'Eczaneler Kapanma Noktasında! 2025 İçin Kritik Uyarı'
33. Bölge Afyonkarahisar Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Hakan Demir, eczacıların birinci basamak sağlık hizmetinin parçası olduğunu belirterek sayısı 30 bini geçen eczanelerin gerçekçi bir protokolle ayakta kalacağını söyledi.
33. Bölge Afyonkarahisar Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Hakan Demir, eczacıların ülkenin dört bir yanında, köylerden kentlere, ilçelerden mahallelere kadar toplumla iç içe, kesintisiz hizmet sunan birinci basamak sağlık hizmet sunucuları olduğunu ifade etti.
“2024 YILI ZOR GEÇTİ”
“Bizler, hastalarımızın ihtiyaç duydukları ilaçlara en güvenilir ve en hızlı şekilde ulaşmalarını sağlayan, en yakın sağlık danışmanlarıyız. Birinci basamak sağlık hizmetinin ayrılmaz bir parçasıyız.” diyen Eczacı Hakan Demir, şunları kaydetti:
“Ancak mevcut ekonomik koşullar ve artan maliyetler karşısında eczanelerimizi koruyan, onları ayakta tutan gerçekçi önlemlerin alınmadığı bir noktadayız. Defalarca dile getirmemize, taleplerimizi ısrarla ifade etmemize rağmen eczanelerdeki kan kaybı görmezden gelindi. Bu anlamda 2024 yılı hem hastalarımız hem de bizim açımızdan çok zor geçti. 30 bini aşkın eczanemiz, sunduğu ilaç ve eczacılık hizmetlerini sırtındaki mali yüklerle boğuşarak sürdürebildi. Ama daha da kötüsü sesimiz duyulmazsa, gerekli önlemler alınmazsa 2025 yılı daha da karanlık bir yıl olarak anılacaktır. Eczanelerimizin ışığının karardığı, sağlık kapısının kapandığı bir yıl. Türk Eczacıları Birliği ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) arasındaki İlaç Temin Protokolü 1 Ekim 2024 tarihinde sona ermiştir. 4 aydır yeni bir protokol üzerinde mutabakat sağlanamamıştır. Yeni bir protokol imzalanamamıştır. Buna rağmen, eczanelerimizde ilaç eczacılık hizmetleri halen büyük bir özveriyle sürdürülmektedir.”
“EKONOMİK KOŞULLARA UYGUN BİR PROTOKOL ŞART”
Eczanelerin ilaç ve eczacılık hizmetlerini sağlıklı bir şekilde sürdürebileceği, günün ekonomik koşullarına uygun bir protokolün ivedilikle hayata geçmesi gerektiğini belirten Demir, “Uygun bir protokolün hayata geçmesini hem hastalarımız hem de kendimiz adına talep ediyoruz. 30 bini aşkın eczanemizin ayakta kalması, hastalarımıza hizmet sunumuna devam edebilmesi, ancak gerçekçi koşullarda ve tam bir mutabakatla imzalanacak protokole bağlıdır. Sosyal Güvenlik Kurumuna, bir sorumluluğunu daha hatırlatmak istiyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumu mevzuatta bulunmasına rağmen, Kamu Kurum Iskontosunu ülkeden çekilme tehdidiyle uygulamayan, aradaki fiyat farkını vatandaşlarımızın sırtına yükleyen ilaç firmalarına izin vermemelidir.
Sosyal Güvenlik Kurumunu göreve davet ediyoruz; Kamu Kurum Iskontosundan doğan fiyat farkları vatandaşlarımızın cebinden çıkmasın istiyoruz. Bunun yanı sıra, Sağlık Uygulama Tebliğinde son yapılan düzenleme ile hasta katılım paylarına yüzde 542’ye ulaşan artışlar yapılmıştır. Emekli, asgari ücretli ve özellikle kronik hastalığı bulunan vatandaşlarımızı çok zor durumda bırakan bu artışların geri çekilmesini istiyoruz. Ayrıca söz konusu muayene ücretlerinin tahsilâtı, hiçbir ilgisi olmamasına rağmen eczanelerimize yaptırılmakta, vatandaşlarımızla meslektaşlarımızı karşı karşıya getirmektedir. Eczacılar olarak muayene ücretlerini SGK adına vatandaşlarımızdan tahsil etmek istemiyoruz.” dedi.
“MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ”
Demir, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hem Bölge Eczacı Odalarımızın Başkanları hem de Türk Eczacıları Birliği yöneticileri olarak bizler yaşadığımız bu zorlukları konunun yetkililerine, siyasi partilerin değerli temsilcilerine defalarca aktardık. Ancak ne yazık ki ne hastalarımız ne de meslektaşlarımız adına kalıcı ve gerçekçi bir çözüme henüz ulaşamadık. Bugün sessiz kalırsak, hastalarımız ilaçlarına erişimde çok daha büyük sorunlar yaşayacak. Bugün sessiz kalırsak, eczanelerimiz birer birer kapanacak. Bu nedenle buradan tüm Bölge Eczacı Odalarımız ile birlikte haykırıyoruz: İlaç ve sağlık hizmetlerinde bilginin, emeğin ve güvenin ilk adresi olan eczanelerimizin bu şartlarda ayakta kalması mümkün değildir.
Acil önlemler alınmazsa eczane iflaslarının başlaması an meselesidir. Bu talebimiz sadece meslek grubumuz adına yapılan bir çağrı değildir! Bilinmelidir ki, ülkemizde halk sağlığı sisteminin etkinliği ve ayakta kalması da ancak bu şekilde mümkündür. Biz eczacılar, halkımızın sağlık kapısını açık tutmak için buradayız ve mücadelemize devam edeceğiz. Haklı taleplerimizin karşılanması için gerekli adımlar atılsın, sağlık kapınız açık kalsın.”