Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hasan Tahsin Günek
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

ERMENİ TERCÜMAN “HEM” (HAMPARTZOUMİAN)

Ardashess Hampartzoumian, 1919 yılında İngiliz ordusuna bağlı İskoç Alayı,“Seaforth Highlander’s Regiment” bünyesinde istihbarat subayı olarak Afyonkarahisar’a gelmiş ve İngilizler namına faaliyet göstermiştir. Görevi tercümanlık yapmaktı. Kendi ifadesiyle Türkler tarafından tanınmamak için Hampartzoumian olan adını “Hamp” olarak değiştirerek kısaltmıştı.1
Ardaşes Hampar, 1979 yılına gelindiğinde artık 89 yaşında, New York’ta yaşayan emekli bir işadamıdır. Aynı yıl sözde Ermeni soykırımı iddialarına yönelik çalışmalar yapan Ruth Thomasian’a çalışmaları için elinde bulunan fotoğraflardan verir. Fotoğraflardan birinde İskoç üniforması içinde görünen kişinin kendisi olduğunu söyleyerek, Birinci Dünya savaşı sırasında ve sonrasında başından geçenleri anlatmaya başlar.2
Söyleşiyi yapan Thomasian’ın, Ardaşes Hampartzoumian’dan naklettiğine göre: Ardaşes 1890 yılında Harput’ta önde gelen tüccar ailelerden Hampartzoumian ailesinde dünyaya gelir. Çok sayıda mülke sahip olan ailesi Ermenilerin yanısıra Türklerle de iş yapmaktadır. 1895 yılında babası kendisine çok borcu bulunan bir Türk tarafından alacak-verecek meselesi yüzünden öldürülür. Dul kalan annesi altı ay sonra en küçük kardeşini dünyaya getirir. Babasının ölümüyle birlikte en büyük ağabeyi ailenin başına geçer. Okul hayatına devam eden Ardaşes Amerikan Misyoner Fırat Kolejine devam ederek 1911 yılında mezun olur. Sonra İngiliz Konsolosluğunun yardımıyla Harput’tan ayrılır. İngiliz gemici kılığına bürünerek bir İngiliz gemisine biner. Daha sonra “Hamp” adını kullanarak İngiliz ordusuna katılır. İngilizler onu bir istihbarat subayı ya da daha basit ifadeyle casus olarak eğiterek Mondros Ateşkes anlaşmasının imzalanmasıyla birlikte Anadolu’da başlattıkları işgaller sırasında işgal ettikleri Afyonkarahisar’da bulunan İskoç Alayına görevlendirirler.
Afyonkarahisar’da İngiliz ordusunda görevliyken çok iyi bildiği üç dilde (Ermenice, Türkçe ve İngilizce) kendi başına bir otorite olur. İşgal kuvvetlerini Türkler üzerine daha çok kışkırtır. Yine kendi anlattıklarına göre, Afyonkarahisar’da bulunduğu süre içerisinde sürekli kendi milletinden olan insanlara ayrıcalık tanınmasını sağlar. İngiliz ordusundaki görevi süresince onlar için çaba gösterir ve para harcar. Onlarla Ermenice konuşarak güvenlerini kazanır, iyi ilişkiler geliştirir. Böylece daha rahat istihbarat çalışması yaptığını söyler. Savaşın sonunda hala İngiliz Ordusunda olan ermeni Hem, annesini almak için Harput’a geri döner.
