Demokrat Parti’den “sağduyu” çağrısı – Kocatepe Gazetesi
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, Taksim Gezi Parkını protesto ile başlayan ve tehlikeli boyutlara ulaşan olaylar nedeniyle yaptığı açıklamada, 'sağduyu' çağrısı yaptı ve 7 Maddelik bir 'Acil Eylem Planı' önerdi 'Sayın Başbakan'ın, 'sınırsız yetki, sıfır denetim'li Başkanlık Sistemine uzanan uzun ince yolu, Taksim gezi parkında son bulmuştur' şeklinde konuşan Demokrat Parti Genel Başkanı [&hellip]
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, Taksim Gezi Parkını protesto ile başlayan ve tehlikeli boyutlara ulaşan olaylar nedeniyle yaptığı açıklamada, “sağduyu” çağrısı yaptı ve 7 Maddelik bir “Acil Eylem Planı” önerdi
“Sayın Başbakan’ın, ‘sınırsız yetki, sıfır denetim’li Başkanlık Sistemine uzanan uzun ince yolu, Taksim gezi parkında son bulmuştur” şeklinde konuşan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Türkiye’nin her tarafında yaşanan olayları değerlendirmek üzere toplanan Başkanlık Divanı’ndan sonra yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
“Başbakan acilen, kibirli ve dayatmacı söylemi bırakarak,gerilimi yumuşatmalıdır. Sayın Başbakan acilen, kibirli ve dayatmacı söylemi bırakarak, gerilimi yumuşatmalıdır. Önümüzdeki seçimlere kadar, seçim kanunu ve siyasi partiler kanunu başta olmak üzere, siyasal sistemi topluma umut verecek ve gerçek anlamda demokratik bir yapıya kavuşturacak şekilde öne alınarak değiştirileceğinin ilan edilmesi ve bunun gerçekleştirilmesi gerekir. Bugünkü tablonun oluşmasında büyük etkisi bulunan %10 seçim barajının önümüzdeki seçimden önce makul bir seviyeye çekileceğinin ilan edilmesi ve bunun gerçekleştirilmesi lazımdır. Önümüzdeki seçimlere kadar olan dönemde, TBMM’den geçecek olan yasalar, gece yarısı operasyonları ile ya da dayatma ile değil, uzlaşma ile kabul edilmelidir. Siyasi iktidar, farklı kesimlerin, sesini duyurabileceği ve dikkate alındığı bir iklim ve atmosferi oluşturmalıdır. Güvenlik güçleri ile vatandaşın karşı karşıya gelmesine yol açmayacak ve şiddetten uzak bir ortamın sağlanacağını ilan etmelidir. Medyanın üzerindeki baskının kalkması ve toplumun ifade, haberleşme ve yorum hürriyetinin gerçek anlamda teminat altına alınması şarttır. Türk gençliği başta olmak üzere, vatandaşların yaşam biçimleri üzerine, onlar adına iyinin ne olduğuna karar veren ve bunu dayatan, tep tipleştirici siyaset anlayışından vazgeçilmesi gerekir.” (Kocatepe)