• Haberler
  • Genel
  • Diyanet-Sen’de Çiçek yeniden başkan – Kocatepe Gazetesi

Diyanet-Sen’de Çiçek yeniden başkan – Kocatepe Gazetesi

Diyanet-Sen Şube Başkanı Süleyman Çiçek, hafta sonu yapılan olağan kongre sonucu tekrar başkanlık görevine seçildi Memur-Sen konfederasyonuna bağlı din ve vakıf hizmetleri iş kolunda faaliyet gösteren Diyanet-Sen Afyonkarahisar Şube Başkalığı’nın olağan genel kurul toplantısı 7 Nisan Cumartesi günü Garden Kale Otel’de yapıldı. Kongreye tek aday ve liste olarak giden Süleyman Çiçek güven tazeledi. Çiçek, 117 [&hellip]

Diyanet-Sen'de Çiçek yeniden başkan

Diyanet-Sen Şube Başkanı Süleyman Çiçek, hafta sonu yapılan olağan kongre sonucu tekrar başkanlık görevine seçildi

Memur-Sen konfederasyonuna bağlı din ve vakıf hizmetleri iş kolunda faaliyet gösteren Diyanet-Sen Afyonkarahisar Şube Başkalığı’nın olağan genel kurul toplantısı 7 Nisan Cumartesi günü Garden Kale Otel’de yapıldı. Kongreye tek aday ve liste olarak giden Süleyman Çiçek güven tazeledi. Çiçek, 117 delegeden 93 delegenin oyunu alarak göreve tekrar seçildi. Sandıktan bir geçersiz oy çıktı.
Şube Afyon’da 18 Nisan’da kuruldu
Diyanet-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanlığı olağan genel kurul toplantısı divanı; Diyanet-Sen Genel Mali Sekreteri Mehmet Ali Omurca’nın başkanlığında; Toç-Bir-Sen Şube Başkanı Mehmet Çınar ve Ulu Camii İmam Hatibi Hasan Balık’ın katip üyelikleriyle oluşturuldu. Toplantının açılış konuşmasını Diyanet-Sen’in eski ve yeni Şube Başkanı Süleyman Çiçek yaptı. Çiçek, din görevlilerinin sesi olmanın yılların biriktirdiği sorunları çözmek için 1998 yılında özerk diyanet, seçilmiş başkan, etkin ve saygın din görevlisi söylemiyle yola çıkan sendikasının, din görevlisinin verilmeyen sendikal hakkını almada, ilkeli hizmet sendikacılığının öncülüğüne katkısı olduğunu savundu.
Süleyman Çiçek, sendikanın Afyonkarahisar Şubesi’nin 18 Nisan 2000 yılında kurulduğunu ifade etti. Çiçek, “Haksızlık karşısında susmayınız, susarsanız hakkınızla birlikte şerefinizide kaybedersiniz.” sözünden yola çıkarak dünyada bir ilke imza atıp, din görevlilerine sendikal hakkı kazandırdıklarını ifade etti.
“Kamusal alan yalanı son bulsun”
“Dirayet ve feraset sahibi hocalarım. Problemlerimizi ve sıkıntılarımızı aşmak için bize üye olun üye yaptığınız takdirde gücümüze güç katacağınızı unutmayınız.” sözleriyle meslektaşlarına hitap eden Diyanet-Sen Şube Başkanı Süleyman Çiçek; “Her zamankinden daha çok birliğe, dirliğe, sevgiye, saygıya, rahmete, aşka ve muhabbete ihtiyacımız var. Bütün İslam Aleminin sizin birliğinize ve beraberliğinize ihtiyacı var. Onun için Diyanet-Sen’de birleşelim. Başörtüsü sorunu da başlı başına bir problem. Üniversitelerde bu sorun büyük oranda çözüldü. Lakin bu ülkenin başörtülüleri sadece öğrenciler değil. Kamusal alan yalanı tüm platformlarda son bulmalıdır. Bakın Avrupa’da böylesi durumlar sorun olmaktan çıktı. Bırakalım artık tek tip insan yetiştirmeyi, tek tip elbise anlayışını bırakalım. Geçtiğimiz günlerde siyasi partilerinde üzerinde çalıştığı darbeler davetiye çıkaran TSK’nın 35. maddesi TBMM tarafından acilen yürürlükten kaldırılmalıdır. 1982 Yılında darbeciler tarafından yapılan 12 Eylül Anayasası tamamen değiştirilmelidir.” dedi.
