yataklık edip kaçırdığını bulmalıdır. Otelde kaldığım iddiası doğrulansın suçlamayı kabul ederim” dedi.
“AK PARTİYİ 15 TEMMUZ’A
KADAR ELEŞTİRDİK”
Mahkeme Başkanı İlhan Kavak’a hakkındaki bir diğer iddianın da 15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığı gece radyoda yaptığı konuşma olduğunu vurguladı. 15 Temmuz gecesi sosyal medya hesabı üzerinden saat 23.30 sularında darbeye karşı olduğu yönünde mesaj yayınladığını belirten Kavak, “Ben kimin kazanacağına önüme arkama bakmadan darbeye karşı olduğum mesajını yayınladım. Radyodaki konuşmamda da darbe girişiminin ‘AK Parti tarafından düzenlenen bir oyun olduğunu düşünüyorum’ dedim. Etki altında kalmıştım, pişman oldum” diye konuştu. 15 Temmuz gecesi tüm televizyon kanallarının darbe girişimini vurguladığını söyleyen Mahkeme Başkanı sadece FETÖ/PDY kanalında darbe girişiminin “oyun” olarak ifade edildiğinin altını çizdi. Darbe girişiminde TBMM’nin bombalanması üzerine Anıtpark’a gittiğini, bir ay boyunca Anıtpark önünde tutulan demokrasi nöbetlerine katıldığını anlatan Kavak, “Bizler ülkücü arkadaşlarımızla 15 Temmuz’a kadar AK Partiyi çok acımasızca eleştirdik” ifadelerini kullandı.
“BUNLARI CEZAEVİ PSİKOLOJİME VERİN”
Mahkeme Başkanı, İlhan Kavak’a önceki celsede mahkemeye gönderdiği dilekçeye atıfta bulundu. Mahkeme Başkanı, Kavak’ın dilekçesinde, “Ey mahkeme heyeti, nasılsa AK Parti iktidardan gidecek. Eğer hakkınızda şikâyetçi olmamı istemiyorsanız beni tahliye edin” ifadelerine yer verdiğini belirtti. Mahkeme Başkanı görüşünü değiştiğini iddia eden İlhan Kavak’a, “Görüşü değişen adam mahkeme heyetine böyle dilekçe verir mi?” dedi. Dilekçe içeriğinin tam olarak Mahkeme Başkanının ifade ettiği şekilde olmadığını, tutuklu olduğu dönemde mahkemeye 40’a yakın dilekçe gönderdiğini, cezaevinde psikolojisinin bozulduğunu, ilaç kullandığını dile getiren Kavak, “Buları cezaevi psikolojime verin. 11 aydır tutukluyum. Altı aylık oğlumu 3 kez kucağıma alabildim. Hakkımdaki iddia benim için çok ağır. Gençliğim ve gazeteciliğim PKK ile mücadeleyle geçti. Afyon’da müteahhitlik yapan PKK sempatizanı bir adamın resmini gazetemde bastım. Ben PKK’lılarla uğraşırken ömrümde birkaç kez selamlaştığım, göz kırptığım yapı ile bağlantım yoktur. Bilmeden suç işlediysem devletimin merhametine sığınıyorum. Burada FETÖ’cü, cezaevinde ülkücüyüm. Psikolojim çok bozuldu. FETÖ’cüler itiraf edip gittiler. Ben ise Araf’ta kaldım” ifadelerine yer verdi.
Mahkeme Başkanı İlhan Kavak’a örgütün Afyonkarahisar’dan toplanan paralarının gönderildiği Nepal’e ondan başka giden ülkücü olup olmadığını sordu. Kavak son sözünde göz yaşlarıyla, “Vatan hainliği suçlaması bana çok ağır geldi. Eğer yapının terör örgütü olduğunu bilmeden suç işlediysem çok pişmanım” dedi.
>> Burcu AYDIN’ın Haberi