'Evde hemşire' önerisine, ayrıntılı cevap

İl Genel Meclisi'nin Şubat ayı toplantılarının 2'nci birleşimi, İGM Başkanı Salih Sel idaresinde gerçekleştirildi. Gündem maddelerinin görüşüldüğü toplantının sonunda, İGM Başkanı Salih Sel, İGM'nin 10 Kasım 2016 tarihindeki toplantısında işleme konulan 'İlimiz ve ilçelerimizde yeni doğum yapan anne ve bebeklerin bakımları için evlerde bir hafta hemşire çalıştırılması' önergesine Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından [&hellip]

İl Genel Meclisi’nin Şubat ayı toplantılarının 2’nci birleşimi, İGM Başkanı Salih Sel idaresinde gerçekleştirildi. Gündem maddelerinin görüşüldüğü toplantının sonunda, İGM Başkanı Salih Sel, İGM’nin 10 Kasım 2016 tarihindeki toplantısında işleme konulan “İlimiz ve ilçelerimizde yeni doğum yapan anne ve bebeklerin bakımları için evlerde bir hafta hemşire çalıştırılması” önergesine Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından verilen cevabı okudu.
ÜLKE GERÇEKLERİNE
UYUMLU DEĞİL
Ayrıntılı bir şekilde hazırlanan cevapta, bu uygulamanın Türk aile yapısıyla, ülkemizdeki geleneklerle ve toplumsal yaşamla örtüşmediği; aynı zamanda bu tür hizmetlerin Sağlık Bakanlığı bünyesinde sürdürüldüğü, kısa ve orta vadede böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyulmadığı belirtildi.
SANAYİLEŞMENİN ETKİLERİ
Verilen cevapta, “Çalışma öncelikle Türk aile yapısı, meslek yaklaşımları, kurumlar arası görev ve sorumluluklar, benzer uygulamalarda bireysel tepkiler açılarından çok yönlü olarak gerçekleştirilmiştir. Aydınlanma çağı sonrası baş döndürücü teknolojik gelişmeler ile birlikte Dünyada hızlanan modernleşme sonucu toplumların genel yapılarında ve aile kurumlarında önemli değişiklikler meydana gelmiş, devletlerin toplumsal refaha bakış açılan da farklılaşmıştır. Gelişmiş ülkeler, toplum refahına bireysel mutlulukla ulaşmayı hedeflerken Ülkemizin de dahil olduğu gelişmekte olan ülkeler ise daha çok aile odaklı, aile içerisinde birey mutluluğunu ön plana çıkartan bir yaklaşımı tercih etmişlerdir. Böylece gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkelerde uygulanan sosyal politikalarda, sosyal hizmetlerde ve sosyal amaçlı projelerde önemli farklılıklar oluşmuştur” denildi.
İHTİYAÇLAR, AİLE KÜLTÜRÜ İÇİNDE KARŞILANIYOR
Türkiye’nin kendine göre şartlarının olduğu vurgulanan cevabi raporda, “Ülkemiz, devletin bekasını köklü manevi temellere dayanan aile birliğinin korunmasında görmektedir. Aile bireyleri arasında sevgi ve saygıya dayalı kolaylaştırıcı roller, sorumluluklar zengin kültürümüze önemli sosyal değerler kazandırmıştır. Sevincin ve üzüntünün, kederin paylaşımı önde gelen sosyal değerlerimizdendir. Bu nedenle, toplumumuzda doğum yapan kadın kutsaldır. Doğumundan itibaren 40 gün süreyle zorunlu olmadıkça birincil akrabaları dışında sosyal yaşam alanını eviyle sınırlamaktadır. Kendisine her türlü yardım, destek, psikolojik katkı ve yönlendirme sürekli yanında bulunan, ona kol kanat geren kendi anne, babası ve/veya kaynanası, kayınpederinden oluşan büyük ebeveynler tarafından sağlanmaktadır. Her ne suretle olursa olsun kendisi istemedikçe ya da zorunlu ihtiyaç oluşmadıkça özel alanına girilmesi istenmez, girilmesine izin verilmez. Girilmesinden rahatsızlık duyulur, özel yaşamına, mahrem alanına müdahale sayılır. Her türlü koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerine kendisi gider/götürülür, zorunlu sağlık hizmetlerini de kollayıcı yaklaşımla refakatli olarak alır. Aile kültürü içerisinde ihtiyaç duyulması halinde psikolojik, duygusal, sosyal, ekonomik destek kanallarının açıldığını göstermektedir. Aile ortamında böyle bir önemli ihtiyaç ortaya çıkarılmamıştır. Aileye, aile içerisinde doğum sonrası sağlık desteğinin hemşireler tarafından sürekli verilmesi toplumumuzda talep odaklı olarak sağlık merkezlerinde uygulanabilmektedir. Böyle bir toplumsal ihtiyaç, toplumumuzda güçlü sosyal yapı ve iradelendirilmiş sosyal devlet uygulamaları kapsamında henüz ortaya konmamıştır” ifadelerine yer verildi.
AİLE HEKİMLERİ TAKİP EDİYOR
Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü’nün cevabi raporunda şu vurgular yapıldı:
“Sınırları büyük ölçüde net olarak belirlenmiş aile hekimliği uygulaması, aile hekimlerinin ve beraber çalıştıkları hemşirelerin doğum öncesini ve sonrasını takip ederek verileri belli aralıklarda sisteme girmek zorunda olması, sistemin kendi içerisinde ikaz/uyarı yönlendirmeleri ile iç kontrole sahip olması da doğum sonrasında bir haftaya varan hemşire destek gereksinimini de genellikle azaltmakta, ya da ortadan kaldırmaktadır. İlimizde olduğu gibi birçok yerel yönetimler de haberli yenidoğan ziyareti faaliyetleri ile doğum yapan yeni annelere psikolojik destek vermekte, ihtiyaç gözlemlerinin olması durumunda ise aileleri bilinçlendirerek sağlık kuruluşlarına yönlendirebilmektedirler. Görünen o ki, ülkemizdeki güçlü aile bağları, kültüre derinlemesine kalıcı işlemiş sosyal yardımlaşma ve dayanışma yapısı, sistem teorisi çerçevesinde güçlü akraba desteği, acıların ve mutlukların paylaşımını güncel tutan sosyal değerleri, mevcut sağlık hizmetleri yapısı ve standart uygulamaları, sağlık personeline ve sağlık hizmetlerine kolay ulaşım olanakları doğum sonrası belli bir süre de olsa evde, aile içerisinde hemşire desteğine günümüzde ihtiyaç olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.”
>> Murat ARISOY’un Haberi

KABA DOĞUM HIZ ORTALAMASI DÜŞÜK
Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün İl Genel Meclisi’ne gönderdiği cevabi yazıda Afyonkarahisar’daki kaba doğum hızının Türkiye ortalamasına göre düşük kaldığı belirtildi. Yazıda, “TÜİK verilerine göre; İlimizde çalışan ebe hemşire sayısı: 1259’dur. Bu sayı yakın çevre illerden olan Uşak ve Kütahya’dan daha çoktur. Ayrıca ilimizin kaba doğum hızı 2015 yılına göre binde 15,6’dır ki, Türkiye ortalamış olan binde 16,9’dan düşüktür” denildi.

Bakmadan Geçme