• Haberler
  • Genel
  • 'Diyanet İşleri Başkanına hücum kabul edilemez'

'Diyanet İşleri Başkanına hücum kabul edilemez'

Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, bu vatanda yaşayan herkesin en asgarisinden bilmesi gereken değerler olduğunu belirterek, 'Beline sahip ol çağrısı yapan Diyanet İşleri Başkanına hücum edilmesi kabul edilemez' dedi Eşcinselliğin haram olduğunu belirttiği hutbe sonrası hakkında suç duyurusunda bulunulan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'a bir destekte Baro Başkanı Av. Turgay Şahin'den geldi. [&hellip]

Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, bu vatanda yaşayan herkesin en asgarisinden bilmesi gereken değerler olduğunu belirterek, “Beline sahip ol çağrısı yapan Diyanet İşleri Başkanına hücum edilmesi kabul edilemez” dedi

Eşcinselliğin haram olduğunu belirttiği hutbe sonrası hakkında suç duyurusunda bulunulan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’a bir destekte Baro Başkanı Av. Turgay Şahin’den geldi.
“GENEL AHLAK TANIMI KANAATİMCE YETERSİZ”
Turgay Şahin, anayasanın 33. maddesinde yer alan dernek kurma hürriyetinin ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabileceğini kaydetti. Şahin, “Bugün kendilerini bir dernek hükmi şahsiyeti altında dokunulmaz zannedenler, yasanın tanıdığı korumayı aşılmaz bir zırh görenler genel ahlak kavramına ters düştüklerinde bu koruma ve zırhın anlam ifade etmeyeceğini bilmelidir. Anayasanın temel kavramlarından birisi olan ‘Genel Ahlak’, hak ve hürriyetlerin kısıtlanabilmesi veya yasaklanması için kabul edilen meşru gerekçelerden birisidir. Anayasa Mahkemesi kararlarında Genel Ahlak ‘Belli bir zamanda bir toplumun büyük çoğunluğu tarafından benimsenmiş bulunan ahlâk kurallarıyla ilgili hareketleri gösteren ve kolayca anlaşılan bir anlam taşımaktadır.’ denilmektedir. Ama kanaatimce bu tanım yetersiz ve bulanıktır.” dedi.
“KIRMIZI ÇİZGİLER ÇİĞNETİLMEZ”
Allah, vatan ve namus kavramları etrafında kenetlenerek millet olan Türk Milletinin kırmızı çizgileri bulunduğuna dikkat çeken Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizlerin kırmızı çizgileri vardır. Kırmızı çizgilerimizle barışık yaşamayı seçenlere tahammülümüz tartışılmaz ama bu çizgiyi çiğnemeye niyetli olanları uyarıyoruz. Türk Milleti, kutsallarına saldırılmasını asla hoş görmemiştir. Bizler kutsallarımızı başkalarının özgürlük alanı olarak görmeyiz. O yüzden bazılarının aşağıladığı namus kavramı bizde hayat memat meselesidir. Namusumuz için yaşar namusumuz için ölürüz. Bu güne kadar hiç kimseye inanç dayatmadık, her türlü inanç yanımızda yaşayabilir, müsamaha görür ve korunur. Ama inancımıza taarruz etmemek koşulu ile! Namus saydığımız kavram ve değerlere saldırıya müsamahamız yoktur ve olmayacaktır. Türklüğün Tarihi ve Manevi değerleriyle derdi, husumeti olanlar kendilerine çeki düzen vermelidirler; sabrımızı zorlamamalıdırlar. Bu değerlere karşı olmak, bu değerlere saldırmak kesinlikle özgürlük olarak kabul edilemez. Vatanımızı da değerlerimizi de çiğnetmedik, çiğnetmeyeceğiz. ‘Bundan sekiz dokuz nesil önceki büyükleriyle aynı zihinsel ve dogmatik sınırlara sahip olmak’ cümlesiyle aşağılanmak istenen şey asırlar öncesine tekabül eden inancımızdır ve tarihi değerlerimizdir.”
“KUTSAL KİTABIMIZIN DOĞRULARI DOĞRULARIMIZDIR”
Turgay Şahin, eşcinselliği savunan güruhun lafı eveleyip gevelemeden hedeflerinin açıkça kutsal kitap Kur’an-ı Kerim olduğunu söylemeseler niyetin dün ve bugün farkında olunduğunu kaydetti.
Şahin şu ifadelere yer verdi: “Dün biliyorduk bugün de farkındayız. Şunu bilsinler ki kutsal kitabımızın doğruları, doğrularımızdır. Bunu onlarla tartışacak değiliz. Türlüğün tarihi ve manevi değerlerini dün olduğu gibi bugün de savunmaya devam edeceğiz. Kendilerini bu toprağın sahipleri olduğu rüyasından, vehminden uyandırmak zorunda kaldığımız için özür de dilemeyeceğiz. Bu rüyadan ne keder erken uyanırlarsa kendileri için o kadar iyidir. Keyifleri kaçacak diye bundan geri durmayacağız. Yine bir anayasal metin olan İstiklal Marşının da her dizesini, her kelime ve kavramını da bıkmadan usanmadan tekrar edeceğiz. Şöyle diyeceğiz: Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. Bunu melodi olsun diye değil; alçak kimdir, hayâsızlık nedir üstüne basa basa, tarif ede ede anlatacağız. Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli: Değmesin mabedimin göğsüne nâ mahrem eli! Mabedimizin ve kutsalımızın üzerinde namahrem eli istemediğimiz için İstiklal Savaşı verdik, yine veririz. Kim ki kutsalımıza laf etmeye cüret eder, İstiklal Marşından aldığımız güç ve ilhamla ona haddini bildiririz.”

Bakmadan Geçme