Edebiyatla güzelleşSİN bu ADA – Kocatepe Gazetesi
Afyonkarahisar'da önümüzdeki yıllara damgasını vuracak bir edebiyat dergisi yayınlanmaya başladı. İlk sayısında 52 yazı ya da şiirle yola çıkan ve 3 bin basılan Sinada Dergisi, Türkiye'nin her tarafında 'Sinada Kütüphanesi' de oluşturacak Afyonkarahisar'ın kültür dünyası, yeni bir soluk kazandı. Şuhut'un tarihi isminden yola çıkan Sinada Dergisi, 'kökleri Afyon'da, dalları tüm Türkiye'de' bir tecrübenin ilk adımlarını [&hellip]
Afyonkarahisar’da önümüzdeki yıllara damgasını vuracak bir edebiyat dergisi yayınlanmaya başladı. İlk sayısında 52 yazı ya da şiirle yola çıkan ve 3 bin basılan Sinada Dergisi, Türkiye’nin her tarafında “Sinada Kütüphanesi” de oluşturacak
Afyonkarahisar’ın kültür dünyası, yeni bir soluk kazandı. Şuhut’un tarihi isminden yola çıkan Sinada Dergisi, “kökleri Afyon’da, dalları tüm Türkiye’de” bir tecrübenin ilk adımlarını attı. Geçen Eylül’de “merhaba” diyen Sinada’nın, 15 Aralık’ta okuyucuyla buluşacak ikinci sayısı da hazır. Sinada, Türk Edebiyatı’nda son yıllarda ihmal edilen “dergi ilkeleri”ni, Eylül sayısında kamuoyuna açıkladı. Fiyatı, öğrencilerin de satın alıp okuyabilmesi için düşük tutulan dergi, 60 ilde satılıyor.
Gönüllülük esasına dayanan ve önümüzdeki yıllarda adından söz ettirecek Sinada Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Hasan Başdemir, Sinada’yı, derginin hedeflerini, beklentilerini anlattı.
Kocatepe: Sinada Dergisi, yayın hayatına başladı. Edebiyat dünyasında yolculuk kararı nasıl alındı?
Hasan Başdemir: 2009’da ilk kitabımın çıkmasından bu yana, Afyon’da edebiyat faaliyetlerinin içindeydim. Daha öncesinde üniversite okurken, Burdur’da farklı yazılarım yayınlanıyordu. 2007 yılından itibaren amatör anlamda da olsa gazete ve dergilerin içindeydim. Türkçe Öğretmenliği bitirdim. Bu bölüm gereği de basın-yayının içindeydik. Daha önce Ihlamur Dergisi’ni çıkartıyorduk. Ortak bir ekibimiz vardı. Bizi bu anlamda pişirdi. Ihlamur Dergisi’nde de yöneticiyim. Afyon’da kültür-sanat faaliyetleri yapılıyor ama, yetmiyor. Kültürel anlamda zengin bir şehrin daha fazla bu tip faaliyetlere açık olması gerekiyor. Bu tür faaliyetlerin daha fazla olması gerekiyor. Bir boşluk doldurmak istedik. Herkesin yaptığı şeyleri tekrarlamamız mantıksız olurdu. Dergiciliğin içinde olduğumuz için edebiyat dergisi kurmaya karar verdik. Afyon’da bunun eksikliğini yaşıyorduk. İlk başta yerel bir düşünceyle başladı bu iş. Daha dergi çıkmadan o kadar büyüdük ki, 2007’den bu yana oluşturduğumuz çevrenin desteği, biraz 2007’den bu yana edindiğimiz tecrübeler, bizi olumlu yönde etkiledi.
EFES’TEN SONRA İKİNCİ ANTİK KENT
Sinada ismi nasıl belirlendi?
Sinada isminin oluşturulması da ilginç oldu. Biz ekip olarak Balıkesir’de çıkan Attila İlhan, Cemal Safi gibi üstatların çıkardığı Hisler Bulvarı adlı bir dergi var. Bu dergiyi devraldık. Ancak sonra bu dergiyi hareketlendirdik, Hisler Bulvarı olarak duyurduk. Dergiyi bırakan kişiler, dergi hareketlenince ‘Bizim dergi iş yapıyormuş’ demeye başladı. Dergiyi devretmeyeceklerini söylediler. Hisler Bulvarı isminin amacımızı yansıtmadığı yönünde eleştiriler vardı. Biz dedik ki 138 sayılık bir geçmişi olan Hisler Bulvarı’nın ismi vardır. Ancak bir günde farklı bir isimde karar kıldık. Şuhut’un adı olsun, mitolojik ve gizemli bir isim, Sinada olsun dedik. Efes’ten sonra ikinci antik bir kent olduğunu gördük. Sinada, kültür ve edebiyatta ilerlemiş bir şehirmiş. Bir kültür-edebiyat dergisinin ismi kültür-edebiyatta ilerlemiş bir kentin ismini kullansın dedik. İnternette yazdıkları zaman bile Sinada ile Afyonkarahisar arasındaki bağlantı ortaya çıkıyor. Sırf Afyon’dan yazılar koyalım, sırf Afyon’u tanıtalım mantığına gitmedik. Her sayımızda Afyonumuzla ilgili yazı ve fotoğraf olacak. Sadece Afyon değil. Türkiye genelinden yazı geliyor. Biz ulusal bir dergiyiz.
60 İLDE 80 TEMSİLCİLİK
Sinada ekibindeki yazarlar kimler?
60 ilde 80’e yakın temsilcimiz var. Ekibin hemen hepsi gönüllü arkadaşlar. Üniversite öğrencisi, öğretmen, ev hanımı, memur, farklı kategorilerden var. Bu ekip içinde dergicilik tecrübesi olan tek kiyşi benim. Ben bu tecrübelerimi aktarıyorum. Ekipte istek ve çalışma azmi var. Gönüllülük esasına dayanılan bir çalışma var. Ekibin çalışma azmi artacaktır. Afyon’dan bir arkadaş çıksa ve ‘Ben Sinada’da yetiştim, piştim. Ben de dergi çıkarıyorum’ dese, bundan mutluluk duyarım.
İLK SAYIDA 3 BİN BASKI
Dergi, ilk sayısında 3 bin adet basıldı. Bu bir risk değil miydi?
3 bin dergi bastık. Bu büyük bir riskti. Varlık gibi dergiler 750-800 civarında basılıyor.
Ne kadar çok basılırsa, o kadar çok maddi maliyeti o kadar düşüyor. Ama en temel noktamız şuydu: Okunsun dedik. Cüzi bir fiyat olsun ve dergi okunsun istedik. Derginin kalitesine bakılması gerekiyor. Bizim burada çok okunmamız temel. Bu kalınlıktaki dergilerin fiyatı 10 lira-15 lira dolaylarında değişiyor. Temel amacımız okunmak ve yayılmak. Baskımız Ankara’da yaptırılıyor. Onun dışında temel ekip Afyonkarahisar’da. Sadece Afyon merkezde 750 adet satıldı bu dergi.
EKİP GENÇ, ÜSLUP GENÇ
Gönüllü bir kadrosu olan Sinada’nın temel işlevi nedir?
Biz ilk sayıda bir manifesto yayınladık. Uzun yıllardır böyle bir şey yapılmıyordu. Servet-i Fünun, İkinci Yeniciler bunu yapardı. Biz Sinada ismini edebiyatın her alanında duyurmak istiyoruz. Bu amaçla, manifesto yayınladık. Gençlere hitap eden bir dergi oluşturduk. Edebiyat denilince belli yaşlardaki insanların uğraşıymış gibi algılanıyor. Gençler edebiyata çok güzel katkılar sağlar. Genç bir bakış her zaman taze bir bakıştır. Biz de dedik ki edebiyata farklı bir yaklaşım getirelim. Yazılarımızın hemen hemen hepsinde yazarlarımızla ilgilendik. Edebiyat akademisi gibi çalıştık bu anlamda. Biz üslup olarak tanıtım yazısı istemiyoruz. Biz sıcak, samimi bir üslubu olsun. Ekibimiz genç, üslubumuz genç, hedef kitlemiz genç. Biz siyasetten uzak, sadece edebiyatla ilgili yazılar yazıyoruz.
YAZILAR YAYIN KURULU’NDAN GEÇİYOR
Sinada’da yazılan nasıl yayınlanıyor?
İnternet sayfamıza, elektronik postalarımıza her gün birçok yazı gönderiliyor. Bu noktada kimseye torpil geçilmesin diye 3 kişilik bir yayın kurulu kurduk. Bu yayın kurulunda kimlerin olduğunu kimse bilmiyor. Sabit yazarlar dışında, 3 kişilik yayın kurulu tek tek yazıları okuyarak değerlendirme yapılıyor. İkinci sayı için 800 yazı okundu. Özgeçmiş de istemiyoruz, torpil yapılmasını engelliyoruz. Yazıları puanlama sistemine göre değerlendiriyoruz. Yazılarda orijinalliği istiyoruz. İlk sayı 80 sayfaydı, bu sayı 96 sayfa. 67 yazı var şu anda, derginin ikinci sayısında yer alacak. İlk yazıda 52 yazı vardı. Bir sonraki sayımız 15 Aralık’ta çıkıyor.
Ünlü yazarlar da kadronuzda mı?
Biz ünlü isimleri de dergimizde görebilirdik. Bununla ilgili ciddi bağlantılarımız var. Herkesten birer-ikişer yazı isterdik ve bunun reklamını yapardık. Bizim temel amacımız, gençlerin önünü açmak. Genç yazarlar, kendilerinin yazılarını gördüklerinde bizden fazla o arkadaşlarımız çalışıyor.
HER SAYIYA BİR KÜTÜPHANE
Dergi olarak, hedefleriniz nelerdir?
Sinada Dergisi olarak her sayıda bir kütüphane kurmayı hedefliyoruz. Her okula bir Sinada Kütüphanesi kuracağız. İlk sayıda Doğubeyazıt’ta, Hatay’da, Siverek’te ve Diyarbakır’da 4 okula birden kitap gönderdik. Türkiye genelinde Sinada Kütüphanesi kurmuş olacağız.
Dergi, edebiyat kulübü ya da kafe kurmak, ilerleyen dönemde de edebiyat derneği kurmak istiyoruz. Gençlerin faydalı işler yapmasına yönelik çalışmalar yapmak istiyoruz.
KÜFÜR, ARGO, YABANCI SÖZCÜK YOK
Sinada Dergisi’nin basın sorumlusu Faruk Bangir, Sinada’nın Türkçe okuyup Türkçe yazanların dergisi olduğunu söyledi. Bangir, “Sinada’yı ‘kökleri Afyon’da, dalları Türkiye’ye uzanmış bir edebiyat dergisi’ olarak tanımlayabiliriz. Afyon olumsuz olaylarla gündeme gelen bir il gibi oldu son yıllarda. Aslında edebiyatla, kültürel değerlerle de Afyon’un varolduğunu kanıtlıyoruz. Şehrin açış kapısı otogar, orada dergiyi görünce farklı bir izlenime sahip oluyorsunuz. Türkçemize sahip çıkmak da çok önemli. Türkçe yazıp Türkçe okumak istiyoruz. Yazılarımızda yabancı sözcükler, argolar, küfür sözcükleri yok. Edebiyat insanın en güzel Afyon’udur, dedik, slogan olarak” dedi.
SİNADA MANİFESTOSU’NDAN…
“Biz hiçbir siyasi oluşuma, hiçbir vakıf ya da derneğin himayesine ihtiyaç duymadan yol almaya gayret edeceğiz. Diyebilirsiniz ki “o iş bu devirde zor” evet zor olabilir, ancak kolayı biz zaten sevmeyiz. Bu nedenle dergimizde ya da Sinada akımımızın içerisinde siyaset yapılmasına müsaademiz olmayacaktır. Dünya görüşü ceketlerimizi kapı dışına asacağız dergimize başlarken. Bizler bir damla gibi düşerek başladık edebiyat denizine. Biliyoruz çok dergi var çok yer edinmeye çalışan var ama gelip geçiyorlar. Biz genç ve güçlü kollarımızı sıvayıp giriştik bu işe direneceğimizden de eminiz. Yani o damla bir gün büyük bir dalga olacaktır eminiz. Gençliğe yönelik, siyasetsiz, küfürsüz, dile ve kültüre sahip çıkan bir edebiyat peşindeyiz. Ayrıca derginin edebiyatın vitrini olduğu düşüncesindeyiz. Bizim sloganlarımızdan biri de bu yönde ‘Dergiyi yaşat ki edebiyat yaşasın!’ Yazımızın bir yerinde ‘değerli okurlarımız’ dedik sizler için. Bu tamlamayı öylesine kurmadık. İlk adımlarımızı atmaya çalıştığımız şu günlerde bizlere destek vererek, okuyarak sizler hakikaten değerlisiniz. Elinizde tuttuğunuz bir edebiyat belgesidir, tarihtir, dildir, sanattır… Haydi hayata biraz da ‘Sinada’ penceresinden bakalım. Ne demiştik? Edebiyat yaşamın en güzel afyonudur.”