“Başta hükümetimize teşekkür ediyoruz”
Diyanet-Sen olarak güçlü evet dedikleri referandumdan sonra darbecilerin yargılanmaya başladıklarını belirten Şube Başkanı Süleyman Çiçek, 12 Eylül’de vatandaşlara her türlü işkenceyi yapmış olan o dönemdeki darbeye destek verenlerin yargılanıp, rütbelerinin sökülmesi gerektiği söyledi.
Çiçek; “Kurumlardan isimleri kaldırılmalıdır. 12 Eylül ve 28 Şubat’a mağdur olan devlet memurlarına hakları iade edilmeli, vatandaşlarımızdan zarar görenlere tazminat ödenmelidir. 28 Şubat döneminde başörtüsü nedeniyle görevinden atılan bütün memurlara TBMM’de kanun çıkarılarak bu kişilere iadei itibarda bulunulmalıdır. Bugüne kadar Diyanet çalışanlarının maaşlarının iyileştirilmesinde boş olan kadroların doldurulmasında, sözleşmeli olarak çalışanların kadroya geçirilmesinde, Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilat yasasının çıkarılmasında, 6900 Fahri Kur’an Kursu öğreticisinin kadroya geçirilmesinde, vekil imam-hatiplerden dört ay görev yapmak şartıyla önce sözleşmeliye daha sonra kadroya geçirilmesinde emeği geçen başta Hükümetimize ve bütün siyasi partilere teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.
“24 Saat mesaide olan tek kurum biziz”
Gecikmelide olsa meclisten geçen toplu sözleşme yasasının çıkarılmasında bütün emeği geçenlere sendika üyeleri adına şükranlarını arz eden Diyanet-Sen Şube Başkanı Süleyman Çiçek, kanunun yürürlüğe girdikten sonra bir ay içinde yapılacak olan toplu sözleşmede yetkili olan Memur-Sen konfederasyonunun üyelerin sosyal haklarını en iyi şekilde arayacaklarına inandıklarını söyledi. Çiçek sözlerine şöyle devam etti: “Diğer kamu kurumlarında daktilograf ve memur kadrolarının V.H.K 1 kadrosuna dönüştürüldüğü halde Diyanet İşleri Başkanlığında bu sıkıntı maalesef tamamen çözüme kavuşturulamamıştır. Yirmi dört saat mesaide olan, bayram tatili hafta tatili olmayan tek kurum biziz. Önceki yıllarda toplu görüşmelerde kabul edilen ve hala icrata dönüşmeyen hafta sonu ve bayram tatillerinde ödenmesi gereken fazla mesai ücretinin ödenmesini istiyoruz. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalarda; bize desteğini esirgemeyen Genel Başkanımıza, yönetim kurulu üyelerine, siyasi partilere, Müftülüğümüz çalışanlarına, şube yönetim kuruluna, ilçe temsilcilerimize ve bütün meslektaşlarımıza teşekkür ediyorum.”
“Öncü rol oynadık”
Diyanet-Sen Genel Sekreteri Hacıbey Özkan yaptığı konuşmada, hiçbir zaman sorunların ötelenerek birikmesini istemediklerini söyledi. Özkan sendika olarak hep çözüm odaklı çalıştıklarını, sorunun değil çözümün paydaşı olduklarını dile getirdi. Hedeflerinin Türkiye’nin dünyada hatırı sayılır bir yere ulaşması olduğunu belirten Genel Sekreter Hacıbey Özkan; “Halkımız ve kamu çalışanlarının refahı ve mutluluklarıda hedefimiz içerisindedir. Bu hedefin gereklerini ortak akıl mitinglerinde toplu görüşme süreçlerinde en güzel şekilde yerine getirdik, getirmeye devam edeceğiz. Yeni anayasada din ve vicdan hürriyetinin teminat altına alınması, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın özerk bir yapıya kavuşturulması, kılık ve kıyafetinden dolayı hiç kimsenin eğitim, çalışma ve seçilme hakkından mahrum bırakılmaması güçlü ve büyük Memur-Sen ailesi olarak toplumsal, hukuki, idari ve insani olmak üzere her alanda birçok sorunun çözüme kavuşturulmasında öncü rol oynamaya devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.
