Eğitimciler sözleşmeli öğretmenlik istemiyor
Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Arslan, ucuz işçilikten farksız olarak nitelendirdiği ücretli öğretmenlik ayıbına, aynı işi yapanlar arasında sosyal hiyerarşi ürettiğini belirterek, hak ve ücretlerde haksızlıklara fırsat veren sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilmesini istedi   Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı ve Memur Sen İl Temsilcisi Mustafa Arslan, sendika üyesi meslektaşlarıyla birlikte dün öğlen Zafer Meydanı'nda Sözleşmeli [&hellip]
Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Arslan, ucuz işçilikten farksız olarak nitelendirdiği ücretli
öğretmenlik ayıbına, aynı işi yapanlar arasında sosyal hiyerarşi ürettiğini belirterek, hak ve ücretlerde haksızlıklara fırsat veren sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilmesini istedi
Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı ve Memur Sen İl Temsilcisi Mustafa Arslan, sendika üyesi meslektaşlarıyla birlikte dün öğlen Zafer Meydanı’nda Sözleşmeli Öğretmenliğin sona erdirilmesi yönünde görüş bildirdiği basın açıklaması yaptı.
“SÖZLEŞMELİLİĞİN
YANLIŞLIĞI TECRÜBE EDİLDİ”
Sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınması talebinin yanı sıra sözleşmeli öğretmenlerin zorunlu hasretine son verecek düzenlemenin yapılması çağrısında bulunan Arslan, “Kamu hizmeti yapmanın, geleceğin nesillerini yetiştirmenin övüncünü yaşamak isterken, ayrı kaldığı ailesinden, hasret kaldığı çocuğundan başka düşünecek bir şey bırakmayan adına sözleşmeli öğretmenlik denen istihdam türünün oluşturduğu mağduriyete artık dur denilmelidir. Asli ve sürekli nitelikteki kamu hizmetlerinin kamu görevlileri eliyle yürütülmesine ilişkin anayasa hükmüne rağmen, temel ve vazgeçilemez bir kamu hizmeti olan eğitim-öğretim hizmetinin, aynı unvanda kadrolu statüde istihdam olmasına rağmen sözleşmeli öğretmen çalıştırılması suretiyle gördürülmesi gibi kabulü imkânsız ve yanlışlığı tecrübe edilmiş bir istihdam pratiği ortaya konmuştur.” dedi.
“ARADAN GEÇEN
ZAMANDA NE DEĞİŞTİ?”
Sözleşmeli öğretmenliği, kabul edilmiş hatanın tekrarı, geçmiş sıkıntıları unutmanın, aynı kısır döngüyü yeniden kurup birçok değeri heba etmenin adı olarak tanımlayan Arslan, “Türkiye, 2005-2011 tarihleri arasında sözleşmeli öğretmen istihdamı deneyimini yaşamıştır. Kurum içi çalışma barışının bozulması, öğretmenlerin verimliliğinin düşmesi, Millî Eğitim Bakanlığı’na ve eğitim politikalarına olan güvenin azalması, sözleşmeli ile kadrolu öğretmen arasındaki özlük hakları farklılığından doğan dava yükü ve hukuki karmaşa gibi eğitim-öğretim ortamını olumsuz etkileyen sebeplerden dolayı 2011 yılında sözleşmeli öğretmenliğe son verilmiştir. Aradan geçen zaman zarfında ne değişti de bugün sözleşmeli öğretmenlik dayatmasında ısrar ediliyor.” diye konuştu.
>> Burcu AYDIN’ın Haberi