• Haberler
  • Gündem
  • FETÖ'de 1 ceza, 12 tahliye, 4 yetkisizlik daha: 'Cezaevinde kimse açık vermiyor'

FETÖ'de 1 ceza, 12 tahliye, 4 yetkisizlik daha: 'Cezaevinde kimse açık vermiyor'

Fethullahçı Terör Örgütü Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suç isnadıyla haklarında kamu davası açılan toplam 13 tutuklu sanığın yargılamaları yapıldı. 13 TUTUKLU SANIK YARGILANDI Adli kontrol şartıyla tahliye edilen tutuklu sanıklar A.D., Yasin Toy, Hasan Şahin, Naim Sun, Murat Özbay, Abdülmelik Gönültaş, Gürkan Arabacı, Fatih Aslantaş, Aydın Kaya, Vehbi Koçak, Mustafa [&hellip]

Fethullahçı Terör Örgütü Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suç isnadıyla haklarında kamu davası açılan toplam 13 tutuklu sanığın yargılamaları yapıldı.
13 TUTUKLU SANIK YARGILANDI
Adli kontrol şartıyla tahliye edilen tutuklu sanıklar; A.D., Yasin Toy, Hasan Şahin, Naim Sun, Murat Özbay, Abdülmelik Gönültaş, Gürkan Arabacı, Fatih Aslantaş, Aydın Kaya, Vehbi Koçak, Mustafa Ürhan’ın duruşmaları sabah görüldü. Sanıklar; Hasan Şahin, Naim Sun, Abdülmelik Gönültaş, Fatih Aslantaş’ın dosyaları hakkında yetkisizlik kararı verildi. Bu sanıkların yargılamaları üzerlerine atılı suça yönelik faaliyetlerin olduğu illerin Ağır Ceza Mahkemelerince yürütülecek. Öğleden sonraki celselerde tutuklu sanıklar; Eski Polis Onur Başoğlu ile duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanan öğretmen Sevgi Topdemir’in duruşmaları görüldü. Topdemir’in duruşması Aralık ayına ertelenirken, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebi doğrultusunda beyanlarda bulunan Onur Başoğlu’na 1 yıl, 10 ay, 15 gün ceza verildi. Hükümle birlikte tahliye edilen Başoğlu, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etti.
“ÖRGÜT BAĞLANTIM YOK”
Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülün dünkü duruşmalarda ağırlıklı olarak açığa alınan ya da KHK ile meslekten ihraç edilen infaz koruma memurlarının davaları görüldü. Bu sanıklar hakkında Dinar ilçesinden “Albatros” ismini kullanan gizli tanığın beyanları bulunuyor. Mahkemede gelecek celselerde Albatros’un tanıklığı için talimat yazılması kararı verildi. Açığa alındığı öğrenilen İnfaz Koruma Memuru A.D. hakkında; Memuriyete örgüt içi referansla girdiği iddiası var. Yazılı savunmasını veren Daloğlu, 7 aydır tutuklu olduğunu, “Albatros” ismini kullanan gizli tanığın hakkındaki beyanları nedeniyle savunmalar hazırlamak durumunda kaldığını kaydetti. Daloğlu, “Terör örgütü ile hiçbir bağlantım yok. Bank Asya’da hesabım yok. Bylock programı kullanmadım. Örgütün ev ya da yurtlarında kalmadım. Hakkımda Albatros isimli şahsın örgüt içinde 4A yazıyor ifadesi üzerine terör örgütü üyesi ilan edildim. Nasıl 4A oldum ve nasıl 5A kategorisine aday oldum? Ben İstanbul’da Okan Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi öğrencisiydim. İki hafta sonra mezun olacakken tutuklandım. Fakülteme ve mesleğime geri dönebilecek oluşumun mahkemece tespit edileceğine inanıyorum. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum” dedi.
