Eğitimciler eylemlerini sürdürüyor – Kocatepe Gazetesi
Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Erol Özsoy ve beraberindekiler ek ödeme dışında kalan öğretmen ve akademisyenlerin haklarını meydanda aramaya devam ediyor Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu (Türk Eğitim-Sen) Kamu Çalışanları Sendikası Afyonkarahisar Şubesi’nce eşit işe eşit ücret başlıklı açıklama yapıldı. Adeta dalga geçildiTürk Eğitim-Sen Şube Başkanı Erol Özsoy, hükümetin, kamudaki ücret dengesizliğini ortadan kaldırmak [&hellip]
Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Erol Özsoy ve beraberindekiler ek ödeme dışında kalan öğretmen ve akademisyenlerin haklarını meydanda aramaya devam ediyor
Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu (Türk Eğitim-Sen)
Kamu Çalışanları Sendikası Afyonkarahisar Şubesi’nce eşit işe eşit ücret
başlıklı açıklama yapıldı.
Adeta dalga geçildi
Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Erol Özsoy, hükümetin, kamudaki ücret dengesizliğini ortadan kaldırmak için 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyi çıkardığını ancak hükümetin çıkardığı KHK’nin ücret adaletini tam olarak sağlamadığını kaydetti. KHK’nin, yeni adaletsizlikleri beraberinde getirdiğini ifade eden Özsoy; “Aynı unvan ve aynı kadroda olanların farklı ücret almasının önüne geçilmesi için getirilen düzenlemede öğretmenler ve akademisyenler yok sayılmıştır. Eşit işe eşit ücret düzenlemesinde, kamuda istihdam edilen persone-lin yüzde 60’na ise hiçbir artış yapılmamıştır. Ücretlerinde artış yapılmayan kesimlerin başında eğitimciler gelmektedir. Öğretmenlere, profesörlere, doçentlere, yardımcı doçentlere, araştırma görevlilerine, din hizmetleri sınıfındaki din görevlisine, sağlık hizmetleri sınıfından hekim dışı sağlık personeline, Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Bakanlığı gibi kurumlarda çalışanlara yapılan aylık ek ödeme miktarında herhangi bir değişiklik olmamış, bu meslek grubu görmezden gelinmiş, onlarla adeta dalga geçilmiştir.” dedi.
Çalışma barışı bozuldu
Erol Özsoy, bu düzenlemede eğitim çalışanlarının öğretmeni, akademisyeni, hizmetlisi, memuru, teknisyeni ile bir bütün olduğu göz ardı edildiğini savundu. Öğretmenlerin, akademisyenlerin ülkenin kilometre taşları olduğuna vurgu yapan Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Erol Özsoy, çocukları yarınlara hazırlayan, onların geleceklerine yön veren eğitimcilerin artık yok hükmünde sayılmaktan, horlanmaktan, itilip, kakılmaktan bıktığını söyledi. Gırtlağına kadar ekonomik sorunlara batmış olan eğitimcilere reva görülen bu muamelenin kabul edilebilir olmadığını aktaran Özsoy; “Yıllardır öğretmen ve akademisyen maaşlarında herhangi bir iyileştirme yapılmamış, ek ders göstergelerinde de tek bir puan artış sağlanmamıştır. Eşit işe eşit ücret düzenlemesiyle birlikte eğitimcilerin aylık gelirleri, diğer kamu personeline göre çok düşük kalmıştır. Örneğin ek ders ücreti alamayan bir öğretmenin maaşı 1600 TL civarındadır. 1600 TL neredeyse kamudaki en düşük maaş seviyelerindendir. Bu durum çalışma barışını bozmakta, öğretmen ve akademisyenlerin çalışma şevkini kırmaktadır. Bu tür ayrımcı düzenlemeler, uygulanan yanlış politikalar öğretmenlerimiz ve akademisyenlerimizi tüketmektedir.” diye konuştu.
6 yılda değişen bir şey yok
Hükümetin hazırladığı KHK’de hiçbir şekilde sendikaların görüşü alınmayıp, asıl iyileştirme yapılması gereken kesimlerin göz ardı edildiğinden yakınan Erol Özsoy, öğretmen ve akademisyenler başta olmak üzere bazı kamu görevlilerinin maaşına hiç artış yapılmadığını kaydetti. Bazı kamu görevlilerinin ücretlerinin azaltılıp, üst düzey yöneticilerin ücretlerinin yüksek oranlarda artacağına dikkat çeken Özsoy; “Durum böyle olunca eşit işe eşit ücretin kimler için çıkarıldığı bugün çok daha net olarak anlaşılmaktadır. Başbakan 2005 yılında ulusal basına öğretmenlerin ücreti düzelecek demişti. İşte delili. Aradan altı yıl geçti, değişen bir şey yok.” şeklinde konuştu.
Gerileten uygulamalar ibret verici
Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Erol Özsoy, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yüksek Öğretim Kurumu’nun (YÖK), kendi personelini savunmazken, başkalarının savunmasının beklenemeyeceğini belirtti. Özsoy, bu nedenle kendilerinin eğitimciler olarak ülkenin temel yapı taşlarını göz ardı eden, haklarını savunma gereği bile duymayan, öğretmenleri ve akademisyenleri umursamayan ve es geçen zihniyeti şiddetle kınadıklarının altını çizdi. Başöğretmen Atatürk’ün günün yöneticilerinin aksine öğretmenlere büyük değer verdiğini vurgulayan Özsoy şunları söyledi: “Atamız, 1923 yılında ‘Okullarda öğretim görevini ve güvenilir ellere teslimini, memleket evlâdının, o görevi kendine hem bir meslek, hem bir ülkü sayacak ��stün ve saygıdeğer öğretmenler tarafından yetişti-rilmesini temin için öğretmenlik, diğer serbest ve yüksek meslekler gibi, aşama aşama ilerlemeye ve herhalde refah teminine elverişli bir meslek haline konulmalıdır. Dünyanın her tarafında öğretmenler, toplumun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır.’ demişti. Atatürk öğretmenleri böylesine el üstünde tutarken, onların koşullarını iyileştirilmesi gerektiğine işaret ederken, Hükümetin öğretmenlik mesleğini geriye götüren uygulamalara imza atması ibret vericidir.”
Hakimlere özel
düzenlemeler mi var?
“Hükümet, yaptığı yanlıştan geri döndüğünü açıklamalı, öğretmen ve akademisyenlerin eşit işe eşit ücret düzenlemesinden faydalanmasını sağlamalıdır.” diye konuşan Erol Özsoy; “Aksi takdirde herkes bilmelidir ki; öğretmen ve akademisyenleri yok sayanları bizde yok sayarız. Öğretmensiz kalan öğrencilerden bahsederek Şubat ayı özür grubu atamalarının kaldırılmasını savunan Milli Eğitim Bakanlığı, eşi hâkim olan öğretmenin atamasını yapıyor. Hâkimlerde kamu görevlisi olmalarına karşın, diğer kamu görevlilerinden nasıl bir ayrıcalığı var ki hakim eşine böyle bir uygulama yapılabili-yor. Kanun, yönetmelik ve diğer normlarda hâkimlere özel düzenlemeler mi var? Anayasa’da ‘eşitlikten’ bahsedilmiyor mu? İdarenin tüm işlemlerinde herkese eşit uzaklıkta olmasını ve hukuki bir nedeni olması gerektiğini düzenlemiyor mu? Ataması yapılan hakim eşi öğretmenin öğrencileri öğretmensiz kalmıyor mu?” ifadelerini kullandı.
Arınç’a kınama ve hakaret iadesi
Milli Eğitim Bakanlığı’nın kendi personeline ve diğer kamu görevlilerinin öğretmen olan eşlerinin aile bütünlüğü gibi bir hakları olmadığını belirten Erol Özsoy, bu durumun kabul edilemez olduğunu söyledi. Parçalanmış eğitimci ailelerini birleştirmek için Milli Eğitim Bakanlığını bir an önce harekete geçmeye çağıran Özsoy sözlerine şöyle devam etti:
“Bu çağrımızı 10 Aralık Cumartesi günü saat 12.30’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde Özür Grubu Mağdurlarının katılacağı eylemimizle bir kere daha duymayan kulaklara haykıracağız. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e yönelik eleştirileri cevaplamak isteyen Bülent Arınç ‘Ama kendisi ilkeli, öğretmenlere şahsiyet kazandırmak isteyen bir insandır. Öğretmenleri yetiştirmek isteyen, öğretmen öğrenci ilişkisini yeni baştan kurmak isteyen bir bakandır. Bekleyenler şunu bilsinler ki, mümkün oldukça atamalar yapılacaktır.’ dedi. İşte Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı yaptığı bu hakaretten dolayı kınıyor ve hakaretini iade ediyoruz.” (Kocatepe)