• Haberler
  • Genel
  • Dini İnançla Terör Örgütüne Dönüşme, Aum Shinrikyo Tarikatı

Dini İnançla Terör Örgütüne Dönüşme, Aum Shinrikyo Tarikatı

İnsanların inançlarını kullanarak ne kadar ileri gidilebilir? İşte, Japonya'nın en acımasız dini terör örgütü Aum Shinrikyo'nun kan donduran hikayesi…

Japonya, geleneksel dinlere inananlarla ateistlerin bir arada yaşadığı, modern bir toplum olarak bilinir. Ancak bu dini ve sosyal yapı, zaman zaman karanlık grupların ortaya çıkmasına da zemin hazırlamıştır. İşte Aum Shinrikyo bu boşluktan faydalanarak insanları kandıran ve korkunç bir terör örgütüne dönüşen bir tarikat haline geldi.

Dini İnançla Terör Örgütüne Dönüşme, Aum Shinrikyo Tarikatı

BİR TARİKATIN DOĞUŞU

Aum Shinrikyo'nun lideri Shoko Asahara, gerçek adıyla Chizuo Matsumoto, görme engelli olarak doğdu ve özel bir körler okulunda eğitim aldı. Tıp fakültesine kabul edilmeyince akupunktur ve farmakoloji okudu. 1982'de sahte ilaç sattığı gerekçesiyle dolandırıcılıktan hüküm giydi ve iflas etti.

Bu dönemde, mistik Hindu ve Budist inançlarını benimseyen Agonshu adlı bir dini harekete katıldı. Ancak kısa süre sonra kendi öğretilerini yaymaya karar vererek 1984'te AUM Shinsen-no-kai'yi kurdu. Daha sonra bu hareket Aum Shinrikyo adını aldı. Asahara, köşe başlarında vaazlar vermeye, yoga ve bitkisel tedaviler sunarak insanlara ulaşmaya başladı.

Dini İnançla Terör Örgütüne Dönüşme, Aum Shinrikyo Tarikatı

AUM SHİNRİKYO TARİKATI VE TEHDİTKÂR YÜZÜ

Aum Shinrikyo, 1980'lerde Hindu ve Budist inançlarını Hristiyan kıyamet kehanetleriyle harmanlayan bir ruhani hareket olarak ortaya çıktı. Asahara kendisini "Mesih" ve "Buda'dan sonraki ilk aydınlanmış kişi" olarak ilan etti.

Dini İnançla Terör Örgütüne Dönüşme, Aum Shinrikyo Tarikatı

1989'da Japonya'da resmî bir dini örgüt olarak kabul edildi ve küresel çapta on binlerce takipçi kazandı. Ancak zamanla bu grup, dünyanın bir savaşla yok olacağına ve sürekli bir tehdit altında olduklarına inanan paranoyak bir yapıya dönüştü. Kıyamet kopmadan önce "kendi yollarındaki engelleri" ortadan kaldırma fikriyle terör eylemlerine başvurdular.

TOKYO METRO SALDIRISI: JAPONYA'YI SARSAN KATLİAM

20 Mart 1995 sabahı, Aum Shinrikyo üyeleri Tokyo metrosuna sarin gazı saldı. Tarikat mensupları, Tokyo'nun siyasi merkezine giden tren hatlarına zehirli gaz dolu delikli çantalar bıraktı. Yolcular, keskin ve yakıcı bir duman fark ettiklerini söyleseler de kaçamayacak kadar çabuk etkilendiler.

Gaz sınırlarını dondurdu, solunum yollarını tıkadı ve 13 kişi hayatını kaybetti. Yüzlerce kişi görme kaybı, felç ve kalıcı sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldı.
Tarikat, Japonya genelinde daha fazla kimyasal saldırı düzenlemeye çalıştı ancak başarısız oldu. Bu korkunç eylem, suç oranının düşük olduğu Japonya'da büyük bir şok yarattı.

Dini İnançla Terör Örgütüne Dönüşme, Aum Shinrikyo Tarikatı

TARİKATIN SONU VE ASAHARA'NIN İDAMI

Tokyo saldırısının ardından polis operasyonları başlatıldı ve Aum Shinrikyo lideri Shoko Asahara da dahil olmak üzere çok sayıda üyesi tutuklandı. Mahkeme süreci sonunda 13 tarikat lideri ölüm cezasına çarptırıldı.

Dini İnançla Terör Örgütüne Dönüşme, Aum Shinrikyo Tarikatı

Japonya'da idam cezası sınırlı sayıda uygulanıyor ve genellikle infazlar kamuoyuna açıklanarak gerçekleştirilmiyor. Asahara ve diğer üyeler, 2018 yılında idam edildi.
Tokyo metrosunda hayatını kaybeden bir çalışanın eşi Shizue Takahashi, "Elbette ölümü hak ediyordu," diyerek adaletin sağlandığını belirtti.

Dini İnançla Terör Örgütüne Dönüşme, Aum Shinrikyo Tarikatı

GÜNÜMÜZDE AUM SHİNRİKYO

Tarikat, 1995'ten sonra ismini Aleph ve Hikari no Wa olarak değiştirerek faaliyetlerini sürdürmeye çalıştı. Japonya'da yasal gözetim altında olmalarına rağmen resmîn yasaklanmadılar. Ancak ABD ve diğer çoğu ülkede terör örgütü olarak kabul edilmektedirler.
Aum Shinrikyo'nun etkisi, özellikle eski Sovyetler Birliği ülkelerinde ve Rusya'da hala hissedilmektedir. 2016'da Moskova ve St. Petersburg'da tarikat üyelerine yönelik baskınlar düzenlendi.

Bu korkunç hikaye, inancın ve liderlerin nasıl suistimal edilebileceğini gösteren çarpıcı bir örnek olarak tarihteki yerini koruyor.

Bakmadan Geçme