“YURTTA Kİ KURSA EN
FAZLA BEŞ KEZ GİTTİM”
Emirdağ Cezaevinde kâtiplik yaptığı öğrenilen Yasin Toy’un hakkında da örgüt referansı ile memuriyete girdiği, örgütle müzahir Kıvam Öğrenci Yurdu’nda on parmak daktilo kursuna devam ettiği iddiası var. Gizli tanık Albatros’un örgüt referansı ile işe girdi��i iddiasını kabul etmeyen Toy, “Gizli tanık Albatros’un listesinde girdiğim sınavda elenmiştim. Kıvam Yurdu’na yaklaşık beş kez on parmak daktilo geliştirme amacıyla gittim” diye konuştu. Yurttaki daktilo kursunu kimin düzenlediğini soran Mahkeme Başkanına sanık Toy, “Daktilo kursunu cemaat düzenlemişti. Belediye’nin Bilgi Evi’nde on parmak daktilo kursuna gitmiştim. Orada ‘Halit’ kod adlı Ali Gören’le tanıştım. Sonra Halit isimli şahıs beni aradı. Yurda gelirken katılımcıların diz üstü bilgisayar getirmeleri istenmişti. Benim bilgisayarım yoktu. Yurda en fazla beş kez gitmişimdir” şeklinde konuştu. Mahkeme Başkanı Toy’a, “Size mesleğe girmeniz için yardım edelim denildi mi?” diye sordu. Toy soruyu, “Hayır bana yardım edelim denilmedi. Sadece Halit isimli şahıs sınava nerede gireceğimizi sordu. Afyon’da sınava gireceğimizi söyledim” şeklinde cevaplandırdı. Yasin Toy, Mahkeme Başkanının, “Sınavı kazandıktan sonra sizinle görüşmek isteyen oldu mu?” sorusuna hayır cevabını verdi.
ŞAHİN ELAZIĞ’DA,
SUN AYDIN’DA YARGILANACAK
İnfaz Koruma Memuru olduğu öğrenilen Hasan Şahin’in dosyasına yetkisizlik kararı verildi. Şahin, adli kontrol şartıyla tahliye edilirken yargılaması Elazığ Ağır Ceza Mahkemesi’nce devam ettirilecek. Görevden açığa alınan 6 aydır tutuklu bulunan İnfaz Koruma Memuru Naim Sun’un dosyası hakkında da mahkemeden yetkisizlik kararı çıktı. Adli kontrol şartıyla tahliye edilen Sun’un davasına Aydın Ağır Ceza Mahkemesi bakacak. Sun’un hakkında da gizli tanık Albatros’un örgüt referanslı olduğu beyanı var. Naim Sun’un, örgüt derecelendirmesinde A sınıfında bulunduğu, hakkında FETÖ soruşturması bulunan Aziz Karataş’ın memuriyete girişinde referans olduğu iddiaları da söz konusu.
“ATANDIKTAN SONRA ARANMADIM”
Naim Sun duruşmada verdiği ifade de, “Bu örgütle herhangi bir şeyim yok. Dar gelirli bir ailenin çocuğuyum. On kardeşim var. Üniversiteyi kazanmak zorundaydım. Süleymancıların pansiyonunda da kaldım. Bunların yurdunda ekonomik nedenlerden dolayı 2011-2012 yılları arasında kaldım. Sınavda kesinlikle örgüt bağlantım olmadı. Örgüt listesinde ismimin olması örgüt üyesi olduğum anlamına gelmez” dedi. Cumhuriyet Savcısı sanık Sun’a, “Öğrencilik döneminizde örgütle bağlantı kurmuşsunuz. Örgütle ilişkinizi nasıl oldu da kestiniz? Siz memuriyete atanınca aramadılar mı?” sorusunu sordu. Ekonomik zorunluluk nedeniyle eski adı ile “cemaat” olarak bilinen örgüt evinde kaldığını tekrarlayan Sun, atandıktan sonra aranmadığı cevabını verdi.
“OKAN ADLI KİŞİ EV ABİMİZDİ”
İnfaz Koruma Memuru Murat Özbay’a, örgüt tarafından güvenilir kişilerin kategorize edildiği 5 numarasının verildiği, hakkında gizli tanık Albatros’un örgüt referansıyla işe girdiği yönünde beyanı var. Kimsenin referansı ile işe girmediği iddia eden sanık Özbay, amcasının Altıntaş İlçe Başkanı olduğunu, belki onun referans olmuş olabileceğini söyledi. 2007 yılında örgüt evinde üç ay kaldığını, kendisi ve evde kalanlardan yaşça büyük “Okan” olarak bildikleri kişinin ev abisi olduğunu aktaran Özbay’a Mahkeme Başkanı, örgüt evlerine isimler verildiğini, kendisinin hangi isimli evde kaldığını sordu. Evlere isim verildiğini duruşmada duyduğunu söyleyen sanık Özbay, “Evlere isim verildiğini burada duyuyorum. Afyon’da sanayinin arkasında bir evdi. Para toplama adil olmadığı gerekçesiyle buradan ayrılıp Doktorlar Sitesi’nde bir eve taşındım. Burada da yaklaşık 1,5 yıl kadar kaldım. Daha sonra çarşı içinde tek başıma bir eve çıktım” dedi.
“TARTIŞARAK AYRILDIM
SONRA ARAMADILAR”
Memuriyete başladıktan sonra örgüt tarafından aranıp aranmadığını soran Mahkeme Başkanına Murat Özbay, “Daha sonra beni aramadılar. Çünkü tartışarak ayrılmıştım. Ben 2011’de Kimya Bölümünden mezun oldum. Branşıma yönelik iş bulamayınca farklı mesleklerde iş başvuruları yaptım. Önce polisliğe sonra infaz koruma memurluğuna başvurdum” diye konuştu. Mahkeme Başkanı sanık Özbay’a, “Mustafa Burhan isimli şahsı tanır mısın?” sorusunu sordu. Burhan’ı memleketten tanıdığını, şahsın Kredi Yurtlar Kurumu’nda temizlik görevlisi olarak çalıştığını söyleyen Özbay’a Mahkeme Başkanı, “Bu kişinin hakkında FETÖ soruşturması var” dedi. Özbay, şahısla 6 yıldır arkadaş olduklarını örgüt bağlantısı yok diye bildiğini sözlerine ekledi. Mahkeme heyeti üyesi bir hâkim Özbay’a, “Selahattin Özbay ve Fatih Özbay’ı tanır mısınız? Bu şahısların telefonlarında örgütün gizli haberleşme programı bylock tespiti var” diye sordu. Selahattin Özbay’ın kuzeni olduğunu, Fatih Özbay’ın ise dede tarafından uzak akraba olduğunu belirten Özbay, Selahattin Özbay haricinde görüşme yapmadığını dile getirdi.
GÖNÜLTAŞ BALIKESİR’DE ASLANTAŞ
ANKARA’DA YARGILANACAK
Sanıklar Abdulmelik Gönültaş ve İnfaz Koruma Memuru olduğu öğrenilen Fatih Aslantaş hakkında mahkemeden yetkisizlik kararı çıktı. Kamu görevlisi Gönültaş’ın Balıkesir’de, Aslantaş’ın ise Ankara Ağır Ceza mahkemesinde yargılamaları devam edecek. Adli kontrol şartıyla tahliye edilen Gürkan Arabacı’nın duruşması ileri bir tarihte görülecek.
ÖRGÜTTEN 4 NUMARA DERECELENDİRMESİ
Meslekten ihraç edilen eski İnfaz Koruma Memuru Vehbi Koçak’ın hakkında; gizli tanık Albatros’un örgüt referansı ile işe girdiği, “Hamza” kod adlı Ersoy Sancak isimli kişinin kendisine referans olduğu iddiası söz konusu. Ayrıca, 2009 yılında 120 gün süre ile ABD’de bulunduğu, örgütün finans kuruluşu Bank Asya’da hesabının bulunması iddiaları var. Öte yandan “Hamza” isimli kişinin AKÜ öğrencisi olup bylock kullanıcısı tespiti yapıldığı da öğrenildi. “Hamza” kod adlı şahsı tanımadığını, memuriyet sınavına kendi imkanlarıyla hazırladığını söyleyen Koçak, “Hamza’yı tanımam. KPSS’de 80 küsur puan aldım. Sınava kendi imkanımla çalıştım” dedi. Mahkeme Başkanı sanık Koçak’a, “Örgüt kategorizesinde size 4 numara verilmiş. Dört numara örgüt içerisinde; örgütte kalan, devam eden ve devam edecek kişi tanımlaması” ifadelerini kullandı.