Yine Thomasian’ın “Hem” den naklettiğine göre; ülkesi olmayan ve aynı zamanda Türkiye’de aranan birisidir. Savaş sonunda İngiliz Ordusu’ndan aldığı üstün hizmet belgeleriyle terhis edilmesine rağmen ne İngiltere’de ne de Fransa’da vatandaşlığa kabul edilmez. Böylece, 1933 yılında, hemen vatandaşlığına geçebileceğini düşündüğü ABD’ye gider. New York’a geldiğinin üçüncü gününde, okuyabiliyor mu? Diye soran vatandaşlık mahkemesi hakiminin önünde duruyordur. Ancak vatandaşlığa kabul edilebilmesi için daha beş yıl beklemesi gerektiğini bilmemektedir. Ama mevcut şartlarda kendisinin başka bir yolu yoktur. Beş yıl süren bekleyişin sonunda ismini bir kez daha değiştirerek ABD vatandaşı “Ardashess Hampar” olur. Burada evlenir. Bir kızı olur. İthalat-İhracat işlerine girer ve işinde başarı gösterir.
Thomasian Hem’in fotoğrafıyla ilgili olarak, “Bana üzerinde İskoç üniforması bulunan fotoğrafını göstermesi, onun kendi hikâyesini ilk kez paylaşması içinde bir fırsattı.” Yine fotoğrafın nerede çekildiğini merak ediyordum. Ama o “Gerçekten hatırlayamadım. Belki de Afyonkarahisar’da” diye düşünüyordu diyor.
Ermeni Tercüman Hampartzoumian (Hamp)’in Afyonkarahisar’daki Olumsuz Faaliyetleri
Ancak yukarıda Hampartzoumian ya da kendisini gizlemek için kullandığını söylediği ismiyle “Hamp” in hayatının anlatıldığı yazıda, Ermeni “Hem” için güzellemeler yapılmakta, ne kadar insani değerlere sahip olduğu anlatılmakta ise de, İngiliz ordusunda görevli iken Afyonkarahisar’da Türk ve Müslüman halka karşı İngilizlerle beraber yapmış olduğu eziyet ve faaliyetler hakkındaki arşiv belgeleri yerinde durmaktadır.
Eski Afyon Milletvekillerinde H. Çerçel 1935 yılında Taşpınar Dergisinde Mondros mütarekesi sonrası yaşanan işgaller sırasındaki durumu kaleme aldığı yazısında Mahmut Mahir’in Afyonkarahisar Mutasarrıflığı dönemini anlatırken Ermeni tercüman “Hem” hakkında da birkaç kelimeyle şunları yazmaktaydı:
Bunun gününde İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar pek çok kuvvetler getirmişlerdi. Hele İngilizlerin Bulgar Ermenilerinden bir tercümanı bu mutasarrıfın bir amiri kesilmiş, çok edepsizleşmişti. Hükümetle çoktan ilişiğini kesen memlekete, bu iki adam zorla çatıp duruyorlardı.3 Yukarıda Ruth Thomasian’la 1979 yılında yaptığı söyleşide her nekadar ermeni olduğunun anlaşılmaması için adını değiştirdiğini söylese de, gerek arşiv belgelerinde, gerekse de H.Çerçel’in Taşpınar Dergisindeki konuyla ilgili yazısında Hamp’in ermeni olduğunun gayet iyi bilindiği anlaşılmaktadır. Ayrıca yine bu İngiliz tercümanın casusluk için kaç defa Kızılburun mevkisine kadar geldiğini, ancak buradan öteye geçemediğini de anlatır.4
Ermeni tercüman Hamp’in bulunduğu konumu en iyi şekilde değerlendirerek şehirdeki diğer Ermenilerle beraber Afyonkarahisar’daki Türk ahaliyi rahatsız ederek, eziyet çektirmek için sürekli olarak işgal kuvvetlerini teşvik ettikleri anlaşılmaktadır. Salih Kesri konuyla ilgili olarak, Taşpınar Dergisinde o günleri anlatırken: “İşgal acıları yetmiyormuş gibi bir de Ermenilerin yanlarına aldıkları bir Fransız, bir İngiliz ve bir İtalyan neferiyle güya silah aramak bahanesiyle Türk evlerine girmeleri ve ticarethaneleri basmaları ve her türlü hakaret ve milli onuru kırmakta devamları sona varmıyordu.” der. 5
Yine yaşanan bir başka hadisede Ermeni Tercüman Hem’in Türklere karşı eline geçen her türlü imkân ve şartları kullanmakta tereddüt göstermediği anlaşılıyor. Buna göre: Milne Hattı’nın tespiti çalışmaları kapsamında Afyonkarahisar’a gelen General Milne’in Erkân-ı Harbiye Kaymakamı (Kurmay Yarbay), Darülmuallimin ve Mekteb-i İdadi vesair İbtidai mektepleri ihtiva eden binanın, Eylül ayı başlarında tamamen tahliye edilerek İngiliz kumandanının emrine teslim edilmesini ister6
Buna mukabil, Karahisar-ı Sahip Mutasarrıfı ve Belediye Reisi çektikleri telgraflarla bu durumun halkı elim bir yeis ve hayal kırıklığına düşüreceği sebebiyle şehir içinde münasip başka bir yer gösterilmek üzere Darülmuallimin, Mekteb-i İdadi vesair ibtidai mekteplerin bulunduğu binanın işgalinden sarf-ı nazar ettirilmesi için siyasî teşebbüste bulunulmasını Dâhiliye Nezareti’nden isterler. 7
Ayrıca, Karahisar-ı Sahip’te bulunan İngiliz Siyasî Temsilciliği tercümanı olan Ermeni milletinden Hem adındaki şahsın Türkleri rencide edecek bir tavır izlediği, unsurlar arasında nifak sokmaktan geri kalmadığından bahisle bu şahsın görevden alınması, bir mazbata ile İngiltere Siyasî Temsilciliği’nden istenilir. Bu yazı Karahisar-ı Sahip’te neşredilmekte olan “Halk Sözü“ gazetesinin 2 Eylül 1919 tarihli nüshasında yayınlanır. 8
Karahisar-ı Sahip Mutasarrıfı’nın 9 Eylül 1919 tarihli Dâhiliye Nezareti’ne çektiği telgrafında, İngiliz Siyasî Temsilcisinin, Halk Sözü gazetesinin 2 Eylül 1919 tarihli nüshasında yayınlanan yazıdan dolayı gazetenin mesul müdürü Selânikli Selim Sırrı Efendi’nin hemen yanına gelerek Ermeni tercümanı aleyhinde yazılanlar konusunda açıklama yapmasını istediği; ancak Selim Sırrı Efendi’nin İngiliz temsilcisi ile görüşmekten çekindiği, hatta hastalanarak evine kapandığı ve İngiliz temsilcinin, Onun cebren huzuruna getirilmesinde ısrar ettiği, ancak münasip bir şekilde ısrarından vazgeçirildiği ve hadisenin kapandığı ifade edilmektedir. Karahisar-ı Sahip Mutasarrıfı Mahir Bey, General Milne’in olaydan iki gün sonra buraya gelerek Ermeni tercümanının tahrikiyle söz konusu binanın işgali için kesin emir verdiği ifade edilmektedir. 9
Mahir Bey’in yazısında söz konusu binanın işgaline karar verilmesinde Ermeni tercüman Hem’in sadece tahrikinden bahsedilmekte ve hakkında başkaca bir bilgi verilmemektedir. Buna rağmen Halk Sözü gazetesinde Hem hakkında çıkan yazı ve bu yazıdan dolayı Karahisar-ı Sahip İngiliz Siyasî Temsilcisinin tepki göstermesi Ermeni tercümanın tavır ve tahriklerinin sadece söz konusu binanın işgaline müteallik olmadığını göstermektedir.10
Ancak, Karahisar-ı Sahip Mutasarrıfı ve Belediye Reisinin Dâhiliye Nezaretine çektikleri telgrafa 14 Eylül 1919 tarihinde gelen cevapta “Afyonkarahisar’daki mekteb binalarının İngilizler tarafından işgal edilmesine mani olunamayacağı” bildirilir.”11
Yine, Osmanlı Kulübü’nü rencide edici davranışlarından şikâyet edilen İngiliz Mümessilliği Tercümanlığında müstahdem Hem’e isnad olunan suçlar hakkında tahkikat icrasına dair Kalem-i Mahsus’dan Karahisar-ı Sahib Mutasarrıflığına 24 Kasım 1919 tarihli bir telgraf çekilmiştir. 12
Bu telgraf doğrultusunda Ermeni tercüman Hem hakkında isnat olunan suçlardan dolayı bir tahkikat yapılıp yapılmadığına dair kesin bir bilgi yoktur. Ancak bir tahkikat yapılmış olsa dahi, bunun sonuç üzerinde herhangi bir etkisinin olmayacağı da dönemin şartları göz önünde bulundurulduğunda açıkça görülmektedir.
Yukarıdaki tüm hususları göz önünde tutarak bir değerlendirme yapacak olursak; Osmanlı vatandaşı olan Harputlu ermeni Ardaşes Hampartzoumian ya da değiştirdiğini söylediği isimle Hem’in kendi ülkesi Osmanlı Devletinin düşmanı olan, İngiliz ordusuna katılıp, vatandaşı olduğu Osmanlı Devletine ve vatandaşlarına karşı mücadeleye girişmekte kendince bir sakınca görmediği anlaşılmaktadır. Ancak burada ilginç olan husus gönüllü olarak İngiliz ordusuna katılan ermeni Hem’in, kendi ülkesi olan Osmanlı Devleti topraklarının işgalinde İngilizlere yardımcı olmasına ve savaş sonunda üstün hizmet madalya ve belgeleriyle İngilizlerce ödüllendirilmesine rağmen, İngilizlerin kendileri için savaşan Hem’e vatandaşlık hakkını dahi vermemeleridir. Bu da İngilizlerin bugün kendi ülkesine ihanet eden, yarın da bize ihanet eder kaygısıyla Hem’i vatandaşlığa dahi kabul etmediklerini göstermektedir. Sonradan vatandaşlığına kabul edildiği Amerika’da bile bu hakkı elde edebilmek için yıllarca beklemek zorunda kalmıştır.

 

Dip Notlar:
1 Project SAVE Armenian Photograph Archives The Spirit of Survival: Armenians through the Camera’s Eye
https://2projectsave.org/vex2/3FF0292E-77B0-4995-9314-200098309150.htm erişim: 30/07/2019
2 The Armenian Mirror-Spectator, Ruth Thomasian, Saturday, April 25, 2015, page 18
3 9 Mayıs Önünde, Afyonda Müdafaai Hukuk Kuruluş Günlerinden Hatıralar, Afyon Saylavı H.Çerçel, Taşpınar Dergisi, 9 Mayıs 1935, Cilt: III, sayı: 31,sayfa:115
4 a.g.m. H.Çerçel, sayfa:116
5 Acı Günlerimizden, Salih Kesri, Taşpınar Dergisi, 9 Mayıs 1935, Cilt: III, sayı: 31,sayfa:122
6 Karahisar-ı Sahip’te İngiliz Siyasi Temsilciliği Tercümanı Ermeni Hem’e Tepkiler ve Ermeni Meselesine Politik Yaklaşım, Doç.Dr. Mustafa Turan, Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: III, Sayı:1, Haziran 2001, Sayfa:18)
7 a.g.m. Doç.Dr. Mustafa Turan, Sayfa:19
8 a.g.m. Doç.Dr. Mustafa Turan, Sayfa:19
9 a.g.m. Doç.Dr. Mustafa Turan, Sayfa:20
10 a.g.m. Doç.Dr. Mustafa Turan, Sayfa:20
11 Yer:DH.KMS. / 55 – 45 – 0 Tarih: H-18-12-1337
12 Yer: DH.ŞFR. 104 281 0. Tarih: H-01-03-1338

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER