Emekli tarih öğretmeni 2. üniversiteyi bitirdi

Yaşar Engin, öz disiplinle azmederek başarılı olabilme örneğini sergilerken eğitimin beşikten mezara kadar bir süreci kapsadığı mesajının somut göstergesi olduğunu düşünüyor. Yaşar Engin AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nden mezuniyetine kadar olan süreci Kocatepe Gazetesi muhabirine anlattı.
Burcu Aydın: Öncelikle Yaşar Engin’i kısa nasıl tanıtırsınız?
Yaşar Engin: Emekli Tarih Öğretmeni Yaşar Engin olarak 1954 yılında Afyonkarahisar’da dünyaya geldim. 1972-1973 yılı İmam Hatip Lisesinin ilk mezunlarındanım. Haziran ayında burslu okuduğum İmam Hatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra Eylül ayında Afyon Lisesi’nden 8 fark dersini vererek iki liseyi bitirdim. 1973-1974 döneminde Sandıklı ilçesi Kocagöl köyüne Diyanet İşleri Başkanlığı’nca İmam Hatip olarak atandım. Balıkesir’de Necati Bey Eğitim Fakültesi Tarih Bölümünü okul 6’ıncısı olarak mezun oldum. Memleketimin güzide okullarında Tarih Öğretmenliği, Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundum. 29 yıllık hizmet sonrası 2005 yılında emekliye ayrıldım.
Burcu Aydın: Emekli olduktan 9 yıl sonra İslami İlimler Fakültesini kazanarak ikinci üniversite öğrenimini tamamladınız. Hazırlıkla birlikte toplam 5 yıl öğrencilik hayatı yaşadınız. Bu yolculuğu nasıl anlatırsınız?
Yaşar Engin: İslami İlimler Fakültesini bilinçli bir mümin olmak, iyi bir mümin olmak amacıyla aynı zamanda analitik düşüncesi öğrenerek kendimi yetiştirmek istedim. AKÜ İslami İlimler Fakültesini tercih etme kararımdan çok memnun kaldım. Zira fakültemizde ki hocalarımızın hepsi alanlarında yeterli kişiler. Ben burada beklentilerime cevap aldım. Gerek tarih gerek Arapça, Kur’an-ı Kerim, Fıkıh gibi İslami İlimlerde kendimi yetiştirmeye çalıştım. Bu konuda kendimi mutlu görüyorum. Elhamdülillah Allah’ın da bana verdiği bu imkânla bu yolu başardığım düşüncesindeyim.
Burcu Aydın: İkinci üniversite eğitimi tercihinizde neden İslami İlimler ağır bastı?
Yaşar Engin: Direk olarak bu alanı düşündüm. İslami İlimler Fakültesi’nden başka bir alanı düşünmedim. Çünkü 60 yaş üzeri bir kişi olarak ne hukuk fakültesi ne de tıp fakültesi bana hitap etmeyecekti. Bundan sonra benim ahiret âlemine hazırlığımın daha da hızlanarak devam etmesi gerektiğine inanıyorum. Dünya malı dünya da kalıyor. Artık konum ve yaş itibariyle maddi kazanç kaygım yok. Kendimi manen güçlendirmek istedim. Çünkü insan hayatında beden ve ruh sağlığı kadar manevi yönümün güçlenmesini düşünerek İslami İlimler Fakültesi’nde okuyup kendimi yetiştirmeye çalıştım.
Burcu Aydın: Başarılı bir İmam Hatip çıkışlı öğrenci olmanıza rağmen ilk üniversite eğitiminde İslami İlimler yerine neden Tarih Öğretmenliğini tercih ettiniz?
Yaşar Engin: İlk gençliğimizde din görevlilerine karşı kamuoyunda olumsuz bir algı vardı. Toplumun bakış açısı adeta o dönemde bizleri bu alandan uzaklaştırıyordu. Toplumda din adamlarına karşı o zaman kara bir propaganda vardı. İmam Hatip Lisesi’nde iken hocalarımız değişik meslek alanlarında yetişmemizi isterlerdi. Öğretmenlerimiz İma Hatip Okullarında okuyan herkesin İmam Hatip ve din dersi öğretmeni olması yerine hukukçu, öğretmen, doktor olabileceklerini de söylerdi. Diyanet alanında çok başarılı olacağımı bildiğim halde ben gençlere İslam’ın pınarından su içirmek maksatlı öğretmenliği tercih ettim. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim yeniden dünyaya gelsem tekrar Tarih Öğretmeni olurdum. Çünkü tarih aracılığıyla milli, manevi değerlerimizi, vatan sevgisini, milliyetçilik duygularını kendim de yoğun olarak yaşadım. Milletimle, tarihimle, coğrafyamla gurur duyarım. İşte bu nedenlerden dolayı özellikle tarih branşını seçtim.
Burcu Aydın: 60 yaşında başlayıp 65’inci yaşınızda bitirdiğiniz ikinci üniversite ile gençlere zamanın verimli kullanılıp, pişmanlıklar yaşanmaması için bir eğitimci olarak tavsiyeleriniz var mı?
Yaşar Engin: AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nde ki gençlerimiz çok şanslılar. Hem dünyevi hem uhrevi kazanımlar elde ediyorlar. Bunun farkında olmaları için ben rol model olduğumu düşünüyorum. Zira hiçbir beklentisi olmazken bir Tarih Öğretmeninin gelip burada okuması ahirete ait bilgilere bunu yaşam biçimi olarak kanıksamaya duyulan ihtiyaçtır. İstikbalin kazanılması noktasında da gelecekte yaşamlar düzenleneceği mesajını vermeye çalıştım. Gençlerimiz hakikaten bundan etkilenip daha çok çalışmaya başladılar. Moral motivasyon noktasında çocuklarımıza katkı da bulunduğumu düşünüyorum.
Burcu Aydın: Ana mesajınız başta gençler olmak üzere toplum geneline nedir?
Yaşar Engin: Beden sağlığı tek başına yetmez ruh sağlığı da mühimdir. Hatta ruh sağlığının daha mühim olduğu için İslami İlimleri öğrenerek ruhen ve bedenen sağlıklı, kimlikli, kişilikli bir insan olup dünya ve ahiret saadetine kavuşmaları noktasında gayret göstermelerini tavsiye ediyorum. >> Burcu AYDIN’ın Özel Röportajı