Ezan, her camide okunacak – Kocatepe Gazetesi

İl Müftülüğü, vatandaşlardan gelen soruları ve cevapları internet sitesinde yayınlıyor. Merkezi ezan hakkında da bir soruyu yanıtlayan Müftülük görevlileri, 'İlerleyen zamanlarda ezanların her camide ve görevliler tarafından okunması sağlanacaktır' dedi İl Müftülüğü, vatandaşın güncel ve dini konularda yönelttiği sorulara, ayet, hadis ve İslami bilgilerin aktarıldığı sahih kaynaklar aracılığıyla cevap veriyor. Vatandaşlar, Umre'den bankacılık işlemine kadar [&hellip]

Ezan, her camide okunacak

İl Müftülüğü, vatandaşlardan gelen soruları ve cevapları internet sitesinde yayınlıyor. Merkezi ezan hakkında da bir soruyu yanıtlayan Müftülük görevlileri, “İlerleyen zamanlarda ezanların her camide ve görevliler tarafından okunması sağlanacaktır” dedi

İl Müftülüğü, vatandaşın güncel ve dini konularda yönelttiği sorulara, ayet, hadis ve İslami bilgilerin aktarıldığı sahih kaynaklar aracılığıyla cevap veriyor. Vatandaşlar, Umre’den bankacılık işlemine kadar akıllarına takılan her soruyu İl Müftülüğü’ne sorabiliyor. Vatandaşlardan İl Müftülüğü’ne gelen bazı soru ve cevaplar şöyle:
-Soru: Her cami kendi okuyacak diye söylenmişti. Ne oldu bu karar? Bizim camide ismi önemli değil, hocalar ezandan sonra geliyor neredeyse. Zaten kontrol eden de yok.
Cevap : İlimizdeki camilerde ezan konusunda düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre bir kısım camilerimizde ezanlar cami görevlilerimiz tarafından okunacaktır. Yine bir kısım camilerimizde de ezan merkezden alınacaktır. İlerleyen zamanlarda ezanların her camide ve görevliler tarafından okunması sağlanacaktır.
-Soru: Camilerdeki hoparlör sistemi bidat midir yok değilse ekolu sistem yüksek sesle çalıştırmaları doğru mudur?
Cevap: Camilerde ses sistemi bir zaruretin neticesidir. Peygamber Efendimiz döneminde kullanıldığını söyleyemeyiz. Bugün bir çok camide ses sistemi bir gerekliliktir. Ses sistemlerinin yerine göre ayarlanması, ihtiyaç olmadığında da kullanılmaması gerekir. Eko’nun ve cihazın ses ayarının caminin ve cemaatin kapasitesine göre ayarlanması da ayrıca bir zarurettir.
HUTBE OKUNURKEN NE YAPILMALI?
-Soru: Şuhut ilçemizde İplik Camii’nde Cuma Hutbesi’nde Türkçe dua yapılıp cemaat de bu duaya iştirak etmektedir. Mehzebimize göre yapılan doğru mudur? Eğer ki yapılan doğru değilse biz ne yapmalıyız? Siz ne gibi bir tedbir alacaksınız?
Cevap : İslam alimleri, gerek cuma hakkındaki hadisleri, gerekse Rasulüllah’ın (s.a.s.) uygulamasını göz önüne alarak hutbenin esasını teşkil eden rükünler ile sahih bir hutbede uyulması gereken şartları ve hutbenin adabını tespit etmişlerdir (Kasani, Bedaiü’s-sanai, Beyrut 1997, II, 196). Hatip hutbe irad ederken cemaatin konuşmasının doğru olmadığını ifade eden hadisler vardır (Buhari, Cum’a, 36; Müslim, Cum’a, 11; Muvatta, Cum’a, 6; Ebu, Davud. Salat, 235; Tirmizi, Salat, 368; Nesai, Cum’a, 22). Hanefi ve Şafiiler bu hadislere dayanarak zaruret olmadıkça hutbe esnasında konuşmayı mekruh; Hanbeli ve Malikiler haram kabul etmişlerdir (Kasani, Bedaiü’s-sanai, II, 198; Şirbini, Muğni’l-muhtac, Beyrut 1997, I, 429). Diğer taraftan yine Rasulüllah’ın (s.a.s.) uygulamasını göz önüne alan İslam alimleri hutbede müminlere dua etmenin mendup veya rükun olduğunu söylemişlerdir (Kasani, Bedaiü’s-sanai, II, 196). Buna göre, hutbenin dinlenmesi, bu esnada başka işlerle uğraşılmaması, konuşulmaması gerekir. Ancak, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in ismi anıldığında başkalarını rahatsız etmeden sessizce salavat okunması, hatibin duasına amin denmesi, konuşma olarak değerlendirilmediğinden, bunların yapılmasında bir sakınca yoktur (Kasani, Bedaiu’s-sanai’, II, 201).
CUMA NAMAZI’NA GİDEMİYORUZ
-Soru: Milli Eğitim Müdürlüğü zaman çizelgesine göre okullarımız saat 13’te derse başlıyor. Cuma vakti derste olmamız gerekiyor. Öğretmenlerimiz idarecileri zor duruma düşürerek Cuma’ya gitmek istiyorlar.Ne yapmamız gerekir? onlar cumaya giderse 30 dakika ders giriyor.Telefi edemiyorlar. Kul hakkı olur mu olmaz mı?
Cevap: İslam dininde namaz, kelime-i şehadetten sonra gelen en önemli ibadettir. Zira Kur’an-ı Kerim’de: “Öyle erkekler vardır ki, onları ne bir ticaret, ne bir alış-veriş, Allah’ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekat vermekten alıkoyamaz. Onlar, dehşetinden kalplerin ve gözlerin ters döneceği günden korkarlar” (Nur, 24/37) buyrulmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s.), İslam’ın üzerine bina edildiği esasları saydığı meşhur hadisinde kelime-i şehadetten sonra namazı anmıştır (Buhari, İman, 2; Müslim, İman, 4, H. No: 109). Namaza gereken önemi vermeyen ve terk edenler hakkında Kuran’da birçok uyarı yer almaktadır (Nisa 4/142; Tevbe 9/54; Maide 5/54-55; Meryem 19/59; Müddessir 74/43; Mümin 40/60). Hz. Peygamber (s.a.s.) de namazı kasten terk edenler hakkında ağır ifadelerde bulunmuştur (Müslim, İman, 37, H. No: 256; Ebu Davud, Sünnet, 15; Tirmizi, İman, 9; Nesai, Salat, 8). Bu açıdan günlük işler, sanat ve meslekler, aile fertlerinin geçimini sağlamak için yapılan çalışma ve yolculuklar namazın geriye bırakılması için özür sayılmaz. Zira Cuma ve beş vakit farz namazı kılmak her mükellef Müslüman için farzı ayın olup, terki caiz değildir. Öte yandan işverenin ya da işyerinde sorumluluk alan kimsenin, namaz kılmak isteyen memurlarına ve işçilerine, Cuma ve günlük dini görevleri olan namazlarını, hiç değilse farzlarını kılabilme imkanını sağlaması gerekir. Bununla birlikte işçinin ve memurun da namazı bahane ederek mesaisini su-i istimal etmemesi ve çalıştığı yerde namaz kılması için iş disiplini ve düzeni açısından işverenden veya amirlerden uygun bir yer istemesi ve zaman ayarlaması yapması gerekir. Çalışanlara farz namazlar için izin verilmemesi kesinlikle yanlıştır. Bu durumda çalışanlar kendilerine alternatif bir iş imkanı aramalıdır. Zira Allah’a isyan noktasında anne-baba olsa bile kullara itaat olmaz (Tevbe 9/23; Ankebut 29/8; Lokman 31/15). Eğer çalışanlar başka bir imkan bulamazlar ise; öğle ile ikindiyi, ya ikindiyi öne alarak öğle vaktinde ya da öğleyi geciktirerek ikindi vaktinde; akşam ile yatsıyı da yatsı vaktine geciktirerek veya yatsıyı akşam vaktine alarak (cem ederek/birleştirerek) kılabilirler. Ayrıca yapılması gereken en önemli husus cuma namazı süresinde geçen zamana düşen kısmın karşılığını hak edilmiş bir meblağ olarak görmemek gerekir. O miktarın ihtiyaç sahiplerine verilmesi gerekir.
MÜFTÜLÜK’E “ATAMA” SORUSU
-Soru: KPSS’de Üniversite mezunu olduğu halde yüksek puan alıp göreve başlamak için lise mezunu gibi sınava girip yüksek puan alarak Kur’an Kursu Öğreticisi olarak atanan ve sonra asaleti tasdik olmadan Afyon Müftülüğünce ataması yapılan kişi günaha girmiş sayılır mı?
Cevap: Eğer kişinin lise diploması ile kpss ye girmesi konusunda resmi bir engel bulunmuyorsa o kişi bu sınava girebilir. Sorunuzda geçen süreçler uyulması gerekli resmi prosödürlere uygun izlenen yollardır. Hile yapılmadıkça yapılan işlemlerden insanları suçlu addetmek mümkün değildir. Yapılan işlemlerde bir kanunsuzluk varsa ilgili mercilere ulaştırmak suretiyle gerekli tahkikatın ve sürecin işletilmesini sağlamakta bütün vatandaşların sorumluluğudur.

Burak AYDIN

Bakmadan Geçme