Nöbetçi Eczaneler
24 Aralık 2012 Pazartesi 02:00:00 Türkiye’de iktidara sahip olanlar ideolojileri gereği yıllardır sürdürülen “Dış Politika” anlayışına aykırı politikalar üretmek ve sürdürmek istiyor. Bu yeni anlayışa göre; Cumhuriyetle birlikte Türkiye yıllardır lideri olduğu, adaletle yönettiği İslam dünyasına sırtını dönmüştür. Bu politika yanlıştır: Türkiye, İslam dünyasını tekrar kucaklamalı ve bu dünyanın Türkiye’den beklediği liderliği üstlenmelidir.
Bu yeni dış politika anlayışı ideolojik olarak insana hoş gelebilir. Lakin kazın ayağı hiçte öyle değildir. Türkiye’deki İslamcı ya da daha geniş bir kapsamla ile Ümmetçi düşünceyi savunanların gözden kaçırdığı tarihsel gerçek şudur; Arap bağımsızlık hareketi ve Arap Milliyetçiliği, Türk düşmanlığı ve Osmanlı hâkimiyetine isyan temelinde başlamıştır.
Bu tarihsel gerçek yüzünden biz ne zaman İslam dünyasının liderliği politikasına soyunsak, Arap tarafında; eyvah Türkler geliyor, bunlar yine Osmanlı gibi bizim ensemizde kılıç sallayacak korkusu başlar. Bu böyledir. İşin en ilginç belki de trajikomik yanı ise bizim Arap-İslam dünyasının liderliğine soyunmamızı isteyen ABD ve Batı’dır. Hatta bizim Cumhuriyetle birlikte getirdiğimiz ve yenilikleri onlara empoze etmemizi isterler. Öbür taraftan da Arap dünyasına dönüp; bakın Türklerin Osmanlı zamanındaki eski fetih arzuları tekrar coştu, Arapların üzerinde egemen olmak istiyorlar, propagandasını yaparlar. Bu sebeple Araplar Türkiye’ye nazaran çok daha kolay ABD ve Avrupa ile uyuşabilirler ve anlaşabilirler. Onları bu hale getiren Türk korkusudur.
Nitekim Başbakanımız birkaç yıl önce Gazze konusunda Suudi Arabistan’a yaptığı gezi sırasında bir Arap gazetecinin şu sorusu ile karşılaştı; “Neden Gazze ile bu kadar çok ilgileniyorsunuz.” Başbakanımızda bu soruya biraz sinirlenerek; “Biz bu topraklarda 600 yıl egemen olduk tabi ki ilgileneceğiz, buralar bizim coğrafyamızdır” cevabını verdi. Aslında bu soruda olan gizli olan niyet şu idi; “bu Araplar arası bir iç sorundur, size ihtiyacımız yok.” Başbakanımızda farkında olmadan 600 yıllık hâkimiyetten bahsederek Arapların iç dünyasındaki Türk hâkimiyeti korkusunu depreştirmiş oldu. Nitekim son Gazze olaylarındaki ateşkes Türkiye’nin değil de Mısır’ın ortak girişimiyle sağlanmasında bu yatar. İşte bütün mesele bu.
