Dr. Aybek’in konferansına yoğun ilgi

'Kalp Damar Hastalıkları ve Tedavi Yöntemleri” konulu konferansta konuşan Kalp Damar Cerrahı Doç. Dr. Tayfun Aybek kalp damar sağlığına yönelik önemli bilgiler verdi. Dr. Aybek’in konferansına yoğun ilgi gösterildi TOBB ETÜ Hastanesi doktorlarından ünlü Kalp ve Damar Cerrahisi Uzman Doç. Dr. Tayfun Aybek, Kardiyolog Doç. Dr. Halil Tolga Koçum ve Uzman Diyetisyen Çiğdem Bölük Örgüner [&hellip]

Dr. Aybek'in konferansına yoğun ilgi

“Kalp Damar Hastalıkları ve Tedavi Yöntemleri” konulu konferansta konuşan Kalp Damar Cerrahı Doç. Dr. Tayfun Aybek kalp damar sağlığına yönelik önemli bilgiler verdi. Dr. Aybek’in konferansına yoğun ilgi gösterildi

TOBB ETÜ Hastanesi doktorlarından ünlü Kalp ve Damar Cerrahisi Uzman Doç. Dr. Tayfun Aybek, Kardiyolog Doç. Dr. Halil Tolga Koçum ve Uzman Diyetisyen Çiğdem Bölük Örgüner ATB salonunda kalp ve damar hastalıklarına yönelik tanı, tedavi ve beslenme hakkında detaylı bilgi verdiler.
KALP CERRAHİSİNDE ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ
TOBB ETÜ Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzman Doç. Dr. Tayfun Aybek konferansına yoğun ilgi gösterildi. Hastaları ve yakınlarının da dikkatle dinlediği Dr. Aybek, günde en az 5-6 operasyon yaptığını anlattı. Dr. Aybek, operasyonlarında hastaları ve yakınlarıyla fazla konuşamadığını ama kalplerine dokunarak yakınlık gösterdiğini belirtti. Verdiği konferanslar sayesinde hastalarıyla daha iyi iletişim kurabildiklerini dile getiren Dr. Aybek; “Hastalarımızı aylar sonra günler sonra, daha sağlıklı görmek bizleri mutlu ediyor. Kalp ameliyatları hakkında dünden bugüne çok şey değişti. Dünyada yapılan ilk kalp operasyonu 1896 yılında yapılmıştır. Kalbine bıçak saplanan bir genci, Alman cerrah ameliyat etmiş. O zamanlar insan kalbine dokunmak yasakmış. Hiç kimse uğraşmazmış ve göğüs kafesini açıp kalbe dokunmak doktorlar camiasında yasakmış. Bu cerrah yaptığı ameliyat sonrası doktorlar cemiyeti tarafından cezaya çarptırılmış. Ama yeni ameliyatlar yapmış, kalp cerrahlığı hakkında çığır açmıştır.” dedi.
BUGÜNKÜ TEKNOLOJİ ÇOK GELİŞTİ
Önceleri kalbin durdurulup ameliyat yapılmasına karşı olan cerrahlar olduğunu söyleyen Dr. Tayfun Aybek, çalışırken kalbe cerrahi müdahale yapılması gerektiğini belirterek; “1950’de Kalbin görevini üstlenen oda büyüklüğünde bir makine yapılmış. Tabi süre 30 dakika veya en fazla 60 dakikaymış. Türkiye’de 1960’lı yıllarda kalp ameliyatı yapmaya başlanmış. O teknolojiden sonra bugün ki teknolojimiz kalbe ulaşmak için 3 buçuk santimden oluşan yaralar ve direk joystik ile kalbe ulaşmak ve tedavi etmek oldu.” diye konuştu. Kalp cerrahlığında en çok sorunu damar tıkanıklığından yana olduğunu belirten Dr. Aybek şöyle konuştu: “Damar tıkanıkları, kalbi besleyen damarlarda tıkanıklık, kalpten besleyen damarlarda tıkanıklıklar olarak sorunları sıralayabiliriz. Bu damarları açma ya da vücudun başka yerinden damar alma ve yapıştırma, stentlerle damar ve kalp kapakçığını genişletme çalışmaları yapmak oluyor.”
TEKNOLOJİ HEM İYİ HEM KÖTÜ
Teknolojinin dezavantajlarından söz eden TOBB ETÜ Hastanesi Kardiyologu Doç. Dr. Halil Tolga Koçum, teknolojinin hem iyilik hem de kötülük yaptığını söyledi. Teknolojinin sunduğu iyiliklerin sağlık alanlarında veya birçok konuda bilgiye ulaşmayı sağladığına dikkat çeken Koçum şunları söyledi: “Toplum olarak çok fazla sigara tüketiyoruz. Teknoloji sayesinde yiyecek ve içeceklere daha kolay erişim sağlıyor. Yağlı ve aşırı yemek yiyoruz. Bu yüzden daha şişman oluyoruz. Kan basıncımız daha yüksek. Kan yağlarımız eskiden hiç olmadığı kadar fazla. Şeker hastalığı pek çoğumuzda salgın halini almış durumda. Bunları baz aldığımızda ülkemizdeki ölümlerin pek çoğunun kalp hastalıkları olduğunu söyleyebiliriz. Geçen yıl ülkemizde ölen insanların neredeyse yarısı kalp ve damar hastalıklarındandı.”
DAMAR HASTALARI
KOLESTROLE DİKKAT EDECEK
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Halil Tolga Koçum, kalp damar hastalarının kolesterol değerlerini kontrol altında tutmaları gerektiğine dikkat çekti.
Koçum sözlerine şöyle devam etti: “Kolesterol denilen yağlı ve iltihaplı doku nedeniyle damarlardan geçen kanın zorlandığında vücuda hasar veriyor. Normalde damarlardan geçen kan vücudumuza yetecek düzeyde. Kolesterollü damarlar ise tıkanmaya yakın olduğu için damarlarda kanın geçiş yapması için çok ufak bir bölüm kalıyor ve kan vücuda yetersiz kalıyor. Bunların tedavisi ise fazlasıyla mümkün.”
Ali Fuat GÜÇLÜER’in haberi

Bakmadan Geçme