Erken kalkın, çalışkan olun, ehli sünnetten ayrılmayın!

İslam Hukuk Profesörü Cevat Akşit sohbet programında Müslümanlar’a sabah ezanında uyanmalarını, çalışkanlıktan ve ehli sünnet itikadından asla ayrılmamaları gerektiğini hatırlattı. Akşit, zırh olan Besmelesiz hiçbir işe başlanılmaması zorunluluğuna işaret etti

Prof. Dr. Cevat Akşit İl Müftülüğü salonunda düzenlenen sohbette konuştu. Müslümanlar’ın hayatlarında dikkat etmeleri gereken noktalara temas eden Akşit, önemli mesajlar verdi. Gecede Karaman Camii İmam Hatibi Osman Aykan’ın Kuran-ı Kerim tilavetinin ardından İl Müftü Yardımcısı Galip Kolcu, Prof. Dr. Cevat Akşit’in sohbet programı öncesi açılış konuşmasını yaptı.
ÜMMETİN MARKASI
EMR-İ BİL-MARUF
İslam Hukuk Profesörü, Avukat, Bilim İnsanı Prof. Dr. Cevat Akşit, İslamiyetin günlük hayatı nasıl düzenlendiğini anlatarak, Müslümanlar’ın yaşam biçimlerine nasıl yön vermeleri gerektiği üzerinde durdu. Hemen herşeyin bir markası olduğunu belirten Prof. Dr. Cevat Akşit, Muhammed ümmetinin markasının Emr-i Bil-Maruf yani iyiliği yayarken kötülüten sakınmak olduğunu dile getirdi. Allah’ın müminlerin ömürlerinde geçirecekleri her dakikayı rızasına muvaffık kılmasını dileyen Akşit; “İnsan hayatı sayılı saniyelerden ibarettir. Şu anda bize Cenab-ı Allah’ın verdiği ecel içinde son noktaya doğru saniye saniye koşuyoruz. Biz bunun hiç hesabını yapmıyoruz. Sohbetimize katılan ve bize ilgi gösterenlerden Allah razı olsun. Cenab-ı Hakk bu fedakarlıktan dolayı katılımcılardan razı olsun.” dedi.
MÜSLÜMAN MUTLULUĞU
AKTARMAK ZORUNDA
Prof. Dr. Cevat Akşit, Bolvadin Belediye Başkanı Fatih Kayacan’ın teklifi üzere Afyonkarahisar’lılara yararlı olabilecek sohbette bulunmaya geldiğini söyledi. Peygamber Efendimiz’in (SAV) kendisine Müslüman olacağını belirten kişiye biadını ‘Öğrendiklerini başkasına öğretmek kaydıyla.’ kabul ettiğini aktaran Akşit; “Resulullah Müslüman olmak isteyen kişinin biadını Emr-i Bil-Maruf’u yapmak kaydıyla kabul ediyor. Herşeyin bir markası var. Ahir zaman Peygamberi Muhammed ümmetinin markası insanlara iyiliği emreden kötülükleri önlemektir. İşte bizim markamız budur. Biz kendimiz Allah’a inandık, Peygambere inandık. İnanılması gerekenlere inandık. Yaradılışımıza uygun bir yol tuttuk ve içimiz rahat. Bundan sonra dünya yansın yıkılsın diyemeyiz. Bizim görevimiz budur. Müslüman olduktan sonra bu mutluluğu başka insanlara da aktarmak zorundayız. Mutluluk vermek yani hidayet vermek Allah’ın elinde. Ama verileni alabilecek kabiliyette olan insanlarımızı bulup onlara tebliğ edeceğiz.” diye konuştu.
KAİNAT RESULULLAH’IN
HÜRMETİNE YARATILDI
Ebu Cehil’in Peygamber Efendimiz zamanında deha sahibi akıllı, zengin bir kişi olduğunu, Peygamberimizin amcası Ebu Leheb’in deha sahibi bir kişi olduğunu belirten Akşit; “Ama Peygamberimizin (SAV) insanı insan yapan tebliğlerini kabul etmediler. Hatta Peygamber Efendimizi (SAV) sadece dünya insanı imiş gibi tanıtan kitapların basıldığını görüyorum. Çok çalışkan adamdı, çok programlı adamdı, dürüst adamdı falan filan. Zaten Peygamberimizin üstün zekalı, dürüst bir adam olduğunu Şarkiyatçılar da, gavurlarda söylüyorlar. Söylemek de zorundalar. Çünkü vakaa budur. Ama biz O’nun Peygamber olduğuna inanıyoruz. O iş başka iş. Bu tarafını hiç incelemiyorlar. Ebu Leheb Peygamberimiz (SAV) dünyaya teşrif ettiklerinde çok sevinmiş. Aklılı bir adam, ‘Sülalemiz çok büyük bir adam kazandı.’ demiş. Sevincinden para dağıtmış, fakirlere de yiyecek dağtımı yapmış. Kainatın hürmetine yaratıldığı Muhammed Mustafa’nın (SAV) doğuşunda fakir fukaraya birşeyler dağıttı diye Pazartesi günü Ebu Leheb’in azabı kaldırılıyor. Allah düşmanıdır, cehennem kütüğüdür, Kuran’an da tescillidir. Ama Muhammed Mustafa’nın (SAV) doğumuna sevindi, fakir fukarayı sevindirdi diye o gün azabı kaldırılıyor. Deha sahibi olmasına rağmen kibirinin esiri oldu. İnsanlar duygunun emrine girdiği zaman aklı çalışmaz. Kibirde bir duygudur. Bu nedenle kibir aklı çalıştırmaz. Bizler buna inanan adamlarız. O’nun adına toplantıya katılır, O’nun adına güzel şeyler yaparsanız sizlere neler yapmaz.” şeklinde konuştu.
MÜMİNLER ÜZERİNE
DÜŞENİ YAPMAK ZORUNDA
Prof. Dr. Cevat Akşit, kulun her saniyesinin ölüme doğru geçen adımlar olduğuna sıkça vurgu yaptı. İnsanın boşuna yaratılmadığına değinen Akşit; “Biz kullar için her saniye önemle değerlendirilmek zorundadır. Bu anlardan dolayı hepimiz hesaba çekileceğiz. Allah bize verdiği nimetlerinden hesap soracak. Allah dakikalarımızı, saniyelerimizi nerede nasıl geçirdiğimizi soracak. O’nun için Allah rızasına muaffık kılsın dedim. Peygamberimiz (SAV) bunları tebliğ etti bunlar var. Kuran’da bunlar var. Şehadet etmeyi sürekli hale getiren kullarını Allah sever ki şehadeti söyledir. Her gün hesap kitap yapın. Kuran-ı Kerimin her hali disiplinli yaşamayı temin eder. Mesela beş vakit namaz. Sabah ezanı güneş doğmadan okunur. Erken kalkmayı, güneşi üzere doğdurmamayı sağlar. Bunlar sıradan laf değil. İslam Dünyası bunları unuttuğu için bugün sıkıntıda. Müminler olarak bize düşeni yapmak zorundayız. Bedir Ashabı buna örnektir. Çanakkale’de buna örnektir. Ölümü seve seve Allah için göze almak gerekir. Ben her yıl Çanakkale’ye giderim. Mustafa Kemal Paşa bunu hatıralarında anlatır. ‘Düğüne gider gibi askerler ölüme gidiyorlar.’ Neden. Çünkü Muhammed Mustafa’ya (SAV) gönül verdiler. Kader değişmez, ölmeyeceği Allah öldürmez. Ömürler sayılıdır ne uzar ne kısalır. İstanbul’un fethinde, İstiklal Harbinde bunlar yaşanmıştır. Allah için ölmeye karar vereni Allah aziz eder.” ifadelerini kullandı.
RESULULLAH BEDELLİ ASKERLİĞİ SEVMEZ
Kuran esaslarından ayrılmama zorunluluğu bulunduğunu, İslamiyetin kendisine göre sistemi olduğunu belirten Prof. Dr. Cevat Akşit, Allah-u Teala’nın Müslümanlar’ın örnek olmasını istediğini hatırlattı. Müslüman’ın yüksek ve yüce olduğunu ifade eden Akşit; “Her şeye, her işe Besmele ile başlamak zorundayız. Çünkü Besmelesiz herşeye şeytan dahildir. Müslüman’ın her işte ilk sözü Besmele olmalı. Düşünerek adım atmalıdır. Programlı yaşamak Müslümanlığın gereklerinden biridir. Müslüman her zaman çalışkan ve iyi de örnek olmalıdır. Besmele bir zırhtır. Peygamber Efendimiz (SAV) rızıkların sabah dağıtıldığını belirtiyor. Kişi güneşi üzerine doğdurmamalı. Kim sabah namazına kalkmaz da uyur, güneş üzerine doğarsa şeytanın şerrine uğrar. Resulullah ‘Ümmetimin erken kalkanlarına çok ver Allahım.’ diye dua ediyor. Zillet Müslüman’a haramdır. İslam esaslarına göre yaşamazsak esir oluruz. Allah da bunun hesabını sorar. İslam yücedir, yüceltir. İstiklal Harbi zillete karşı başlatıldı. Şimdi gevşedik bu beni korkutuyor. Peygamberimiz (SAV) bedelli askerliği sevmez. Şimdi şu yaşta çağırsalar ben giderim. Mutlaka yapabileceğim hizmetler olur. Ehli sünneti terk etmediğimiz için Suriye’ye dönmüyoruz. Ama gece gündüz Suriye’ye çevirmek için uğraşıyorlar.” >> Burcu AYDIN’ın haberi

Cevat AKŞİT kimdir?

1938’de Denizli Yatağan’ da doğdu. Henüz dört yaşındayken ilim sahibi bir kişilik olan babası Şakir Ali Ağırbaşlı’yı kaybetti. Annesi Havva Hanım tarafından yetiştirildi. İlkokulu bitirdikten sonra 2 sene amcası Zühtü Akşit’ten Kuran-ı Kerim ve Arap dili dersleri aldı.1952’de Isparta İmam Hatip Okuluna girdi.1956 Yılında istanbul İmam Hatip Okulu’ na girerek öğrenimini burada tamamladı. Aynı sene müezzin olarak atandığı Fatih Zeyrek’ teki Ümmü Gülsüm Mescidi’ nde uzun seneler Mehmet Zahid Kotku Hazretlerinden ilim öğrendi. 1963 Yılında İstanbul Şehri Yüksek İslam Enstitüsü ve 1965′de İstanbul Şehri Üniversitesi Hukuk Fakültesi olmak üzere 2 ayrı fakülteyi bir arada bitirdi. 1980′ de doçent,1988′ de İslam Hukuku Profesörü oldu. 1970-1980 Yılları arası dönemde öğretim üyeliğinin yanında Erzurum Yüksek İslam Enstitüsü Müdürlüğü, Trakya Üniversitesi Mühendislik, Mimarlık Fakültesi İdare Kurulu Üyeliği, Türk Traktör Fabrikası A.Ş’de müdürlük, İzmir ve İstanbul Barolarında avukatlık gibi çeşitli yönetimsel, hukuki, sınai ve ticari faaliyetleri birarada yürüttü. Evli ve dört çocuk babası olan Akşit, bazı kanallarda sıkça vaazlar vermektedir.