Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

DÜŞMAN OKLARI NEREYİ GÖSTERİYOR?

“Ses Akustiği en iyi olan cami Ayasofya’dır. Ezan okunduğunda Amerika’dan Vatikan’dan Londra’dan, Telaviv’den duyulur” diyenler ne kadar haklıymış?
Ayasofya Camii’nin, Müze’den yine Cami’ye dönüşmesi için Danıştay 10 Temmuz günü kararını açıklayana kadar Amerika konuştu, Avrupa Birliği konuştu, Yunanistan konuştu, Dünya Kiliseler Birliği konuştu, Rusya konuştu. Hatta 1500 yıllık tarihinde Ayasofya’ya en büyük kötülüklerini yapmış Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis, “İstanbul’da Ayasofya’yı düşünüyorum ve çok acı çekiyorum” dedi.
Ve nihayet dün Ayasofya Camii Kebiri Cuma namazında binlerce müminin başlarını secdeye koyduğu mübarek vakitte yeniden ibadete açıldı.
Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli’nin öncülüğünde devlet ricali Ayasofya’da idi.
Televizyon ekranlarından izlediğimiz görüntüler karşısında etkilenmemek, duygulanmamak elde değildi.
Dün tarihi bir coşku ve kalabalıkla yeniden ibadete açılan Ayasofya Camii’nde cuma namazı hutbesini okuyan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş hutbeyi elinde kılıçla okudu ve kılıç geleneği gündem oldu. Geçmişte daha fazla uygulanan bu gelenek bazı camilerde hala yaşatılmaya devam ediliyor. Kılıç geleneği sembolik olarak farklı anlamlar içeriyor.
Sağ ele alınan Kılıç, “kullanma” niyetini ortaya koyuyor ve düşmanı korkutmayı amaçlıyor. Hutbelerde kılıç sol ele alınıyor. Bu da, dosta güven verme amacını taşıyor. Prof. Dr. Erbaş’ın her iki elinde de kılıcı tutuşu, “Hem savaşa, hem barışa hazırız. Hangisini isterseniz” mesajı olarak yorumlandı.
KILIÇIN ÖZEL ÖNEMİ VAR
Türk tarihinde kılıç kuşanmanın ayrı bir önemi var. Merasimler düzenlenir, o an bir bakıma ölümsüzleştirilir. Tarihteki Türk devletlerinde ve Osmanlı İmparatorluğunda bu anın anlamı daha da bir özeldir. Padişahların kılıç kuşanma merasimleri, onların yönetimi devraldıkları, hükümdarlıklarını ilan ettikleri anlamına geliyor.
Osmanlı imparatorluğunda devlette hükümranlığın alameti olarak görülen kılıç kuşanma merasimlerinin yapıldığı mekanlar zaman zaman camiler olmuştur. O camilerden biri de, Osmanlı’ya başkentlik yapmış olan Edirne’deki Eski Camii’dir. Kılıç geleneği, kuşanma anlamında olmasa da asırlardır sembolik olarak yaşatılıyor bu camide. Cuma günleri ve bayram namazlarında hutbeye kılıçla çıkılıyor.
Anadolu’da farklı camilerde de cuma hutbeleri kılıçla veriliyor. Tıpkı, Kocaeli’deki Gazi Süleyman Paşa Cami ve Amasra’daki Fatih Camii’nde olduğu gibi.
Osmanlı’dan kalan bu geleneğe göre eski camii imam hatipleri, cuma ve bayram hutbeleri için minbere kılıçla çıkıyor. Osmanlı “Fetih” geleneğinde fethin sembolü olarak caminin minberine iki yeşil sancak asılır ve minberin sağ giriş tarafına 3 Hilalli kılıç konulurdu.
Dün tüm bu tarihi mesajlara bir kez daha göndermede bulunuldu.
Namaz sonrasında Erdoğan ve Bahçeli’nin Fatih Sultan Mehmet Han türbesini ziyaret etmeleri mesajların zirve noktasıydı sanki.
YUNANİSTAN KARA YASTA
Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması Batılı devletleri üzüntüye boğarken, en çok da Yunanistan’ı sarstı. Yunanistan’da Ayasofya Camii’nin ibadete açılmasına karşılık bayraklarını yarıya indirirken kiliselerinden çan çaldı. Yunan haber siteleri gelişmeleri “yas” olarak duyurdu. Atina başta olmak üzere pek çok şehirde bayrakların yarıya indirildiği ifade edildi.
Selanik, Agrinio ve Patras kentlerindeki kiliselerden tepki olarak çan sesleri yükselirken, Bizans ve Yunan bayrakları eşliğinde gerçekleştirilen özel ayinlerde, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin “kurtarılması” için dualar edildi.
Akşam saat 20:00 sularında yapılacak olan ayinde de Ayasofya’ya özel matem ilahilerinin okunacağı duyuruldu. Yunan medyası Ayasofya’nın ibadete açılması için “kara ve utanç dolu bir gün” ifadelerini kullandı.
Başkent Atina’da akşam saatlerinde Atina Metropol Kilisesi’nde düzenlenecek özel ayinde ise Yunanistan Başpiskoposu İeronimos tarafından Bizans döneminden kalma Meryem Ana’ya ithaf edilen İstanbul ile ilgili şükran ilahileri okunacaktı.
KATİLBAŞI DA DERTLİ
Dün gündemde olan bir başka haberde ise PKK denilen katiller birliğinin sözde lideri Murat Karayılan’ın “sızlanmaları” yer alıyordu.
Haftanin bölgesinde yürütülen Pençe Kaplan harekâtı teröristleri iyice köşeye sıkıştırdı. Harekâtın başladığı 18 Haziran’dan bu yana 66 terörist etkisiz hale getirilirken, panikleyen terörist elebaşı Murat Karayılan saklandığı ininden yalanlara sarılmak zorunda kaldı. Karayılan çaresizliğini gizlemeye çalışırken 1 ayda 269 Türk askerinin Haftanin’de şehit edildiği yalanıyla teröristlere moral vermeye çalışıyor.
Buna karşın örgüte yakın yayın organlarına açıklamalarda bulunan Karayılan itiraf niteliğinde bazı açıklamalar da yapıyor. TSK’nın bölgede pek çok alana yerleştiğini itiraf eden Karayılan, “Evet askerler birçok tepeye yerleşti. Bizim de kayıplarımız oldu. Önce Pençe Kartal harekâtıyla Kandil, Sincar, Mahmur, Zap, Avaşin ve Hakurk’a eş zamanlı kapsamlı bir harekât yapıldı. Hemen arkasından bu kez Haftanin’e yönelik Pençe Kaplan harekâtını başlattılar. Halen keşif uçakları, saldırı helikopterleri, yine karadan obüs, top ve daha birçok çeşit ağır silahlarla Haftanin’e girdiler. Kullanılan hava tekniği ile tüm Haftanin’e yerleşmek istiyorlar. 30 günlük Haftanin harekâtında 25 kayıp verdik. Çok sert yürütülen bir harekât var. Bizim açımızdan yarattığı birçok sonuç vardır. Özellikle Haftanin’de yoğunlukta olduğumuz Hantur Dağı defalarca havadan vuruldu. Sonrasında alana indirmeler yaparak bölgeyi kuşattılar. Burada önemli kayıplarımız oldu. Yeni taktikler geliştirmezsek hepimiz imha olacağız.” dedi.
TÜRK ORDUSU YERLEŞİYOR
Daha önce TSK stratejisinin vur ve çekil şeklinde olduğunu, ancak bir süredir TSK’nın savunma yerine saldırı stratejisi izlediğini söyleyen Karayılan, “Mesela 90’lı yıllarda Türk devleti birçok sefer sınır ötesi harekâtlar yapıyordu. Hatta o dönemde de Haftanin’e yönelik büyük operasyonlar oluyordu. O dönem çoğu zaman güçlerimiz geri çekiliyor, alan boşalıyordu. Askerler alana giriyor en fazla 1 ay kadar kaldıktan sonra geri dönüyor ve kimse kalmayınca biz tekrar o bölgeye yerleşiyorduk. Ama şimdi böyle değil. Kimse Haftanin’den bir ay olmasına rağmen çekilmiyor. Haftanin’den önemli ders çıkardık. Ama Türk ordusu sanki Haftanin’le sınırlı kalmayıp başka bölgelere de yönelebilir” dedi.
***
Yunanistan’dan yükselen ses, ABD, Vatikan, Dünya Kiliseler Birliği, Avrupa Birliği ve Rusya’dan yükselen ses ile, Karayılan denilen katil başının söyledikleri ortada iken… Ayasofya’nın açılışına sevinemeyenleri, hala eleştiride bulunabilenleri gördükçe şaşırıyor insan.
İmam Şafii’ye sormuşlar: “Fitne zamanı hak yolda olanı nasıl anlarız?”
Demiş ki: “Düşman okunu takip edin. O, sizi Hak ehline götürür.”
“Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez” diyen La Fontaine az kelime ile ne çok şey söylemiş?

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER