• Haberler
  • Gündem
  • 'Dilencilikle mücadelede halkımız ZABITAYI YALNIZ BIRAKMASIN'

'Dilencilikle mücadelede halkımız ZABITAYI YALNIZ BIRAKMASIN'

Afyonkarahisar Belediyesi Zabıta Müdürü Taner Çelik, 'Altını çizerek ifade ediyorum dilencilikle mücadele de halkımız bizi yalnız bırakmasın. Duygu istismarına izin vermesin' dedi   Afyonkarahisar Belediyesi Zabıta Müdürü Taner Çelik, zabıta hizmetlerindeki güncellemeleri yapılacak çalışmaları Kocatepe Gazetesi muhabirine anlattı. ZABITA HİZMETLERİ ŞEHRİN YANSITTIĞI İKİ AYNADAN BİRİDİR Burcu Aydın: Uzun yıllar Afyonkarahisar Belediyesi'nde hizmet veren tecrübeli bir [&hellip]

Afyonkarahisar Belediyesi Zabıta Müdürü Taner Çelik, “Altını çizerek ifade ediyorum dilencilikle mücadele de halkımız bizi yalnız bırakmasın. Duygu istismarına izin vermesin” dedi

Afyonkarahisar Belediyesi Zabıta Müdürü Taner Çelik, zabıta hizmetlerindeki güncellemeleri yapılacak çalışmaları Kocatepe Gazetesi muhabirine anlattı.
ZABITA HİZMETLERİ ŞEHRİN
YANSITTIĞI İKİ AYNADAN BİRİDİR
Burcu Aydın: Uzun yıllar Afyonkarahisar Belediyesi’nde hizmet veren tecrübeli bir isim olarak Zabıta Müdürlüğü görevini yürütüyorsunuz. Belediye hizmetleri doğumdan ölüme kadar bir süreci kapsıyor. Zabıta da bunun başında geliyor. Öncelikleriniz neler olacak?
Taner Çelik: Öncelikle şunu söylemek isterim; Şahsınızı yıllardır tanırım. Mensubu olduğunuz Kocatepe Gazetesinin de ne denli doğru çizgide olduğunu takip etmekteyim. Şahsınızın bana gösterdiği teveccühten dolayı şahsım, teşkilatım, Belediye Başkanım ve kurumum adına teşekkür ediyorum. Yaklaşık 2 ay önce çok değerli Belediye Başkanım Sayın Mehmet Zeybek’in takdirleriyle Zabıta Müdürlüğü görevine gelmiş bulunmaktayım. Her zaman söylediğim bir şey var. Bir şehrin iki aynası vardır. Sizin de belirttiğiniz gibi Belediyecilik tecrübeme dayanarak; İmar Müdürlüğü, Zabıta Müdürlüğü ve Temizlik İşleri olarak konuyu özetlerim. Çünkü bir şehre girdiğiniz zaman ilk intibah bunların çalışmasıyla doğru orantılıdır.
HEPİMİZ BİR PUZZLE’IN
PARÇALARIYIZ
Burcu Aydın: Peki şu anda Afyonkarahisar Belediyesi’nin Zabıta Müdürlüğü teşkilatı kaç kişiden oluşuyor? Göreve ilk geldiğinizdeki tespitiniz nedir?
Taner Çelik: Teşkilatım 43 memur ve 45 Yardımcı Hizmetler Sınıfından olmak kaydıyla şu anda 88 kişiyle gündüz nefesi diye tanımladığımız 300 bin insanımızın yaşadığı, barındığı, doyduğu, ticaretini yaptığı bir şehirde hizmet vermekteyiz. Bununla birlikte elbette minikte olsa mutlaka problemler çıkabilmektedir. İlk göreve geldiğimde şunu fark ettim; Arkadaşlarıma bir puzzle’ın hepimiz birer parçası olduğumuzu söyledim. Birimiz eksik olsak teşkilatımızın hizmet anlamında mutlaka eksikleri olur. Hepimiz aynı gayret ve istekle hareket etmek zorundayız. Bunu yaparken yine söylüyorum hak ve hakkaniyet ölçüsünde başarıya ulaşmak zorundayız diyerek onlara kendi fikirlerimi söyledim.
GÖNÜLLERDE YER ALACAK BİR TEŞKİLAT OLMA ARZUSUNDAYIM
Burcu Aydın: Zabıta Müdürü olarak iddianız var mı?
Taner Çelik: Bir de iddialı olduğum bir şey var. Gönüllere giren Belediye Başkanının “Gönüllerin Belediye Başkanının” gönlünde yer alacak bir teşkilat olma arzusundayım. Yine ekip arkadaşlarıma bunu ifade ettim. Bu arzu beraberinde koşturmayı, başarıyı, üretmeyi, çözüm bulmayı beraberinde getirmektedir.
OTURAN BİR ZABITA MÜDÜRÜ
OLMAYI DÜŞÜNMEDİM
Burcu Aydın: Ana çalışma prensibiniz ne oldu?
Taner Çelik: Oturan bir Zabıta Müdürü olmayı hiçbir zaman düşünmedim. Bunu başka bir görevde de aynı şekilde yapacağımı ifade ederim. Araç üzerinde herşeyi görür ama hiçbir şeye bakamazsınız. Arkadaşlarımla bu konuyu görüştüğümde gezen, her yerde olan, sorunu yerinde tespit eden, aynı anda müdahil olup problemi çözen, ötelemeyen, halının altına süpürmeyen bir teşkilat olmayı yeğeliyorum. Yaklaşık 2 aylık periyotta bunu elimizden geldiğince yaptığımızı düşünüyoruz.
BELEDİYE BAŞKANIMIZ DESTEK VE GÜVENİNİ TARAFIMIZA VERDİ
Burcu Aydın: Ekip ve ekip ruhuna verdiğiniz önemi sözün başında belirttiniz. Peki, yapılan işlerde ve alınan kararlarda sergileyeceğiniz tavır, tutum ne olacak?
Taner Çelik: Sabah erken saatlerinde başlayan şehrin ana arterlerindeki problemler bellidir. Arkadaşlarımızla birlikte gezerek, çalışan arkadaşlarımı motive ederek her zaman doğru işlerde yanlarımda olduğumu biliyorlar. Allah kimseye yanlış bir iş yaptırmayı nasip etmesin. Ama yaptığımız doğru işlerde ve aldığımız doğru kararlarda ne olursa olsun arkadaşlarımızın yanlarında olacağımı söyledim. Belediye Başkanımızın bu konuda Allah bir değil bin kez razı olsun sonsuz destek ve güveni tarafımıza vermiştir. Bu şekilde bir çalışma sergiliyoruz.
CİVAR İL İLÇE VE
BELDELERDEN MOBİL
DİLENCİLERİ
BELİRLEDİK
Burcu Aydın: Zabıtanın yeni Müdürü olarak neler yapacaksınız?
Taner Çelik: Neler yapacağımıza gelirsek; Dediğim gibi şehrimizin ana arterleri bellidir. Kurtuluş Caddesi, Bankalar Caddesi, Tuz Pazarı Caddesi, Saraçlar Caddesi, Uzunçarşı, Anbaryolu Caddesi şehrimizde ekonomimizin canlılığını hiç yitirmediği noktalardır. Bu sıraladığım yerler dışarıdan gelen insanların köylerden, ilçelerden, beldelerden veya değişik şehirlerden gelenler için can noktalardır. Diğer taraftan da esnafın hareketli olduğu yerlerde buralardır. Pandemi süreci de bir takım olayları tetikledi. Bu süreç maalesef çeşitli iş kollarını kapalı kalması insanların bir şekilde üretim ve satma çabaları veya aileleri geçindirirken tüm dünyada olduğu gibi şehrimizde hem seyyar problemi hem de dilenci problemimiz var. Göreve geldikten sonra bunların profillerini ortaya çıkarmaya çalıştım. Arkadaşlarımla da görüşerek bunların kim ve ne olduklarını anlamaya çalıştım. Bizim şehrimizde çok şükür ekmeğe ihtiyacı var diyecek kimsemiz yok. Gerek Valiliğimize bağlı SYDV gerekse Belediyemizin bu tür konularla ilgilenen birimlerimiz herkesin evine, eline, işine yetişmeye çalışıyor. Baktığımız dilince profillerinde araçlarla civar iller, ilçeler ve beldelerden gelen araçlarla servis yapılarak deyim yerindeyse mobil ya da seyyar dilenciler türediğini gördük.
DİLENCİLİKLE MÜCADELE DE
EMNİYETLE KOORDİNELİ
ÇALIŞIYORUZ
Burcu Aydın: Peki sabit, seyyar ya da moda tabirle mobil dilencilikle mücadele nasıl yapılıyor?
Taner Çelik: Mesela eline iki paket kâğıt mendil alıp ben dilenmiyorum, bir şeyler satma derdindeyim diyen insanları belirledik. Pek çok şahit olduğumuz vaka oldu. Örneğin; Uşak’tan geldiğini, orada tanındığını burada dilencilik yapmasının daha basit olduğunu söyledi. Zabıta çalışanlarını öğle arası mesaisini kaldırdık. Sabah 9.30’dan akşam 17.30’a kadar devam eden mesai sonrası gece ekibimiz görev alıyor. Sıraladığım yerlerde çalışanlarımız ring atıyorlar. Bu alanlar şehrimizin giriş çıkışları ve vitrinini oluşturuyor. İl dışından gelen yerli turistler içinde ekonomimizin döndüğü alanlarda belli saatleri kollayan mobil dilenciler şehrimizin itibarı açısından ciddi sıkıntı oluşturuyorlar. Bilhassa çocukla dilenmek kanunen yasak. Emniyetle koordineli çalışmaya çalışıyoruz. Kimi zaman kendimiz müdahil olduğumuzda bu işi meslek edinen, tehditle bu işi yürütmeye çalışanlarla da karşılaşıyoruz.
ZABITA EKİPLERİNDE YAKA
KAMERALARI BULUNACAK
Burcu Aydın: Dilencilik mücadele her dönemin zorlu mücadelesi. Peki, sizin bu hususta ve görev sahsınızda yaşanan zorlukları aşmak için planınız nedir?
Taner Çelik: Belediye Başkanımıza arz ettim. Çalışanlarımıza kullandırmak üzere yaka kameraları alınıyor. Sahada olan arkadaşlarımızdan 20 kişiye yaka kamerasıyla gündüzleri görev yaparken vatandaşın veya kanuna aykırı hitabeti olan bir kişinin davranış ve hitaplarıyla bizim karşı tarafa davranış ve hitaplarımız kayıt altında olacak. Böylece kimse töhmet altında kalmayacak. Bunu yapmak zorundayım çünkü Zabıta çalışanları gerçek anlamda çok zor şartlarda çalışıyorlar. Zabıta ekipleri olarak şehrimizin imajını olumsuz etkileyen, insanların manevi duygularını istismar eden dilenciler ve dilencilikle yoğun bir mücadele veriyoruz. Anlattığım örnekleri destekleyen tahmini en az 30 dilenci şehir merkezinde bulunuyor. Bu işi kanıksayan meslek haline getiren kişiler anlamında bir tahminde bulundum. Tüm çalışmalarımız kayıt altındadır bana atılır. Arkadaşlarımızın nerede ne yaptığını bilir takip ederim. Geçtiğimiz günlerde enteresan bir olay yaşadık. Çay ilçesi aracına arkadaşlarımız çocuklu bir dilenen hanımı bindirdiler. Bende Belediye’den çıkıp yaya olarak Anbaryolunda ilerlerken o hanımı çocuğuyla birlikte, çocuğun montundan tanıdım, yerel bir marketimizde poşetler dolusu alışveriş yaparken gözümle gördüm. Yani ekiplerimizin bindirdiği Çay ilçe aracından inip benden önce merkeze gelmiş.
AÇIK SÖYLÜYORUM;
NE OLUR DUYGU İSTİSMARINA İZİN VERMEYİN!
Burcu Aydın: Dilenme ile mücadele de halka mesajınız var mı?
Taner Çelik: Bizim mücadelemiz sürecek. Bilecekler ki Afyonkarahisar’da dilenciye yer yok. Bunu oluşturmaya, yerleştirmeye çalışacağım. Ben bu konuda esnafımdan da vatandaşımdan da anlayış ve yardım bekliyorum. Bu röportaj vesilesi ili şunu söylüyorum; Duygu istismarına lütfen izin vermesinler. Açık söylüyorum ne olur duygu istismarına izin vermesinler. Başka bir ilden ilimize gelen bir yaşlı teyzeye dilenmesinin yanlış olduğunu, verdiği otobüs parasının cebinde kalmasının daha akıl karı olacağını anlatmaya çalışırken bunu duyan başka bir yaşlı teyzemiz para çıkararak gözümün içine baka baka dilenen teyzemize verdi. Bende güldüm. Komşusu açken tok yatan bizden değildir felsefesini kanıksayan bir Afyonkarahisar halkı olarak, hayrı hasenatı bol olan bir şehir olarak lütfen bu insanlara taviz vermeyelim. Belediyemiz her türlü konuda yardımları yapıyor. Yemek dağıtıyor, iaşeleri veriyor. Devlet kurumları olarak yerel yönetimlerle biz bir bütünüz. Bu hizmetler hassasiyetle sürekli sağlanıyor. Koordineli çalışıyoruz. Allah devlete ve millete zeval vermesin. Demek ki Zabıta ekipleri olarak bizim bu mücadele de yalnız kalmamamız lazımdır. Altını çizerek ifade ediyorum dilencilikle mücadele de halkımız bizi yalnız bırakmasın. Duygu istismarına izin vermesin.”
