Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

Edep; Ya Hu – 44

Bir büyük orkestra düşünün; çok sesli, çok enstrümanlı bir klasik müzik orkestrası. Bir müziği çaldıkları zaman onlardan tek bir ses, tek bir melodi çıkar ve en fazla da onu seversiniz. Zaten kişi orkestranın karşısına onu dinlemek için geçer. Bu esnada, bazen müstakil, bazen solo ama onu tamamlayan enstrümanları da içinde dinlersiniz; kısa olmak kaydıyla! O bütünlüğü bozmadan, o bütünlüğün içinde, hatta o bütünlüğü tamamlayan bir şekilde onları da dinler kişi. İşte; siz Allah İlmi’ni öğrendikçe bu enstrümanlar artar, çeşitlenir. Tanıdıkça artar… İşte bu enstrümanların çaldıkları tek bestenin, tek ortak bestenin, tek sesin adıdır Haşyetullah! Onun tek sesi! Oradaki; Allah sevgisi, Allah korkusu, Allah utanması, Allah sakınması gibi bütün duyguların, neler varsa hepsinin ortak sesinin ismidir ki Haşyetullah! O tek bestenin ismidir ki Haşyetullah! Kolay kavranması için örneğimize şunu da ekleyelim:
Bu orkestrada sık sık solo yapan korku enstrümanıdır. Dinleyici uyumasın diye çeki düzen verir! Geçmişte Avrupa’da bu yapılmış. O dönemde konserlere gitmek soyluların bir nevi görevleri! Bu yüzden, kimi zaman isteyerek gitmiyor, yorulmuşsa da orada uyukluyor. İşte, onlar uyumasın diye, bestelerin arasına arada bir davul sesi koyuyorlar! O kuvvetli bir vuruyor, kişiler uyanıyor, yeniden dinlemeye başlıyor. Bunun gibi, korku enstrümanı da uyanık tutmak için önemli; müttakiyi uyanık tutmak için! Eğer siz “insanlara dini hoş göstereceğim” diye, onun içerisinden beşeri duygularınızla korkuyu çıkarır kendi zannınızla bir tarif yapar ve “her şey sevgidir efendim, sevgidir efendim…” diye sevgi enstrümanını çok çaldırırsanız muttakilerin hepsi uyur, uyurlar! Şeytan da bunu istiyor zaten; uyusunlar! Bu örnekle anladık ki; demek ki Haşyetullah Allah İlmi’nin duygusudur ve müttakiyi uyanık tutar.
Haşyetullahın getirdiği korku nasıl da önemliymiş, bakın: Yasin-11; “Sen ancak benden korkanları uyarabilirsin.” Dikkat edin, “beni sevenleri” demiyor. ALLAH’I SEVMEK bir insanın haddi değildir! Hele Esfele Safiliyn yapı Allah’ı hiç sevemez. O “Allah’ı seviyorum” diyorsa kendini kandırıyordur. Allah sevilmez mi? Sevilir! Nasıl? Önce Haşyet duyarsın. Bu haşyeti yeterince duyar ve müttaki (korunan) olursan Allah seni sever. Seni sevdiğini sen hisseder, bilir, yaşarsın. O sevinç senin Allah’ı sevmen demektir. Allah’ın seni sevdiğini hissetmen, bilmen ve o bilgiyle yaşaman “Allah’ı sevmek” demektir. Yoksa Esfele Safiliyn yapıyla; “ben her şeyi severim, Allah’ı da seviyorum” demen Allah’ı sevmek değildir. Ne haddine! Esfele Safiliyn Allah’ı sevemez, o ancak menfaatini sever. “Allah’ı seviyorum” diyorsa bir menfaati olduğu için “seviyorum” diyordur. Haşyet olmadan sevgi olur mu? Öyle bir sevgi [varsa?] kişiyi rehavete, boş vermişliğe götürür, işi sevgiyle hallettiğini zanneder. “Allah Kerim, hallederiz” der ve Kur’an Yokmuş Gibi yaşamaya devam eder. O yüzden, Rasulüne “sen beni sevenleri uyarabilirsin” demiyor. “Haşyet duyanları ve zikre uyanları uyarabilirsin, ancak onlar buna kulak verir” diyor. Neden Haşyetullah öneriliyor? Haşyetullah’ın oluşturacağı şudur:
“Lev enzelna hazel Kur’an’e ala cebelin leraeytehu hâşian mutesaddian min Haşyetillah. Ve tilkel emsâlü nadribuhâ linnasi leallehum yetefekkerun: Eğer şu Kur’an’ı (başı semada, kökü yedi kat yerin dibinde olan) bir dağın üzerine inzal etseydik, elbette onu Allah haşyetinden dolayı huşu ederek çatlayıp parça parça olduğu halde görürdün. İşte bu misalleri insanlara tefekkür etsinler diye darb ediyoruz.” (Haşr-21).
“Başı semada, kökü yedi kat yerin dibinde olan DAĞ” kaskatı kesilmiş bir şuur demektir. Ayette bahsedilen “dağ” enfüsi manada kişinin kendisinde ilan ettiği tanrılıktır, “BEN” diye takdim ettiği tanrılık iddiasıdır! İşte o iddia Kur’an’la tanışırsa, Kur’an ona inzal olursa; yani o Kur’an’ı, Kur’an da onu muhatap alırsa ondaki Esfele Safiliyn yapı paramparça olur, huşu kesilir. Haşyetullah öyle bir ilaç ki, Esfele Safiliyn yapıyı paramparça eder.
“O şeytan (haberi getiren) ancak kendi dostlarını korkutur. O halde onlardan korkmayın, BENden korkun. Eğer iman ehliyseniz.” (Al’u İmran-175).
Dikkat ederseniz ayetteki öneri “Beni sevin” değil, “Benden korkun”. Ancak o korkudan sonra gelen sevgi muteberdir. O korkuyu yok eden, hiçe sayan bir sevgi Esfele Safiliyn’e aittir. Zaten Esfele Safiliyn sende öyle bir sevgi oluşturur ki, korkuyu senden uzaklaştırır, uzak tutar.
“Korkutmayın, müjdeleyin” cümlesini insanlar çok sever. Biraz korkudan bahsetseniz hemen ilk fırsatta “Korkutmayın, müjdeleyin, neden müjdelemiyor da korkutuyorsun, korkutunca bu yazıları okurlar mı?” derler, Çok haklılar, kolay kolay okumazlar! Ama kimler okumaz? Esfele Safiliyn yapıdakiler korkutan, uyaran yazılardan hoşlanmazlar.
“Korkutmayın müjdeleyin” yaklaşımı çok önemlidir ama kim için? “Billahi” manada inanan için, “Billahi” iman etmişler için! Onlar için deniyor ki; artık onları korkutmayın, artık onları müjdeleyin! Henüz “B” manasında, Kişinin Billahi anlamında iman edebilmesi için Haşyetullah’a girmesi şarttır! Girdi de Billahi anlamında imanda ve salih amelle meşgulse “onları korkutmayın, müjdeleyin” denir. Müjde onlaradır. Ayetlere dikkat edin: Artık onlar için kesilmeyen bir ecir vardır. Kimin için? Zikre uyanlar ve Haşyetullah duyanlar (Rahman’dan haşyet duyanlar) için: Artık onları müjdeleyin!
Dünyaya geldiğimizde kendimizi içinde bulduğumuz budur, “Esfele Safiliyn” yapı. “Esfele Safiliyn” yapıdan kurtulması dilenilmiş kişinin ulaşacağı ise “Ahsene Takviym” yapıdır. Bu yapıları çok iyi tanımak lazım; mücadele etmek ve o mücadelede başarılı olmak için!

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti