Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Demokrat sandık… – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 20 Ağustos 2010 Cuma 03:00:00
  12 Eylül Referandumu’na bir aydan kısa bir süre kaldı. Meydanlar sanki bir “evet” ya da “hayır” oylaması değil de bir genel seçim yapılı-yormuş havasına büründü. Fakat meydanlara çıkan liderler, her nedense Anayasa paketinin içeriğinden çok birbirilerinin işçi ya da memur emeklisi olmalarıyla ilgileniyorlar.
Hengame alkışları
Aslında o bile kabul edilebilir de liderlerin sandıkla ilgili dile getirdikleri cümle kalıpları –hatta klişeleri de demek mümkün- demokrasi ya da halkın oyu kavramlarına ters düşüyor.
Örneğin bir lider çıkıp meydanda “Sandığı evetle patlatacaksınız” diyor. Miting alanını dolduran binlerce kişi “Sandığı patlatmak ne demek” diye düşünmeden alkışlıyor.
Bir diğer lider, yine kendisini takip eden binlerce kişinin önünde “Hayır diyeceksiniz, bu değişikliği sandığa gömeceksiniz” biçiminde bir cümle kullanıyor.
Yine o hengame alkışları.. Bu tabiri yeni buldum: Hengame alkışları. Yani “Acaba nedir” sorgu süzgecinden geçirmeden söylenenleri teyit etmek, desteklemek. Bir nevi sürü psikolojisi. Çoğunluğun alkışlaması, azınlığı da etkiliyor. Peki çoğunluk neden alkışlıyor? Çoğunluk da “Benim liderim yanlış bir şey söylemez. Benim liderimin söylediklerinin hepsi yüzde yüz doğrudur” önkabülünden yola çıkarak kendisini coşkuya teslim ediyor.
Böyle durumları protokolün katıldığı toplantılarda da çok görürüz. Bir kişi kürsüye çıkar. O an salondakilerin yüzde 50’sini ilgilendirmeyen birkaç cümle sarf eder. Fakat kimisi sırf kürsüdeki kişinin hitabetinin kuvveti için, kimisi dinlemediği belli olmasın diye, kimisi de kürsüdeki şahsa saygısından dolayı “hengame alkışları”na tutulur. Oysa dinlemeyen öğrenciyi nasıl bilir ve görürse bir öğretmen, kürsüdeki kişiyi dinleyenler ile dinlemeyenleri de kolay biçimde ayırt edebilir gazeteci. Yazmaz, o ayrı. Çünkü sonuç olarak görecelidir bu durum. “Şu, şu, şu kürsüdeki kişiyi dinlemedi” şeklinde haber yapmak, ispat gerektirir. İspatı da mümkün olmadığı için izleniminizi kendinize saklarsınız çoğu zaman.
Fiillerin çağrışımlarına dikkat
Neyse, konumuz bu değildi galiba… Konumuz, Referandum sürecindeki nezaket ya da nezaketsizlikti. “Sandığı patlatmak” ya da “sandığa gömmek” elbette mecazi çağrışımlar yapıyor. Biri “sandığı patlatacaksınız” derken “Sandıktan büyük çoğunlukla benim savunduğum görüş çıkacak” fikrini savunuyordur muhtemelen. Diğeri de “sandığa gömeceksiniz” cümlesiyle “Bize sunulan değişiklikleri kabul etmeyeceğiz” diyordur. Bununla birlikte “gömmek” ve “patlatmak” fiillerinin çağrışımlarını düşünürsek ne demek istediğimi anlatabilirim. İki fiilin de çağrışımları arasında “ölüm” var. Ve şunu unutmamak gerek: Hitap edilen kitle, “beton” değil. Değişken özelliklere sahip. Dolayısıyla, hele Türkiye’nin şu ortamında ağız-lardan çıkan her söz, “sahalarda görmek istemediğimiz hareketler”in yaşanmasına neden olabilir. Biraz dikkat edilmeli.
Beşiktaş Adliyesi…
Tabii bir de kara mizah boyutu var işin. “Evetlerinizle sandığı patlatacaksınız” diyen lider hakkında aniden bir soruşturma açılabilir. Düşünsenize haber metinlerini:
“Sandıkları patlatacaksınız, diyen lider Beşiktaş Adliyesi’ne getirildi. Yürütülmekte olan bir soruşturma nedeniyle gözaltına alınması gündemde olan lider, suçsuz olduğunu söyledi. Özel yetkili savcıların sandığın patlatılması tanımı üzerine harekete geçtiği, savcıların liderin çapraz sorguya alınarak sandığın nasıl ve ne şekilde patlatılacağını soracağı öğrenildi.”
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı…
Mesela bir başka özel yetkili savcı da diğer lider hakkında soruşturma açabilir, O da mesela Ankara’da ifade verebilir. O lider için hazırlanması muhtemel haber metni de şöyle olabilir:
“Liderin savcılıktaki sorgusunda kimseyi gömmek üzere hareket etmediğini, ancak mecaz ve teşbihle iştigal ettiğini söylediği kaydedildi. Savcılar, gömme operasyonunun tam olarak yeri ve zamanı hakkında bilgi edinmek ve liderin delilleri yok etme ihtimalini ortadan kaldırmak için gözaltı süresinin uzatılmasını talep ettiler.”
Velhasıl…
En geç bir sene sonra da genel seçim var. Bir referandumda bile tansiyon bu kadar yükselirse genel seçimde kim bilir neler yaşanacak. Bilinen gerçek şu:
Hiçbir demokraside sandık patlatılmaz, hi��bir karşıt görüş sandığa gömülmez.
Biz Türkiye’deki liderleri de demokrat sandık…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER