Dünyanın en önemli konuSU – Kocatepe Gazetesi

Doğa Koruma ve Biyoizlem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Uğur Cengiz Erişmiş'in moderatörlüğünü yaptığı panel AKÜ Abdullah Kaptan Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.Panelde, Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Özdemir, Afyonkarahisar Doğa Koruma ve Sulak Alanlar Şube Müdürü Şener Köksal, Kimya Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Laçine Aksoy ve Okutman Gülden Yürektürk konuşmacı olarak [&hellip]

Doğa Koruma ve Biyoizlem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Uğur Cengiz Erişmiş’in moderatörlüğünü yaptığı panel AKÜ Abdullah Kaptan Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Panelde, Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Özdemir, Afyonkarahisar Doğa Koruma ve Sulak Alanlar Şube Müdürü Şener Köksal, Kimya Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Laçine Aksoy ve Okutman Gülden Yürektürk konuşmacı olarak yer aldı.
Panelde suyun öneminin birçok farklı alanda ele alınacağını vurgulayan panel moderatörü Erişmiş, “Siyasi ve politik eksenler günden güne değişmekte, bunun temelinde ise enerji yatmaktadır. Enerji olarak elimize iki farklı enstrüman alabiliyoruz sadece. Bunlardan ilki fosil yakıtlar, madenler. Diğeri ise sürdürülebilir ve yenilenebilir enerjiler. Suyun önemi de burada ortaya çıkmaktadır” dedi.
Panelde ilk konuşmayı yapan Özdemir, sulak alanların önemine ve yok olmasına sebep olan etkenlere vurgu yaptı. Sulak alanların küresel iklim değişiklerinden en çok etkilenen ekosistemlerden biri olduğunu söyleyen Özdemir, sera gazlarının önemli miktarını oluşturun karbondioksit salınımının Sanayi Devrimi ile arttığını belirtti. Özdemir, “1860 yılından 2016 yılına kadar olan dönemde, dünyanın ortalama sıcaklığı 1 derece artmıştır. Olağan şartlarda 0.4 derece artması gerekmekteydi. Bu artış 2050 yılında 2 derece, 2100 yılında ise 4.7 derece olarak beklenmektedir. Bu doğrultuda fosil yakıtlardan vazgeçmek ve bunun yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek gerekmektedir. Bu sebeple de güneş enerjisi ve jeotermal enerjiyi kullanmak dünyadaki birçok ülkenin ilk hedeflerinden biri olmuştur” diye konuştu.
BEBEĞİN YÜZDE 80’İ SU
Doğa Koruma ve Sulak Alanlar Şube Müdürü Şener Köksal ise, sulak alanların işlev ve değerlerini anlatarak, ekosistem içerisindeki önemini dile getirdi. Köksal; sulak alanların taşkınları kontrol etmek, yer altı sularını beslemek ve suyu depolamak gibi birçok önemli işlevi olduğunu belirttikten sonra, Doğa Koruma ve Sulak Alanlar Müdürlüğü tarafından hazırlanmış belgeselin gösterimi yapıldı.
Suyun yapısal özellikleri üzerinde duran ve insan vücudu için öneminden bahseden AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Laçine Aksoy ise, “Her canlıda su bulunur. Bir embriyoda yüzde 95 oranında su bulunmaktadır. Yeni doğmuş bir bebekte ise yüzde 80 su bulunur. Yaşlı bir insanda ise yüzde 50 oranına düşer su miktarı. Çünkü yaşlandıkça suyun yerini yağ tabakaları almaktadır. Vücudumuzdaki suyun yüzde 15’ini bir anda kaybedersek mesela ölebiliriz. Bu yüzden böbreklerimiz ve derimiz bu su dengesini korumaya çalışmaktadır” dedi. (Kocatepe Haber Merkezi)

Bakmadan Geçme