Entrikalar, Hapis Ve İdam

Gedik Ahmed Paşa (ö. 18 Kasım 1482, Edirne), Osmanlı Devleti'nin önemli devlet adamlarından biri olarak, II. Mehmed'in saltanatı sırasında 1474-1476 yıllarında sadrazamlık yapmıştır.

Osmanlı topraklarını genişletmek ve güçlendirmek adına birçok askeri başarıya imza atan Gedik Ahmed Paşa, görev süresi boyunca Kırım’dan Napoli sahillerine kadar geniş bir coğrafyada iz bırakmıştır. Ancak politik çekişmeler ve entrikalar nedeniyle hayatı, başarıları kadar trajik bir sonla noktalanmıştır.

ANADOLU’DAKİ ASKERÎ BAŞARILARI VE YÜKSELİŞİ

Gedik Ahmed Paşa’nın hayatına dair bilinenler, onun Arnavutluk’un Avlonya şehrinde doğmuş olduğuna işaret eder. II. Murad döneminde içoğlanı olarak saraya girmiş olması, onun devşirme kökenli olduğunu düşündürse de kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Arnavut kökenli olduğu iddiaları, özellikle Arnavutluk seferine çıkmak istememesine bağlanır. Ancak bu çekincelerinin ırkdaşlarına karşı savaşmak istememenin ötesinde başka nedenleri de olabilir.

Entrikalar, Hapis Ve İdam

Ahmed Paşa, II. Mehmed döneminde kısa bir süre Rumeli Beylerbeyi olarak görev yapmış, ardından 1461 yılında İshak Paşa’nın yerine Anadolu Beylerbeyliği’ne getirilmiştir. Aynı yıl, Koyulhisar’ın fethiyle askeri becerilerini göstermeye başlamış ve Osmanlı’nın iç ve dış politikalarında önemli bir figür olmuştur. 1469’da Karamanoğulları’ndan Ereğli ve Aksaray’ı ele geçirerek, şehzade Mustafa’yı Karaman Valisi olarak Konya’ya yerleştirmiştir. Ertesi yıl, Eğriboz Adası’nın fethedildiği seferde yer almış ve Osmanlı topraklarını genişletme sürecinde önemli bir aktör olmuştur.

1471 yılında Alâiye (Alanya) ve 1472’de Silifke ile Mokan ve Gorios kalelerini fethederek Anadolu’da Osmanlı hâkimiyetini pekiştirmiştir. Akkoyunlular’dan destek alarak Karamanoğlu beyleri Pir Ahmet ve Kasım Bey’i mağlup etmesi de onun başarısını pekiştirmiştir. Gedik Ahmed Paşa, Otlukbeli Savaşı’nın (1473) zaferle sonuçlanmasında da büyük rol oynayarak Osmanlı’nın doğudaki gücünü sağlamlaştırmıştır.

SADRAZAMLIK DÖNEMİ VE POLİTİK KARIŞIKLIKLAR

1474 yılında, dönemin sadrazamı Veli Mahmud Paşa’nın idam edilmesinden sonra Gedik Ahmed Paşa veziriazamlık görevine getirildi. Aynı yıl içinde Karamanoğulları’na karşı Ermenek ve Manyan hisarlarını ele geçirerek Osmanlı topraklarını daha da genişletti. Ancak onun en önemli seferlerinden biri, 1475 yılında Kırım’da bulunan Ceneviz kolonilerinin ele geçirilmesidir.

Entrikalar, Hapis Ve İdam

Gedik Ahmed Paşa, 1475 yılının Haziran ayında Kırım’ın Kefe, Sudak ve Azak şehirlerini fethederek bölgedeki Ceneviz egemenliğine son verdi. Ayrıca Kefe’de esir tutulan Kırım Hanı Mengli Giray’ı serbest bırakarak Osmanlı himayesi altına aldı. Kırım Hanlığı ile yapılan bu anlaşma sayesinde Osmanlı Devleti’nin Karadeniz üzerindeki etkisi güçlendi. Ancak bu başarılar Gedik Ahmed Paşa’nın giderek kendini üstün görmesine ve bağımsız hareket etmesine yol açtı. 1476 yılında İşkodra seferine çıkmaktan kaçınması, sadrazamlıktan azledilmesine ve Rumelihisarı’na hapsedilmesine neden oldu.

KAPTAN-I DERYALIK DÖNEMİ VE AKDENİZ’DEKİ BAŞARILARI

1478’de serbest bırakılan Gedik Ahmed Paşa, Kaptan-ı Derya olarak Osmanlı donanmasının başına geçti ve Avlonya Sancakbeyi olarak atandı. 1479’da Fatih Sultan Mehmed’in İşkodra’yı fethetmesinde Osmanlı donanmasıyla denizden destek verdi. Aynı yılın yazında Kefalonya Kontluğu üzerine düzenlenen seferde Vonitza Kalesi ile Kefalonya, Zante ve Ayamavra adalarını Osmanlı topraklarına kattı. Bu seferle, yaklaşık 300 yıldır Akdeniz’de hüküm süren Kefalonya Kontluğu’na da son verilmiş oldu.

1480 yılında İtalya sahillerine çıkarma yaparak Napoli Krallığı’nın elindeki Otranto’yu fetheden Gedik Ahmed Paşa, Avrupa’da Osmanlı’nın varlığını hissettirdi. Ancak yeni fetihler için hazırlık yaparken II. Mehmed’in ölümü üzerine geri çağrıldı.

İDAM

Fatih Sultan Mehmed’in ölümü sonrası, taht mücadelesi II. Bayezid ile Cem Sultan arasında şiddetlendi. Gedik Ahmed Paşa, Haziran 1481’de Yenişehir’de yapılan savaşa son anda katılarak II. Bayezid’in zafer kazanmasına yardımcı oldu. Ancak bu desteğine rağmen Cem Sultan’a yakın durduğu şüphesi nedeniyle hapsedildi. Gedik Ahmed Paşa’nın tutuklanması, kapıkulu askerlerinin ayaklanmasına yol açtı ve baskılar sonucu serbest bırakıldı.

Daha sonra Karaman’da isyan eden Karamanoğlu Kasım Bey’i bastırmak için Şehzade Abdullah’a yardıma gönderildi. Ancak Kasım Bey’in Suriye’ye kaçması nedeniyle isyan tam anlamıyla bastırılamadı. Bu durum, Gedik Ahmed Paşa’nın beklenen başarıyı gösteremediği yönünde eleştirilmesine yol açtı.

18 Kasım 1482 gecesi, Edirne’deki Yeni Saray’da verilen bir ziyafet sırasında Gedik Ahmed Paşa’ya siyah kaftan giydirilerek boğdurulmak suretiyle idam edildi. İdamı, yeniçerilerin isyanına yol açsa da bu ayaklanma kısa sürede bastırıldı. Gedik Ahmed Paşa, Edirne’de defnedildi.

MİRASI VE YAPITLARI

Gedik Ahmed Paşa, arkasında Osmanlı mimarisine önemli eserler bırakmıştır. Afyonkarahisar’da bir külliye, Ladik’te bir mescit ve köprü, Kütahya’da bir mektep ve Büyük Bedesten gibi yapılar onun hayır eserleri arasındadır. İstanbul’daki eserlerinden günümüze yalnızca, adını verdiği Gedikpaşa Hamamı ulaşabilmiştir.

Ayrıca, Fatih Sultan Mehmed tarafından kendisine tevdi edilen vakıf, Cumhuriyet dönemine kadar Gedik Ahmed Paşa’nın torunları tarafından yönetilmiştir. 1924 yılında çıkarılan Vakıflar Kanunu ile bu vakfın idaresi resmi olarak Vakıflar Müdürlüğü’ne devredilmiştir. Vakıf kayıtlarında, Gedik Ahmed Paşa’nın 15. yüzyıldan günümüze kadar tüm torunlarının isimleri yer almaktadır.
Rivayetlere göre, Aydın bölgesinde etkili olan Arpazlı ailesi de Gedik Ahmed Paşa’nın soyundan gelmektedir. Bu güçlü Osmanlı paşasının hem askeri başarıları hem de trajik hayat hikâyesi, Osmanlı tarihine iz bırakan bir miras olarak kalmıştır.

Gedik Ahmed Paşa, Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli komutanlarından ve devlet adamlarından biri olarak, gerek Kırım’daki başarıları gerekse Akdeniz’deki fetihleriyle Osmanlı tarihine damgasını vurmuştur. Ancak, siyasetin çalkantılı doğası ve taht mücadeleleri onun trajik sonunu hazırlamıştır. İdam edilmesiyle sona eren hayatı, Osmanlı’nın yükselme döneminin en çarpıcı hikayelerinden biri olarak hafızalarda kalmıştır.

Bakmadan Geçme