“ABD’DE ÇALIŞTIM,
KATALOG EVLİLİK YAPMADIM”
2013 yılında Bolvadin ilçesinde staj için o dönem “cemaat” olarak bilinen örgütle müzahir Körfez Dershanesi’nin yurdunda barınma ihtiyacı için kalmak zorunda kaldığını anlatan Vehbi Koçak şöyle konuştu: “Staj dönemi yaklaşık olarak iki aydı. İki ay barınma ihtiyacı zorunluluğundan yurtta kaldım. ABD’ye gittiğimde bir fast foodda çalıştım. Daha sonra yurda döndüğümde bir markette işe girdim. Maaş alabilmek için Bank Asya’da hesap açılmıştı. Hesabın kapandığını sanıyordum” Mahkeme Başkanı sanık Koçak’a katalog evliliğin örgütün katalog evliliğinden mi olduğunu sordu. Eşini komşusunun nikâhına Karabük’ten şahit olarak geldiğinde komşusu aracılığıyla tanıdığını anlatan Koçak, katalog evlilik yapmadığını eşinin halen Karabük Üniversitesi’nde memuriyetine devam ettiğini belirtti.
“BİR DOLAR DÜĞÜN HATIRASI”
Sabah son olarak Mustafa Ürhan’ın duruşması görüldü. Emirdağ ilçesinde İnfaz Koruma Memurluğu görevinden ihraç edildiği öğrenilen Ürhan’ın hakkında; Gizli tanık Albatros’un örgüt referansı ile işe girip örgüt içerisinde 4 numara ile kategorize edildiği, bir kısım tanık beyanlarına göre örgütle müzahir yurtta kaldığı, arama ve el koymada cüzdanından bir adet B serisi dolar bulunduğu iddiaları var. Memuriyete girişte referans kullanmadığını, daha önce girdiği sınavlarda elendiğini, örgüte üye olması halinde bu sınavlardan birinde başarılı olacağı yönünde savunma yapan Ürhan, “Yurtta kaldım. Bulunan bir dolar yaklaşık 7 yıl önce sağdıcı olduğum arkadaşımın düğününden hatıra olarak saklıyordum” dedi.
“ÖRGÜT BAĞLANTISINI BİLMİYORDUK”
Sanık Mustafa Ürhan’ın duruşmasında meslekten ihraç edildiği öğrenilen tutuksuz tanık Rıdvan Ulaşkın dinlendi. Bolvadin ilçesinde iki aylık staj süresinde ev kiralayamadıklarını otel ve başka alternatif olmadığı için Körfez Dershanesi’nin Yurdu’nda kaldıklarını anlatan Ulaşkın, “Biz yurtta 17-25 Aralık süreci öncesi kaldık. Örgütle bağlantılı olduğunu bilmiyorduk. Bilseydik zaten kalmazdık. Bizler devletine milletine bağlı insanlarız. Benle yurtta irtibata geçen biri olmadı. Sohbet toplantısı gibi bir toplantı görmedim katılmadım. Ama bir seferinde katılmadığım bir kandil programı düzenlemişlerdi. Kimler katıldı bilmiyorum” şeklinde konuştu.
“EV ARAMA TUTANAKLARI MI KARIŞTI?”
Öğleden sonra devam eden yargılamalarda tutuklu öğretmen Sevgi Topdemir’in duruşması görüldü. Topdemir’e ait bylock program içeriği için Manisa’ya yazılan müzekkereye cevap gelmediği ve sanığın çeşitli taleplerde bulunması nedeniyle duruşma Aralık ayı içerisinde görülecek. Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanan Topdemir, 15 gün önce yapıldığını söylediği ev arama tutanağındaki ismin kendisine T.C kimlik numarasının ise başkasına ait olduğunu belirtti. Sevgi Topdemir, “Ev arama tutanağında isim doğru ama T.C kimlik numarası doğru değil. Bu kimlik numarası kime ait merak ediyorum. Arama sırasında evde kimse yoktu. Bir de asla benim evimde 2015 yılına ait dergiler yok” dedi. Mahkeme Başkanı sanğa, “Dergileri polisin mi koyduğunu iddia ediyorsunuz” diye sorunca Topdemir, “Yanlış anlaşılmasın. Dergileri polis eve koydu demiyorum. Ama iki kişinin ev arama tutanaklarımı karıştı? Bunun araştırılmasını istiyorum. Mustafa Atakan Yalçın’ı kesinlikle tanımıyorum. HTS kayıtlarına bakılmasını talep ediyorum. 2002 yılından beri tek hat kullanıyorum. Yanlışlıklar varsa gözden geçirilsin.” cevabını verdi.
“ÖRGÜTLE 2008’DE TANIŞTIM”
Geçen celsede etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebi doğrultusunda TEM Şube’ye ifadeye gönderilen eski Polis Onur Başoğlu karar celsesinde sorulan son sözünde pişman olduğunu, tahliyesini talep etti. Başoğlu, TEM Şube’de ve duruşmada da detaylı ifadeler vererek Mahkeme Başkanı ile heyetteki hâkimlerin sorularını cevaplandırdı. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebi çerçevesinde çeşitli isimler vererek beyanlarda bulunduğu öğrenilen sanık Başoğlu, örgütle 2008 yılında tanıştığını belirtti. Başoğlu, dershaneye üniversiteye hazırlanma sürecinde giderken dershane öğretmenleri M.A.K ve A. B tarafından ilgilenildiğini, üniversite sınavında Balıkesir’de Tarih Bölümünü kazandıktan sonra ismini hatırlayamadığı bir dershane öğretmenince kayda götürüldüğünü aktardı.
ALIŞKANLIKLARIM NEDENİYLE
BÖLGE TALEBE MESULÜ YAPILMADIM
Balıkesir’e üniversite eğitimi için gittiğinde dershane öğretmeniyle birlikte kendisini bir örgüt elamanının karşıladığını, kayıt oluncaya kadar bir gece örgüt evinde kaldığını anlatan Başoğlu, “Bir örgüt elemanı bizi Balıkesir’de karşıladı. Aradan zaman geçti ismini hatırlayamıyorum. 1,5 yıl süre ile ikinci sınıfın ikinci dönemine kadar aynı evde kaldım” dedi. Mahkeme Başkanı sanığa örgüt tarafından Bölge Talebe Mesullüğü görevi verilip verilmediğini sordu. Sigara alışkanlığı, kız arkadaşı oluşu ve eve geç gelmesi gerekçeleriyle böyle bir görev verilmediği cevabını veren Başoğlu, “Ev abisinin ismini hatırlamıyorum. Aradan 10 yıl zaman geçti. Makine Mühendisliği Bölümünde okuyan bir öğrenciydi. Zaten evler sürekli değişirdi. Evlerde sohbet toplantıları yapılırdı. Başka fakültelerden öğrenciler bu toplantılara katılım için gelirdi. Sohbet abisi ‘Hasan’ diye bildiğim bir kişiydi. Kod adımı gerçek adımı bilmiyorum. Toplantılar Kur’an-ı Kerim okunması ile başlar, Fethullah Gülen’in cd, kitap ve vaazlarının dinlenmesi ile devam ederdi. Haftada bir veya iki defa toplanılırdı” diye konuştu.
“4. SINIFTA ÖZEL GÖRÜŞÜRLERDİ”
Mahkeme Başkanı Başoğlu’na, toplantılarda devlet, hükümet ve siyasi meyanda mesajlar verilip verilmediğini, bunu anlayıp anlamadıklarını, ev arkadaşları arasında asker ya da polis olan bulunup bulunmadığını sordu. “Eğer mesaj veriliyorsa bile ben bilmiyorum” diyen Başoğlu, “İlk zamanlar siyasete desek yönünde telkinler, konuşmalar olurdu. Birinci dönem bu toplantılar 4 ile 5, bazen 6 kişi katılırdık. Ev arkadaşlarım içinde asker ve polis olan oldu mu bilmiyorum. Dördüncü sınıfa gelindiğinde birebir özel görüşmeler yapılırdı” şeklinde konuştu.
SAHABE İSİMLERİYLE KOD
ADLARINI KILIFLAMIŞLAR!
2008 yılında kendisine kod adı olarak “Muttalip” adının verildiğini anlatan Onur Başoğlu’na Mahkeme Başkanı, “Sormadınız mı benim adım Onur, bu gizem nedir diye? 2008 yılından bahsediyoruz, örgütün devletle barışık olduğu zamanlar. Sonrasına 2015 ve ardından 2016 yılında da darbe girişimi. Demek bir planları var ki kod adları kullanılıyor” dedi. Mahkeme Başkanı, örgütün kod adı olarak verilen sahabe isimleriyle kod adlarının kılıflandığına dikkat çekti.
SİGARA MESULLÜK GÖREVİNE ENGEL
Toplantılara lise ve ortaokul öğrencilerinin de katıldığını söyleyen Başoğlu’na Mahkeme Başkanı, “Size ‘Muttalip’ kod adı verildiğine göre bir görevde vermeleri lazım. Demek size güvenmişler” sözleri üzerine Başoğlu, “Bana talebeler verilecekti. Sigara içtiğim için verilmedi” dedi. Mahkeme Başkanı, örgüt hiyerarşisinde; üniversite sohbet sorumlusu, bölge talebe mesulü, büyük bölge talebe mesulü, eğitim danışmanı, ilçe imamı, il imamı, büyük bölge imamı kavramları olduğuna değindi.
ZAMAN ZAMAN KAMPLAR VE
ÇİĞ KÖFTE ETKİNLİĞİ
Çiğ köfte ve zaman zaman kamplar şeklinde etkinlikler yapıldığını anlatan Başoğlu, Polis Okulunu kazandıktan sonra kendisinin bir örgüt mensubunca arandığını söyleyen Başoğlu, “Arnavutköy’de bir çay bahçesinde bu kişi ile görüştüm. Bu süreçte bir kez de eve gittim. Emin olmamakla beraber sanırım isimleri O.G ve Y.Y idi” şeklinde konuştu. Neden buluşma davetlerine gittiğini soran Mahkeme Başkanına Başoğlu, “Hafta sonu nerede olduğumu biliyorlardı. Aramasalar bile geldiklerinde beni buluyorlardı” ifadelerine yer verdi.
“EV SAYISI VE
ADRESİ VERMEKTEN KAÇILINILIRDI”
Mahkeme Başkanı, toplantılarda polis ve askeriyeden bahsedilip bahsedilmediğini sordu. Başoğlu, “Polislerden bahsedilirdi. Bizim abilerimiz var, yardımcı olurlar, daha sonra zorluk çekmezsiniz diyorlardı. Mezuniyete kadar Çarşamba günleri hafta içi dışarıya çıkabiliyorduk. Okulu bitirmeye bir hafta kala bir Çarşamba günü valiz almak için dışarıya çıktığımda yaptığım görüşmede, ‘Afyon’a gittiğinde boşa masraf yapma. Nişanlısın nasılsa evleneceksin. Dayalı döşeli hazır ev var denildi. Teklif cazip geldi. Düğün yapacağımdan borçluydum. Mehil müddet için köyde iken ‘Hayrettin’ kod adlı Satılmış Halit Koçer beni telefonla aradı. Afyon’dan aradığını ‘Fatih’in selamını iletti. Sonra ben aradım geleceğim günü söyledim. Beni eve götürdü. Eşyalar ortada ev dağınıktı. Benim gibiler için tayinle Afyon’a gelenlere has evlerden bir tanesiydi. Biz H.B ile birlikte çekyatların monteledik, halıları serdik. H.B Merzifon Polis Okulundan gelmişti. Evi düzenledik birlikte kaldık. Sonra Abdülkerim ile Fevzi geldi. Fevzi 1,5 ay sonra düğün yaparak gitti. H.B de Mayıs ayında ayrıldı. Bir çok böyle ev olduğunu söylerler ama sayı ve adres vermekten kaçınırlardı” dedi.
“ONAY KODU GÖNDERDİ
EŞLEŞTİRDİK BYLOCK ÇALIŞTI”
“Hayrettin” kod adlı Satılmış Halid Koçer’in kimi zaman çat kapı gelip anahtarla kapı açıp içeri girdiğini, kimi zaman zile bastığını bu evde de toplantılar yapıldığını aktaran Başoğlu, “Bylock programını Hayrettin yükledi. Önce telefonum tuşlu olduğundan olmadı. Bana sürekli bir akıllı telefon almamı söylüyordu. Borçlu olduğumdan alamayacağımı belirttim. Israrı sürüyordu. Bana ucuz yollu akıllı telefon bulacağını söyledi. THL marka o gün için 220 TL bedelli bir telefona uğraşarak bylock programını yükledi. Onay kodunu gönderdi, telefonları eşleştirdik, denedi çalıştı” ifadelerine yer verdi.
BYLOCK TEK KALEMDE YÜKLENMİYOR!
Mahkeme Başkanı sanık Başoğlu’na pek çok yargılamada örgütün gizli haberleşme programı bylock kullanım iddiasına karşı sanıkların; “Telefonuma bulaşmış, çocuğum internetten indirmiş, telefonu ikinci el almıştım içinden çıktı” gibi gerekçelerle savunma yaptıklarını bu durumların çok mümkünatı olup olmayacağını sordu. “Bana göre çok mümkün değil nasıl yüklendiğini gördüm” diyen Başoğlu, “Program kaydının olduğu bir flash lazım. Onay kodunu karşı tarafın kabul edip telefonların karşılıklı eşleştirmeleri gerekiyor. Aşamalı bir yükleme yapılıyor. Onay kodunu kabul etmeden mesajı görmek mümkün değil” cevabını verdi.
“DEVLETİN DEĞİL KAÇAK
TERÖRİSTİN SÖZÜ DİNLENMİŞ”
Mahkeme Başkanı, Onur Başoğlu’na devletin iç güvenlikten sorumlu tutarak, devleti ve milleti koruması için kendisine polis memuru olarak bir tabanca, şerefli bir üniforma verdiği vurgusunu yaptı. Sır ve gizem üzerine kurulu yapıya işaret eden Mahkeme Başkanı, “Çocuğum cezaevinde diye feryat figanda bulunan sanık yakınları var. Ama bu örgüt onların çocuklarını bir şekilde kafeslemiş. Bir emniyet müdürüne duruşmada sorduk. Kendisi İl Emniyet Müdürünün değil ‘Abinin talimatını’ dinleyeceğini ifade etti.  Yurt dışında kaçak yaşayan bir teröristin sözünü dinlemişsiniz” ifadelerine yer verdi.
CEZAEVİNDE BYLOKC
İNKARINDA FİKİR BİRLİĞİ!
Basiretlerinin bağlandığını kaydeden Başoğlu’na bu kadar zaman niye sustuğu, soruşturma aşamasında neden bu beyanlarda bulunmadığı Mahkeme Başkanınca soruldu. Ayrıca Cumhuriyet Savcısı sanığa bir daha örgüte bulaşmayacağı yönünde nasıl güvenebileceklerini sordu. Başoğlu şöyle konuştu: “Arkadaşlarım, meslektaşlarım işinden olmasın diye bu kadar zaman sustum. Bir yıldır çok sıkıntı çekiyorum. Eşim günlerce maddi sıkıntıdan beni görmeye gelemedi. Cezaevinde harçlıksız kaldım. Bunları bir daha asla yaşamak istemiyorum. Cezaevinde herkes kabuğuna çekildi. Örgüt tarafından cezaevine mesaj gönderiliyorsa bile bana gelmedi. Yeminle ben rastlamadım. Cezaevinde konuşulan konu bylock programı kullanılmadığı yönünde. Bylocku kabul edene terörist gözüyle bakılıyor. Herkes birbirinden çekiniyor. Çok şey dönüşüyor ama kimse açık vermek istemiyor. Duruşmaya giden alkışlarla uğurlanıp namazlarda tahliye edilmesi için dua ediliyor. Ben çevik kuvvette çalıştım. Görev yaparken örgütten talimat almadım. Saflığıma verin. İki şeyden pişmanlık duyuyorum. Birincisi şimdiye kadar konuşmayıp devletime yardımcı olmadığım bir yıldır hapis yattığım için. İkincisi de 17-25 Aralık sürecinden sonra bir yıl daha devam ederek kopmadığım için pişmanım” >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme