Davutoğlu'ndan 'dayı' vefası – Kocatepe Gazetesi

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Afyonkarahisarlı hemşehrimiz eşi Sare Davutoğlu’nun dayısı Hüseyin Kundak’ın cenaze törenine katıldı. Sare Davutoğlu’nun dayısı merhum Hüseyin Kundak 9 Ocak 2016 tarihinde Gazeteniz Kocatepe’ye ailesi ile ilgili bilgiler vermişti. Sare Davutoğlu’nun annesi, kendisinin kız kardeşi Refia Hanım ve ailesinin geçmişi ile ilgili bilgiler veren Hüseyin Kundak, Üçlerkayası (eski adıyla Leğen) köyüyle olan bağlarını da anlatmıştı. Gazeteniz Kocatepe’de 9 Ocak 2016’da yayınlanan haberde şu bilgilere yer verilmişti:
Kundak ailesinin büyük dedesi olan Kolağası Kundakçıbaşı Halil İbrahim Ağa’nın, Gedik Ahmet Paşa’nın ordusunda görevli bir Osmanlı askeri olduğunu ve Gedik Ahmet Paşa ile birlikte Afyonkarahisar’a geldiklerinde emeklilik için Paşa’dan izin istediğini anlatan Hüseyin Kundak şunları söyledi: “Dedemiz 1470’li yıllarda orduyla birlikte geldiği Afyonkarahisar’da Gedik Ahmet Paşa’dan emeklilik için müsaade aldığında, eline geçen maddi birikimiyle Afyonkarahisar’a yerleşmiş ve Yemeniciler Çarşısı’nda 8-10 dükkanı satın almış. Bugünkü tabiriyle kıdemli yüzbaşı diyebileceğimiz Kolağası Kundakçıbaşı Halil İbrahim Ağa dedemizin kökünün Malatya’ya dayandığı ve 1700’lü yıllara kadar gelen soyağacımızı biliyoruz. Ancak secere kaydımız aile içerisinde kaybolduğundan net tarihleri veremiyoruz. 1470’li yıllardaki Halil İbrahim Dedemizden sonra onun soyu Halil İbrahim oğlu Ahmet, Ahmet oğlu Halil İbrahim şeklinde devam edegelmiş. 1700’lü yıllarda benim dedem olan Halil İbrahim Ağa, İstanbul’da askerlik yaparken Afyonkarahisar’ın Leğen (Üçlerkayası) ve hemen yanındaki Doğaslan Köyünden iki asker arkadaşı edinmiş. Askerlik sona erdikten sonra dedem ile çok samimi olan arkadaşları, dostluklarının sürmesi için hayvancılık konusunda ortakçılık yapmaya başlamışlar. Leğen Köyünde dedemin ortaklığında koyunculuk yapılırken, birkaç tarla alınmış. Bu tarla alımlarını yeni tarla alımları izlemiş ve orada ailemizin büyük bir çiftliği oluşmuş. Bizim çocukluğumuz da tatil dönemlerinde o köyde geçti. 1952’de dedemiz vefat ettikten sonra ailemizin Üçlerkayası’na ilgisi azalmış olsa da biz oradan hiç kopmadık. Daha önce Üçlerkayası’nda bir cami yapmak bizlere nasip olduktan sonra bir de Kur’an Kursu yaptırmak istedik. Sare Hanım’ın büyük destekleri ile Kur’an Kursumuz da tamamlandı ve oraya benim kız kardeşim, Sare Hanım’ın annesi merhum Refia Hanım’ın ismini verdik. Sare Hanım’ın babasının ailesi de Şeyh Veli Efendi ailesidir. Çok muhterem bir ailedir. Amcaları Dr. Kamil Bey, Salih Bey ile Bahattin beyleri kaybettik ne yazık ki. Babası Hulusi Misge hayattadır. İstanbul’da ikamet ediyorlar. Yarın Kur’an Kursu binamızı Sare Hanım’ın katılımları ile açacağız inşallah. Ailece geride eser bırakmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”