Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hayriye Caner
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

ESTERGON’U BİLİR MİSİNİZ?

Bundan tam 476 yıl önce bugün, Kanuni Sultan Süleyman tarihe geçecek bir galibiyetin mimarı oldu. Macarlar için kutsallığın büyük bir sembolü olan Estergon Kalesi, Avusturya ordusu ile gerçekleştirilen şiddetli çatışmaların ardından Osmanlı’nın himayesi altına alındı. Kanuni, Estergon için bir kanun dahi
hazırlattı. Bu zaferden elli yıl sonra kale, “Biz Rumeli gazileriyiz; kelle verir, kale vermeyiz!” sözleriyle yeni bir mücadeleye tanık olacaktı…
Estergon Tuna’nın sağ yakasında ve büyük dönemecindeki tepelik bölgede Macar Hükümdarı Géza (970 [?]-997) tarafından kuruldu. Zamanla gelişip büyüyerek XI. yüzyılda başşehir oldu. 1241-1242 yıllarındaki Moğol istilâsı şehrin tarihinde bir dönüm noktası teşkil etti. Kaleye giremeyen, fakat varoşunu tahrip eden Moğollar’ın geri çekilmesinden sonra başşehir Buda’ya (Budin) nakledildi. Estergon ise ülkenin en önemli dinî merkezi ve kardinalin bulunduğu yer haline geldi. Özellikle XV. yüzyılın ikinci yarısında ve XVI. yüzyıl başlarında en parlak dönemini yaşadı ve burada Rönesans tarzında bazı önemli eserler inşa edildi.
1526 Mohaç Muharebesi’nden sonra ilk Osmanlı saldırılarına hedef olan Estergon 1529’da Viyana seferi sırasında geçici olarak zaptedildi. Bu tarihte Viyana’ya doğru ilerleyen Kanûnî Sultan Süleyman kumandasındaki Osmanlı kuvvetleri birçok yerleşim birimi gibi Estergon’u da savaşsız olarak teslim almış, ancak geri dönerken boşaltmışlardı. Bundan sonra şehir bazan Habsburg hânedanından Ferdinand’ın, bazan da Macar Kralı János Szapolyai’nin eline geçti. 1530 yılında kardinalin bütün arşiv, kütüphane ve hazinesiyle birlikte Kuzey Macaristan’a geçmesi üzerine Habsburglar’ın himayesi altına girdi. Ancak bu arada iki kral arasındaki mücadele devam etti. Estergon’un stratejik ve mânevî ehemmiyetini çok iyi bilen Osmanlı idarecileri, Budin’in 1541’de merkeze bağlı bir eyalet haline getirilmesinden sonra Estergon’u da kontrol altına alma gereğini duydular. Bu sebeple 1543 Macaristan seferi sırasında ana hedeflerinin birini Estergon teşkil etti. Bazı kalelerin alınmasının ardından kuşatılan Estergon, iki buçuk hafta kadar dayanan muhafızlarının teslim olması ile 10 Ağustos 1543’te Osmanlı idaresi altına girdi ve Budin eyaletine bağlı bir sancak merkezi oldu.
Zaptedildikten sonra büyük katedrali camiye çevrilen ve savunması için kalenin tamirine başlanıp içinde 3000 civarında muhafız bırakılan Estergon’un kuzey sınırlarının emniyeti ve Tuna’nın öbür tarafına yapılan akınların hareket noktası olması bakımından stratejik önemi büyüktü. Estergon, coğrafî konumu bakımından Habsburg elçilerinin ayak bastığı ilk Osmanlı şehriydi. Bu sebeple şehirde görevli sancak beyi diplomatik işlerle de uğraşmak zorunda idi. Devletin kudret ve azametini göstermesi için burada yapılan elçi kabul törenleri özel kurallarla olurdu.
Uzunca bir süre devam eden barış döneminin ardından başlayan Onbeşyıl Savaşları (1593-1606) sırasında şehir saldırılara mâruz kaldı. 1594’teki kuşatma esnasında daha önce camiye çevrilen büyük katedral kısmen tahrip oldu. Türk muhafızları saldırılara bir müddet karşı koydular; nihayet Vezîriâzam Koca Sinan Paşa’nın büyük bir orduyla yaklaşması üzerine Arşidük Matthias kuşatmayı kaldırdı. Bir yıl sonra Karl Mansfeld kumandası altında daha kalabalık bir ordu tarafından kuşatılan Estergon Kalesi’nin muhafızları yine uzunca bir süre direndilerse de gerekli yardımı alamadıkları için kaleyi, Karl Mansfeld’in ölümü üzerine yerine geçen Arşidük Matthias’a teslim etmek zorunda kaldılar (Eylül 1595). On yıllık aradan sonra şehir 3 Ekim 1605’te yeniden Osmanlılar’ın eline geçti ve 1683’e kadar aralıksız Türk hâkimiyetinde kaldı. Ancak bu dönemde de özellikle Ciğerdelen palankası civarında birçok savaş oldu. 1683 Viyana bozgunu sırasında Ciğerdelen yakınında yapılan ve Osmanlılar’ın yenilgisiyle sonuçlanan savaştan sonra Budin’in anahtarı sayılan Estergon, 27 Ekim 1683 günü Leh Kralı Jan Sobieski ve müttefikleri tarafından zaptedildi ve kesin olarak Türk idaresinden çıktı.
1820 yılından beri tekrar kardinalin oturduğu bir yer olan Estergon’daki yeni yapılan katedral Macaristan’ın en büyük kilisesi olma özelliğini korumaktadır. Bugünlerde nüfusu 31.000 civarında olan şehrin önemi 1992 yılında Anayasa Mahkemesi’nin buraya taşınmasıyla daha da artmıştır.
Aradaki on yıllık devre hariç, 1543’ten 1683’e kadar yaklaşık 130 yıl Osmanlı idaresinde kalan Estergon’dan bizlere nesilden nesile söylenen “Estergon Kalesi” adlı türkü kaldı…
“Estergon Kalesi subaşı durak
Kemirir gönlümü bir sinsi firak
Gönül yâr peşinde yâr ondan ırak
Akma Tuna akma ben bir dertliyim
Yâr peşinde gezer koşar kara bahtlıyım”

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER