Esas olan geçmişe sadık koruma
Mimaride korumacı zihniyetin yeni yeni oturduğunu, Afyonkarahisar’ın bütüncül korumaya örnek en iyi kentler arasında yer aldığını söyleyen Mimarlar Oda Başkanı Eyüp Güngör, restorasyon çalışmalarının orjinaline sadık kalarak günümüze uyarlanıp yaşatılması gerektiği gerçeğinin altını çizdi Bütüncül korumada şehir örnek Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Afyonkarahisar Mimarlar Oda Başkanı Eyüp Güngör, bugüne kadar yapılan sokak [&hellip]
Mimaride korumacı zihniyetin yeni yeni oturduğunu, Afyonkarahisar’ın bütüncül korumaya örnek en iyi kentler arasında yer aldığını söyleyen Mimarlar Oda Başkanı Eyüp Güngör, restorasyon çalışmalarının orjinaline sadık kalarak günümüze uyarlanıp yaşatılması gerektiği gerçeğinin altını çizdi
Bütüncül korumada şehir örnek
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Afyonkarahisar Mimarlar Oda Başkanı Eyüp Güngör, bugüne kadar yapılan sokak sağlıklaştırma çalışmalarının bu işi bildiğini zanneden bir kişi olarak kendisinin hiç içine sinmediğini söyledi. Bu rahatsızlığının çeşitli gerekçeleri olduğunu belirten Eyüp Güngör, sokak sağlıklaştırmalarının plansız projesiz yapıldığından yakındı. Gerekli planlama yapılmadan projesizce kontrolör ya da müteahhidin keyfi yaklaşımıyla işin biti-rildiğini aktaran Güngör; “Bunda eksiklik şu. Sokak sağlıklaştırma çalışmasında öncelikle projeler yapılır. Projeye göre sağlıklaştırma yapılır. Şimdi bizim sokaklarımızda çok kötü müdahaleler de var. Afyonkarahisar’ın bütüncül korumanın sağlandığı en iyi kentlerden biri olmasından ben iftihar ediyorum. Afyonkarahisar gerçekten bütüncül koruma bilincinin en iyi örneklerinden birisidir. Bütüncül koruma sokak veya mahalle bazında fazla bozulma, dejenere olmadan sokağın veya mahallenin dünden bugüne korunması anlamını ifade eder. Bundan daha öncelikle bizim yaptığımız müdahaleler var. Halkımızın bilinçsizce günün ihtiyacına göre yaptığı bazı müdahaleler var. O müdahaleler özellikle 1960-1970’li yıllarda bizim o güzelim pencere ölçülerimiz bırakılarak asri pencere diye tabir ettiğimiz geniş ve neyüdüğü belirsiz pencere tipleriyle şehir doldurulmuştur. Bu bizim evlerimizin görselliğini kesinlikle bozmuştur. Eski evlerimizde doluluk ve boşluk oranları ustalarımız tarafından çok iyi tespit edilmiştir. Ancak bugün mimarlar dahil fazlaca bu konuyu bilmediğimizden o pencereleri yıkıp geniş asri pencereler koymuşuz. Dünkü pencerelerimiz uygulamaya çalıştığımız ısı yalıtım yönetmeliğine daha uygundur. İnsanın yaşamasına daha uygun şekilde fonksiyonlandırılmış pencere genişlikleridir.” dedi.
Koruma bilinci
yeni yerleşiyor
Afyonkarahisar Mimarlar Oda Başkanı Eyüp Güngör, geçmişin örneği tarihi dokusu olan evlerde 1960-70’li yıllarda takılan pencerelerin eskimesiyle çoğu pencerenin olumsuz şekilde tamir edilip değiştirildiğini bildirdi. Pencelerin dışında da müdahaleler olduğundan yakınan Güngör, Kentsel Sit Alanı’nda ki bozulmanın bizati devlet eliyle yapıldığına işaret etti. Bu duruma örnek veren Güngör; “O mahallelerde bulunan okullar bu duruma örnektir. Cumhuriyet İlköğretim Okulu, Namık Kemal İlköğretim Okulu, Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu olmak üzere bunlar o yöreye yapılan küçük yapılanmaların aksine kocaman devasa yapılardır. Bunların çeşitlendirilerek cephe estetiği yönüyle filan eski dokuya uygun hale getirilmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Ama tabi bu da çok zor bir iş. Çünkü okul kütlesel büyük bir yapı. Sayın Valimiz İrfan Balkanlıoğlu ile bir sohbet sırasında konuştuk. Türbe Camii’nin orada Yukarıpazar Caddesi’nde ki karakol eski binasının aykırı ve fazla katları mutlaka yıkılmalıdır. Bizim Kentsel Sit Alanımız 1994 yılında yürürlüğe girmiştir. Özellikle devlet yapılarında böyle bir mecburiyet söz konusu değildir. Devlet istediğini yapar. Okula mahallenin ihtiyacı var öyleyse yapılsın gibi bir mantıkla karakol eski binası da bu bölgede 4-5 kat yapılmıştır. Kimse de niye çıkıyorsun diyememiştir. Kaldı ki o günler koruma bilincinin olmadığı dönemlerdi. Artık bugün yavaş yavaş koruma bilincine sahip oluyoruz. Öyleyse bunları ortadan kaldırmak zorundayız. Okullar ilim irfan yuvasıdır. Ama karakol eski binasının aykırı katlarının yıkılarak cephe sağlıklaştırmasının yapılması gerekiyor. Mimarlar Odası olarak ve bir mimar olarak bu binanın lojman ya da ben-zeri şekillerde kullanımını tasvip etmiyorum. Türbe Camii’nden baktığınızda kaleyi engelleyen bir görünüm arzediyor.” diye konuştu.
Saklı kent olmaktan
kurtulmalıyız
Karahisar Kalesi restorasyonunun plansız yapılan restorasyonların en kötü örneği olduğuna vurgu yapan Mimarlar Oda Başkanı Eyüp Güngör, söz konusu restorasyon çalışmasının son derece maliyetli bir iş olduğunu hatırlatarak, Afyonkarahisar Belediyesi’nin, İl Kütlür ve Turizm Müdürlüğü’nün, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu konuda öncelikle proje yapıp sonra inşa izni vermesi gerektiğini savundu. Söz konusu planlamanın zor bir iş olmadığına temas eden Eyüp Güngör; “1998 Yılında Ulu Cami Çevre Düzenlemesi ve Kale giriş mekanının projesini biz o zaman yaptırmıştık. Hala o proje gıdım gıdım uygulama aşamasında. Yeşil alanı olan yerler yıkılıyor. Türbe’nin çevresi açılıyor. Yani burada planlı ve programlı bir işi yapılıyor. Bizim kentsel sit alanında odaklarımız var. Birinci öncelikli olarak Ulu Cami ve Kale çıkış mekanı çevre düzenlemesi. İki eski Kasaplar Çarşısı, Bedesten, Taşhan ve çevresini oluşturan Arasta Çarşı düzenlemesinin de projelendirmesi gerekiyor. Üç Arapmescit Cami sokağı öncelikle planlanması gereken sokak silüetlerinden bir tanesidir. Akmescit Caddesi’nin bulunduğu sokak Türbe Camii’nden İkinci Belediye Şehir Çarşısı’nın arkasına kadar çıkan sokak öncelikli projelendirilmesi gereken odaklardır. Bu konuda Belediyemizin güzel çalışmaları var. Önce plan ve projeye dayalı çalışmaları var. Bunlar daha planlama aşamasındadır. Korumacı zihniyetle farklı bir çehre ortaya koyacağız. Eğer bir yeri koruduğunuz zaman kullandıramıyorsanız yaptığınız masraf havaya uçmuş demektir. Hem koruyacak hem de kullandıracak hem de insanlara sevdireceksiniz. Bizim Afyonkarahisar olarak böyle bir potansiyelimiz var. Otellerimize gelen ve yeni yapılacak otellerimize gelecek olan insanlarımızın belirli saatlerini kentsel sit alanına ayırmalıyız. Artık saklı kent olma durumundan kurtulmalıyız. Mevcut değerlerini yitiren kent olma durumundan da kurtulmalıyız.” şeklinde konuştu.
Değerler planlama ile korunur
Kentsel Sit Planı’nında kilise yıkısı olarak belirli bir duvarın koruma altına alındığını anlatan Mimarlar Oda Başkanı Eyüp Güngör, söz konusu alanların özel mülkiyete konu olmasından dolayı istimlak edilerek, temellerinin meydana çıkarılabileceğini kaydetti. Kilise yıkısı ile yıkıntının sol tarafından Türklerin Afyonkarahisar’a ilk geldiklerinde yaptıkları ilk mescitin beden duvarlarının da kilise yıkısı ile birlikte durduğunu belirten Güngör şöyle konuştu: “Tarihi değerlerin yok olmaması için elimizden gelen çabayı göstermek zorundayız. Eğer biz bunları şimdiden planlar ve koruma altına alırsak yok olmamasının önüne geçmiş oluruz. Planlama bunun için çok önemli. Afyon Kentsel Sit Alanı Planı 1994 yılında yapılmıştır. Bütün bu işi bilen insanlar tarafından Türkiye’nin en iyi planlarından biri olduğu söylenir. Bizim avantajımızda kentsel sitimizin yaşayan mekanlardan oluşmasıdır. Biz bu yaşayan mekanları eskiye sadık kalarak devam ettirmek, günümüze uyarlamak hayatımızın bizzat içine katmak zorundayız. Cephen sağlıklaştırmaları maalesef yaşlı bir kadının gençleşti-rilmeye çalışması gibi eğreti ve kötü duruyor. Öncelikle içinin hastalığını, çürüyen unsurlarını tedavi ederseniz sonrasında yapacağınız makyaj yakışır ve anlam kazanır. Orjinaliteye sadık kalarak bütünüyle yenileme esastır. Orjinaliteye sadık kalmadığımız zaman eski eserlerimizde ki sanat unsurunu yok edersiniz.” (Kocatepe)