MÜLTECİ ÇOCUKLAR
AİLELERİNİN BASKISIYLA
AYAKKABI BOYAMA PEŞİNDE
Burcu Aydın: Bir de ayakkabı boyayarak okul harçlığını çıkarmak isteyen çocuklar türedi. Bunların durumu nedir?
Taner Çelik: Mülteci çocuklarımız son olarak ayakkabı boyama bahanesiyle üç ayrı boya kutusu ve yanına eski bir okul çantası bırakıyorlar. Bu son zamanlarda popüler hale geldi. Kimsenin bu çocuklara ayakkabı boyatacağından değil okul masraflarına katkı sağlamak için yine duygusal bir baskı var. Bu durumun çocukların ailelerinin zorlamasıyla olduğunu öğrendik. Bu çocuklarımızın hepsini toplayıp Belediyemize getirdim. Söz veriyorum kitap-defter okul-kırtasiye ihtiyacınız ne ise ben alacağım dedim. Yarım yamalak Türkçeleri ile ailelerini kendilerini bu işe zorladıklarını ifade etmeye çalıştılar. Amaç zaten çanta, defter, kitap değil. Birine rica edilse inan oda bunları alacaktır. Çok değişik varyasyonlar var. Bunlara her geçen gün yenileri ekleniyor. Ama inanın bizler bunlarla mücadele ediyoruz. Dilencilikle mücadele önceliğimiz.
İKİNCİ ÖNCELİK
SEYYAR SATIŞLA MÜCADELE
Burcu Aydın: Dilenme mücadelesi birinci öncelik. Peki, ikinci sırada ne var?
Taner Çelik: İkinci önceliğimiz seyyarla mücadeledir. İngiltere de Big Ban önünde ki köprüde bile Allah şahittir iki seyyar satıcı görmüştüm. Demek ki seyyar satış hem Afyonkarahisar’ın hem de dünyanın bir sorunu. Pek çok ülke gezdim ve oralarda seyyar satıcıları gördüm. Ama belirli bir nizam ve ölçü içerisindelerdi. Yola, araç ve yaya trafiğine, esnafa zarar vermiyorlardı. Biz Zabıta birimleri olarak bunların düzenlemesine gidiyoruz. Göreve geldikten sonra Anbaryolunda gümüşçüler peydah olduğunu gördüm. Ağırlıklı olarak Konya’lı olduklarını tespit ettik. Hatta espiri yaptım Konya gümüşe doydu da Afyonkarahisar’a geldiniz diye. Cevaben biz zaten burada oturduklarını söylediler. Otelde kalacak halleri yok bir ev tuttuktan sonra elbette şehrimizde oturuyor olacaklar. Ne olur yanlış anlaşılmasın bu insanlarımız da ekmeklerini kazanmak durumundalar. Araştırdık cezaevinden çıkıp hayata tutunmaya çalışanlarda var. Bunları bir noktaya topladım. Ama herkes ana arterlerde ve en güzel yerde durmak istiyor. Bariz gerçektir ki esnafımız dükkân kirasını, elektrik, su faturalarını ödüyor. Vergisini verdiği gibi gerektiğinde birkaç kişiyi de istihdam ediyor. Gerek kanunlar gerekse Allah katında da doğruyu yapmak zorundayız. Bunlarla bire bir empati kurup düzeni sağlayarak bu konuda ciddi anlamda uğraş veriyoruz. Biz olmadığımızda ufak tefek suistimaller olabilir ama en ufak bir suistimali öğrendiğimizde ekiplerimiz oraya intikal ederek gerekeni yapıyor. Esnaflarımız için bir çizgi çizdik. İstiyoruz ki yaya yolu yani kaldırımlar vatandaşlarımızın olsun. Pandemi sürecinde elbette sosyal mesafe korunulacak. Ne kadar dar kaldırım insanların o kadar iç içe olmaları demektir. Yaya yolunu kimsenin işgal etme lüksü yok. Afyonkarahisar sahipsiz değil. Belediye Başkanımız Mehmet Zeybek’in dediği gibi halkımızın içerisindeyiz. >> Burcu AYDIN’ın Özel Röportajı

Bakmadan Geçme