DMD hastalarına Bilecik’ten umut ışığı doğdu
Çocuklarda 3 ila 5 yaşları arasında oturma ve hareket etme kabiliyetinde görülen kısıtlılıkla ortaya çıkan ve ileriki yaşlarda kas yıkımı ile zayıflığına neden olan DMD hastalığı için Bilecik’te bir umut ışığı doğdu.
Düşen musküler distrofisi, kas zayıflığı veya kas erimesi olarak da bilinen DMD hastalığı üzerine çalışan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alı Taghızade, yaklaşık 2 yıldır devam eden çalışmalarda olumlu sonuçlar alınmaya başlandığını açıkladı.
“TÜSEB desteği ile aileler için büyük umut”
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) desteği ile gerçekleşen çalışmalarda ilk olumlu bulguların alındığını belirten Doç. Dr. Taghızade, “Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji branşı olarak, 2 sene önce DMD hastalığına tedavi geliştirmek için TÜSEB’den aldığımız destek ile çalışmalarımızı çok merkezi olarak genişlettik. Ekibimiz ile beraber tedavi için farklı varyantlar tasarladık ve üretimini projemiz çerçevesinde yaptık. Denemeler için farklı deney protokolü bulunsa da Dmx türü fare deneyleri yaygın olarak yapılmaktadır. Fakat bu farelerin hastaların durumunu tam yansıtmadığı kanaatindeyiz” ifadelerini kullandı.
“5 farklı tedavi yöntemi geliştiriliyor”
Duchenne Kas Hastalığı ile Mücadele Derneği başkanı Sadullah Erol ve yönetim kurulu ile yapılan görüşmeler sonucu üye aileler ile iş birliği planı oluşturulduğunu belirten Doç. Dr. Taghızade, “52. Exon eksikliği bulunan 4 ailemizi üniversitemizde ağırladık ve bağışladıkları hücreleri hücre araştırma merkezimizde uzman ekibimizle ekimini gerçekleştirdik. Hücrelerin büyümesi ve çoğalmaları ile birlikte geliştirdiğimiz 5 farklı genetik tedavimizi deneme şansını yakalayacağız.” şeklinde konuştu.
Rektör Prof. Dr. Şükrü Beydemir’e teşekkür
DMD hastalığı için tedavi yöntemleri geliştirilmesine yönelik tüm çalışmalara destek veren Rektörü Prof. Dr. Şükrü Beydemir’e teşekkür eden Doç. Dr. Alı Taghızade sözlerini şöyle tamamladı: “Rektörümüz Prof. Dr. Şükrü Beydemir’in desteği ile beraber çalışmamız bir başlangıçtır. Ailelerimiz ile beraber bu hastalığın üstesinden gelmek için koordineli şekilde çalışacağız. Ekibimizle birlikte farklı tedavi süreçlerini deneyeceğiz ve bu hücrelerde distrofin üretilmesini sağlayacağız. Umutlarımızın yeşermesi için ekibimiz ile beraber sıkı şekilde çalışıyoruz çalışacağız.”