“Dinde felsefe üretenler halka inememişler”
Ramazan ayının maksadın hasıl olması noktasında son derece bereketli bir ay olduğunu söyleyen İlahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, bazı hususlarda geç kalınmasından yakındı. Hatipoğlu: “Maalesef biz geç kalmışız. Diyanet, ilahiyatlar bol bol felsefe üretmişler. Bağışlayın ama entellektüel gevezelik yapmışlar.” dedi İlahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, Ramazan Bayramının ikinci günü Korel Termal Otel’de konferans verdi.SADECE TÜRKİYE’NİN [&hellip]
Ramazan ayının maksadın hasıl olması noktasında son derece bereketli bir ay olduğunu söyleyen İlahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, bazı hususlarda geç kalınmasından yakındı. Hatipoğlu: “Maalesef biz geç kalmışız. Diyanet, ilahiyatlar bol bol felsefe üretmişler. Bağışlayın ama; entellektüel gevezelik yapmışlar.” dedi
İlahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, Ramazan Bayramının ikinci günü Korel Termal Otel’de konferans verdi.
SADECE TÜRKİYE’NİN SESİ ÇIKIYOR
Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, tüm konukların Ramazan Bayramını kutlarken, geçmiş Ramazan ayı içerisinde yapılan ibadetlerin kabul olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz etti. İslam dünyasında yaşananlar nedeniyle sıkıntılı bir Ramazan ayı geçirildiğini belirten Hatipoğlu, Mısır’da bulunduğu dönemde bir Alimle yaptğı sohbet sırasında Yahudi zulmünün o dönem için az olduğunu, bu zulmün artacağının ifade edildiğini söyledi. Tüm Yahudiler’in biraraya geleceklerini dünya da kimsenin onlara iyi nazarla bakmayacağının o sohbette konuşulduğunu kaydeden Hatipoğlu; “Hristiyanlar’ın bile onlardan nefret edecekleri ifade edilmişti. Müslümanlar’da öyle. Kendi sonlarını kendileri hazırlayacaklar denilmişti. Bu konuşma 1985 yılında gerçekleşmişti. Demik ki zalimler kendi sonlarını kendileri hazırlıyorlar. Ama üzüntü verici tarafı, bu kadar zulüm ve hainliğe İslam ülkelerinin sessiz kalmalarıdır. İslam ülkelerinin başında ki kuklaların sesi çıkmıyor. Bir adam gibi ses çıkaran Türkiye var. Çünkü hepsinin menfaatleri var. Bu durum Müslümanlar’ın niye bu halde olduklarının açıklamasıdır. Çünkü tek merkez yok, halifelik yok. Vatikan’da Papa birşey dediğinde tüm dünya Hristiyanları adamı dinliyor. Aslında Hristiyanlık’ta böyle bir Papalık müessesi yok. Osmanlı’daki ve İslam tarihindeki halifelikten esinlenilmiş birşey. Cenab-ı Allah ıslah eylesin.” dedi.
HER GÜN TAŞIMASIZ 10 BİN KİŞİ
Ramazan-ı Şerifin yoğun bir ay olduğunu söyleyen İlahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, güzel vesileler ve güzel sohbetlerin gerçekleştiğini dile getirdi. Ramazanla ilgili programların ekranlarda izlendiğini kaydeden Hatipoğlu; “Bilmediğiniz bir kaç şeyi söylemek istiyorum. Biz her gün Sultanahmet meydanında ki o platformda program yaptık. Hemen her gün programımıza izleyici olarak bir 10 bin kişi katıldı. Oraya izleyici taşınmadı. Herkes kendi isteği ile geldi. Çok ilginçtir yurt dışından gelenler var. Filandiya’dan, İsviçre’den gelenelr oldu. İftarlarını ve sahurlarını yaptıktan sonra dönüp gittiler. Böyle insanlar çok fazlaydı. Fakat bu sene diğer senelerde olmayan farklı birşey vardı. Biz hergün iftardan ve sahurdan sonra platform arkasına geçtiğimizde gençler geliyordu. Orada yemek yediğimiz çadırlar var. Çadıra gelen gençler genelde 25-30 yaş grubundaydı. Sayıca çoktular, illa görüşmek üzere tepkili geliyorlardı. Güvenlikte bazı ciddi duyumlar aldığından hassasiyet gösterip dikkat ediyordu. Onlar almamaya çalıştı biz ise almalarını istedik. Üzüntü verici tarafı kollarını açtıklarında delik deşik bir manzara vardı. Madde bağımlısıydılar. ‘Hocam gel bizi kurtar.’ diyorlardı.” diye konuştu.
ÇOK BAĞIMLI TÖVBEKAR OLDU
Kendisi ile görüşmekte ısrar eden madde bağımlısı gençlere hiçbir şeyin kar etmediğini, bu yüzden yardım istediklerini aktaran Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, her türlü riski göze alarak ortamın maneviyatından etkilenen gençlere yardım amacıyla görüştüğünü belirtti. Bazı gençlerin ağlayarak, “Allah aşkına beni kurtar.” dediğinden söz eden Hatipoğlu; “Bu durum gençlerimiz açısından çok üzüntü vericiydi. Yağız delikanlılar o hale gelmişler. Onlara doktor, mühendis, işadamı olmaları gerektiğini söyledim. Haliniz nedir dediğimizde ağlıyorlardı. Düşmüş, düşürülmüşler. Bir çoğu tevbe ettiler. Sonraki günlerde geldiler. Namazı bırakmadan devam ettiklerini belirttiler. O program çok ciddi bir manzaraydı.” şeklinde konuştu.
PEKİ ÜMMET NE OLACAK?
Yahudi bir ailenin yanında büyüyerek Yahudi olduğunu açıklayan Emre isimli 23 yaşlarında bir Türk çocuğu ile görüştüğünü anlatan Hatipoğlu, Yahudiler’in İsrailoğullarından olmayan kimseyi içlerine almayacağını, bu dinin ırkçı bir din olduğunu söyledi. Sözkonusu genç için özel törenler düzenlendiğini öğrendiğini aktaran Hatipoğlu; “Gençle yaptığı konuşmada, ‘Beni özel bir törene tabi tuttular. Sonrasında da özel yetiştirdiler. Kendilerinden sayıyorlar.’ dedi. Kuşkuları olduğunu, Müslüman olmak isteğini bildirdi. Ramazan ayında birde işin bu tarafı vardı. Bu taraf piyasaya yansımadı. Son derece bereketli bir ay oldu. Aynı zamanda şunu gördük. Maalesef biz geç kalmışız. Diyanet, ilahiyatlar bol bol felsefe üretmişler. Beyin jimnastiği yapmışlar. Beni bağışlayın ne olur ama; entellektüel gevezelik yapmışlar. Ama halkın içine inmemişler. Halkı tanımıyorlar, tepeden bakıyorlar. Onun içinde bir şey verememişler. Milletin anlamadığı şekilde konuşup, tefsirler yapılmış. Peki ya ümmet ne olacak? Onun ceremesini şimdi çekiyoruz. Ben bunu böyle görüyorum. Bu Ramazan çok özel oldu.” ifadelerini kullandı. >> Burcu AYDIN’ın haberi