Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“En büyük parti Türkiye’dir”

VİDEOYU PAYLAŞ

20. Dönem Rize Milletvekili Şevki Yılmaz, “Şuurlu Gençlik ve Dava” başlıklı konferansında “Bu vatanı bölmek isteyenlere fırsat vermeyin. En büyük parti Türkiye’dir” dedi

Afyonkarahisar Belediyesi, Kent Konseyi, Kent Konseyi Gençlik Meclisi işbirliğiyle düzenlenen “Şuurlu Gençlik ve Dava” başlıklı konferansı 20. Dönem Rize Milletvekili Şevki Yılmaz verdi. Konferans Kamil Miras Anadolu Lisesi Şehit Kerim Üye Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Program Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
“AFYON’DA DOST ÇOK, KONU MÜHİM”
Konferansın açılış konuşmasını Gençlik Meclisi Başkanı İbrahim Gürbüz yaptı. Daha sonra Kent Konseyi Başkanı Şemseddin Yasan katılımcılara hitap etti. Milli Görüş’ün tanınan isimlerinden 20. Dönem Milletvekili Şevki Yılmaz sözlerine, “Allah’ın yüce kitabında anayasamız Kur’an-ı Kerim’de emridir, ‘Selama selamla karşılık verin’ buyrulur” diyerek başladı. Peygamberimizin (SAV) selam vermeden soru sorana cevap vermediğini dile getiren Yılmaz, “Afyonkarahisar’a verilen selama kuvvetli şekilde karşılık vermek yakışır. Bizi var edip, öldükten sonra tekrar diriltecek olan Rabbimize, başöğretmenimiz, izinden gitmekle şeref duyduğumuz Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya (SAV) tüm peygamber efendilerimize, ehli beytine, ashabına, din ve vatan muhafızı şehit ve gazilerimize, herkese salât ve selam olsun. Allah’ın selamı, rahmeti, hidayeti cümlemizin üzerine olsun. Bu konferansı vermemize vesile olan Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’e, Kent Konseyi Başkanı Şemseddin Yasan’a, Gençlik Meclisi Başkanı İbrahim Gürbüz’e teşekkür ediyorum. Afyon’da çok dostlarım var. Konferans konumuz çok mühimdir. Gençlik Şuuru ve Dava.” dedi.
“İSTİKBAL GÖKLERDEN ÖNCE GENÇLERDEDİR”
Dünyada yaşanan tüm olayların gençlerle ilgili olduğunun altını çizen Şevki Yılmaz, oynanan oyunların hep gençler üzerine oynandığını ifade etti. “İstikbal göklerden önce gençlerdedir” diyen Yılmaz, “Kimse ihtiyarlarla uğraşmıyor. Devletin bunca yaptığı devasa hizmetleri ihtiyarlar kısa müddet kullanacak. O köprülerden, o Boğaz Köprüsü’nden, Marmaray’dan, otobanlardan hep gençler geçecekler. Devasa hastanelerden tüm hizmetlerden hep gençlik yararlanacak. Ama maalesef gençlik konusundaki duyarsızlığımız, tedbirsizliğimiz bu devasa hizmetlerin önüne de gençliğin şuursuzluğu geçecek diye korkuyorum. İstiklal Savaşımızın yapıldığı bir mekândayız. Yunan’ın püskürtüldüğü bir mekândayız. Çanakkale Geçilmez Destanından sonra içimizdeki hainlerin oyunlarıyla hiç sebepsiz olarak bizi Sevr ve Mondros’ta parçaladılar ve Yunan bu bölgeye girdi. ‘Ya istiklal ya ölüm’ diyerek ecdadımız buradan denize döktü. O gün savaşanların içerisinde ihtiyarlar yoktu. Çanakkale’yi bize dedelerimiz emanet etti, doğru mu, yanlıştır. Öyle denilirse vatanı savunmak için dede olmak beklenir. Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Anafartalar’da, Afyon cephesinde, Erzurum’da her yerde savaşan askerimizin yaş ortalaması 14 ile 21’dir. Bu vatan gençler üzerine inşa edildi. Onun için gençliği kaybedenler yıkılmaya mahkûmdur.” diye konuştu.
“DEMOKRASİ SANDIK HAREKETLERİNİN SİLAHI SOHBETTİR”
Demokrasilerin uyku ve gafleti fırsat bilen tilki rejimler olduğunu söyleyen Yılmaz, “Uyuduğunuz an sandıkta gidersiniz. Ne Belediye elinizde kalır ne de iktidar. Demokrasilerde uyuyamazsınız. Çünkü tilki uyumaz. Yeni nesil çoğalıyor, her çoğaldıkça Türkiye’nin geleceğinde elbette ümitsiz değiliz. Ama zaman zaman üzüleceğimizden korkuyorum. Onun için bu programları artırmak lazımdır. Demokrasi sandık hareketlerinin silahı sohbettir. Şemseddin Yasan Başkanımız geçmişten rahmetli Timurtaş Hocam’dan misal verdi. Hepimizin üzerinde hakkı vardır. Google yazıldığında o konuşmalar bugün gibi tazedir. Tüm gençliğin istifade edeceği konuşmalardır. Bizim şuurlanmamız ve dirilmemiz hep konferanslarla oldu. Rahmetli Necip Fazıl’ın, Mehmet Akif’in daha nicelerinin üzerimizde çok büyük hakları vardır. Biz o dönem kış ayındaydık. Şimdi ilkbahardasınız. İlkbaharın güzelliği sizi şaşırtmasın, gaflete düşürmesin. Birden ilkbaharın kışa döndüğünü görürsünüz. Aklımızı başımıza alacağız. Saldım çayıra Mevlam kayıra diye nesil yetiştirilemez.” şeklinde konuştu.
“TEK GEÇERLİ SÖZLEŞME İSLAM SÖZLEŞMESİDİR”
Günümüzde gençlik üzerinde oynanan oyunların arttığını dile getiren Yılmaz, “Bugün gençlik üzerinde oynanan oyunlar artıyor. Bunun sebebi AK iktidarının getirdiği özgürlüklerdir. Yasakların kalkmasıyla her türlü cereyan gençliğimizi hedef almıştır. IŞID’a giden genç bizim gencimiz, dağlara çıkan PKK’lı genç bizim gencimizdir. Hepsi aldatılarak, oyuna getirilerek kimi din istismarıyla kimi ırk istismarıyla o korkunç ihanetin kurbanı oluyorlar. Gece teheccüde kalkmış genç IŞID’a gidiyor. Orada Müslüman’ı öldürmeyi cihad zannediyor. Onun için gençlerimizi İslam ile yetiştireceğiz. Dünyada gençleri İslam dışında yetiştirecek hiçbir sözleşme mevcut değildir. Ne kapitalizm sözleşmesi ne de sosyalimiz sözleşmesi, ne Kominizm, ne İstanbul Sözleşmesi. İnsanlığın saadeti için tek sözleşme vardır. Kur’an, sünnet ışığında İslam Sözleşmesidir. Bu sözleşmeyi herkesin bilmesi lazımdır. Bana dünya da bu sözleşmeye evet demeyen bir tane insan gösteremezsiniz. Nemrut ta evet demişti. Firavun da, deccallar da. Dünyaya gelince sözlerinden caydılar. Bu sözleşmeye bütün insanlık Ruhlar Aleminde evet demiştir. Allah sormuştur, ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ diye sormuştur.” ifadelerini kullandı.
“LAİKLİK BİR DEİZİMDİR”
Günümüz dünyasında deizm adı verilen illetin gençleri pençesine düşürdüğünü dile getiren Yılmaz şu ifadelere yer verdi:
“Allahsızlık cereyanı dünyada tutmayınca, bu millet Allah’ı inkâr edemiyor ne yapalım, Allah’a iman et ama onun yöneticiliğini inkâr et ortaya çıkarıldı. Böylece deizm türetildi. Ama deizim aslında yeni bir şey değildir. Laiklik bir deizimdir. Şirkin bugünkü manası deizimdir. Allah’a iman et gönderdiği İslam nizamını terk et. Bugün ilahiyatlarda sayıları az olmayan, ama şarlatan oldukları için sesleri çok çıkıyor, televizyon ekranlarında gençleri zehirliyorlar. İlim nesli ile bu sorun çözülür. İman nesli, ihlâs nesli, infak nesli olacak. Taklidi imanı bırakacaksınız. Ana babadan atalardan gelmiş iman değil. İslam’ın ilk emri iman et değil ilk emri okudur. İnanacağın şeyi okuyacaksın. Ne okuduğunu bilirsen Kürtçü olarak dağa çıkamazsın, Türkçü olarak fitneye alet olamazsın. Sıkıntı İslam Sözleşmesi değildir. İslam Sözleşmesinin maddelerini okumadan imzalamamızdır. İman için ilim şarttır. Cahili herkes kandırır. İslam önce okumayı ilmi teşvik etmiştir. Okuduğum bir ayet nedeniyle bu ülkede idamla yargılandım. Çünkü anlamı işlerine gelmiyordu. La ilahe illallah’ı dersen suç değil, manasını açıklarsan suç yargılanırsın. Ebu Cehil Arapça’yı bildiği için La ilahe illallah diyeni öldürmeye kalktı, işkence yaptı. Nebi Muhterem Önderimiz Mekke’den Medine’ye hicrete mecbur kaldı.”
“İSLAM NİZAMINA İMAN ETMEYEN CENNETE GİREMEYECEK”
Allah Resulü’nün 13 sene boyunca tevhidi ve Allah’ı sevdirme konularını anlattığını aktaran Yılmaz şu ifadelere yer verdi:
“Allah Resulü 13 sene boyunca imanı anlatmıştır. İman temeli olmazsa direkler çürük olur. Ayet var; Aile hukukunuzu, devlet hukukunuzu Allah belirlesin. Mahkemelerinizi Allah belirlesin. Meclislerinizi Allah belirlesin. Ticaretlerinizi Allah şekillendirsin denildiğinde ‘asla’ dediler. Almanlar, Norveçliler, Danimarkalılar da Allah’a iman ederler. Hem de O’na nasıl bağlılar. Alman Anayasası Bismillah’la başlar. Hollanda paralarının üzerinde bu bize Allahımızın hediyesidir yazar. Amerikan dolarının üzerinde de ‘Biz Amerikalılar Allah’a güveniyoruz’ yazmaktadır. O zaman neden cehenneme gidiyorlar? Bunlar da Allah’ın emanetidir. Allah’ın indirdiği İslam nizamına iman edilmeden hiçbir mümin cennete giremeyecek. Onun için imandan önce ilim geliyor. Gençlerimize bu ölçüleri verirsek IŞID’a gitmezler veya PKK’nın ağına düşmezler. Onun için İslam Sözleşmesini iyi okumamız lazımdır. Kalu Bela da söz verdik. Rabbimiz bize ‘Ben sizin yöneticinizim. İlahınız değil miyim?’ dediğinde ruhlar âleminin hepsi evet dedi. Bu söz üzerine dünyaya geldik. Yaşadığımız süreçte bu sözü yerine getirmekle imtihan ediliyoruz. İslam Sözleşmesini okumadan nasıl imtihanı kazacağız? İslam Sözleşmesine hepimiz kelime-i şehadet getirerek imza attık.”
“KUR’AN TARTIŞILMAZ ANAYASADIR”
İslam Sözleşmesi’nin ana kaynağının Kur’an-ı Kerim olduğunu vurgulayan Yılmaz şunları söyledi: “Kur’an-ı Kerim anayasadır ve tartışılamaz. Anayasa’da teferruat yoktur, özettir. Hedefleri Kur’an-ı yaşanmaya bir kitap haline getirmektir. Dünya da Kur’an’dan başka hiçbir nimet yoktur. İnsan olmak bir nimettir. Hangimiz dilekçe verdik insan olmak için? Allah’a kurban olayım, insan olmak kendi irademle mi? Bizler dilekçe vermedik Allah bizi seçti. Bugün kâinat bizim emrimizde. Gece, gündüz her şey. Bir de akıl sahibi olmak başka bir nimettir. Deli de olabilirdik. Tıp akıl naklini gerçekleştiremiyor. Böbrek nakli var. Akıl nakli olmaz. Allah yarım saatliğine hayvanlara bizdeki aklı verse 6 milyar insanlığı öldürürler. Böyle büyük bir nimet bize verildi. Kur’an’dan büyük bir nimet yoktur. Allah insan olma nimetini ikinci sıraya koymuştur. Kur’an olmasa insan canavardır. Kur’ansız insanda ve ailede hayat yoktur. Kur’ansız mecliste hayat yoktur. Kur’ansız mahkemede adalet yoktur. Tek dişi kalmış medeniyet insanı vahşi yapmaktan kurtaramaz.”
“RESULULLAH’IN HAYATI UYUM YASASIDIR”
Kur’an okumanın artmasıyla ortaya konulan yeni fitnenin hadise gerek olmadığı yönündeki açıklamalar olduğundan söz eden Yılmaz şöyle konuştu:
“Bunu yayıyorlar. Hadisi, Peygamberi devre dışı bırakan bir fitne çıktı. Hepsi değil yüzde 99’u ehli sünnettir. Orada bir kişi çıktı diye suçlayamazsınız. Allah Resulünü tanımayanı tanımıyoruz. Kur’an-ı Kerim Anayasadır. Anayasaya Uyum Yasası lazımdır. Allah Resulü’nün hayatı Uyum Yasasıdır. Hiçbir hoca size Peygambere sormadan Kur’an-ı anlatamaz ve izah edemez. Peygamberler sohbet silahı ile Silahlı Kuvvetleri yenen kahramanlardır. Peygamberi rüyanda değil ahlakında göreceksin.”
“İSLAM’DA DİN TEMSİLCİLİĞİ YOKTUR”
Hiçbir şeyhin, tarikat ve cemaat liderinin dini temsil edemeyeceğini, din temsilciliğinin olmadığını ifade eden Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ümmet olmak vardır. İslam’da din temsilciliği yoktur. Dini yaşamak vardır. Din temsilciliği Hıristiyanlık âleminden Yezid’le İslam Âlemine sokuldu. Bu hastalık devam ediyor. Müslümanlar’ın din temsilciliğini bırakmadan birleşme şansları yoktur. Din temsil edilmez. ‘Ben partimden gömlek çıkardı kâfir oldu’ diyen kafa ile kendi tarikatından olmayana kafir gözü ile bakan kafa Hz. Ali’yi öldüren kafadır. Şuurlu nesil yetiştirmek için İslam Sözleşmesini bilerek hareket etmek lazımdır. İslam’da din temsilciliği yoktur bunu bileceksiniz. İslam adını kullanan dernek ve tarikatlardan, partilerden kaçın. İslam kelimesi hiçbir şeye alet olunamaz. İslam devleti diye herkes Irak’a, Şam’a koştu. Allah Resulü İslam kelimesinin kullanılmasını yasak etmiştir. Kurulan devletin adı Medine de Asrı Saadet Devletidir. Emevi İslam Devleti, Abbasi İslam Devleti yoktur. Emevi Devleti, Abbasi Devleti vardır. Osmanlı İslam’ı korudu. Bir zalim padişah gelir zulüm eder diye. Kızan Osmanlı’ya, Abbasi’ye Emeviye kızsın diye. İslam’ı istismar etmediler. İran İslam Cumhuriyeti. 40 yıl olmuş faiz hala yüzde 35’de, molla dedin mi kendini kolla. Ayetullah diyorlar Allah, Allah. Bunların hepsi ifsattır bu ümmeti parçalamak içindir. Gençler bayrağına kelime-i tevhit koyanlardan da kaçının. Allah Resulü bayraklara kelime-i tevhidi yasak etmiştir. Ama Suud bayrağında kasten kullanılmıştır.”
“UĞUR MUMCU ANLADI SİZ NE ZAMAN ANLAYACAKSINIZ?”
“Roma Sözleşmesi ile yüz yıldır anamız ağlıyor. Yuvalarımız dağıldı. Yedine İslam Sözleşmesine geçmeye mecburuz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi dindar gençliğe ihtiyacımız var.” diyen Yılmaz, “Dindar gençlik Roma’da yetişmez. Dindar gençlik Kabe’de yetişir. Dindar gençlik Medine’de yetişir. Artık İslam Sözleşmesinin önünü açmamız lazımdır. Uğur Mumcu anladı siz ne zaman anlayacaksınız? Siz derken ben ve bizler. Afyon mitinginde Uğur Mumcu’yu öldürmelerinin iki nedeni olduğunu söyledim. Televizyondan PKK’yı ifşa etmişti. Gençlere seslendi, örgütün Ermeni örgütü olduğunu belirtti. Bazı vali ve generallerin uyuşturucu ticaretini PKK üzerinden yaptığına dair belgelerin elinde olduğunu söylemişti. Kitabı yayınlatmadan bir hafta sonra öldürdüler. Tüm Müslümanlar İsviçre Kanununa göre evleniyoruz. Hayat Roma, ölüm İslam. Bataklık maddeci bir eğitim var. Bismillahirrahmanirrahimle başlayan bir eğitim sistemine ihtiyacımız var. Tıbba gidenlere söyledim bir doktor insanı inceleyip de iman etmiyorsa hayvandan aşağıdır.” dedi.
“CHP DEVLET NİZAMINI HIRİSTİYANLIĞA DAYANDIRAN TEK PARTİDİR”
Anayasanın 24. maddesinin kaldırılmadan Türkiye’de belaların kalkma imkânı olmayacağını savunan Yılmaz, “Bunu yıllarca kürsülerde haykırdım. Devletin temel nizamlarını kısmen de olsa dine dayandıramazsınız diyor. Bunları teklif bile edemezsiniz. Hâlbuki bu ülkenin temel nizamı dine dayanmıştır. Yalan konuşuyorlar. Türkiye’nin temel nizamları Tevrat ve İncil üzerinedir. Bu iktidardan süratle Cuma tatili bekliyoruz. Rektör şehir papazı, dekan köy papazı anlamına gelir. Mezuniyetlerde giyilen cüppe ve keplerde Hıristiyan din adamlarının giydiği kıyafetlerdir. Avukatların giydikleri cübbe kardinal cüppesidir. Vallahi bu CHP devletin nizamını Hıristiyanlığa dayandıran tek partidir. Aklımızı başımıza alacağız. Gençliği şuurlandırıp nesillerinize gerçekleri anlatın.” diye konuştu.
CHP’YE AĞIR ELEŞTİRİLER
“Bindiğiniz dalı kesmeyin gençler. Bunun ilk provasını CHP yapmıştır.” diyen Yılmaz, “İktidarı ele geçirir geçirmez Sultan Vahdettin’i zorla gemiye bindirip zorla İtalya’ya sürdüler. Osmanlı hanımları ve erkeklerini de sürdüler. 30 yıl sonra onları ilk ziyaret eden Adnan Menderes’tir. Gördüğü manzara karşısında ağlamaya başladı. Erkek gençler Osmanlı şehzadeleri gözlerine bez bağlayıp dilencilik yaptılar. Paris tren istasyonunda sadaka topladılar. Kadınlar da çöplerden ekmek ve gıda topladılar. Bu hainler Sultan Vahdettin için kaçtı diyorlar. Yalandır, arşivden filmlerini bulduk. Asker dipçiği ile feribota zorla bindiriliyor. Ümmetin halifesi kovuluyor. Gece yarısı pijamalarla annelerimiz, şehzadelerimiz trene bindiriliyor. Yalvarıyorlar bizi Ürdün’e, Irak sürün Batı’ya göndermeyin diye. Batı CHP’ye talimat vermiş. Bin yıllık intikamımı alacağım torunlarını bana göndereceksiniz diyerek. Ve intikamlarını aldılar.” şeklinde konuştu.
“İNÖNÜ CEBESOY’UN EMRİNDEKİ ASKERİYDİ”
Tüm şehitlerin din muhafazası için şehit düştüklerini belirten Yılmaz, “Gençler sizi kandırıyorlar. Benim can Türkiyem kurulmadan önce Afyon’da savaşan asker Osmanlı Askeridir. Asakir-i Mansure-i Muhammediye idi resmiyetteki adı. Onun için Mehmetçik dedik. Peygamberin ismini askerine veren tek milletiz. Muhammed’in yardımcı kuvvetleri. Buradaki Batı Cephesi Komutanı kimdi? Afyon’un Komutanı, Dumlupınar’ın Komutanı, Anafartalar’ın Komutanı Ali Fuat Cebesoy’du. İnönü imiş. İnönü onun emrinde bir askerdi. Hep gençliğe yalan konuştular. Ali Fuat Cebesoy sonra benim gibi idamla yargılandı. Almanya’ya hicret edip 10 yıl yaşadı. Gençler eski Türkiye’yi bilmezlerle bugün oynanan oyunları bilmezler.” ifadelerini kullandı.
“NE OLDUYSA 1923’TEN SONRA OLDU”
Sakarya Meydan Muharebesi Komutanının siyah sakallı Nurettin Paşa olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Tüm bu orduların Başkomutanı kimdi? Yurt dışına kovduğumuz Sultan Vahdettin’di. Ordularımızın Başkomutanı vallahi, tallahi, billahi. Herkesle tartışmaya hazırım. İstiklal Savaşı’nın da, Çanakkale’nin de tek başkomutanı Sultan Vahdettin’dir. Birinci Meclis İstanbul’dan Ankara’ya taşınır. Duvarında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi dualarla, Resulullah’ın sakalı şerifiyle açılan bir meclistir. Duvarında hâkimiyet kayıtsız şartsız Hakk’ındır yazan bir meclistir. Ne olduysa 1923’ten sonra oldu. Bu milletin kazandığı değerler zorla ve baskıyla milletin elinden alındı. Ama pes etmedik. Elhamdülillah pes etmeyeceğiz. ABD’nin değil Allah’ın müsaadesi kadar Müslüman olmak istiyorsanız gençler Türkiye’yi süper güç yapacaksınız.” dedi.
“ANA YURT ANADOLU”
Vatanın ve namusun ancak güçlü bir devletle korunabileceğinin altını çizen Yılmaz, “Anaya ihtiyacımız var. Türkiye Devletini ana yapmaya mecburuz. Particikle, tarikatçılıkla, mezhepçilikle bu gücü ezmeyin. Tarikatta, mezhepte, ırkta hep beraber vatan için ayağa kalkmalıdır. Bu vatan hepimize lazımdır. Namusların sigortası vatandır. Allah bizi dinsiz ve vatansız yaşatmasın. Peygamberlerin hicretlerinin nedeni de budur. Hür ortamda bir vatana sahip olabilmek. Herkesin gözü Anadolu’da. Bizi buraya gönderen Allah’ın Resulüdür. Vallahi Afyon’u Resulullah emanet etti. Balkanlar’ı Resulullah Efendimiz emanet etti. İstanbul’un fethini müjdelemeseydi hiç kimse burada olmayacaktı. Kudüs’ü feth edeni met etmedi Peygamberimiz. Neden İstanbul boğaz güzel diye mi? Bu vatan bize 2 sebepten dolayı teslim edildi. Alman’ın, ABD’nin, Çinli’nin ana yurdu Anadolu’dur. Tarihi bilirsek vatanın kıymetini biliriz. Mekke’den sonra insanlığın ikinci yayılma merkezi Cizre’dir. Cizre’nin Türkçesi ada demektir. Hz. Nuh A.S gemisi Cizre de durdu. Cudi dağına oturdu. Sular çekildi ada şeklini aldı. Kabri Nuh A.S’nin Cizre’de gördüm. Kudüs ve Medine’den önce bir Cizre vardır. Avrupa’da oradan yayıldı. Vatanınızın önemini bilin. Bu vatanı bölmek isteyenlere fırsat vermeyin. En büyük parti Türkiye’dir. Bu vatan giderse ne Kürt rahat eder ne de Türk. Şu Suriyeliler’den ders almıyor muyuz?” diye konuştu.
>> Burcu AYDIN’ın Özel Haberi

 

 

DİĞER VİDEOLAR