Sendikacılık yapıcılık gerektirir
Müftülük hizmetlerinden sorumlu Vali Yardımcısı Azmi Yeşil’de programda bir konuşma yaptı. Sendikaların yapıcı olmaları gerektiğini belirten Yeşil, din görevlilerininde aralarında örgütlenerek sendikal bir yapıya kavuşmalarının gurur verici olduğunu ifade etti. Sendikaların yapıcı olmaları gerekirken geçmişte yıkıcı olabildiklerini söyleyen Vali Yardımcısı Azmi Yeşil, 1980 yılı öncesinde Adana’da görev yaparken Tekel işçilerinin yaptığı bir grevi örnek verdi. Yeşil; “Tekel işçilerinin bir grevi sonucunda fabrika makinelerinin nasıl kırıldığına bizzat kendim şahit oldum. İnsan ekmek yediği tekneye pislik bulaştırmamalıdır. Maalesef yıllardır ideolojik zeminde sendikacılık yapıldı. Bizim amacımız yıkıcılık değil yapıcılık olmalıdır. Herşeyden önce yapıcı olunmalıdır. Biz buna inanıyoruz. Biz yıllarca din görevlileri ile beraber çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Çoban Memur-Sen’i övdü
Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, Türkiye’nin 2002 yılı sonundan itibaren büyük bir değişim geçirdiğini vurguladı.
Çoban, değişim serüveni içerisindeki bir tarihin Türkiye’nin 80 yıllık tarihinde oluşan birikimlerinin bir kenara bırakıldığı, kendisine yeni bir rotanın çizildiği tarihi bir değişimin sözkonusu olduğunu belirtti. Yeni rota çizilen tarihin 12 Eylül 2010 tarihi olduğunu söyleyen Çoban şöyle konuştu: “12 Eylül 2010 tarihinde referanduma destek veren bu değişime ‘herşeyimle bende varım’ Memur-Sen konfederasyonuna bağlı tüm sendikaları candan tebrik ediyor, yürekten alkışlıyorum. Şu anda hükümeti oluşturan siyasi partide 7 yıl süren il başkanlığı gö-revim var. Bu sürede gelen valiler, emniyet müdürleri, gelen başka türlü görevliler var. Bu hükümetin emrinde bir memur olmasına rağmen tek yaptıkları şey acaba nasıl bu hükümetin işleyişini, nasıl bu hükümetin bu ülkeyi değiştirme gayretini nasıl engellerim sırf bunun mücadelesini verdiler. Ama sizler ve sizin gibi duyarlı vatandaşlarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın çalışması sayesinde 12 Eylül 2010 tarihinde öyle bir değişime imza attıkki bundan sonra nereye hangi görevli ve memurun atandığının bence hiçbir önemi yok. Artık Türkiye halkının dediklerine cevap vermek zorunda kalan bir ülke haline geldi.”
Çiçek güven tazeledi
Süleyman Çiçek’in yönetim kurulu başkanlığında; Şube Sekreteri Üzeyir Kızıklı, Teşkilat Sekreteri Abdullah Yılmaz, Mali Sekreter Veysel Arslan, Mevzuat Sekreteri Ömer Boyraz, Eğitim Sekreteri Ahmet Elmas, Dış İlişkiler ve Araştırma Sekreteri Hamdi Doğan yönetim kurulu üyeliklerine seçildiler. Denetim kurulu; Fatih Akkaya, Fatih Dikmen, Erol Ersoy’dan oluşturuldu. Disiplin kurulu üyeliklerine ise; Abdullah Yenel, Ömer Karaer, Refik Sayar seçildi. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme