'Cumhurbaşkanının asgari ücret jesti merakla bekleniyor'

SP Merkez İlçe Başkan Yardımcısı Erhan Akpınar, asgari ücrette hedefin açlık değil, yoksulluk sınırı olması gerektiğini söyledi. Akpınar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı ‘Jest’i de merakla beklediklerini açıkladı

Saadet Partisi (SP) Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkan Yardımcısı Erhan Akpınar dün öğlen partide basın toplantısı düzenledi. Toplantıda partililerde hazır bulundu.
“1 MİLYON 163 BİN TL’LİK
HARCAMAYA TEPKİ”
SP Merkez İlçe Başkan Yardımcısı Erhan Akpınar, vatanın müdafaası ve gelecek için, yiyecek, giyecek hesabı yapmadan tereddüt etmeden çıktıkları yolda, kurşun dahi atamadan, kahramanca bir surette şehadet şerbeti içen Sarıkamış Harekâtı şehitlerimizi rahmet ve minnetle andı. Önceki gün toprağa verilen iki şehidimize de Allah’tan rahmet dileyen Akpınar, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın düzenlediği Genç Müslüman Kadınlar İçin Liderlik Programı’na toplam 1 milyon 163 bin TL harcandığı programa, 50 kişi katıldığı belirtilmiştir. Bakanlık ise yaptığı açıklamada 50 kişi değil 130 kişi katılmıştır diyor ve birkaç ayrıntı daha veriyor. Ödenen paranın rakamını doğruluyor. İnsanlarımız ekonomik sıkıntılarının had safhada olduğu böyle bir dönemde yapılan bu harcama, doğal olarak tepkilere neden oluyor.” dedi.
“BAKANLIKTAN ŞEFFAF AÇIKLAMA BEKLENTİSİ”
Akpınar, Genç Müslüman Kadınlar İçin Liderlik Programı ile ilgili olarak israf ve lüksün tavan yaptığı, yandaşların zengin edildiği bir dönemde bu harcamanın insanları rahatsız ettiğini belirterek, “Bizim tavsiyemiz bu konudaki şüpheleri gidermek için, bakanlığın yapılan faaliyetleri ve programı, katılan kişileri vs harcamaları şeffaf bir şekilde açıklamalı, insanımızın aklındaki soru işaretlerini gidermelidir. Halkımızın ekonomik anlamda hayat mücadelesi verirken, yukarıdakilerin keyif sürdüğü imajı verilmemelidir.” diye konuştu.
“YENİ ŞEKER FABRİKALARI KURULMALI”
Türkiye’nin, Rusya’dan tarihinde ilk kez şeker ithal ettiğini dile getiren Akpınar, “Kasım ayında yapılan bu ithalat miktar bazında bin 400 ton çok düşük bir rakam olsa da pancar ülkesi olan Türkiye’nin, Rusya’dan şeker ithal etmesi acınacak bir durum. Üretim maliyetinin bizden daha yüksek olmasına rağmen Rusya bize şeker satabiliyor. Pes doğrusu. İktidarın kendini savunmaya değil, iki elini başına koyup düşünmesi gerekir. Neymiş efendim, iç piyasaya değil yurt dışına ihraç için alıyorlarmış. İyi de ihraç etme imkânımız varsa neden biz üretmiyoruz? Destekleyin çiftçiyi kendimiz üretip, kendimiz ihraç edelim. Ancak tam tersi politikalar uygulamanız nedeniyle şeker üretimimiz her geçen yıl düşüyor. Türkiye’de şeker pancarı üretilen tarım alanları ve alınan ürün miktarı, 20 sene önceye göre hayli geriledi. Özelleştirilen şeker fabrikaları ile birlikte çiftçinin üretimden uzaklaşması neticesinde; TÜİK verilerine göre, 1998’de 500 bin hektarda 22,3 milyon ton şeker pancarı üretilirken, 2018’de 310 bin hektarlık bir alanda 18,5 milyon ton üretim yapıldı. Yaklaşık 4 milyon ton şeker pancarı daha az üretildi. 20 senede hem üretim alanları, hem de üretim düştü. Buna karşın hala şeker fabrikalarını satmayı düşünüyoruz. Devlet üretimden elini çekmeli diyerek şeker fabrikalarını satan, 50 milyon dolar bulamayız diyerek Tank Palet Fabrikasını devredenler, 500 milyon dolara simit sarayı almayı düşünebiliyorlar. Anlamak mümkün değil.” şeklinde konuştu.
“NEDEN SAKADAT İTHAL EDİYORUZ?”
Erhan Akpınar, şekerin dışında geçtiğimiz hafta, Türkiye’nin Sudan’dan 500 ton at, eşek ve katır eti ile ayrıca 500 ton at, eşek ve katırın da aralarında bulunduğu hayvanların sakatatlarına gümrük vergisi uygulanmadan ithal ettiğini belirtti. Akpınar, “Konu ile ilgili Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın cevaplandırması istemiyle soru önergesi veren SP Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, Sudan’dan 500 ton at, eşek ve katır eti ile ayrıca 500 ton at, eşek ve katırın da aralarında bulunduğu hayvanların sakatatlarının hangi amaçla ithal edildiğini sordu. İthal edilecek at, eşek ve katır etlerinin özel bir alanda ilaç, kimya sanayi v.b de kullanılacaksa ülkemizde bu ihtiyacı karşılamaya yetecek kadar hayvan mevcut değil midir? Sudan’dan ithal edilecek etler kasaplar ve marketlerde satışa sunulacak mıdır? Söz konusu etler kasap, market ve diğer reyonlarda satışa sunulacaksa bu etlerin türü ve menşei belirtilecek midir? Son bir yılda hangi ülkeden veya ülkelerden toplamda ne kadar at, eşek, katır ve domuz eti ithal edilmiştir? Bu sorulara cevap beklenmektedir.” dedi.
“ASGARİ ÜCRET İÇİN 2 BİN 578 TL MAKUL”
SP olarak asgari ücretin 2 bin 578 TL olmasını makul gördüklerini dile getiren Akpınar şunları söyledi: “Asgari ücrette hedefin açlık sınırı değil, yoksulluk sınırı olması gerektiğini her zaman söyledik. Bu da bu hedefin ilk adımı olarak düşünülmelidir. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımızın yapacağı ‘Jest’i de merakla bekliyoruz.”
“DERT KANAL İSTANBUL DEĞİL KALAN İSTANBUL”
Kanal İstanbul Projesinin ekonomik olarak getirisinin olmayacağını söyleyen Akpınar, “İktidar diyor ki boğazdan geçecek gemiler şimdi ücret ödemiyorlar. Kanal İstanbul yapılınca ücret ödeyecekmiş. Bedava geçmek dururken neden parayla geçsinler ki? Paralı geçişe ne mecbur edecek? Ayrıca Karadeniz’den gelecek bütün gemiler buradan geçse yine de maliyetini kurtarmadığını gösteren hesaplamalar var. Bir başka gerekçe olarak boğazda kaza oluyor, yalıya çarpıyor diyorlar. İstanbul Boğazı’nın en dar yeri 700 metre. Kanal İstanbul’un genişliği 150 metre. 150 metrede mi çarpma riski daha fazla yoksa 700 metrede mi? Ekonomik değil, karlı değil, kaza riskini azaltmıyor, ekolojik açıdan zararlı. Neden hala ısrar ediliyor. Bir tek açıklaması kalıyor, rant. Birileri o bölgedeki arsaları toplamışlar ve rant elde etmek istiyorlar. Biz ranta karşıyız. Rant elde etmeye çalışan Hans olsa da karşıyız, Hasan olsa da karşıyız. Amerikalı’ya da karşıyız, Katar’lıya da karşıyız. Bizim derdimiz ‘Kalan İstanbul’dur.” dedi. >> Burcu AYDIN’ın Haberi