Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kemal DEMİRKIRKAN

DEĞİŞİM AMA NASIL

CHP’de değişim rüzgarları esiyor. Tabiri caizse bu bir rüzgar değil, tsunami. Elbet tüm siyasi partilerde lider önemlidir, ancak sol partiler asıl olarak
kadrolarıyla yol alırlar. Sol partilerde öncelik
ideolojidir. Ancak örgütlenme modeli ve üye yapısı da en az ideoloji kadar önemlidir. Önemli olmalıdır. CHP’de beklenen değişim de sadece genel başkan ya da merkez yöneticilerini değişimi değil,
ideolojik alt yapıyı, parti programı ve tüzüğünü, örgüt yapısını ve yapılanmasını, üye profilini de
içine alan bir değişim olmalıdır.
“Yeni CHP” tanımlaması ve politikaları ile girilen seçimlerde başarılı olunamaması sonrası ülkemizde rejim değişti, ülkemiz tek adama teslim oldu. Buradan hareketle CHP’nde değişim zorunlu hale gelmiştir. CHP ideolojik olarak yeniden kurucu ayarlarına dönmelidir. Atatürk devrimlerini günümüzün sosyal demokrat anlayışı yanında Anadolu’nun tarihsel ve felsefi birikimiyle yorumlayan bir parti programı ivedilikle ortaya konmalıdır. CHP’nin kuruluşundan bugüne kadar koruduğu 6 Ok ilkelerinin hiçbiri diğerinden daha az önemli olmadığı gibi bu ülkeler çağdışı da değildir. 6 Ok CHP’nin ideolojisinin en kısa ifadesidir. Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik günümüzde de karşılığı olan kavramlardır. CHP sosyal demokrat bir parti olma yolunda kuruluşundan bu yana geliştirdiği ideolojik alt yapısına sahip çıkmalı, daha doğrusu yeniden hatırlamalıdır. Halka dokunan söylemleri, bu ilkeler doğrultusunda hayata geçirmelidir. Rahmetli Ecevit’in Ortanın Solu hareketi ile birlikte “Ne ezen, ne ezilen, insanca hakça bir düzen” sloganı bugün bile güncelliğini korumaktadır.
CHP 16 Nisan referandumu ve 26 Haziran seçimleri ile hayat bulan Tek Adam rejimine, ideolojik olarak cevap verecek bir tüzüğe ve eşitlik, özgürlük, laiklik, devrimcilik ve demokrasitemelindekutsal değerlere saygılı bir parti programı ile halkın karşısına çıkmalıdır. Türkiye’nin tüm temel sorunlarını bilmeli, bunlara ürettiği çözümler ile halka dokunmalı, onları heyecanlandırmalıdır.
***
Diğer yandan CHP seçmeni ile barışmalı, bir siyasi parti olarak üyelerini ve seçmenlerini yönlendirebilmelidir. Partili seçmenlerin her defasında (belki de haklı gerekçelerle) başka partilere oy verme davranışının önüne geçebilmelidir.
CHP seçmeninin bir bölümü sürekli olarak stratejik oy kullanmaya başlamıştır. Son seçimlerde HDP’nin baraj problemi olmasın diye HDP’ye oy vermektedir. Bunu 2011 seçimlerinde de yaşadık. CHP seçmeninin bir bölümü MHP baraj altında kalmasın diye MHP’ye de oy verdi. CHP ve seçmeni demokrasiden yana tavır alarak ülkenin çimentosu olduğunu her defasında göstermekte, üzerine düşeni yurttaşlık bilinciyle yerine getirmektedir. Ancak her seçimde “Demokrasi kazanmakta, CHP kan kaybetmektedir” CHP gerçek demokrasinin ancak CHP iktidarında yaşanabileceğini seçmenine anlatabilmelidir.
Türk siyasetinin önemli figürlerinden Osman Bölükbaşı’nın seçimlerde kendisini sürekli olarak alkışlayan ve lehine tezahürat yapan ancak sandıkta oyunu başka partilere veren seçmene yönelik olarak söylediği pek çok nükteli söz aslında CHP’nin bugünkü halini de tanımlamaktadır.
“Ben bu milleti severim. Bilirim ki bu millet de beni sever. İkimizin hali, birbirimizi sevip de evlenemeyen kızın kaderine benziyor.”
“Bizim kümeste tavuk çok ama hep başkalarının folluğuna yumurtluyorlar.”
Son Söz; “Partinin güttüğü bütün esaslar, Kemâlizm prensipleridir.” 1935 Parti Programı

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER