Depremsellik ciddiye alınmalı – Kocatepe Gazetesi
Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilciliği, Afyonkarahisar ve çevresinde meydana gelen depremlerin ciddiye alınması gerektiğini açıkladı Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilciliği, son dönemde meydana gelen depremler nedeniyle bir açıklama yaptı. Oda’nın İl Temsilciliği’nin açıklamasında 'Önce 28 Aralık 2012 Saat 6.14'de 3.5 büyüklüğünde arzın 5 km derinliğinde Merkez Karaaslan köyü civarında 13 ocak 2013 saat 19.11'de Richter [&hellip]
Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilciliği, Afyonkarahisar ve çevresinde meydana gelen depremlerin ciddiye alınması gerektiğini açıkladı
Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilciliği, son dönemde meydana gelen depremler nedeniyle bir açıklama yaptı. Oda’nın İl Temsilciliği’nin açıklamasında “Önce 28 Aralık 2012 Saat 6.14’de 3.5 büyüklüğünde arzın 5 km derinliğinde Merkez Karaaslan köyü civarında 13 ocak 2013 saat 19.11’de Richter ölçeğine göre 3.3 büyüklüğünde, arzın 5 km derinliğinde oluşan depremler tüm vatandaşlarımızı korkutmuştur. Bu son depremler Sultandağı fayının devamı olan Karaaslan Fayı üzerinde meydana gelmiş olup, Karaaslan Fayı eğim atımlı normal bir fay olup, 6,7 büyüklüğünde deprem üretebilecek özellikte aktif bir faydır. Son depremlerde göstermiştir ki Afyonkarahisar’ın büyük bir kısmı birinci derece deprem bölgesi, çok az bir kısmı ise 2. deprem bölgesidir. Bundan dolayı depreme hazırlıklı olmalıyız” denildi.
ŞARTLAR YERİNE
GETİRİLDİ Mİ?
Depreme hazırlık çerçevesinde önerilerin de yer aldığı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Afyonkarahisar ve çevresi Sultandağı-Çay Fay Zonu’nun hareketi sonucunda oluşabilecek depremlerin etkisi altındadır. Sismik aktivite değişimlerini değerlendirebilmek adına yer altı sularındaki kimyasal ve fiziksel değişimlerin sürekli izlenmesi gerekmektedir. Kent merkezinin bazı yerlerinde alüvyon kalınlığının yaklaşık 15-150 metre olan alanlar mevcuttur. Bundan dolayı büyük bir depremde, bazı yerleşim alanlarında zemin sıvılaşması gelişmesi muhtemeldir. Afyonkarahisar ve çevresindeki yerleşim yeri ve yapı stoku düşünüldüğünde son yıllarda yapılan yapılar hariç önemli bir kısmının bugünkü yasal yönetmelik şartlarını sağlaması mümkün değildir.”
ZEMİN İYİLEŞTİRİLMESİ
GEREKİYOR
“Şehrimizin özellikle yeni imara açılan yerlerin birs çoğunda yeraltı su seviyesinin çok yüksek olması nedeni ile zemin iyileştirilmesi (jetgrout, taş kolan, fore kazık vs.) gerekmektedir. Özellikle zemin özellikleri şehrimizden daha iyi olan komşu illerde zemin iyileştirmesi taviz verilmeden uygulanırken, maalesef şehrimizin merkez ve özellikle daha önce depreme maruz kalan ilçe ve beldelerimizde zemin iyileştirmesi fazla kar elde etmek kaygısından dolayı gözardı edilmektedir. Bu belediye ve beldelerde yapılan zemin etüt projesini kontrol edecek Jeoloji Mühendisi’de bulunmamaktadır. Ülkemizde bugüne kadar yapılan tüm araştırmalar, afet zararlarının önemli ölçüde yer seçimini de içine alan yapı üretim sürecinden kaynaklandığı göstermektedir. Yapı üretim sürecinin temel sorunu ise denetimdir. Denetim ise, gerek afetlerde ve gerekse imar hizmetlerinde piyasa koşullarına bırakılmamalıdır. Mevcut yasa ve yönetmenliklerde önemli eksiklikler olmasına karşın, gerek 3194 Sayılı İmar Kanunu ve gerekse Yapı Denetim Uygulama Yönetmenliği, zemin ve temel etütlerinin yaptırılması ve denetlenmesine yönelik belediyelere ve yapı denetim kuruluşlarına önemli sorumluluklar yüklemiştir. Başta merkez belediyesi olmak üzere birçok İlçe Belediyesi, yapıların temel taşıyıcı sistemlerinin projelendirilmesinde en önemli unsur olan zemin ve temel etütlerinin yerinde (arazi) denetimini yapmamaktadır. Şehrimizde planlanan yüksek yapılarda içinde olmak üzere birçok ilçe belediyesindeki yapılarda kamu denetimi olmayıp, yapılar adeta depreme ve diğer doğal afetlere karşı savunmasız bırakılmaktadır.” (Kocatepe)