'Eğitimde çözüme yönelik kararlar alınmalı'
Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Arslan, yeni eğitim öğretim dönemi başlangıcında eğitim sorunlarının çözümüne yönelik kararlar alınması gerektiğini açıkladı Eğitim Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Mustafa Arslan, dün akşam sendika üyelerinin de katılımıyla İl Milli Eğitim Müdürlüğü bahçesinde basın açıklaması yaptı. Arslan, sendikasının eğitim ve eğitim çalışanlarının sorunlarına yönelik çözüm önerilerini anlattı. 'SINAV TARTIŞMASI SON [&hellip]
Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Arslan, yeni eğitim öğretim dönemi başlangıcında eğitim sorunlarının çözümüne yönelik kararlar alınması gerektiğini açıkladı
Eğitim Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Mustafa Arslan, dün akşam sendika üyelerinin de katılımıyla İl Milli Eğitim Müdürlüğü bahçesinde basın açıklaması yaptı. Arslan, sendikasının eğitim ve eğitim çalışanlarının sorunlarına yönelik çözüm önerilerini anlattı.
“SINAV TARTIŞMASI SON BULMALI”
Mustafa Arslan, 2022-2023 eğitim-öğretim yılının, hayat şartlarının zorlaştığı, alım gücünün düştüğü, eğitim-öğretim masraflarının arttığı bir dönemde başladığını söyledi. Arslan, “Yeni eğitim öğretim yılı iyileştirmelere ve yeni gelişmelere rağmen istenilen seviyeye gelinemediği bir zeminde, sorunların gölgesinde başlıyor. Bakanlığın, eğitim çalışanlarının sorunlarına kayıtsız kalmaması, sahadan yükselen sese kulak vermesi, eğitim paydaşlarının tekliflerini göz ardı etmeden kararları alması, eğitimin niteliğini ve verimliliğini artıracaktır. Beklentiler doğrultusunda atılacak hızlı adımlar, eğitim çalışanlarının yüksek motivasyonla işe başlamalarını sağlayacaktır. Öğretmenlik meslek kanununun kapsamı genişletilmeli, başta kariyer basamakları olmak üzere sorunlu tarafları giderilmelidir. 5 ve 6. dönem toplu sözleşmelerde masaya taşıdığımız tekliflerimiz vardı. Bunlar; Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarında, eğitim-öğretim hizmetleri sınıfına dâhil kadrolarda bulunanlardan en az 8 yıl süreyle fiilen öğretmenlik yapmış olanlara uzman öğretmenler unvanı verilmelidir. En az 4 yıl süreyle fiilen uzman öğretmenlik yapmış olanlara ise başöğretmenler için öngörülen özel hizmet tazminatı ödenir teklifi uyarınca, 8 yılını dolduran öğretmenlere uzman öğretmen, 12 yılını tamamlayanlara da başöğretmen unvanı verilmelidir. Bu çerçevede, toplu sözleşme teklifimiz esas olmalı, sınav tartışması da son bulmalıdır.” dedi.
“MALİ VE ÖZLÜK HAKLAR İYİLEŞTİRİLMELİ”
Eğitim çalışanlarının mali ve özlük hakları iyileştirilmesi gerektiğine işaret eden Arslan, “Enflasyonun yukarı yönlü hareketinin arttığı, temel tüketim maddelerinin ve emtia fiyatlarının yoksunluk eşiğini yükseltip yoksulluk oranını artırdığı bir eşikteyiz. Günlük hayatı zorlaştıran, güven azaltıcı etkisini yoğunlaştıran ekonomik sarsıntı, etkisini en çok kamu görevlileri başta olmak üzere sabit gelirliler üzerinde hissettirmektedir. Bu çerçevede, eğitim çalışanlarının ve kamu görevlilerinin ücretlerinde oluşan kayıpları ve enflasyona yenilme riskini giderecek mahiyette mali ve özlük haklarında iyileştirmeler yapılmalıdır. Değişen şartlar göz önüne alınarak banka promosyon sözleşmeleri güncellenmelidir. Yeni yapılan anlaşmalar kapsamındaki promosyon ödemeleri ile geçmiş dönem promosyon ödemeleri arasında uçurum oluştuğu gerçeği görülmeli, promosyon ödemelerinin kamu görevlilerinin emek ve ücretlerinden kaynaklanan bir hak olduğu unutulmamalıdır.” diye konuştu.
“PROMOSYON SÖZLEŞMELERİ GÜNCELLENMELİ”
Geçmiş dönemlerde yapılan promosyon sözleşmelerinin, bazı kurumlarda yapılan yeni promosyon sözleşmeleriyle uyumlu hâle getirilerek güncellenmesi gerektiğini söyleyen Arslan, “Ekonomik şartlar ve enflasyon durumu gözetilmelidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri, kamu görevlilerinin hakkını ve hukukunu koruyacak şekilde harekete geçerek sendika temsilcileri ve bankalarla tekrar bir araya gelmelidir. Değişen durum ve şartları dikkate alarak promosyon tutarlarını revize etmelidir. Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmalı, kadrolu istihdam esas olmalıdır. Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi arasında tercihte bulunmaya zorlayan, öğretmenler odasında ayrımcılık oluşturan, mesleği ve öğretmenin itibarını zedeleyen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir. GİHS, THS ve YHS ve diğer hizmet sınıflarına tabi eğitim çalışanlarının hakları iyileştirilmelidir. Eğitimin kalitesi için ter döken memur ve hizmetli çalışanlarımızın özlük hakları iyileştirilmelidir. Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarında genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı, yardımcı hizmetler sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların eğitim-öğretim hizmetinin aksamadan etkin şekilde yürütülmesi için emek harcadığı gerçeği görülmelidir. Öğretim yılına hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden Millî Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir.” şeklinde konuştu.
“EK GÖSTERGE ARTIŞINDA
EKSİKLER GİDERİLMELİ”
Ek gösterge artışındaki eksikliklerin giderilmesi gerektiğini belirten Arslan sözlerini şöyle tamamladı: “Ek gösterge artışına ilişkin düzenleme, verilen sözlerin hayata geçirilmesini ve kamu personelinin haklı beklentilerinin karşılanmasını sağlamış ise de aynı zamanda adil olmayan sonuçlar üretmiştir. Ek gösterge artışına ilişkin düzenlemedeki eksik kalan hususlar giderilmelidir. Bu bağlamda, yönetici sınıfında yer alan şeflerin ek gösterge rakamları da 3600’e çıkarılmalı; ek gösterge rakamı 3600’ün altında olan bütün kamu görevlilerinin tazminat yansıtma oranları artırılmalıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak, Türkiye’nin daha müreffeh olma yolundaki uzun vadeli hedeflerine ancak sorunlarını aşmış bir eğitim sistemiyle erişebileceğine inanıyor; eğitimcilerin beklentilerinin yerine getirilmesinin önemini ifade ediyor, sorunların çözüme kavuşturulacağı bir eğitim-öğretim yılı temenni ederek, bütün eğitim çalışanlarına ve öğrencilerimize başarı dolu bir yıl diliyoruz.” >> Burcu AYDIN’ın Haberi