Engellerin temeli toplumdaki cinsiyetçi yapı

TOSYÖV Yönetim Kurul üyesi ve Afyon Destekleme Derneği Başkanı İhsan Beşer, “Türkiye’de Kadın Girişimciliği ve Başarı Öyküleri” konulu panelin sonuç bildirgesini açıkladı. Beşer, engellerin temelinde toplumdaki cinsiyetçi yapının yer aldığını kaydetti

Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV) Genel Merkez Yönetim Kurul üyesi ve Afyonkarahisar Destekleme Derneği Başkanı İhsan Beşer, 10 Aralık’ta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in de katıldığı “Türkiye’de Kadın Girişimciliği ve Başarı Öyküleri” konulu panelin sonuç bildirgesini hafta sonu düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Toplantıya; AK Parti İl Başkanı Fatma Akbaba, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Serap Besne, CHP Merkez İlçe Başkanı Şaduman Balta, MHP İl Kadın Kolları Başkanı Nesrin Çelikbilek, AKÜ GSF Öğretim Görevlisi Ülkü Küçükkurt, AKÜ Yrd. Doç. Dr. Duygu Kızıldağ, TOSYÖV Kadın Girişimciler Kurulu üyelerinden Havva Emeksiz katıldı.
Girişimcilik ruhu harekete geçti
Dernek Başkanı İhsan Beşer, TOSYÖV Afyonkarahisar Destekleme Derneği’nin düzenlediği “http://m.kocatepegazetesi.com/”Türkiye’de Kadın Girişimciliği ve Başarı Öyküleri”http://m.kocatepegazetesi.com/” konulu konferansın sonuçlarının, konuya ilişkin yeni bir açılım getirdiği dikkate alınarak, tüm katılımcıların ortak görüş ve yaklaşımlarını kapsayan bir sonuç bildirgesiyle duyurulmasının yararlı bulunduğunu söyledi. Beşer, sonuç bildirgesi temasının; “Uyuyan dev uyanıyor.” olarak yorumladı. Dernek Başkanı İhsan Beşer, panel sonundaki tespitlere yönelik bilgi aktardı. Toplumların gelişim ve ilerlemesinin, “değişim” ve “dönüşüm”lerle gerçekleştiğine temas eden Beşer; “Kas gücünden kasa gücüne, kasa gücünden kafa gücüne doğru olan bu gelişimin günümüzdeki anlamlı özetlemesi, ‘Bilgi Toplumuna İlerleyiş’tir. Türkiye’nin bugün yaşamakta olduğu toplumsal heyecanın kaynağında bu olgu yatmaktadır. Toplumsal gelişmemizin bilgi toplumuna odaklanmış stratejik yönelimi, hepimizi yeni bir toplumsal gerçeklikle de tanıştırmıştır. Türkiye’de kadının toplumsal rolü ve gücü. Kadınlarımızın girişimcilik gücü harekete geçmiş, görünür olmuş ve adeta uyuyan dev uyanmaya başlamıştır. Kadının bu uyanışı önümüze yeni ve yaşamsal nitelikte toplumsal görevler çıkarmıştır. 74 Milyon yurttaşımızın aklını, potansiyelini ve bütün kabiliyetini kullanmamız gerektiğine işaret bu süreci akılla, bilimle, umutla, dayanışmayla desteklenmiş bir ulusal plan çerçevesinde yönetmemiz gerekmektedir. Bu çerçevede kamu-sivil toplum işbirliği ve ortaklıkları büyük önem kazanmaktadır. Göstergeler kadınlarımızın ev ekonomisini yönetmede gösterdikleri üstün başarı adeta bir efsanedir ama asla ‘şehir efsanesi’ değildir.” dedi.
