'FETÖ itirafçıları maalesef dışarıda' – Kocatepe Gazetesi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar İl Başkanı Dr. M. Kemal Demirkırkan partide dün sabah düzenlediği basın toplantısında, yerel ve genel gündemde yer alan konuları yorumladı.'BAKANSIZ TÖRENE HALK KATILMADI'CHP İl Başkanı Dr. M. Kemal Demirkırkan, geçen hafta hastaneye yatarak tedavi gören Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'na geçmiş olsun dileklerini AK Parti İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven [&hellip]
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar İl Başkanı Dr. M. Kemal Demirkırkan partide dün sabah düzenlediği basın toplantısında, yerel ve genel gündemde yer alan konuları yorumladı.
“BAKANSIZ TÖRENE
HALK KATILMADI”
CHP İl Başkanı Dr. M. Kemal Demirkırkan, geçen hafta hastaneye yatarak tedavi gören Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na geçmiş olsun dileklerini AK Parti İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven vasıtasıyla ilettiklerini söyledi. Bu vesile ile Bakan Eroğlu’na bir kez daha acil şifalar dilediklerini belirten Demirkırkan, “AKP ilimizde ayakta kalmakta güçlük çekiyor. Bunun en güzel örneğini geçtiğimiz günlerde Sandıklı’da gördük. Sayın Bakanın katılmadığı açılış töreni halkın olmadığı bir tören halini aldı” dedi.
“BAKANDAN İZİNSİZ
HİÇ BİR ŞEY YAPILAMIYOR”
Geçtiğimiz günlerde Belediye Meclisi toplantısında yerel basına da yansıyan ilginç bir diyalog yaşandığını söyleyen Demirkırkan, “MHP’li Meclis Üyesi Halil İbrahim Baykara mecliste alınan kararların neden uygulanmadığını sorduğunda, Sayın Çoban ‘Bakanımızın ricasını kıramadım’ dedi. Geçen hafta Şeker- İş Sendikası Şeker Fabrikalarının satılmasına tepki göstermek için Afyonkarahisar Valiliğinden miting düzenleme izni aldı. Duyuruları yaptı. Ardından Afyonkarahisar bildirileri kongresi için Sayın Veysel Eroğlu’nun ilimize geldiği gün mitingin iptal edildiği bildirildi. Sadece basın açıklaması yapılabileceği bildirildi. Önceden verilmiş olan miting izni iptal edildi. Biz ülkemizin de, ilimizin de tek kişi tarafından değil demokratik kurallarla yönetilmesini istiyoruz. Birisi olmaz deyince hak ve özgürlüklerimizin elimizden alınmasını istemiyoruz” diye konuştu.
“SAKAT ANLAYIŞ HİÇ BİTMEYECEK”
Milli Eğitim’in bir ülkenin geleceğinin teminatı anlamına geldiğini sürekli değişen eğitim sistemi ve sınavlar nedeniyle geleceğin karardığı görüşünü dile getiren Demirkırkan, “Değişen Lise Geçiş Sınavı sonrası ilimizde sınavla öğrenci alacak nitelikli okullar açıklandı. Öncelikle okullarımızın nitelikli, niteliksiz olarak ayrıştırılmasına karşı olduğumuzu belirtmek istiyorum. İlimizde Afyonkarahisar Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi, Sahipata Anadolu İmam Hatip Lisesi, Afyonkarahisar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Süleyman Demirel Fen Lisesi, Afyon Lisesi ilimizdeki nitelikli okullar olarak belirlendi. Bu belirleme gerçekten anlaşılmaz. Geçen yıl en düşük puanla öğrenci alan Sahipata Anadolu İmam Hatip Lisesi nasıl nitelikli okul oldu. İlimizin en önemli okulları arasında bulunan Ali Çağlar ve Kamil Miras Anadolu Liseleri niteliksiz okullar, Sahipata Anadolu İmam Hatip Lisesi, EML nitelikli. Milli Eğitim’de sorunlar hiç bitmiyor. Bu sakat anlayışla bitmeyecek de” şeklinde konuştu.
