Diyabetli olup, diyabetinin olduğunu bilmeyenler var
AKÜ Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu tarafından “Diyabet Günü Paneli” düzenlendi. Panelde konuşan Öğretim Görevlisi Serkan Şen, toplum içerisinde özellikle de kırsal kesimde diyabetli olup diyabetinin olduğunu bilmeyen vatandaşların olduğunu söyledi Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (MYO) tarafından “Diyabet Günü Paneli” düzenlendi. Atatürk Sağlık Hizmetleri MYO Binasında gerçekleştirilen panelin yöneticiliğini Öğr. [&hellip]
AKÜ Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu tarafından “Diyabet Günü Paneli” düzenlendi. Panelde konuşan Öğretim Görevlisi Serkan Şen, toplum içerisinde özellikle de kırsal kesimde diyabetli olup diyabetinin olduğunu bilmeyen vatandaşların olduğunu söyledi
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (MYO) tarafından “Diyabet Günü Paneli” düzenlendi. Atatürk Sağlık Hizmetleri MYO Binasında gerçekleştirilen panelin yöneticiliğini Öğr. Grv. Asuman Yılmazer yaptı. Panelde Doç. Dr. Gülengül Köken, Öğr. Grv. Serkan Şen, Öğr. Grv. Yusuf Akdemir birer konuşma yaptı.
“DİYABETLE MÜCADELEYE 460 MİLYOR DOLAR HARCANIYOR”
Panelin yöneticiliğini yapan Öğr. Grv. Asuman Yılmazer yaptığı konuşmada, “Öncelikle diyabetin neden bu kadar önemli olduğuna değinmek istiyorum. Diyabet, insülin salgısının olmaması ya da eksikliği sonucu ortaya çıkan karbonhidrat, yağ ve protein hücrelerinin bozulmasına yol açan kronik bir metabolizma hastalığıdır. Yapılan çalışmalara göre ilerleyen yıllarda dünya üzerinde 360 milyon kişinin diyabetli olması beklenmektedir. Diyabetle mücadelede, tüm dünyada yılda 460 milyar dolar harcama yapılmaktadır” dedi.
“FİZİKSEL HAREKETSİZLİK VE BESLENME DİYABETE NEDEN OLUYOR”
Panelde daha sonra söz alan Öğr. Grv. Serkan Şen “Diyabetin Moleküler Metabolizması” başlıklı bir sunum yaptı. Öğr. Grv. Serkan Şen konuşmasında “Yapılan çalışmalar göstermektedir ki, beslenme alışkanlıklarımız diyabet oluşumundaki en önemli nedenlerin başında geliyor. Yüksek yağlı ve karbonhidrat ağırlıklı beslenmenin kronik inflamasyona, kronik inflamasyon ise insülin hormonu direncine neden olmaktadır. Bu da diyabete yol açmaktadır. Beslenme alışkanlıklarının yanında fiziksel olarak hareketsizlik diyabet gelişimini tetikleyen bir diğer dış faktördür. Toplumumuzda özellikle de kırsal kesimde diyabetli olup diyabetinin olduğunu bilmeyen yurttaşlarımız bulunmaktadır. Özellikle kırsal alanlarda kan şekeri taramalarının yapılarak diyabetli hastaların tespit edilmesi gereklidir. Aksi durumlarda diyabetin neden olduğu hastalıklarla mücadelede ülke olarak yılda 2,5 milyar dolara yakın bir para heba edilmiş olacak” dedi. Öğr. Grv. Şen sunumunun sonunda AKÜ Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı’nda gerçekleştirilen çalışmalara atıfta bulunarak, diyabet alanında yapılan güncel bilimsel çalışmaları katılımcılarla paylaştı.
“DİYABETİKLER ENFEKSİYONA
DAHA SIK YAKALANIR”
Panelin diğer panelistlerinden Öğr. Grv. Yusuf Akdemir “Diyabetiklerde Enfeksiyon Riski” başlıklı sunumunda diyabetiklerin en sık maruz kaldığı enfeksiyon hastalıklarına değindi. Öğr. Grv. Akdemir diyabetiklerin diyabetik olmayanlara nazaran bir çok enfeksiyona daha sık yakalandıklarını ve diyabetli olanların olmayanlara nazaran enfeksiyon hastalıklarından ölüm oranının yüksek olduğunu söyledi. Sunumun devamında diyabetik ayak sendromundan bahseden Öğr. Grv. Akdemir “Dünya üzerinde her 10 saniyede de bir kişi diyabet nedeniyle ayağını kaybetmektedir. Ayrıca diyabetliler hastane enfeksiyonlarına maruz kalmada da oldukça dezavantajlı durumdadırlar” diye konuştu.
“GEBELİK DİYABETİ ÖNEMLİ”
Panelin son konuşmacısı olan AKÜ Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Gülengül Köken; sunumunda tıp dilinde Gestasyonel Diyabet olarak bilinen ve halk arasında gebelik diyabeti denilen sağlık problemiyle alakalı konuştu. Doç. Dr. Köken gebelik diyabetinin öneminden bahsederken, “Gebelerin kan şekerlerinin yüksek seyretmesi, fetüs (ana rahmindeki bebek) için istenmeyen bir durumdur. Kan şekeri yüksekliğinin derecesine bağlı olarak doğacak bebeklerde malformasyonlar ve düşük görülebilmektedir” dedi. Doç. Dr. Gülengül Köken konuşmasının geri kalanında bir gebenin kendilerine başvurduğunda hangi rutin testlerle karşılaştıklarından bahsederek sunumunu sonlandırdı. Panel, katılımcıların sorularının yanıtlanmasının ardından sona erdi. (Kocatepe Haber Merkezi)