Dikkate değer potansiyel hareketlendi
Türkiye’nin bugüne gelebilmesinde kadının, görülmeyen ve hiçbir zaman ölçülemeyen katkısını minnetle kaydettiklerini dile getiren İhsan Beşer; “Bugün artık Türkiye’nin kadını evinin dışındaki ekonomide de söz sahibi olmak istemektedir. Bu istek, geçmişteki savaş ve kriz ekonomilerine zorunlu kadın katılımına benzemeyen, geleceği şekillendirecek kadar kuvvetli ve kalıcı tarihsel bir eğilimdir.* Kadının Türkiye’de ev dışındaki ekonomiye katılım doğrultusunda gösterdiği istek ve irade, önemli bazı adımları atmamıza da vesile olmuştur. TOBB Kadın Girişimciler Kurulu doğmuş ve görece etkinlik kazanmıştır. KOSGEB’in Kadın girişimci destekleri dikkate değer bir potansiyeli hareketlendirmiştir. İş-Kur’un ve yerel yönetimlerin kadına dönük meslek ve iş edindirme faaliyetlerine önemli bir katılım sağlanmıştır. Kadınların kurduğu sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin elde ettiği sonuçlarla birlikte ciddi bir potansiyel yaratılmıştır. Görevlerimiz; Kadının iş dünyasına ve büyük toplumsal aktivite alanlarına açılımı noktasında her ne kadar umutlandırıcı bazı adımlar atmış olsak da, Türkiye olarak henüz işin başlangıcındayız. Kadının öz yaşamına, iş yaşantısına, sosyalleşmesine, bilim ve bilgiyle haşır neşir olmasına, kültürel alanda yerini almasına dair yapılacak çok işimiz vardır.” diye konuştu.
Kadın girişimciliği hala aykırı
Hukuki eksikliği gidermek, kadını koruyan ve güçlendiren normları uygulamada gerçekleştirmek, siyaset, eğitim, sağlık, kültür vb alanlarda açtıkları özel parantezleri alabildiğine genişletme gereğine işaret eden TOSYÖV Destekleme Derneği Afyon Başkanı İhsan Beşer; “Fırsat eşitliğini her alanda somutlamak, kadını eşit ve güçlü birey bilinç ve haklarıyla donatmak durumundayız. Türkiye’de kamu-sivil toplum işbirliği ve ortaklığı gelişmemiştir. Bu konuda yerleşik bir kültürden ve işleyen etkin sistemlerden yoksun olmamızdan dolayı Kadın girişimciliği hala aykırı ve marjinal bir konuymuş gibi durmaktadır. Bu bir eşiktir ve kadına özgüven ve cesaret verecek toplumsal iklimin yaratılması için aşılmak zorundadır. Kadın girişimciye aktardığımız bilgi ve başlangıç sermayesinin başarılı sonuç vermesi, kadının kamuyu her zaman arkasında hissetmesine bağlıdır. Diğer yandan en geniş anlamda kadın girişimci ortamının somut temelini kadın istihdamı oluşturmaktadır. Türkiye’de kimi sosyolojik ve iç göç nedeniyle de olsa kadın istihdamı oranı kabul edilemez ölçüde düşmektedir. Bu süreci tersine çevirmek için kadın istihdamını artırmaya dönük kamu ve sivil toplum ortaklığı ile ulusal çapta etkinliği amaçlayan özel projeler ve kampanyalar gerçekleştirilmelidir. Hatta kadını yönetimde söz sahibi yapan işletmeler ödüllendirilmelidir.” şeklinde konuştu.
Her türlü ayrımcılık ret ediliyor
Girişimci olması için kadına bilgi ve sermaye, özgüven ve cesaret gerektiğinden söz eden İhsan Beşer, kadınların toplumsal pozisyonunun, her konuda maruz kaldıkları “ayrımcılık” nedeniyle olduğunu kaydetti. “Artık Türk devleti ve toplumu açtığı bayrağa şu şiarı yazmıştır” diyen Beşer; “Bu şiar ‘Her türlü ayrımcılığı reddediyorum.’dur. Bu şiarı tüm kurumlar ve kişiler benimsediği zaman Türkiye’nin özlenen gerçek dönüşümü başlayacaktır. O halde; kadın girişimciliğini geliştirmek için attığımız her adımda iki şeyi birden yapacağız. Bir yandan bilgi ve sermaye sağlayarak kadını destekleyeceğiz, diğer yandan da önünü, cinsiyet temelli engellerden temizleyeceğiz. Çünkü kadın girişimciliğini geliştirmek iki farklı mekanizmayı içermektedir. Biri girişimcilik diğeri de cinsiyet ayrımcılığı. Bu bir toplumsal dönüşüm meselesidir. Girişimcilik aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğu için, kadının evdeki yaşam ortamı ile ev dışı ortamı aynı ölçüde elverişli kılınmalıdır. İtilmiş ve kakılmış kadın modelinin kadında girişimciliği öldürdüğü kaydedilmeden, kadının ev içindeki durumu insanlıktan gelen haklarla düzeltilmeden, bu bilinç toplumun her katmanına yayılmadan Türkiye’nin toplumsal dönüşümünden söz etmek mümkün olmayacaktır.” ifadelerini kullandı.
Desteklemeye kültürel bir olay gibi bakılmalı
Genel girişimciliğin desteklenmesine farklı, kadın girişimciliğin desteklenmesine daha farklı bir açıdan yaklaşılması gerektiğini bildiren İhsan Beşer sözlerine şöyle devam etti:
“Girişimciliğin desteklenmesine ekonomik, kadın gi-rişimciliğinin desteklenmesine ekonomik, toplumsal, sosyal, kültürel bir olay gibi bakmalıyız. Bu noktada kadını fırsat eşitliğine yükselten bir ilke olarak pozitif ayrımcılığı bütün yaşamsal faaliyetin eksenine yerleştirmeliyiz. Erkeğin kadına ve kadının kendine koyduğu engellerin temeli, toplumdaki cinsiyetçi yapıdır. Bu nedenle kadın girişimciliği, toplumsal sosyolojik kültürel boyutlarıyla, yalın olmayan bir süreçtir. Sürecin bu karakteri, ilgili bütün aktörlerin işbirliğini zorunlu kılmaktadır. Kadını ekonomik aktör olmaya iten, destek ve teşvik gibi araçları geometrik bir artışla yaygınlaştırmalı, ulusal strateji düzeyinde derinleştirmeliyiz. Diğer yandan kadının girişimciliğini öldüren cinsiyetçi engelleri birer somut olgu olarak teşhis etmeli, kadına yönelik proje ve programlarımızda bu bütünlüğü kurmalıyız. Kadın girişimciliğini, eğitim, danışmanlık, gıda, hazır giyim, sigortacılık, temizlik, sağlık gibi; inovasyon yüklü ve hizmet ağırlıklı alanlara yöneltmeli, geleneksellikten çıkarıp modernliğe kaydırmalıyız. Kadın girişimciliği konusunda 3. dünyadan veya ultra modern dünyadan modeller devşirmemize ihtiyacımız yoktur. Kadın girişimciliğinde Türkiye kendi realitesine dayanan modeli yaratacaktır.” (Kocatepe)

Siyasi ve akademisyen kadınlar paneli yorumladı

“Türkiye’de Kadın Girişimciliği ve Başarı Öyküleri” paneli sonuç bildirgesinin ilan edildiği toplantıya katılan siyasi ve akademisyen kadınlar panelin bireysel farkındalığın uyandırılmasında etken rol oynadığı görüşünde birleştiler

Panel amacına ulaştı
AK Parti İl Başkanı Fatma Akbaba, “Türkiye’de Kadın Girişimciliği ve Başarı Öyküleri” panelinin son derece güzel bir panel olduğunu partisinin tüm kadın teşkilatlarının bu pa-neli izlediklerini söyledi. AK Parti iktidarı ile birlikte kadının son 8 yıldır iş ha-yatında ve toplumda her alanda varlığını hissettirebildiğine değinen Akbaba; “Pozitif ayrımcılığı biz her alanda yaşadık. Gerek parti teşkilatlarımızda gerekse iş hayatı ve diğer alanlarda. Girişimci kadınların konuşmacı olarak katıldıkları panel çok güzeldi. Her kesimden kadın dinleyicinen yer aldığı panelde kadınlarımızn aydınlanması amacına ulaşıldı. Kadınların kendine güveni geldi. Telefonlarım susmuyor. Herkes ne yapabileceğini konuşup araştırıyor.” dedi.
Kadın ev dışında yararlı olmalı
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Serap Besne, bir ev hanımı olarak tek işinin evde eşine ve çocuklarına hizmet etmekle sorumlu olmadığını, topluma yararlı olmak için siyasete atıldığını söyledi. Besne, kadının annelik eşlik görevlerinin yanında ülkesine ve topluma yararlı bir birey olmak zorunda olduğuna değindi. Serap Besne, “Türkiye’de Kadın Girişimciliği ve Başarı Öyküleri” panelini izleyemediğini sözlerine ekledi.
Toplumsal sosyal konum önemli
MHP İl Kadın Kolları Başkanı Nesrin Çelikbilek, panele katılmadığı için bir yorum ve değerlendirmede bulunamayacağını dile getirdi. Uzun yıllardır kadın meselelerinin konuşulduğunu bunun iyi bir rayting malzemesi olduğunu söyleyen Çelikbilek; “Ben kendi adıma kadınların sürekli bu anlamda konuşulmasından sıkıldım. Ekonomik gerçekler var. Toplumda ki ekonomik refah artmadan, ekonomik paylaşım adil olmadığı sürece kadınlar, çocuklar, erkekler haklarını alamayacaklardır. En azından bunların konuşuluyor olması güzeldir. Ama bunlar lafta kalıyor. Lafla da peynir ekmek gemisi yürümüyor. Pozitif ayrımcılık lafta kalıyor. Bu ayrımcılık bir tek kadınlar için değil çocuklar, dar gelirlileri de kapsamalı. Toplumda seçkin kesimde olan siyaseten ve ekonomik olarak bu kesimde olan kadın erkek herkes hiç bir hakkı zai olmamaktadır. Ancak siyasi, ekonomik elit değilse başka açılardan toplumun hakim unsurları içerisinde değilse kadını da erkeği de eziliyor. Bunu bir tek kadın mevzu olarak görmüyoruz. İnşallah Türkiye bunları aşacaktır. Umutlu olmasak bu tür faaliyetlerin içinde olmanın bir anlamı yoktur.” diye konuştu.
Panel iyi bir fırsattı
AKÜ Yrd. Doç. Dr. Duygu Kızıldağ, üniversite olarak gerek öğretim üyeleri gerekse öğrencilerle birlikte panele katıldıklarını söyledi. Çok genç bir nüfusun bulunduğuna işaret eden Kızıldağ şöyle konuştu: “Genç nüfusun girişimcilikle ilgili bilinçlerinin çok yüksek olduğunu söyleyemem. Kendi öğrencilerimiz bu panelde ‘bende girişimci olabilirim’ bunu gördü. Bu çok sevindirici bir şey. Panelde ki girişimcilerin profilleri farklıydı. Kimi doğrudan girişimci kimisi ise aile işini devam ettiriyordu. Kimileri de çalışma ha-yatında ki fırsatları değerlendirerek girişmci olmuş kişilerdi. Birbirinden farklı deneyimleri dinleme fırsatını buldular. ‘Bende bunu yapabilirim’ acaba yapabilirmi-yim sorusunun cevabının kafalarında netleştiğini gördüm. Dolayısıyla bu çok iyi bir fırsattı. Bu tür faaliyetlerin devamının TOSYÖV’le birlikte ülkemiz, kentimiz ve üniversitemiz için çok yararlı olacağına inanıyorum.”
Kadın her alanda yer almalı
AKÜ GSF Öğretim Görevlisi Ülkü Küçükkurt, “Türkiye’de Kadın Girişimciliği ve Başarı Öyküleri” panelinin çok başarılı geçtiği kanaatini aktardı. Küçükkurt, çok değerli olduklarını vurguladığı panelistlerin katılımcı hanımları ve üniversite öğren-cilerini çok güzel motive ettiklerini kaydetti. Kadınların sadece iş alanında değil akademik ve toplumun her kesiminde aktif olarak görmek istediğini söyleyen Ülkü Küçükkurt, çocukları yetiştiren annelerin iyi bir eğitimden geçmesinin şart olduğunu dile getirdi. Panelde de kız çocuklarının eğitilmesinde öncelik sıralamasında erkek çocuklara önceliğin tanındığının konuşulduğunu hatırlatan Ülkü Küçükkurt, bu kötü gerçeğin göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. (Kocatepe)