'Denizli depremi Afyon fayını etkilemez'

Afyonkarahisar Jeoloji Mühendisleri Oda Temsilcisi Jeoloji Mühendisi Dr. Yusuf Ulutürk, komşu il Denizli'nin Acıpayam ilçesinde 5,7 şiddetinde meydana gelen deprem sonrası durumu Kocatepe Gazetesi'ne değerlendirdi.'SIĞ ODAKLI DEPREM ÇEVRE İLLERDE DE HİSSEDİLDİ'Dr. Yusuf Ulutürk, başta Denizli ve ilçesi Acıpayam olmak üzere 5,7 şiddetinde ki depremi hisseden tüm vatandaşlara Afyonkarahisar Jeoloji Mühendisleri Oda Temsilciliği olarak geçmiş olsun [&hellip]

Afyonkarahisar Jeoloji Mühendisleri Oda Temsilcisi Jeoloji Mühendisi Dr. Yusuf Ulutürk, komşu il Denizli’nin Acıpayam ilçesinde 5,7 şiddetinde meydana gelen deprem sonrası durumu Kocatepe Gazetesi’ne değerlendirdi.
“SIĞ ODAKLI DEPREM ÇEVRE İLLERDE DE HİSSEDİLDİ”
Dr. Yusuf Ulutürk, başta Denizli ve ilçesi Acıpayam olmak üzere 5,7 şiddetinde ki depremi hisseden tüm vatandaşlara Afyonkarahisar Jeoloji Mühendisleri Oda Temsilciliği olarak geçmiş olsun dileklerini iletti. “Allah beterinden saklasın” diyen Ulutürk, “Denizli’nin Acıpayam ilçe merkezinde dün sabah saat 9:34’de ricter ölçeğine göre Kandilli Rasathanesinin açıkladığı değere göre 5,7 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Deprem yaklaşık olarak yerin 6 kilometre derinliğinde sığ odaklı gerçekleşti. Bu nedenle deprem vatandaşlarca daha fazla hissedildi. Çevre iller; Antalya, Burdur, Manisa, Muğla’da da yoğun şekilde hissedildi. Sığ odaklı olduğundan hissedilmesi de doğal. Allah’a çok şükür çok büyük bir hasar yok. Kırsal kesimde 50’ye yakın kerpiç evde ufak tefek hasarlar var. Üç insanımızın da hafif şiddette yaralandığını öğrendik. Yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz.” dedi.
“HAREKET MUĞLA-MANİSA
FAY ZONU ÜZERİNDE”
Denizli Acıpayam depremi akabinde fay mekanizmasının Afyonkarahisar’a etkisinin ne olabileceğinin önem taşıdığını belirten Ulutürk, “İlk verilere göre bu deprem olayı özellikle Akdeniz’den başlayarak Manisa ve Muğla’ya doğru uzanan normal atımlı bir fay sistemi hareketiyle böyle bir olayın olduğunu düşünüyoruz. Tabi incelemeler sonucu net veriler gelecek. İlk emareler bunu göstermektedir. Denizli çok uzun zamandan beri bir hareket ve deprem içeriyordu. Daha önce ki depremler Pamukkale Fayı üzerinde olan sarsıntılardı. Beş şiddeti ve altında ki değerlerde depremler uzun zamandır oluyordu. Fakat daha fazla bir sistem Ege Denizi’nden itibaren Muğla-Manisa Fay Zonu üzerinde beliren bir fay ve fayın hareketi ile oluşan bir depremdir. Bu depremin ardından yaklaşık 50’ye yakın 4,3 ve altında ki şiddette artçı depremler oldu. Burada en önemli şey ülkemizin özellikle Anadolu’nun batı taraflarında oluşan güncel Türkiye’nin tektonik yapısıyla alakalı fayların hareketlerinin olacağıdır. Bu depremde onlardan bir tanesidir.” diye konuştu.
“DENİZLİ DEPREMİ AFYON’U ETKİLEMEZ”
Muğla-Manisa fayının direkt olarak Afyonkarahisar’a etkisi olmadığını söyleyen Ulutürk, “Bu fayın direkt olarak şehrimize bir etkisi yok. Fakat bunlar birbirinden bağımsız faylar oldukları için zaman zaman farklı yerlerde birbirini tetikleyip, harekete geçerek bu tip depremler olması doğaldır. Şehrimize gelecek olursak buna paralel olarak oluşan doğu-batı yönlü Ege üzerinde ki fayların hareketleri şehrimizde zaman zaman görülmektedir. Özellikle çok yakın bir zamanda Sultandağı-Çay fayı üzerinde 3,5 şiddetinde hafif bir hareketlenme olmuştu. Bu tür şeyleri zaman zaman hissedeceğiz. Denizli Acıpayam’da olan bu deprem hareketi şehrimizde ki normal atımlı faylara bir etkisi olacağını düşünmüyoruz. Burada yapmamız gereken şeyi her zaman söylüyoruz. Biz Jeoloji Mühendisleri Odası olarak bunu her platformda söylüyoruz, zemin şartlarına, zeminin ana araştırmacısı olan jeoloji mühendisliğinin yetkisine ve bilgilerine değer vermek gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ
YETKİ VE BİLGİLERİ MÜHİM”
Jeoloji mühendisliği yetki ve bilgilerinin geri plana itildiğinden yakınan Ulutürk şöyle konuştu: “Maalesef jeoloji mühendisliği yetki ve bilgilerinin geri plana itildiğini görüyoruz. Binanın oturacağı zemini iyi tanımazsanız bu zemin üzerinde yapacağınız yapıyı iyi şekilde inşa edemezsiniz. Zeminde ve binanın oturacağı yapıda ki problemleri başta çözmemiz gerekiyor. Bu da yerbilimcilerin işidir. Burada herkese görev düşmektedir. Yerel yönetimlerden tutun da AFAD’a, üniversitelere ve vatandaşlara kadar herkese görev düşüyor. Özellikle son zemin etüt formatına bakacak olursak Yapı Denetim Bürolarına da büyük görevler düştüğü görülüyor. Denetim bürolarında ki mühendislerin yaptıkları, yaptırdıkları işleri çok iyi denetleyerek daha düzgün ve depreme dayanıklı yapıların yapılmasına katkı da bulunacaklar diye düşünüyoruz. En önemlisi mühendislik yapısını, projesini üreten mühendisin işini iyi takip edip bilimsel gerçeklere ve bu gerçeklerin sonuçlarını iyi şekilde algılayarak gerekli kararları almasıdır. Yerel yönetimlerin de denetleyicilere güvenerek farklı şekilde zorlamalardan kaçınılmasına, farklı mühendislik yapılarının üretimine izin vermemeleri çok önemlidir. Sonuç olarak ülkemiz bir deprem ülkesidir. Depremle yaşamayı öğreneceğiz. Bunu bilimin ışığında inatla takip edeceğiz. Bilim ön gördüğü şekilde binalarımızı dizayn edersek bu tür depremlerden korkmamıza gerek yok.” >> Burcu AYDIN’ın Özel Haberi

Bakmadan Geçme