FETÖ/PDY davasında bir beraat – Kocatepe Gazetesi
Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Paralel Devlet Yapılanması (PDY) çerçevesinde Silahlı Terör Örgütüne Üye olma isnadıyla haklarında dava açılan biri tutuklu, diğerleri tutuksuz olmak üzere toplam 12 sanığın yargılamaları dün devam etti.CAYMAZ BERAAT ETTİAfyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün sabah başlayan duruşmalar öğleden sonra da devam etti. Tutuksuz olarak yargılanan, Silahlı [&hellip]
Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Paralel Devlet Yapılanması (PDY) çerçevesinde Silahlı Terör Örgütüne Üye olma isnadıyla haklarında dava açılan biri tutuklu, diğerleri tutuksuz olmak üzere toplam 12 sanığın yargılamaları dün devam etti.
CAYMAZ BERAAT ETTİ
Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün sabah başlayan duruşmalar öğleden sonra da devam etti. Tutuksuz olarak yargılanan, Silahlı Terör Örgütüne üyeliğinde yeterli delil olması nedeniyle beraat eden Kaynakçı Ali Caymaz savunmasını kendi yaptı. Emniyette ve Savcılıkta verdiği ifadeleri tekrarladığını belirten Caymaz, esnaf olarak pek çok insanla teması bulunduğunu ifade etti. Ali Caymaz’ın duruşmasında; M.Y, B.U, K.Ö tanık olarak dinlenildi. Caymaz karar öncesi sorulan son sözünde, “Maalesef bu örgüt darbe yaptı, cürüm işledi. Bizim gibi taşrada olan insanlar bir dönem kandırıldı. Çok diyeceğim yok. On aydır mağdurum” dedi. Mağdur olduğu ifadesi üzerine Mahkeme Başkanı, “Neden mağdursunuz? Devlet araştırmasın mı? Yargılama yapılmasın mı?” diye sordu.
SANIK SAVUNMA SÜRESİ İSTEDİ
FETÖ silahlı terör örgütüne üye olduğu, örgütle müzahir olan Aktif Eğitim Sen’e üyeliği, yine örgütle bağlantılı Bank Asya’da hesabı bulunması iddiaları bulunan ve Kanun Hükmünde Kararname ile (KHK) ihraç edilen Öğretmen Veysel Taşçı’nın savunma için ek süre talebi nedeniyle duruşması ileri bir tarihte görülecek. Veysel Taşçı’da savunmasını kendi yaptı. Bank Asya’da hiçbir mevduat hesabı bulunmadığını kendisine Eminevim tarafından EFT sorunu yaşamamak için 2013 yılında Bank Asya da hesap açıldığını anlatan Taşçı; “Halk Bankası’nda da hesabım vardı. Altın hesabımda vardı. Örgüt üyesi olsam bu hesaplarımı oraya aktarırdım. Aktif Eğitim Sen yetkilileri görev yaptığım okula geldiler. O an teklifleri makul geldi üye oldum. Eşimde öğretmen o Türk Eğitim Sen üyesidir. Eşim Aktif Eğitim Sen’e üyeliğimi makul görmeyince sendika yetkililerini üyeliğimin iptali için aradım. Sendikadan üyelik kartı ya da evrakı gelmedi. Taşçı’nın duruşmasında A.T, M.A tanık olarak dinlendi. Her iki tanık Sanık Taşçı’nın sohbet adı verilen toplantılara katılımını birkaç kez gördüklerini beyan etti.
“İŞE KİMSENİN REFERANSI
İLE GİRMEDİM”
Dinar Adliyesi’nde Zabıt Kâtipliği görevinden ihraç edilen ve savunmasını kendisi yapan Yasemin Aytekin, kâtiplik sınavına FETÖ Silahlı Terör Örgütünün evlerinde çalıştığı, yine zabıt kâtipliği görevine de örgüt referansı ile girdiği iddialarıyla tutuksuz olarak yargılanıyor. Kâtiplik sınavını kendi çaba ve kişisel çalışması ile kazandığını belirten Sanık Yasemin Aytekin, işe girişte kimsenin referans olmadığını ifade etti. Aytekin; “Ben sınava Q klavyeden girdim. Sınava çocuğumla evimde kendi çabamla hazırlandım. İşe kimsenin referansı ile girmedim” dedi. Yıldırım isimli gizli tanık beyanında Sanık Aytekin’in Isparta’da o dönem için “cemaat” olarak bilinen örgüt yurdun da sınava hazırlandığını bildirdi. Tanık beyanını kabul etmeyen Yasemin Aytekin, Isparta’da oturduğunu, 2013 yılında girdiği kâtiplik sınavına kendisinin hazırlandığını belirterek hakkında ki iddiaları ret etti. Aytekin’in duruşması ileri bir tarihte görülecek.
“ÖRGÜT ÜYESİ DEĞİLİM”
Öğretmenlikten KHK ile ihraç edilen ve tutuksuz yargılanan Sanık Gülcan Dalar’da savunmasını kendisi yaptı. Örgütün finans ayağı Bank Asya’da ki hesabı, örgütle müzahir Aktif Eğitim Sen üyeliği iddialarıyla yargılanan Dalar, silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiasını kesinlikle kabul etmediğini söyledi. Dinar Fen Lisesine 2012 yılında atandığını ifade eden Dalar; “Dört yıl boyunca mesleğimi en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Kurum amirleri dışında hiç kimseden talimat almadım. Aktif Eğitim Sen’in temsilcileri okula geldiler. Avantajlarını göz önüne alarak eşimle birlikte sendikaya üye olduk. Bu sendikanın örgütle bağının olduğunu bilmiyordum. 29 aylık ikizlerim var. Çok sıkıntılı bir hamilelik süreci geçirdim. Siyasi gündemden uzaktım. Bu yüzden sendikanın örgütle bağı olduğunu bilmiyordum. Ev ve okulun dışında bir hayatım olmadı” dedi.
“TEVHİTNAME NEDİR BİLİR MİSİNİZ?”
Sanık Gülcan Dalar’a Mahkeme Başkanı “Tevhitname nedir bilir misiniz?” diye sordu. Annesine giderken çöp kenarında bulduğu “Tevhitname” duasını aldığını söyleyen Dalar, “Ben takvim yapraklarını bile yerden, çöpten toplayan bir insanım. Duayı çöpte görünce aldım” cevabını verdi. Mahkeme Başkanı, “Tevhitname” duasının Örgüt Elebaşı tarafından internet üzerinden Türkçe çeviri ile okumaları için örgüt üyelerine dağıtıldığını belirtti. Mahkeme Başkanının Sanık Gülcan Dalar’ın eşi Muhammed Dalar’ın telefonunda bylock bulunduğu iddiasını hatırlatması üzerine Dalar, “Örgüt yüzünden zor zamanlar geçiriyoruz. Eşim 7 aydır cezaevinde tutuklu” dedi. Cumhuriyet Savcısının mütalaa hazırlaması için süre talebi üzerine Dalar’ın duruşması ileri bir tarihe ertelendi.
“25 YIL ÖNCE DERSHANEYE
GİTMEKLE FETÖCÜ OLAMAM”
Tutuksuz yargılanan ve halen Dinar Adliyesi’nde Yazı İşleri Müdürlüğü görevine devam eden sanık Sadık Gürbüz, hakkında ki silahlı terör örgütü üyeliği suçlamasını ret etti. Örgütle hiçbir bağının bulunmadığını söyleyen Gürbüz, 2013 yılında TEOG sınavına hazırlanan kızının gittiği dershane de örgütün medya ayağında bulunan Zaman Gazetesine aboneliğin dershane taksitlendirmesinde yapıldığını ancak evine gazete gelmediğini belirtti. Mahkeme Başkanı, Gürbüz’e daha önce ki duruşmalarda da tanık olarak dinlenilen Ş. A’yı tanıyıp tanımadığını sordu. Tanık Ş.A’nın cezaevi aşçısı olduğunu belirten Sadık Gürbüz, tanığın kendisi hakkında duyumu olduğu beyanı bulunduğunu, 25 yıl önce dershaneye gitmek durumunda kalmasıyla FETÖ’cü olamayacağını kaydetti. Tanık Ş.A’nın tayininin Akşehir ilçesine çıktığı öğrenildi. Gürbüz’ün avukatı müvekkilinin beraatını talep etti. Gürbüz’ün duruşması ileri bir tarihte görülecek.
“ANTİ SOSYALİM-ÖZÜRLÜYÜM
‘YALNIZ ADAM’ OLARAK BİLİNİRİM”
Dinar ilçesinde öğretmenken ihraç edilen ve tutuksuz yargılanan Sanık Muammer Çoban, FETÖ ile iltisaklı olduğu iddialarını ret etti. Örgütle 2015-2016 öğretim yılında çocuğunu özel okula vermesiyle tanıştığını belirten Çoban; “Anneler, Babalar Günü gibi özel günlerde düzenlenen toplantılara katılmıştım. Toplantılara katıldığım yönünde ki ifadelerle onu mu kast ediyorlar bilmiyorum. Mahkeme Başkanının 17-25 Aralık sürecinde ortaya çıkan sıkıntıyı hatırlatması üzerine Sanık Çoban, bu süreçte de okula devlet teşvikinin devam ettiğini dile getirdi. Anti sosyal ve özürlü bir insan olduğunu, kendisinin ağır hastalığı bulunduğunu belirten Çoban, “Ben çevrede ‘Yalnız Adam’ olarak tanınırım. Anti sosyal ve özürlüyüm. Çocuğumun ağır hastalığı var. Aktif Eğitim Sen’in nasıl bir sendika olduğunu bilmeden üye oldum. Faiz hassasiyeti nedeniyle Bank Asya’yı tercih ettim. TMSF el koyduğunda da bu bankanın devlet güvencesinde olduğunu düşündüm” diye konuştu. Mahkeme Başkanı sanık Çoban’a bilmediği bir sendikaya nasıl üye olabildiğini, TMSF tarafından el konulan bir bankaya para yatıracak kadar zengin olup olmadığını sordu.
“KOYU CEMAATÇİ ŞAHSİ YORUM”
Bank Asya’ya talimatla para yatırmadığını söyleyen Sanık Muammer Çoban, “Basit bir şeyin hayatımı alt üst edeceğini bilemedim. Silahlı terör örgütüyle hiçbir irtibatım yok. Gerçek silah bile görmedim. Kısıtlı bir hayatım var. Yarı felçli gibiyim” diye konuştu. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (Segbis) ile duruşmaya bağlanan M.A ile A.T Çoban’ın duruşmasında tanık olarak dinlenildi. Soruşturma sırasında ki beyanında Muammer Çoban’ın “koyu cemaatçi” olduğu yönündeki ifadesinin şahsi yorumu olduğunu belirten Tanık M.A, bu düşünceye sanığın Milli Eğitim de öğretmen olmasına rağmen kendisini gizlemeden çocuğunu örgütlü bağlantılı özel okula vermesiyle vardığını açıkladı. Tanık A.T, Sanık Çoban’ın 2013 yılı öncesi yurda geldiğini, sohbet toplantısında bir kez gördüğünü ve sima olarak tanıdığını dile getirdi. Tanık M.A’ da gözaltına alındıkları sırada Sanık Muammer Çoban’ın da aralarında bulunduğunu kaydetti.
“ÖRGÜTÜN PARA KASASI”
Tanık M.D. Sanık Muammer Çoban hakkında verdiği ifadesinin harfi harfine geçerli olduğunu ve bu ifadelere ekleme yapacağını beyan etti. Sanık Çoban’ın örgütün para kasası olduğunu, fanatik cemaatçi olduğunu ve mal varlığına el konulmaması için mallarını akrabalarına devrettiğini, mütevelli olduğunu kaydetti. Tanık M.D, “Örgüt yapısında eğer öğretmen bekârsa maaşının yüzde 50’si, evli ise yüzde 10’unu veriyor. Bu şahıs öğretmen grubunun paralarını toplar Dinar İlçe İmamına verir, İmam da Isparta ya da İzmir’e gönderirdi. İzmir FETÖ köpeklerinin baskın olduğu bir yer. Tatillerde seçilen öğrenciler evlerine gönderilmek yerine kamp yaptırılıyordu. Evini kamp yaptığını duydum. Dinar’da örgütün İlçe İmamı sanığın evini kamp için seçmiş” şeklinde konuştu.
“ÖZETLE ON NUMARA FETÖCÜ”
Mahkeme Başkanı Tanık M.D’ye Sanık Muammer Çoban’la ilgili duyumlarının neye dayandığını sordu. Tanık M.D, anlattıklarını Çoban’ın yakın komşularından duyduğunu, ama o kişilerin konuşmaktan çekindiklerini ileri sürdü. Tanık M.D, “Sanığın evinde alçak FETÖ’nün kitapları okutulup, cd izletiliyordu. Herhalde yine bunun evinde FETÖ alçağının çaldığı sorular bu öğrencilere verildi. Dinar küçük bir yer. Darbeden 1-2 gün sonra komşuları araç bagajına kitap, cd, belge taşıdığını görmüş. Özetle on numara FETÖ’cüdür.” diye konuştu. Sanık Muammer Çoban, Tanık M.D’yi tanımadığını belirterek, tanığa mal varlığını akrabalarına devir ettiğini ve örgüt kasası olduğu yönündeki iddiaları kimden duyduğunu sordu. Tanık M.D bu iddiaları sanığın yakın komşularından öğrendiğini sözlerine ekledi. Sanık Çoban’ın savunma için ek süre talebi üzerine duruşma ileri bir tarihe ertelendi.
“BİR DOLARI BİRİ BIRAKMIŞ OLABİLİR”
Öğretmenlikten ihraç edilen ve tutuksuz yargılanan Sanık Hümeyra Kara, örgüte müzahir Aktif Eğitim Sen üyeliği, Bank Asya da hesap açtırdığı iddialarıyla yargılanıyor. Öte yandan sanık Kara’ın bahçesinde darbe girişimi akabinde yapılan aramada sepet içinde 1 dolar ele geçirildiği kaydedildi. Aktif Eğitim Sen’e başörtüsü ile çalışma, kıyafet serbestesini sağladığı gerekçesiyle üye olduğunu ileri süren Sanık Kara’ya Mahkeme Başkanı başörtüsü serbestliğinin yasa ile sağlandığını söyledi. Bank Asya’yı katılım bankası olup faizsiz bankacılık hizmetinden tercih ettiğini belirten Kara, örgüt elebaşı talimatı çerçevesinde hesap açmadığını ifade etti. Bahçe de sepet içinden çıkan bir doların yarısının yıpranmış olduğunu, adresin ailesine ait olduğunu belirterek, “Adres benim değil aileme aittir. Bahçenin kapısı yoktur. Biri girip bırakmışta olabilir. Havaya fırlatılmışta olabilir. Mahkeme Heyeti Üyesi Hâkim, “Eğitim hayatınızda örgütün yurtlarında ya evlerinde kaldınız mı?” sorusuna Sanık Kara, Edirne’de annesi ile ev tuttuğu, örgüt yurt ya da evinde kalmadığı şeklinde cevapladı. Kara’nın duruşması ileri bir tarihte görülecek.
“MÜTEVELLİ DEĞİLİM”
Tutuksuz yargılanan Sanık Kadir Özkan, örgütün Dinar’da ki mütevelli heyeti üyesi olmadığını, örgütle bağlantılı Köylere Hizmet Götürme Derneği ve Dinar İşadamları Derneğine üyeliğiyle, Zaman Gazetesine aboneliği iddialarını cevaplandırdı. İşadamları Derneğinin kapatılması için imza verdiğini belirten Özkan, Ardo Dondurma da ki toplantıdan haberdar olmadığını kaydetti. Yurtta yapılan sohbet toplantılarına gitmediğini belirten Özkan’ın duruşmasında Segbis’le bağlanan M.A ile duruşmaya gelen S.A, B.U tanık olarak dinlenildi. Gelecek duruşmada İ.D isimli şahsın tanık olarak dinleneceği öğrenildi.
“YEMEK ARTIKLARINI TOPLADIM”
Tutuksuz yargılanan Emekli İnşaat Teknisyeni Sanık Ramazan Kubay, 2006 yılında uğradığı bir istismar sonucu evini kaybetmesiyle bir süre örgütün içinde bulunduğunu, 700 lira aylıkla örgütün yemekhanesinde yemek servisi yaptığını anlattı. Sohbet toplantılarına katıldığı bu süreçte mütevelli seviyesine ulaştığını aktaran Kubay, “Örgütten 2008 yılında çıkarılma nedenim aşırı eleştirilerim ve suiistimallerin karşısında durmamdır. Ancak artan yemekleri toplayıp ihtiyaç sahiplerine dağıtmaya devam ettim. Sürekli eleştirilerde bulunmam ve tepkiler vermem sonucu o dönem ‘cemaat’ olarak bilinen yapıdan itildim. Bende arama mesafe koydum. Zamanın Valisi ve Kaymakamı evime gelerek çalışmalarım nedeniyle beni ziyaret ederek teşekkür ettiler” ifadelerini kullandı.
“KENDİ HİZMET
ANLAYIŞIMI OLUŞTURDUM”
Mahkeme Başkanı’nın örgütte ne gibi suiistimaller gördüğü sorusunu Kubay, “Misal yurt müdürü evleniyor. Ertesi yıl güzel bir aracı oluyordu. Bu gibi şeyleri hep eleştirdim” diye cevapladı. Mahkeme Başkanı örgütten dışlanmasına rağmen yemek artıklarının kendisine neden verildiği sorusunu Sanık Kubay, “Bunları toplamakta başlı başına bir iştir” şeklinde cevapladı. Mahkeme Başkanı, örgütün çok sayıda çalışanı ve hizmet edeni olduğuna dikkat çekti. Köylere Hizmet Götürme Derneğine neden üye olduğu sorusunu Kubay, üyelik imzasını kimin attığını bilmediğini, bu nedenle şikâyetçi olmadığını kaydetti. Dinar İşadamları Derneğine üye olamayacağını, emekli ve piyasaya borcu bulunduğunu söyleyen Kubay, 5 yıl örgüt içinde bulunduğunu daha sonra bağımsız çalışıp kendi hizmet anlayışını oluşturduğunu aktardı.
“SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ DEMİYOR”
Kubay’ın duruşmasında M.A, A.T, tutuklu M.Y ve M.D tanık olarak dinlenildi. Tanık M.D, sanık Kubay’ın, FETÖ’nün ileri gelen zenginlerinden aldığı paketleri Suriyelilere dağıttığını ve onlara “Erdoğan’ı arayan aç kalır. Bunları size hocamız gönderdi” dediğini dile getirdi. M.D, “Sanık Ramazan Kubay, ayrıca ‘Hoca Efendi darbe yapmaz. Kimseyi öldürmez. Bunu Tayyip yaptı’ demiştir. Dikkatinizi çekiyorum öbür çakala Hoca Efendi derken Cumhurbaşkanımıza Sayın Cumhurbaşkanımız demiyor” diye konuştu.
“DÜŞÜNCEM KORUYUCU
AİLELİK FETÖ PROJESİ”
Tanık M.D, “Koruyucu Aile” projesinin bir FETÖ projesi olduğu düşüncesini aktardı. M.D, “Ben ‘Koruyucu Aile’ projesinin bir FETÖ projesi olduğu düşüncesindeyim. O çocukların FETÖ elemanı olmayacakları nereden bilinecek? Bu vesile ile yetkililere seslenmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Tanık B.U’da Sanık Ramazan Kubay hakkında sadece Suriyelilere yardım ettiğini bildiğini belirtti. Sanık Kubay, Tanık M.D’nin beyanlarının kendisini şaşırttığını, tanığın iki yıl önce köyünden yardım etmesi için kendisine bir fakir getirdiğini kaydetti. Kubay, M.D’nin kendisini kurtarmak, kahraman olmak gibi düşüncesi olduğu kanaati bulunduğunu, ayrıca M.D’nin akrabası ile bir süre kızının nişanlı kaldığını, nişanı bozması nedeniyle şahsına bir düşmanlık beslendiğini dile getirdi. Ramazan Kubay, devletini sevdiğini halk için çalıştığını sözlerine ekledi. Kubay’ın duruşması ileri bir tarihte görülecek. Yargılaması tutuklu olarak yapılan ve Etkin Pişmanlık Hükümlerinden faydalanma talebinde bulunan Sanık Turan Cengiz’in duruşması ileri bir tarihte görülecek. Tutuksuz yargılanan Sanık Mehmet Üner’in duruşması da ileri bir tarihe ertelendi. >> Burcu AYDIN’ın Haberi
Muhabire saldırı davasına devam
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında Afyonkarahisar’da
adliyeye sevk edilen zanlıları görüntülemek isteyen İhlas Haber Ajansı (İHA) Afyonkarahisar muhabirine yapılan saldırı sonrası açılan davanın 2. duruşması yapıldı
Duruşmada sanık avukatı savunmasında sanığın muhabire saldırdığında üzerinde mont bulunduğunu belirterek, bu nedenle darp edilemeyeceğini ifade etti.
Afyonkarahisar 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanık Yusuf A., katılmazken sanık avukat Halil Gümüş ve saldırının mağduru İHA muhabiri Gökten Ceylan hazır bulundu. Gerçekleştirilen duruşmada Ceylan, mahkemeye olayın gerçekleştiği andaki yaşananları anlattı. Kendisinin FETÖ şüphelilerinin adliyeye girişlerini görüntülemek isterken ismini sonradan öğrendiği Yusuf A., tarafından saldırıya uğrayarak kolunun sıkılıp, itilmesi ile darp edildiğini ve hakaretlere maruz kaldığını söyledi. Sanık avukatı Gümüş ise önceki duruşmada verdiği beyanında “darp ve hakaret” iddialarını kabul etmezken, müvekkilinin tek amacının muhabirin görüntü almasını engellemeye çalışmak olmak olduğunu söylemişti. Gümüş ayrıca yaptığı savunmada olayın kış mevsiminde yaşanmasından dolayı Ceylan’ın mont giydiğini ve bu yüzden darp edilemeyeceğini kaydetmişti. Ancak fotoğraf ve görüntülerde Ceylan’ın o gün sadece üzerinde kazak ve onun üstünde de yelek olduğu belirlenmişti.
Müşteki Ceylan’ın beyanının ardından duruşma 4 Aralık 2017 tarihine ertelendi.