- Haberler
- Hayatın İçinden
- Fal Bakmak Hurafe Midir?
Fal Bakmak Hurafe Midir?
Geleceği bilmek mümkün müdür? İnsanlar neden fal baktırma ihtiyacı hisseder? Fal baktırmak, dinen günah mı yoksa sadece bir hurafe midir? İslam'a göre falcılığın yeri nedir, bu uygulamalar iman ile nasıl örtüşür?
İslam'da gelecekle ilgili bilgilere sahip olma iddiası, sadece Allah’ın yetkisi dahilinde olan bir alandır. Allah, yalnızca seçtiği peygamberlere gaybdan bilgi verir. Bu temel inanç, İslam’ın tevhid ilkesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Dolayısıyla fal, kehanet ve benzeri yollarla geleceği bilme iddiası, İslam’a aykırı bir davranış olarak kabul edilir.
HURAFE VE GAYB NE DEMEK?
Hurafe, genellikle asılsız, uydurma veya yanlış bir inanç veya gelenek anlamında kullanılır. Bu terim, genellikle akıl ve mantıkla çelişen, dini veya kültürel temelleri zayıf olan, bilimsel açıdan da doğrulanmayan öğretileri ifade eder. İslam dininde, hurafeler; doğru bilgi ve inanç sistemine aykırı olan, insanları yanıltan ve yanlış yönlendiren inançlar olarak kabul edilir. Bu nedenle, hurafelere itibar etmekten kaçınılması gerektiği vurgulanır.
Gayb, Arapça kökenli bir kelime olup "görünmeyen" ya da "bilinmeyen" anlamında kullanılır. İslam terminolojisinde, insanların algılayamadığı, görmediği veya bilmediği durumları ifade eder. Gayb, özellikle gelecekteki olaylar, Allah'ın bilgisi dışında kalan veya insanlar tarafından ulaşılması imkânsız olan durumlar için kullanılır. Kur'an'da ve hadislerde gayba iman etmek, Müslümanların inançlarının önemli bir parçasıdır.
GAYB BİLGİSİ SADECE ALLAH'A AİTTİR
İslam inancına göre gayb, yani akıl ve duyularla bilinemeyen her türlü bilgi sadece Allah’a mahsustur. Hiçbir insan, dindeki konumu ne olursa olsun, Allah’ın bildirmediği geleceği bilemez. Yüce Allah, En’am suresinin 59'uncu ayetinde, "Gaybın anahtarları yalnızca O’nun katındadır. Onları ancak O bilir..." diyerek bu gerçeği vurgular. Aynı şekilde, Yûnus suresinin 20'nci ayetinde, "Gayb ancak Allah’ındır," denilerek insanların bu bilgiye erişemeyeceği kesin bir dille ifade edilmiştir.
SPEYGAMBERLERE DAHİ SINIRLI BİLGİ VERİLMİŞTİR
Peygamberler bile Allah'ın izni olmadan gaybı bilemez. Cin suresinin 26’ncı ayetinde, "O, gaybı bilendir. Bildirmek istediği peygamberler hariç hiç kimseye gaybını bildirmez," denilerek bu ilahi sırların sadece peygamberlere sınırlı bir şekilde verildiği anlatılır. Hz. Peygamber de, "Gayb bilgisinin sadece Allah’ın nezdinde olduğunu" sık sık hatırlatmıştır.
FAL VE KEHANET İSLAM’A UYGUN DEĞİLDİR
İslam’ın bilgi anlayışına göre, doğru bilgi ancak beş duyu, akıl ve sahih rivayetlerle elde edilebilir. Fal ve kehanet gibi yöntemlerle geleceğe dair iddialarda bulunmak, bu ilke ile çelişir. Hz. Peygamber, fal ve kehanet yoluyla geleceği bildiğini iddia edenlere inanmanın iman ile bağdaşmayacağını açıkça belirtmiştir. Bu bağlamda, falcılık ve benzeri uygulamalar, İslam’ın doğru bilgiye dayalı yaklaşımına tamamen aykırıdır.
Kur'an, anlaşılır ve apaçık bir kitaptır. A’raf suresinin 52’nci ayetinde, "Biz, onlara her şeyi apaçık bildiren bir kitap getirdik," denilirken, Kur’an’ın herhangi bir gizem ya da şifre içermediği açıkça vurgulanmıştır. Buna rağmen bazı insanlar, harf ve sayıların gizli anlamlar taşıdığını iddia ederek gelecekle ilgili bilgiler verdiklerini ileri sürerler. Ancak bu tür inançlar, İslam’ın temel ilkeleriyle çelişir.
FALCILIK VE KEHANET HURAFE MİDİR?
Fal bakma ve geleceğe dair kehanette bulunma iddiaları, İslam’ın tevhid inancına ve bilgi anlayışına tamamen aykırıdır. Gelecekten sadece Allah haberdardır ve Allah’ın bildirdikleri dışında hiçbir insanın gaybdan bilgi sahibi olması mümkün değildir. Bu tür hurafelere inanmak, İslam’ın iman esasları ile çelişir.