“KIYAFET SERBESTESİ
İSTİSMARCILARIN FIRSATINA DÖNÜŞTÜ”
Eğitimin en önemli unsurunun öğretmen olduğunu vurgulayan Dr. M. Kemal Demirıkrkan sözlerine şöyle devam etti: “Çocuklarımızın davranışlarının gelişmesinde önemli roller üstlenen öğretmenlerimiz, çocuklarımıza her açıdan örnek olmaktadır. Doğaldır ki öğretmenlerimizin kılık kıyafetleri de çocuklarımız için bir model oluşturmaktadır. Biz okullarda eğitim ve öğretim görevini üstlenen tüm öğretmenlerimizin, yöneticilerimizin cumhuriyet öğretmenine yakışan, meslek saygınlığına uygun bir şekilde giyim kuşamlarına, saç ve sakal traşlarına dikkat etmeleri bu konuda yasal düzenlemelere uymalarını bekliyoruz. Kılık kıyafet serbestesi bunu istismar edenler için adeta fırsata dönüşmüştür. Sandıklı Milli Eğitim Müdürü’nün de, merkezdeki okul müdürlerinin de, Dinar’daki öğretmenimizin de dikkat etmesi gerekir. Sorulduğunda sendika kararı nedeniyle, protesto hakkını kullandıklarını, bu yüzden sakal uzattıklarını ifade edenlere 2 yıldan beri tepki göstermeyen İl Milli Eğitim Müdürümüzün cevabını bekliyoruz.”
“BAKKALLAR BİLE MUHBİRLİĞE ZORLANDI”
Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde bir kişi, bir araştırma görevlisi ve üç akademisyeni katlettiğini dile getiren Demirkırkan, katledilen bilim insanlarına Allah’tan rahmet diledi. “Ancak ölen kişilerin kanları bu muhbirliğe vatandaşı davet edenin yakasında olacaktır” diyen Demirkırkan, “İktidarın herkesi muhbirliğe zorladığı bir ortamda vatandaşlar, muhtarlar, bakkallar muhbirliğe zorlandı. Ortalık ihbardan geçilmez oldu. Bu katliamı yapan kişi de, kime kızdıysa FETÖ’cü diye damgalamış. Çamur atmış. Kimse korkudan bir şey söyleyemiyor. Bu olay göstermiştir ki ülkede adeta bir cadı avı başladı, herkes korkuyor” ifadelerine yer verdi.
“AKÜ’DE FETÖ’NÜN AYAKLARI DURUYOR MU?”
FETÖ mücadelesinde ki tespitlerinin Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde de (AKÜ) çok farklı olmadığını dile getiren Demirkırkan şöyle konuştu: “AKÜ’de durum çok mu farklı? Hayır. Üniversite bünyesinde FETÖ’cü olduğu herkes tarafından bilinen şahıslar elini kolunu sallayarak dolaşırken, onu, bunu suçlamaya devam ederken, yönetim kademelerini işgal ederken gerçekten suçlu olmayan birçok öğretim üyesi KHK ile görevinden atıldı. Atıldı ancak haklarında kanuni işlem yapılmadı. Bu nasıl bir mantıktır? Suçluysa mahkemeye sevk edin, suçsuzsa görevine iade edin. En fazla öğretim üyesinin görevden alındığı üniversitelerin başında gelen AKÜ’de yönetim kadroları göreve devam ediyor. Nasıl ki FETÖ’nün siyasi ayağı yok. Üniversitelerde de yönetici ayağı yok. Tüm suçlular üniversiteye gökten zembille indi”
“GERÇEK SUÇLULARA KİMSE DOKUNMUYOR”
FETÖ mağduriyetine örnek veren Demirkırkan şunları söyledi: “Size bir örnek. Baba FETÖ soruşturmaları nedeniyle KHK ile işten atılıyor. Aç ve açıkta kalıyor. Uzun zaman sonra suçsuzluğunu ispat ediyor, ancak dosyasına bir kez damga vuruldu. Bu sırada kızı devlet dairesinde iş başvurusu yapıyor. Yazılı sınavı tam puanla kazanıyor. Sözlü sınavı geçiyor. Güvenlik soruşturması sonrası göreve atanmıyor. Babanın suçsuz yere çektiği ceza yetmiyor, bir de hiçbir suçu günahı olmayan çocukları cezalandırılıyor. Gerçek suçlulara kimse dokunmuyor. Her türlü haksızlığa, her türlü hukuksuzluğa zemin hazırlayan, gazetecilerin, öğretim üyelerinin, avukatların, doktorların, öğrencilerin, gazetecilerin hapse atılmasına neden olan OHAL’i kabul etmiyoruz. Demokrasiye vurulan darbeyi kabul etmiyoruz.”
