• Haberler
  • Genel
  • Dünya’da ve Türkiye’de depremsellik konuşuldu

Dünya’da ve Türkiye’de depremsellik konuşuldu

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) öğrenci kulüplerinden Ekoloji ve Coğrafya Kulübü tarafından düzenlenen “Dünyada ve Türkiye’de Depremsellik” konulu konferans, Ahmet Necdet Sezer Kampusü 2. Eğitim Binası Erdal Akar Konferans Salonunda gerçekleştirildi AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tevfik Erkal 󈫻 Mart 2011 Honshu Depremi ve Tsunamisi” başlıklı konuşmasında, Japonya’daki 8.9 büyüklüğündeki depremin kaya [&hellip]

Dünya'da ve Türkiye'de depremsellik konuşuldu

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) öğrenci kulüplerinden Ekoloji ve Coğrafya Kulübü tarafından düzenlenen “Dünyada ve Türkiye’de Depremsellik” konulu konferans, Ahmet Necdet Sezer Kampusü 2. Eğitim Binası Erdal Akar Konferans Salonunda gerçekleştirildi

AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tevfik Erkal “11 Mart 2011 Honshu Depremi ve Tsunamisi” başlıklı konuşmasında, Japonya’daki 8.9 büyüklüğündeki depremin kaya kütlelerini kaydırarak, kütle dağılımını değiştirmesi sonucunda Dünya ekseninin 10 cm kaydığını söyledi. Doç. Dr. Erkal, “Japonya, tektonik açıdan yer kabuğunu oluşturan plakaların çarpıştığı, karşılaştığı çok karmaşık bir yer. Hemen batısında Avrasya plakası, güneyinde Filipinler plakası, doğusunda Pasifik plakası var. Honshu depremi, başkent Tokyo’nun aşağı yukarı kuzeydoğusunda bulunuyor. Honshu, Japon adalarının ana adası üzerinde bulunmaktadır. Deprem, Honshu adını alıyor. Çünkü tüm coğrafi ve jeolojik olaylar en yakın yerleşim yerinin adını alır. O yüzden bu depreme, Amerikan Jeoloji Kurumu tarafından Honshu adı veril-miştir. Depremi meydana gelen fayın ve bölgenin tektonik özellikleri açısından değerlendirecek olursak, depremi meydana getiren fay, koordinat olarak 142 derece doğu boylamında ve 38 derece kuzey enlemindedir. Odak derinliği, 24 kilometredir; bu tabi 13 Mart tarihine göredir ki, şu anda 32 kilometre olarak da ifade ediliyor. Bunun anlamı, çok sığ bir deprem yani, tahribatı çok yüksek olan bir depremdir. Depremleri derinliklerine göre sınıflandıracak olursak, 60-70 kilo-metreye kadar olan depremler sığ depremlerdir. Honshu depremini meydana getiren fayın atımı, 20 metredir. Yer kabuğundaki bir süreksizlik düzlemi boyunca iki blok birbirine göre nasıl hareket ederse, aradaki en kısa mesafe fay atımıdır. 17 Ağustos depremindeki fay atımı, 4 metre 25 santimdir. Fayın uzunluğu, 650 kilometredir. Yani, bu neredeyse Anadolu’nın batıdan doğuya doğru olan mesafesinin yarısı kadardır. 17 Ağustos depreminde bu kadar büyük yer kırılmadı; yaklaşık 200-220 kilometre kadar parça kırıldı. Karşılaştırıldığında Honshu depreminin ne kadar büyük bir deprem olduğunu görüyoruz. Fayın genişliği, 250 kilometre, yani kırılmanın olduğu yerdir” dedi.
Doç. Dr. Erkal, “11 Mart Honshu depremi o kadar büyük ki, Pasifik Okyanusunun kuzey bölümünde en yüksek değerlerde enerji dağılımı oluyor. Depremlerde artık şiddet değil, enerjinin dağılımı kullanılıyor. Hatta Richter ölçeğinde bile artık enerjinin ne kadar büyük olduğu ifade ediliyor. Japonya’nın tektonik tarihçesine tekrar bakacak olursa, 11 Mart depremi olmadan 2 gün önce büyüklüğü 7 ile ifade edilen ikiden fazla deprem oldu. Zaten 17 Ağustos depremi de 7.4 büyüklüğündeydi. Demek ki bizi yıkan 17 Ağustos depremi, 11 Mart depreminin öncüsüymüş. Aslında Japon deniz altı çukurluğunda pek çok olay 1973 yılından beri vuku buluyor” dedi. Konferansta Doç. Dr. Erkal, Japonya’daki deprem ve sonrasında meydana gelen tsunami sonucunda Japonya’nın durumunu anlatan fotoğrafları da öğrencilerle paylaştı. Konferans, Doç. Dr. Tevfik Erkal’ın öğrencilerin sorularını yanıtlamasının ardından sona erdi.

Bakmadan Geçme