FETÖ ile hiçbir bağım yok

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, FETÖ soruşturmalarıyla ilgili olarak kendisine yöneltilen eleştirilere cevap verdi. Son günlerde kendisinin gözaltına alındığı, ifadeye çağrıldığı şeklindeki söylentilerin artması üzerine Kanal3'de gazetecilerin karşısına geçen Başkan Çoban, 'Ne ifadeye çağrıldık, ne bir gözaltı var. Ben bu hain yapıdan en büyük hançeri yemiş birisiyim, bunlarla işbirliğim söz konusu olamaz' dedi.Kanal3 Ekranlarında Sadaettin [&hellip]

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, FETÖ soruşturmalarıyla ilgili olarak kendisine yöneltilen eleştirilere cevap verdi. Son günlerde kendisinin gözaltına alındığı, ifadeye çağrıldığı şeklindeki söylentilerin artması üzerine Kanal3’de gazetecilerin karşısına geçen Başkan Çoban, “Ne ifadeye çağrıldık, ne bir gözaltı var. Ben bu hain yapıdan en büyük hançeri yemiş birisiyim, bunlarla işbirliğim söz konusu olamaz” dedi.
Kanal3 Ekranlarında Sadaettin Ulusoy’un hazırlayıp sunduğu 3. Boyut programına katılan Belediye Başkanı Burhanettin Çoban canlı yayında, Kocatepe Gazetesi sahibi Sezer Küçükkurt, Odak Gazetesi yazarı Mehmet Emin Güzbey ve Hisar Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hayati Kanat’ın sorularını cevapladı. Programın ilk bölümünde Belediye icraatlarıyla ilgli bilgi veren Başkan Çoban daha sonra yöneltilen sorularla gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Son günlerde Afyonkarahisar kamuoyunda Başkan Çoban’ın FETÖ ile bağı olduğu, bu nedenle ifadeye çağrıldığı, görevden alınacağı şeklindeki söylentilerin arttığının hatırlatılması üzerine Başkan Çoban, FETÖ ile geçmişten bu yana olan ilişkilerini anlattı. Çoban şunları söyledi:
“17/25 Aralık’tan sonra FETÖ’nün gerçek yüzü görülmeye başladıktan sonra eski adıyla Cemaat dediğimiz bu insanların, hizmet, eğitim yönüne bakan herkes bunlara geçmişte destek verdi. En başta Hükümetimiz, partimiz bizler destek verdik. Destek vermeyen yoktu. Eski Başbakanımız, şimdiki Cumhurbaşkanımız ne diyordu, ne istediler de vermedik. Geçenlerde eski İşiçleri Bakanımız açıklama yaptı. 81 ilin 74 emniyet müdürü FETÖ’cü çıktı diye. Bunları kim atadı, içişleri Bakanı teklif etti, Başbakan ve Cumhurbaşkanı atadı. Dolayısıyla bir insanın bu konuyla ilgili tavrına 17/25 Aralık öncesi ve sonrası olarak bakmak lazım. Ben kişisel olarak il başkanıyken de, şimdi de, ben Milli Görüş kökenli bir insanım ve bundan da gurur duyuyorum. Milli Görüş’teyken bu cemiyetlere, cemaatlere pek rağbet etmezdim. AK Parti kurulurken burada her eğilim kendisini gösterecek, biz bir kitle partisiyiz denildi. Biz sivil toplumun, grupların, cemaatlerin önemini anladık. Ben il başkanıyken daha, sadece Fethullahçılarla değil, Süleyman Efendi talebeleriyle, Nurcuların tüm gruplarıyla da, Nakşi, Kadiri, Rufai tarikatlarıyla da, daha ileri gidiyorum Alevi Derneğiyle de il başkanıyken yakın ilişkilerim vardı. Beni Afyon’daki tüm cemaatlere sorun, hepsiyle ilişkim var. 9 tane bilgi evi yaptık. 9 tanenin 4’ü Fethullahçılardaydı, diğer 5’i tanesi de diğer arkadaşlarımızdaydı. Onlar sevdiğimiz, saydığımız güvendiğimiz arkadaşlarımız. Diğer illerde yapılan bilgi evlerinin hepsi FETO’culardaydı. Eğitimde onlar biliyorsunuz öndelerdi. Hatırlayın 12 Eylül referandumundan sonra Tayyip Erdoğan en büyük teşekkürü kime yaptı.
PİŞMANIZ, BİLEMEDİK
O zaman öyle bir dönemdi. Biz müslümanız, inancımız gereği biz kişinin zahirine bakıyoruz. İbadetine, alış-verişine, konuşmalarına bakıyoruz. Kalbinden geçeni bilemiyoruz. Tek zaafımız bu. Bunların eğitim yönüne baktık, güvendik, hata etmişiz. Cumhurbaşkanımız ne dedi, özür diliyorum dedi. Pişmanız. 2002 yılından beri partinin il başkanıyım. Hiç kimse yokken en önde biz vardık. Bu söylenmez ama parti kurulurken en büyük maddi desteği ben ve Tuncay Keskin yaptı. İbrahim Bey’den sonra il başkanı oldum, 2008 yılına kadar devam ettim. 2002‘den 2008 sonuna kadar her ay Ankara’da Başbakanımızın önderliğinde toplantılar yaptık. Bize hiçbir toplantıda bu cemaat denilen kesime karşı dikkatli olun, devlet içinde örgütleniyorlar denilmedi, Uyarı yapılmadı. Ta ki, 17/25 Aralık sonrası Başbakanımız bunlarla ilişkinizi kesin denilene kadar. Eğer uyarı yapılsaydı biz o zaman da ilişkimizi keserdik. 17/25 Aralık sonrası tabi bu arkadaşlarımızın bana sözleri vardı. Tayyip Bey bizim aleyhimizde olsa da bana destek vereceklerini söylüyorlardı. Ama seçim atmosferinde ben MHP ile filan çarpışmadım ki, benim karşımda tamamen bunlar vardı. Tüm öğretmenlerini, imamlarını seferber ettiler benim seçimi kazanmamam için. Burada Zaman Gazetesi iki defa Fatih Çetinkaye eki çıkardı. İki defa bizim aleyhimizde yolsuzluk haberi yaptılar. Broşürlerimizi eşimin yüzüne çarpmalar, oğlumun öğretmenlerinin alay etmeleri falan. Merkezde Zaman Gazetesi’nin 6 bin abonesi var. Her eve girdiler. Ben 58 bin oyla seçildim. 50 bin oy da MHP aldı. Bunların 6 bin oyu geri çevirmesiyle MHP 44 bin alacakken, 50 bin aldı, ben 64 bin alacakken 58 bin oy aldım. 20 bin oy farkla alacağım seçimi 8 bin küsur oy farkla aldım. Seçim günü sandıkları geziyorum her sandığın başında FETÖcü var.
BBP’YE HAKKIMI HELAL ETMİYORUM
Büyük Birlik Partisi’nin bugünkü başkanı ve yönetimine de hakkımı helal etmiyorum. O gün öğrendim ben, meğerse seçimlerden 45 gün önce, 9 Şubat’ta BBP’yi Afyon’da satın alarak bunlar kendilerini BBP’den sandık kurulu üyesi yazdırmışlar. Arkamdan vurulmuş olduğumu o gün anladım. Adamların siyasetin dal göbeğinde olduklarını gördüm. Seçime 10 gün kala müthiş bir moral bozukluğu içindeyiz, HÜRSİAD bunların derneği ya. Hürsiad’a 15 kişi ziyarete gittik. Bizi 3 kişi karşıladı. Dedim ki orda arkadaşlar bakın, nereye gitsem karşıma siz çıkıyorsunuz. Benim kazanmamam için seferber olmuşsunuz. Ne benle derdiniz? AK Parti’ye oy vermezsiniz anlarım ama niye aleyhime çalışıyorsunuz? Bakın bayramlık bir yüz bile bırakmıyorsunuz dedim. Biz oradan çıktık, ertesi gün Fatih Çetinkaya’yı çağırdılar tam 40 kişi ile Fatih Çetinkaya ekibine yemek verdiler. Ben seçimden hemen sonra aynı Melih Gökçek gibi yaptım. Ben 30 mart akşamına kadar vazgeçme hakkı tanıyorum dedi. Ben de aynı yolu izledim. Seçimin ertesi günü çocuğumu okullarından aldım, gazete aboneliğimi 1 Nisan 2014’de iptal ettim. Bilgi Evlerini boşaltın diye yazımı gönderdim. 30 Mart akşamı bin bir ifade kullandım. Ben öyle bir travma yaşıyorum ki kazandığım seçim için sevinemiyorum. Böyle bir benzetme olmaz ama ben yapacağım dedim. Ben 30 yıllık evli bir insanım. 30 yıllık evli bir erkeğin 30. Yılda eşinin aldattığını öğrenmesi gibi bir travma yaşıyorum dedim.
MHP’NİN MECLİS LİSTESİNİ FETÖ YAPTI
MHP’nin Belediye Meclisi listesini kim yaptı? Adı Mehmet olan, Muhammed olanarak bilinen hain listeyi yatı. Niye bugün insanlar o gün işbirliği yaptığı siyasi partinin adayını ve il başkanını konuşmuyorlar. Şimdi biri istifa ette, birisi de istifa edecek, yerine gelecek olan ve arkasındaki de aynı yapının mensubu diyorlar. Ben manyak mıyım, adamlar benim rezil olmam için çaba gösterecekler, arkamdan hançerleyecekler, ülkeye ihanet edecekler ve ben onlara destek olacağım. Var mı böyle bir şey? Çok kötü niyetli arkadaşlarımız var. Hele biri var ki, çok adilik yapıyor. Belediye’den rant beklentisi olup yerine gelmeyenler çamur atıyorlar. FETO’ya yalayalık yapan birinin resmi var. Saçları filan yok ya, bana benzetmeye çalışıyorlar. Bu fotoğrafı Takvim Gazetesi’nden almışlar, bunu yazan da, yayan da, inanan da adidir. Bu kişinin Fethullah Gülen’e masaj yapan doktor olduğu haberde yazıyor ama bunu kesiyorlar buradan.
PENSİLVANYA’YA GİTTİK, O ZAMAN ÖYLEYDİ
2012 yılı başında bir ABD gezimiz vardı, orada 5 gün kaldık, oradaki temasımız 15 dakikadır. Dini sohbetin haricinde kesinlikle bir sohbetimiz geçmedi. Sadece Afyon ekibi değil, 7-8 kişi filandık ama 80-100 kişi filan vardı. O gün ABD’ye gitmek, Pensilvanya’ya gitmek avantaj gibiydi. Oraya gidenlerin şansı daha yüksekti. Belediye Başkanları mutlaka bir ABD’ye gidiyor. Belediyecilikle ilgili mutlaka bir gezi oluyor. O zaman oraya gitmeyen milletvekili, başkan yoktu ki. AK Pati’nin tüm bakanlarının yolu oraya düşmüştür. O zaman için böyleydi. Bilinmiyordu, adilik, şerefsizlik, hele hele askeri yönü bilinmiyordu. Rahmetli Özal zamanında 1 üniversitesi vardı, bugün 31 üniversitesi var. 30 tanesini AK Parti kurdu, yerlerini AK Parti verdi.
OSMANBEY’İN ARAZİSİNİ DEVLET VERDİ
Osmanbey’in yerini Çoban verdi diyorlar. 2003 yılında çıkan teşvik kanununda belirli yatırımlara devlet arazilerinin mülkiyetini devir ediyordu. 2 yıl sonra suistimaller olunca 49 şıllık irtifaya dönüştü. Bunlar da burada bir şirket kurmuşlar. Ben o zaman il başkanıyım. O zamanın valisi bunlar gerici, irticacı diye tahsise onayı vermiyor. O valimiz Ahmet Necdet Sezer’den başkasından talimat almam dedi. Tam da o ara Ahmet Necdet Sezer tuttu Muzaffer Dilek’i Danıştay üyesi yaptı. O gün de Korel Otel’in açılışı var. Başbakanımız Korel Otel’de kalacak, bir haber geldi, başbakan Korel’e gelmiyor. Korel’in açılış ruhsatı yokmuş. Gece ruhsat işi çözülmüş. Başbakanımız geldi, gece otele girecek, ben yanındayım, Korel’den içeri girerken, FETÖ’nün elemanı arkadaşlarımız, başbakanın önüne geçti. Devletin Valisi bize gerici olduğumuz için yatırımı engelliyor dediler. Tayyip Bey şöyle bana baktı. Fethullah Gülen’in buradaki hizmet insanları dedim. Tayyip Bey Vali Vekili Nevzat Bey’e talimat vermiş, yarın saat 10’a kadar bu iş bitecek, bana da rapor verilecek demiş. Bunların eğitim yönünden etkilenmemek mümkün değildi. Arsanın devrini yapan bizzat Maliye Bakanı Kemal Unakkıtan’dır, talimatı veren sayın Başbakan’dır.
2014’DE BUNLARLA MÜCADELEYE BAŞLADIM
2014 yılında FETÖ ile ilgili resmi imzalı yazı veren enden başka kimse yoktur. Yoncaaltı Cami imamını bu yapının elemanı olduğu için ihbar ettim. Türbe Camii imamı için de aynı şekilde. 2014 yılında. 2012 yılında bize kumpas kurmaya kalktılar. Otopark işlerinde yolsuzluk var diye beni ve meclis üyelerimi baskı altına almışlar. Allah’tan otoparkçılar doğru konuşmuşlar. Ben Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bu konuda müracaat etmişim. Polis müfettişleri geldi kumpası ortaya çıkardı polisler hakkında takipsizlik verildi. B.iz de itiraz ettik. Ben bunları 2014 yılında yapmışım. Bugün acaba gerçek FETÖ düşmanıyım diyenlerden hangisi ismiyle bir yere dilekçe verebilmiş. Bun bunlardan en büyük hançeri yiyen insanım nasıl destekleyebilirim.
ESKİ ORTAĞIMLA BAĞIM YOK
Ali Rıza Küçükilhan ile 1988 yılında ortak olduk ve 21 yıl avukat ortaklığı yaptık. Aynı zamanda da bir apartmanda evlerimiz yan yanadır, komşuluk yaptık. Ali Rıza Bey benim seçimlerimde benim seçileceğime inanmayan bir insandı. Benim onla seçim boyunca ve seçim sonrasında hiçbir görüşmem olmadı. O büroda 4 tane avukat vardı. Artık onlar da oradan ayrıldılar ve kendileri bir büro açtılar. Benim vekaletim de onlarda. Belediye Başkanı olduktan sonra 4 davam oldu. Birisi Okyanus Davası bugün öğreniyoruz ki bu okyanus davası da bir kumpas ve onlar tarafından kurulmuş. Ben nasıl onları destekleyebilirim, onların adamı olabilirim. Neden benim meclisime adam sokmadılar da MHP ile pazarlık yaptılar. Benim Küçülilhan’a vekaletim 1988 tarihlidir. Sadece bir hakaret davama ve SYDV’deki müdürün usulsuzlüğüyle ilgili davayla ilgili vekilimdir. Benim tüm davalarıma Turgay Şahin ve ve İbrahim Bey bakar. 6-7 yıldır böyle devam ediyor. İbrahim Bey’le ortak oldukları için, dilekçelerde ismi geçebilir.
ALİ ACAR’IN SAMİMİYETİNE İNANIYORUM
Ali Acar meselesini herkes biliyor. Bu benim için önemli bir konu. Ali Bey Osmanbey eğitim kurumlarında hisse sahibi gözüken bir kişi. 17/25’den sonra öğrendik. Aynı zamanda Hürsiad üyesiymiş, aynı zamanda çocukları da o okullara, dersanelere gidiyormuş. İl Başkanlığım döneminde de Belediye başkanlığı dönemimde de Afyon Otelciler Dernek Başkanıydı. Bu arkadaşımız ben samimiyetle inanıyorum ki 17/25 Aralık sonrasında bu hain yapının gerçek yüzünü gördükten sonra ve Cumhurbaşkanımızın herkes kendi safını belli etsin dedikten sonra noter kanalıyla HÜRSİAD’dan istifa etti, şirketteki hissesini devretti, çocuklarını okuldan aldı ve gazete aboneliğini iptal etti. Bunun da belgesini gösteriyor. Deniyor ki bu adam bunların önemli bir elemanı o otelin adını FETO denen hain vermiş, bu otelin sermayesi onların sermayesi falan. Bir insan ben o yapıdan ayrıldım diyorsa bizim o yapıyla ilgili ilişkisini ispat etmeliyiz. Ali Acar’la ilgili bir dava var, doğru. Ali Acar ve o davadaki bir çok kişi 17/25 öncesi faaliyetlerinden önceki faaliyetleri için mi, sonraki faaliyetleri için mi yargılanıyor. 17/25 öncesi faaliyetlerinden dolayı bunu lince tabi tutuyorsak ne Afyon’da, ne Türkiye’de hiçbir adam kalmaz. Yargılanmadık adam kalmaz. Bana deniyor ki davası olan bir kişiye yardımcı oldu. Afyon’a güzel bir yapı kazandırdı, o yapıdan ayrıldım diyor. Daha ileri gidiyor benim o yapıyla bağımı ispatlayın oteli bağışlayacağım, intihar edeceğim diyor. Elinizde bir belgeniz, ispatınız var mı. Varsa ben sizle beraberim.
BAKANIMIZ HAKSIZLIKLARIN KARŞISINDA
Demokrasi nöbetlerindeyken Afyon’da 5 gazete kapatıldı. Ertesi gün sayın bakanımız Hükümetin kapattığı bir muhterem ağabeyimizi bizzat işyerinde ziyaret etti. Yapılan işlem haksızlıktır, yanlışlıktır dedi. Bunu düzeltmek bizim boynumuzun borcudur dedi. Bir haksızlık varsa bakımıvereceğiz. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Ben Veysel Bey gibi de yapmadım. Ali Acar’la ilgili bana denilecek tek şey niye istifa et demediğim. Veysel Bey ne yaptı, bizzat ziyaret etti, özür diledi, düzeltmek için de gayret gösteriyor. O iddianamede bulunan bir arkadaşımızın işyerini de 4 seçimde parti olarak seçim bürosu olarak kullandık. Niye sadece Ali Acar konusu var. FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle kamu kurumlarından bir çok memur atılıyor. Çoğu doğru. Ama bazı kişiler için milletvekilerimiz, sayın bakanımız, il başkanımız koşturuyor, ben de koşturuyorum. Şu anda onlarca haksız yere atılanlar var. Sessiz mi kalalım bunlara.
BİR ÇOK İFTİRAYA UĞRADIM
Erenler’de Mehmet Gençler yurt yaptı bizi ortak ettiler, MHP il başkanı ile yurt ortağı ettiler. Park Afyon’da 100 küsur ortak var, 17’si yurt dışından bizi oraya ortak ettiler, Alila’ya ortak ettiler. Yahu Allah’tan korkun, bunun hesabını nasıl vereceksiniz. Bunlarda binde bir dahi hissem varsa, ortak olan da adi karaktersizdir. Aslında bizim listemizde Ali Acar’ın oğlu Mehmet Acar vardı. O da partimizin gençlik kolları başkanıydı. Yaşı 25’i tutmadığı için Mehmet Acar’ı çıkardık, babası Ali Acar’ı yazdık. Ali Acar’ın listemizde olduğu ortayla çıkınca FETÖ’cüler tepki gösteriyor ve Ali Acar’da onlara rest çekiyor. Ali Acar’la ilgili ben tek başıma karar almadım. İddialar ortaya çıkınca ilimizin en yetkili kişisini arayarak dedim ki bakınız bu konuda ben sıkıntı çekebilirim, 17/25 sonrası bu arkadaşın bir faaliyeti var mı dedim. Yok dediler. Bir şey yapmadım ki, oraya asfalt yaptım, orası benim imar yolum, orayı yapmayacağım da nereyi yapacağım. Bunla yetinmedim sayın Bakanımızın başkanlığındaki bir toplantıda dile getirdim. Bu Ali Acar konusu neyse bana anlatın dedim. Sayın Bakanımız Veysel Bey Ali Acar’ın samimi olduğuna inanıyorum dedi ve araştırma yapayım dedi. Ve Araştırma sonrasında bu yapıyla bir bağı olmadığını söyledi. Yapacak bir şey yok, Ali Acar temiz dediler. Sayın Bakan’ın sözünden sonra ben ne diyeyim.
GEZEK TOPLANTILARIMIZ VARDI
Afyon’da 12 işadamıyla birlikte bu tür gezek dediğimiz şeyleri yaptık. Ama bunların hiçbirisine FETÖ’cü imamlar katılmamıştır. Çoğunlukla o yapının mensubu İrfan Bilgin diye bir şahıs var bunlarla bu gezeği yaptık. 17/25 sonrası ne bu arkadaşlar bizim gezeğimize katıldı, ne de biz onların yanına gittik. Müftümüz Burhan İşliyen ile bu gezeğimizi sürdürdük. Gazlıgöl’de filan toplantı söz konusu değil. Çoğunlukla Şehitoğlu Konağı’nda toplandık. Maalesef bunu ben AK Parti İl Başkanı iken, il başkan yardımcılığı yapmış birisi geldi bana böyle yaptığınızı sanıyordum dedi. Bunlar yalan şeyler, 17/25 bir milattır. O tarihten sonra bir gün dahi bizim onlarla buluştuğumuz kimse ispatlayamaz. Bahsedilen fotoğraf da Meclis üyemiz Haydar Kaya’nın Burhaniye Köyü’ndeki tavuk çiftliğindeki bir davettir. Oradaki bazıları gezeğimize katılmadılar.
AK PARTİ TEŞKİLARINDA FETÖ’CÜ YOKTUR
Ben Afyon teşkilatlarını iyi tanıyorum. İnanıyorum ki ne il ne de ilçe teşkilatımızda 17/25 Aralık 2013 sonrasında o yapıyla bağını devam ettiren kimse olduğunu tahmin etmiyorum. Öncesine bakarsanız çoğunun çocuğu onların okullarındadır. Hala Bank Asya’ya para yatıranlar, çocuğunu okuldan almayanlar, onların sendikasına bilerek üye olanlar, bylock sisteminde adı geçenlere inanmamak lazım. FETO çağrı yaptı, Bank Asya’ya para yatırın diye, böyle yapanlar var. Biliniyor. Bunlar bilinçli hareket ediyor, kurtuluşu yok. Binde bir ihtimal belki kendini gizleyenler olabilir.
BELEDİYE YÖNETİMİNDE DE FETÖ’CÜ YOK
Belediye’de idareci bazında FETÖcu yok. Zabıtada ya da birkaç işçi arkadaşımız vardı. Onları zaten açığa almıştık. Araştırma yapıldı, bir şey bulunamayan bir memurumuz hemen iade edildi. Diğerleri açıkta. Bayram öncesi bize bir yazı daha geldi. 2 memurumuz da açığa aldık. Olağanüstü Hal Kurulumuz gerekli tahkikatları yapıyor. Vatandaşlarımız rahat olsun. Bir tek kriterle hareket edilmiyor. Çok hassas davranılıyor. Mağduriyet oluşmasın diye. Afyon’da özel idare ve belediyelerden 33 kişi açığa alınmış, 11’i geri iade edildi. Bizde 2 tane bylock çıktı. Onların da kurtuluşu yok.
Türçe Olimpiyatları’na Belediye olarak 2009’da 50 bin lira verdik. Diğer illerde Belediye Başkanları tamamını karşıladı. 2011’de de 50 bin lira verdik. Bunun dışında ve Bilgi Evlerini verme dışında 2 gazete aboneliğim var, çocuklarım da orda okudu. Her sene bir kurban alırlardı, son 2012’de de bir öğrenciye burs aldılar. Başka hiçbir şeyim yok. Zafer Koleji’ni şu anda 3 şahsa devretmişler, Kıvam Yurdu ve Boğaziçi Okulu’nu yine 3 kişiye devretmişler. Bunlara tavsiyem bu binaları hazineye bağışlamaları. Bu bir hiledir. Bunu izah edemezsiniz.
NE İFADEYE ÇAĞRILDIK, NE GÖZALTI VAR
Ne ifadeye çağrıldık ne bir şey var. Beni Tayyip Bey çok iyi tanır. Ben Türkiye’de belediye başkan adaylığı ilk 5’de açıklanan bir başkanım. Bizim partimiz aleyhine ya da hain terör örgütü lehinde katkımız, işbirliğimiz olamaz. Eğer bir insan ayrıldım diyorsa, aksini görene kadar buna inanmalıyız.” (Kocatepe Haber Merkezi)

Bakmadan Geçme