“FETÖ İLE YATIP KALKANLAR İTİRAFÇI OLDU”
CHP İl Başkanı Dr. M. Kemal Demirkırkan, kripto FETÖ’cülerin halen aktif görevlerde olduğuna dikkat çekti. Demirkırkan, özellikle AKÜ Tıp Fakültesi ile üniversite hastanesinde FETÖ soruşturmalarında aklanma çabasını gösteren kişilerin “krizi fırsata dönüştürdüğünü savundu. Demirkırkan şu ifadelere yer verdi: “İddia edildiği üzere FETÖ soruşturma ve kovuşturma sürecinde liyakatsiz kişilerin kürsü başkanlığı, ana bilim dalı başkanlığı, bölüm başkanlığı gibi görevlere getirildiği doğrudur. Çünkü böylesi duyumlarımız vardır. Bu açıklamamızda bahsettiğimiz bir kısmı tıp fakültesini bir kısmı da öğretim üyelerini kapsamaktadır. FETÖ mücadelesinde kimileri krizi kendileri açısından fırsata dönüştürdü. 15 Temmuz darbe girişimi öncesi bir kısım insanların FETÖ ile yatıp kalktıkları herkes tarafından bilinen insanlar bir şekilde itirafçı oldular. Bunlar şimdi ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar. ‘Ben şunla idim’, ben bununlaydım diyerek o kişileri hapse attırıyorlar. Ancak ‘Ben ordaydım’ diyen adam Kürsü Başkanı, ‘Ben şuradaydım’ diyen adam üniversite de yönetici pozisyonunda işine devam ediyor. Burada mantıkta bir hata var. Sen orada isen bugün senin yerin demir parmaklıkların arkası olmalı. Tanık olup itirafçı olan kanun verdiği bir haktan yararlanan elebaşları maalesef bugün dışarıdadır. Çünkü en iyi bilgiyi onlar veriyor. Adaletli bir soruşturma ve yargılama sisteminin olması gerekiyor.”
TÜRK LİRASI PAÇAVRA HALİNE GELDİ
AK Parti’nin ekonomiyi yönetemediğini, şişirilmiş ve çarpıtılmış rakamlarla övünmeyi marifet sandığını söyleyen Demirkırkan, “Ekonomi halkın sofrasıdır, ekonomi halkın huzurudur, ekonomi istihdam, emek ve alın terinin karşılığıdır. Ekonomi gelirde adalettir. Türkiye’nin büyük şirketleri tek tek batıyor daha Ülker firması bankalarla borç yapılandırması isteğiyle bir ay olmadan şimdi Doğuş grubu aynı talepte bulundu. Sırada pek çok şirketin bulunduğunu biliyoruz. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de Türk ekonomisi ile ilgili tehlikeye dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Bu hafta itibariyle Türk Lirası, dolar, euro ve sterlin karşısında tarihinin en düşük değerlerine düştü. Dolar 4,1, euro 5,1, sterlin 5,84 TL oldu. İşsizlik yüzde 10,9 faiz yüzde 14,5 ülkemizde yüzde 14,5 iken ABD’de yüzde 2,3, İngiltere’de yüzde 0,88’dir. Dolar 4 TL’nin üzerine yerleşti. 2017 yılı sonu itibari ile firmalarımızın 213 milyar dolar olan döviz açığı Ocak 2018 için 221 milyar dolara çıktı. Her bir kuruş kur yükselmesi dolayısıyla 2,2 milyar TL zarar ediyoruz. Kur kontrol altına alınmazsa iflaslar başlayabilir. Ülke bir krize sürükleniyor. Bu krizin sebebi OHAL kaynaklı siyasi baskılar ve adaletin ortadan kalmasıdır.” >> Burcu AYDIN’ın Haberi